40. Bölüm

40. BÖLÜM - ÜÇ İSKENDER

🔥
artemiral

Videoya Beyazıd'ı koydumm. Sizce diğer karakterleri de koyayım mı? Sena, Umut vs gibi.

“Ben açım,” dedi Timur. Böylece ikimiz de aynı anda ona döndük. Sanki o an cümlesini altınla kaplatmış gibi bir havayla, elini karnına götürdü.
“Konuşmamız gerek. Ama ondan önce... bir İskender gömmemiz yok mu?”

Ne yani? Kafamda dönen bunca senaryodan sonra bu muydu giriş cümlemiz? Adana gömmek. Beyazıd göz devirdiğinde kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum. Timur'a ne olmuştu böyle? Aslında böyle biri miydi?

“Nereye gidiyoruz?” dedi Beyazıd kaderine razı olmuş bir şekilde.
“Efsane bir yere. Dayımın çıraklık yaptığı bir kebapçı,” dedi Timur.
Beyazıd homurdandı.

“Senin ailenin bir ferdi düzgün bir iş yapmış mıdır acaba?”

Timur sırıtarak cevap verdi. “Dayım çok düzgün biridir, sadece yirmi sekiz kere tutuklandı ama hep yanlış anlaşılmalardan.”

Yanlış anlaşılma? Dudağımın kenarı yukarı kıvrılmıştı. Ve işte biz üç yakın arkadaş gibi değil de yanlışlıkla aynı dizide figüran olmuş üç ayrı karakter gibi, aynı arabada yola çıktık. Timur'un motoru gibi arabası da simsiyahtı. Bu yaşta hem motoru hem son model arabası nasıl olabilir, aklım almıyordu. Ayrıca aynı arabada iki düşman yan yana oturuyordu. Ben de arkada kedi gibi sadece bekliyordum olacakları. Kebapçıya geldiğimizde içeride döner dönüyordu, ama daha fazla dönen bir şey varsa o da garsonun gözleriydi. İçeri girer girmez Timur ellerini iki yana açıp bağırdı.

“Ustam! Üç iskender! Hemen! Biri acılı, ikisi de...”

Timur'un yüzüne baktığımda sadece şiş bir elmacık kemiği görmüyordum. Sahte gülümsemesinin altında öfke, gizlenmiş bir hüzün de görüyordum. Hissediyordum bunu, çok derinden. Ama o hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam ediyordu. İskender söylüyordu. Gülüyordu. Bu kadar normal miydi sahiden her şey?

“Ben iskender istemedim ki?” dedim düşünmeyi bırakıp.
“Sus,” dedi kendinden emin bir şekilde. “Hayatını kurtarıyorum burada. Az sabret.”

Beyazıd sandalyesine otururken mendil aramaya başladı, sonra bana dönüp fısıldadı.
“Burası sağlık bakanlığı onaylı değil, değil mi?”
“Burası muhtemelen hiçbir bakanlık tarafından tanınmıyor,” dedim. Beyazıd'ın hayal kırıklığına uğrayan bakışına gülmeden edemedim.
Tam o sırada garson geldi. Kollarında üç tabak vardı, hepsi de İskender dolu.

“Şöyle çekilin de ciğerim, rahat rahat koyabileyim,” dedi garson. Beyazıd sandalyesini biraz geri itti. Timur ise çatala uzandı ama garson eline hafifçe vurdu.
“Daha sıcak, yağını da dökmedik, az sabret.”
Timur suratını buruşturdu.
“Daha ne kadar bekleyeceğiz, getir işte yağ mağ ne lazımsa?”

Garson ciddiyetle cevap verdi.

“Bu yağ öyle sıradan yağ değil. Dede yadigârıdır.”
Ben dayanamayıp güldüm. Beyazıd da omzunu silkti. Garson homurdana homurdana uzaklaştı. Timur ise arkasından gülerek “Dede yağımız bol olsun,” diye mırıldandı. Tam bu sırada iskenderimi çatalımla dürtmeye çalışıyordum ki Timur birden ciddileşti.

“Güldük eğlendik yeter,” dedi, çatalını bırakarak. “Bu masada bulunmak bile zor geliyor bana. Sizinle aynı ortamda olmaya tahammülüm yok ama... başımız büyük belada.”

Beyazıd gözlerini devirdi. “Şükür. Özüne döndü.”

“Maalesef,” dedi Timur, bana bakarak. “Sevgilin olduğum için senin de başın belada.”

Bir anda elimdeki çatal dondu. “Ne?”

“Ya işte, o gün kulübün önünde olanlar... Sevgili sandı ya Hako bizi.”

Hako. O ismi duyduğumda içime bir ürperti çöktü. “Kim bu Hako? Neden sizinle uğraşıyor?”

Timur ellerini birbirine kenetleyip masaya yaslandı. Ciddi bir ifadeyle konuştu bu sefer. “Babamın gençliğinde sağ koluymuş. Beyazıd’ın babasıyla da çalışmışlar. Ama bir noktada… fazlasını istemeye başlamış.”

Beyazıd da başını salladı. “Sonra işler bozulmuş.”

“Ne istiyor bizden?” dedim.

Timur dudak büktü. “Şimdilik bilmiyoruz. Ama mesajları açık. Okula kadar sızması, öğrencileri manipüle etmesi... Onlara belgeler imzalatıp tehdit etmesi. Hiç normal değil.”

Beyazıd söze girdi. “Timur’la aynı masaya oturuyorsam, kesin bir felaket yaklaşıyordur zaten. Bu çocuk bela mıknatısı.”

Timur da geri kalmadı. “Dikkat et de felaketin ben olmayayım.”

İkisini de aynı anda susturdum. “Yeter! Yani sizin yüzünüzden hem hayatım tehlikede hem boş boş laf dalaşı yapıyorsunuz hem de iskenderim soğuyor!”

İkisi de güldü. Bu tuhaflıklar, bu saçma sohbetler arasında... Ne işim vardı? Bilmiyordum. Belki de bu garip birliktelik, bu ‘zorunlu dostluk’ içinde bir dayanışma vardı. Gerçekten arkadaş olmamız gerekmiyordu. Lakin şu an, aynı masadaydık. Bu da yeterince önemliydi.

Timur “Bu dede yağımız da geldi,” deyip garsona gülmeye devam ederken, bir anlık sessizlik oldu. Hani kahkahaların ardından gelen, fark edilmeden çöken bir sessizlik vardır ya… İşte öyle bir şey. Masadaki üç çatalın durmasıyla birlikte, sadece dışarıdaki araba sesleri ve kebapçının televizyonundaki maç anlatımı kaldı arka planda.

Beyazıd ilk konuşan oldu.
“Peki şimdi ne olacak? Planın ne?”

Ciddi, hatta biraz tedirgindi. Bu hali garipti ama dürüst olacağım, alışmaya da başlamıştım. Timur gözlerini tabağına dikmişti.
“Ne olacağını bilmiyorum,” dedi. “Ama olacak. Bildiğimizde ona bir oyun oynayacağız.”

İçimde bir şeyin gerildiğini hissettim.
“Beni neden karıştırıyorlar bu işe? Sırf bizi sevgili sanıyorlar diye mi? Çok saçma.”
Sesim yükselmişti biraz. Belki sinirden, belki korkudan.

Timur gözlerini bana çevirdi.
“Sen bizimle birlikte görünüyorsun. Beyazıd’la da... beraber takılıyorsun. Okulda ortalık karışık. Biraz da senin yüzünden. Dengeleri bozuyorsun. Kim kimin yanında, kim kime düşman belli değil. Bu tip adamlarsa… her şeyden nem kapar. Özellikle zayıf noktalarımızı ararlar.”

Beyazıd bu sefer dudaklarını sıkarak konuştu.
“Yani seni kullanmak isteyebilirler, Ada. Ya bize zarar vermek için ya da seninle tehdit ederek, bizi yönlendirmek için.”

İçime koca bir taş oturdu.
“Ben… sadece tarafsız kalmak istemiştim,” dedim.
Timur gülümsedi. Ama buruk bir gülümseme.
“Burası tarafsızları sevmez, söylemediler mi sana?”

Boğazım düğümlendi. Evet… demişlerdi. Sena'nın sesi... “Burası gri kalpleri kabul etmez.”
Ben griydim. Tam ortadaydım. Ama şimdi her şey… kırmızıya dönüyordu. Tehlike gibi. Kan gibi.

Beyazıd devam etti.
“Babalarımız da onu gözden çıkarmış. Dışlamışlar. Hatta onun hakkında bir dosya hazırlandığını duymuştum ama son anda bir şeyler değişti. Adam ortadan kayboldu. Ta ki geçen yıla kadar.”

Timur başını salladı.
“Geri döndü. Artık daha organize. Daha güçlü. Daha tehlikeli.''

Beyazıd araya girdi.
“Ve biz ne zaman dirensek… İstediklerini yapmasak ya bir tehdit geliyor ya bir kaza yaşanıyor. Planlanmış bir kaza.”

Bir an içime korku doldu.
“Peki Gül… onunla bir bağlantısı var mıydı?”
Beyazıd’la Timur birbirlerine baktılar. Ardından gözleri bana kilitlendi. Timur fısıldar gibi sordu.
“Sen… Gül’ü nereden biliyorsun?”

Bir an içimden her şeyi anlatmak geçti. O fotoğraf. O not. Ama söyleyemedim.
“Adını duydum sadece,” dedim yavaşça. “Okulda.”

İkisi de sus pus oldu.
Sonra Beyazıd, masaya biraz daha eğildi.
“Gül... Onunla Hako'nun bir bağlantısı vardı. Ama ne olduğunu asla öğrenemedik. Sadece… Gül kaybolduğunda da Hako ortalıktaydı.”

Timur’un sesi karardı, en az bakışları kadar.
“Ve ondan sonra... her şey değişti.”

Bir süre kimse konuşmadı. İskender soğumuştu. Dede yağı bile artık parlamıyordu.
“Ne yapacağız?” dedim en sonunda.
Timur başını kaldırdı.
“Önce bilgi toplayacağız. Sonra da… birlikte hareket edeceğiz.”

Beyazıd homurdandı.
“Birlikte mi?”
Timur omzunu silkti.
“Sana bayıldığımdan değil. Başka şansımız yok.”
Sonra bana döndü.
“Senin de Ada. Artık bu işin içindesin.”

Birden öylece kalakaldım. Ben… sadece orta yolu seçmeye çalışmıştım. Ama artık o yolun sonu görünmüyordu. Ruhum huzursuzlanmaya başladı.
Korku.
Ve bir garip merak ile.

Beni takip etmeyi, beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın lütfen. Emeğime küçük bir armağan gibi düşünün

Bölüm : 28.07.2025 22:30 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
🔥 / Yasak Oyun (TAMAMLANDI) / 40. BÖLÜM - ÜÇ İSKENDER
🔥
Yasak Oyun (TAMAMLANDI)

41.3k Okunma

3.22k Oy

0 Takip
80
Bölümlü Kitap
1. BÖLÜM - OKUL2. BÖLÜM- İLK TEMAS3. BÖLÜM - BEŞ KURAL4. BÖLÜM - SEÇİLEN5. BÖLÜM - TESADÜF YOK6. BÖLÜM - KIRMIZI PENCERE7. BÖLÜM - KAN RENGİ8. BÖLÜM - BİR BAKIŞ9. BÖLÜM - BUZ PARÇASI10. BÖLÜM - PARTİ11. BÖLÜM - GEÇMİŞİN YÜKÜ12. BÖLÜM - UCUZ NUMARALAR13. BÖLÜM - İYİ OL14. BÖLÜM - TARAFSIZ15. BÖLÜM - GRİ16. BÖLÜM - NET CEVAP17. BÖLÜM - KIZIL HAVUZ18. BÖLÜM - GÜLÜMSE ADA19. BÖLÜM - EZİK20. BÖLÜM - DÖVÜŞ KULÜBÜ21. BÖLÜM - ZAAF22. BÖLÜM - ACININ ÇOCUĞU23. BÖLÜM - RİNG24. BÖLÜM - DOKUNMADIM SANA25. BÖLÜM - YENGE26. BÖLÜM - DANS ET27. BÖLÜM - UZAK DURUN28. BÖLÜM - SARIL BANA29. BÖLÜM - ABİ30. BÖLÜM - GERÇEK31. BÖLÜM - RESİM ATÖLYESİ32. BÖLÜM - ÇIĞLIK33. BÖLÜM - BENİM SAHNEM34. BÖLÜM - 12/D35. BÖLÜM - SADECE ARKADAŞ36. BÖLÜM - DELİSİN SEN37. BÖLÜM - EFSANE38. BÖLÜM - KARANLIK ADAMLAR39. BÖLÜM - ARKADAŞLARIM40. BÖLÜM - ÜÇ İSKENDER41. BÖLÜM - SIFIR42. BÖLÜM - TUZAK43. BÖLÜM - KÜL44. BÖLÜM - ADRES45. BÖLÜM - CD46. BÖLÜM - ÖNCE VE SONRA47. BÖLÜM - YUMRUK48. BÖLÜM - BUÇUK49. BÖLÜM - YARDIM EDİN50. BÖLÜM - NOT51. BÖLÜM - CAMİİ52. BÖLÜM - TOKAT53. BÖLÜM - YOYO54. BÖLÜM - ÇEKİ DÜZEN55. BÖLÜM - HAYATİ GÜVENCE56. BÖLÜM - YENİ DENGE57. BÖLÜM - GÜZELLİK58. BÖLÜM - RANCH SOS59. BÖLÜM - UFAKLIK60. BÖLÜM - FERYAT61. BÖLÜM - YARIŞ62. BÖLÜM - KAÇIŞ63. BÖLÜM - ÇILGIN ŞEY64. BÖLÜM - YENİ MEKAN65. BÖLÜM - KROKİ66. BÖLÜM - SEVGİLİ67. BÖLÜM - MARKET68. BÖLÜM - DAVET69. BÖLÜM - MİSAFİR70. BÖLÜM - YARA71. BÖLÜM - NORMAL72. BÖLÜM - HACKER73. BÖLÜM - İLK74. BÖLÜM - ANTRENMAN75. BÖLÜM - YILDIZ76. BÖLÜM - BUSE77. BÖLÜM - MORLUK78.BÖLÜM - PEÇETE79. BÖLÜM - İTİRAFFİNAL
Hikayeyi Paylaş
Loading...