
“Kısasta hayat vardır.”
Kur’an’daki bu ayeti küçükken duymuştum. Ne anlama geldiğini tam anlamamıştım ama şimdi işler değişmişti.
Birine yapılanın aynısını ona yapmak…
Adalet mi olurdu bu yoksa intikam mı?
Belki ikisi aynı anda mümkündü. Belki her zalimin bir zulmedeni olduğu gibi, her mazlumun da bir dönüm noktası olurdu. Belki ben… Tam o noktadaydım.
Ayağım eşiği geçerken kararlıydım. Ayak seslerim bile netti. Eve girdiğimde salonda oturan babama dönüp selam dahi vermeden konuştum.
“Beni dövüş kulübüne yazdır.”
Kaşları havalanarak bana baktı. İfadesi beni anlamaya çalıştığını gösteriyordu ama bir şey bulamıyordu.
“Sen istemiyordun hani? Ne değişti?”
Başımı iki yana salladım, iç geçirdim hafifçe. Açıklama yapmadım. Ne gerek vardı ki?
“Sadece yazdır,” dedim ve odama yöneldim. Arkamdan bir şey söyledi mi bilmiyordum. Kapıyı kapattım. Kendimle baş başaydım. Masama oturdum, ellerimi birbirine kenetledim. Son birkaç gündür olanlar, canıma tak etmişti artık. Hepsi gözümün önünden geçip gidiyordu. Ama bu kez hissettiğim şey öfke değil, dinginlikti. Aklımda net bir yol vardı artık. Ne yapacağımı biliyordum. Planlarımı birer birer düşünürken, dudaklarımın kıyısında ince bir gülümseme belirdi.
Çok hafifti. Ama içimdeki kaostan nasibini almış bir tebessümdü bu. O gece, uzun zamandır ilk kez rahat uyudum. Ve ertesi gün, dövüş kulübünün adresi cebimdeydi. Yola çıkmaya hazırdım. Kimseye ne yapacağımı söylemeye niyetim yoktu.
Söylemeye gerek de yoktu. Yaşatacaktım.
Dövüş sanatlarını biliyor musunuz? Ben karate öğrenmiştim küçükken
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 41.3k Okunma |
3.22k Oy |
0 Takip |
80 Bölümlü Kitap |