
Neden her şeyin bir tarafı olmak zorunda? Neden hayat, durmadan bizi iki ucun arasında parçalanmaya zorluyor? Ya siyah ya beyaz. Ya doğru ya yanlış. Ya bizden ya onlardan. Oysa ben sadece var olmak istiyorum. Bir arada. Arada. Ama dünya, griye hiç yer bırakmıyor. Ortada durduğunda seni ezip geçiyorlar. Sadece kendi sesini duyurmak isteyenler, diğer tüm sesleri bastırıyor. Sanki düşünmenin, sorgulamanın, anlamaya çalışmanın bile suçu varmış gibi. Bir bayrağın altına girmelisin. Bir maske takmalısın. Kimliğini ya sağa ya sola yazdırmalısın. Yoksa siliniyorsun. Görünmez oluyorsun. Görünür olduğunda da, hedef. İnsanlar sorulara değil, sloganlara inanıyor artık. Fikirler değil, taraflar konuşuyor. Vicdanlar değil, kabileler karar veriyor. Ve en acısı da, haklı olmakla yalnız kalmak arasındaki uçurumda, herkes bir adım geri çekiliyor. Belki de dünyada en cesur şey, hiçbir tarafı seçmemek. Ya da en büyük delilik bu. Ama ben yine de arada kalmayı seçiyorum. Çünkü bazen gri olmak, en çok yanmak demek. Ve bazen, hiçbir tarafa ait olmamak, kendine ait olmanın tek yolu.
“DUYDUNUZ! Bundan sonra başına gelenlerden sen sorumlusun,” dedi. “Ve… bir daha Beyazıd’ın etrafında görürsem seni…”
Duraksadı. Bakışlarıma kilitlendi. İçinde bir şey vardı, gerçekten karanlık bir şey.
“Gül gibi olursun,” dedi. “Kaybolursun. Kimse nedenini sormaz bile.”
Kanım çekildi. Nefes almayı unuttum. Gül'ün adını onun ağzından duymak bu kadar kolay, bu kadar tehditkâr… ve bu kadar soğuk. Savaş artık sessiz değildi. Adımı söylemelerine gerek yoktu. Artık hedef bendim. Griydim. Ve gri olmanın bedeli sadece yalnızlık değildi.
Her şey şimdi başlıyordu.
Sena ne yapacak Ada'ya sizce?
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 41.3k Okunma |
3.22k Oy |
0 Takip |
80 Bölümlü Kitap |