54. Bölüm

54. BÖLÜM - ÇEKİ DÜZEN

🔥
artemiral

Beyazıd beni göğsünde tutmaya devam ederken başını eğdi. Saçlarından dudağına düşen birkaç tutamı gözlerime ilişti. Tam yüzüne bakabildim; gözleri içimde bir yerlerde kırılmışlığımı görmek ister gibiydi. Bir süre göz göze kaldık. Sonra kelimelerini özenle seçerek sordu.

“Sana bunu kim yaptı?”

Sadece hıçkırarak ağladım. Boğazımda bir yumru, kelimelerim henüz doğmamış tek cümleydi. İçimdeki her şey tek bir kırılma anına sıkışmıştı. Bir nebze sakinleşmemi bekleyen Beyazıd, kulağıma eğildi ve yeniden kolları arasına aldı beni. “Tamam, tamam… Şşşşhh,” dedi, gözlerinde o koruma isteği, aynı zamanda çaresizlik de vardı. Bana sarılı kalmaya devam etti.

“Onlara göstereceğim.”

Fısıldadı. Sanki dünya dursa bile bu cümleyi sarf etmekte kararlıydı. Gönülden inanıyordu. Ama neyi gösterecekti? Gücünü mü, öfkesini mi, intikamını mı? Aniden öfkem tekrar alev aldı. Geri çekildim kollarından, onu sertçe ittiğimde yüzü dondu.

“Kime ne göstereceksin?!” dedim. Sesim titremiyordu. “Bıktım senin, beni yalandan koruma çabalarından! Hepsi senin yüzünden oluyor zaten! Sen etrafımdasın diye!”

Sözcüklerim kırıcıydı. Biliyorum, kulağındakiler ağrıtmıştı canını. Ama içimdeki ağırlığı atacak, o gülümseyişin ardında saklı “yeterince güçlüsün” mesajının da kırılmasını istiyordum. Beyazıd şaşırmıştı. Bana bakarken dudaklarını araladı ama bir kelime çıkmadı. Sesini bulmaya çalıştı.

“Nasıl?” dedi sadece. Gözlerinde bir parça kırılma, bir parça endişe vardı ama anlayamamış gibiydi. “Nasıl yani?”

Boğazımda dolaşan bir cümle vardı: “Sena senden hoşlanıyor,” ama söyleyemiyordum. Belki henüz anlayamamıştı. Belki dile vermek istemiyordu. Yüzüm soğuk buz gibi oldu onun sessizliğinde. Bir adım geri çekildim.

“Çekil önümden,” dedim, kalbimin kırık bir parça uğultusuyla. Soğuk bir komuttu ama içinde umutsuzluk vardı. Tüm bu olanların ardında bir anlık sarsıntı… sanki beni bir kez daha silkelemişti. Beyazıd bir süre sessiz kaldı, bakışları metcezirli deniz kıyısında gibi dalgalandı. Sonra orada durdu. Yüzünden biriken duyguları hissedebiliyordum; ben ise emin adımlarla oradan uzaklaştım. Kendimi revirin kapısına zor attım. İçeri girip kapıyı sessizce kapattım. Filan adamın doktoru, hemşiresi… Kim vardıysa, beni durdurmadı. Sadece boş bir oda, bir sedye ve hâlâ yürüyebilen ben vardım. Bitkin düştüm, bir çöl savaşından kurtulmuş gibi. Bir sandığa sıkışmış sıcaklık içime çöktü. Hemşire girdi içeri, beni görünce gözleri büyüdü.

“Ne oldu sana?” dedi tedirgin bir sesle ama aynı zamanda şaşkınlıkla. Ağzımı açamadım. Sadece boğazımı temizledim. Sonra hâlâ oturuyormuş gibi ayağa kalktım; ellerim titriyordu. Masanın üzerinde parlak metal bir makas vardı. Bir işaret bekliyordu sanki. Ama ne bekleme… Yapışkanlı saçımı tutarak gördüğüm yapışkan tortusunu mide bulantısıyla izledim. Saçlarımdaki yapışkan, kolumdaki kan… hepsi benim kabul etmeye bile korktuğum bir gerçekti. O makası alıp dikkatlice kıyıma doğru yaklaşmasını bekledim.

“Yapışkan mı var saçında? Nasıl oldu bu?”

Başımı sadece evet der gibi salladım. Birden makası aldım. Tek bir hamlede kestim. Saçım… yarısı yere düştü. Bir parça kim beni görüyor diye utandım; ama ardından bir rahatlama dalgası yayıldı içime. Aynanın karşısında tıpkı kendine küsmüş bir insan gibi bakıyordum. Saçımda boşluk vardı, ama o boşlukta bir nefes aldı içime… yeniden var olduğum şeyi hissedebiliyordum. Hemşire şaşkındı. Daha fazla bir şey demedi. Sandalyeye oturmamı söyledi. Ama dizlerim hâlâ titriyordu. Her nefeste kolumdaki sargının altındaki kırmızı taze yara acımı hatırlatıyordu.

Gözyaşlarım hâlâ… birikiyordu. Ama bu sefer kontrolsüz değildi. Kırılmanın öfke sonrası kalan kısmıydı; kendini ifade edemeyen bir yürek çığlığı. Yerdeki saçlarıma takıldı gözlerim. Saydam sıvıyla birleşmiş, kalıp gibi duran. Ve ben orada oturuyordum. Mağlup olmuş değildim; sadece yer yer kanıyor, yer yer susuyordum. Ama göz pınarlarımda akan yaşlar, gücümün değil yalnızlığımın çağrısıydı.

Kendi öfkemde, kendi çaresizliğimde tuzaklandı. Hemşire kolumdaki bandajı yeniledi; o kadar soğuktu ki temas ettiğinde acıyı yeniden hatırladım ama derinliklerimde titrek bir hissizlik vardı artık. Yapışkanlı saçlarım kesilmişti. Gözyaşlarım hâlâ sıcak ama sanki içimde hiçbir şey yokmuş gibi hissediyordum. Revirden çıkarken, kendimi içimde bir boşluk açılmış gibi hissettim. Koridora çıktığımda kimseler yok gibiydi. Adımlarım mekanik, yüreğim boş bir kutu gibi. Sıkıntılı duvarların arasında nefessiz ilerledim. Sesim hâlâ tıkanık, beynim hâlâ çelişki içinde titreşiyordu. Sınıf kapısına yaklaştığımda peşimden fısıltılar yükseldi.

“Saçlarına bak...”
“Yaralı da hâlâ…”

Kısacık bakışlardan herkesin aklında o görüntünün kaldığını biliyordum. Ve ben… o görüntüyü beni ben yapan çekirdeğe dönüştürmek zorundaydım. Sadece bir adım içeri girip, “Ada” olarak kalmalıydım. Ama içimdeki odada yangın hâlâ yanıyordu. Kapı yavaşça açıldı. İçeri girdiğimde birkaç kızın o narin yüzleri şaşkınlıkla kıvrıldı, kısa bir sessizlik oldu. Hatta birkaç erkek sırayla içeri baktı, bir iki tanesi gülümsedi. Sonra biri: “Çirkindi... şimdi daha da çirkinleşmiş,” diye mırıldandı. O an bir tufan gibi doldu içim. Titreyen, donmuş göl kadar sessizdim ama kalbimde bir volkan patladı. Duraksadım. Gözlerimi kapattım. Nefesimi içime çekip dışarı attım. Bu ortamı, bu bakışları değiştirecek adam edecek biri olmalıydı. Ve o ben olacaktım.

Bir hamleyle dönüp arkasındaki çocuğa baktım. Gülümsüyordu ama bu gülüşte küçümseme vardı. Hiç sözel davranmadı ama sadece o bakış... içimdeki buzları sivrileştirdi. Tek hamlede yumruğu savurdum. Ne düşünce ne süzgeç, sadece içimdeki öfkeydi. Yumruk indi suratına. Çocuk sendeledi. Burnunu tutarak geri çekildi. Parmaklarının arasından kan sızıyordu. Kan, o damla, içimde bir yıldırım gibi çarptı. Gözlerime bir dalga indi. Millet şoktaydı. Kimse hareket edemedi. Ben hâlâ öfkeyle donmuş gibi duruyordum. Tekrar nefes aldım. Ağır, kararlı. Herkese bakış attım.

“Bundan sonra herkes hareketlerine çeki düzen versin!” dedim. Sesim güçlüydü, resmen kükrüyordum. “Yoksa canınızı yakarım!”

Kelimeler bir direnç manifestosuydu. İçimdeki kırılmayı, kırılmışlığımı silmeye yetecek bir çıplaklıkta... dikkatli, hızlı.

'Neden böylesiniz? Neden bu kadar acımasızsınız? İnsan mısınız siz?' diye bağırmak istedim. Gözlerim tüm sınıfa yayıldı. Gülüşleri, pısırık bakışları, küçük düşürme tripleri... hepsi o bakışla durdu. Sadece yaşananları izleyen değil, yön veren bir kişi olarak… orası benim de parçamdı artık. Sınıftan ayrıldım. Gerek yoktu geride kalmaya. Başımı eğdim. Ellerim titriyordu ama içim... ilk defa güçlü hissediyordu. Kendi gölgesinden korkmak yerine… gölgemi büyütmek istiyordum. Ve bu, ilk adımdı.

Haklı mı Ada sizce? Siz onun yerinde olsaydınız aynısı mı yapardınız?

Bölüm : 02.08.2025 11:23 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
🔥 / Yasak Oyun (TAMAMLANDI) / 54. BÖLÜM - ÇEKİ DÜZEN
🔥
Yasak Oyun (TAMAMLANDI)

41.3k Okunma

3.22k Oy

0 Takip
80
Bölümlü Kitap
1. BÖLÜM - OKUL2. BÖLÜM- İLK TEMAS3. BÖLÜM - BEŞ KURAL4. BÖLÜM - SEÇİLEN5. BÖLÜM - TESADÜF YOK6. BÖLÜM - KIRMIZI PENCERE7. BÖLÜM - KAN RENGİ8. BÖLÜM - BİR BAKIŞ9. BÖLÜM - BUZ PARÇASI10. BÖLÜM - PARTİ11. BÖLÜM - GEÇMİŞİN YÜKÜ12. BÖLÜM - UCUZ NUMARALAR13. BÖLÜM - İYİ OL14. BÖLÜM - TARAFSIZ15. BÖLÜM - GRİ16. BÖLÜM - NET CEVAP17. BÖLÜM - KIZIL HAVUZ18. BÖLÜM - GÜLÜMSE ADA19. BÖLÜM - EZİK20. BÖLÜM - DÖVÜŞ KULÜBÜ21. BÖLÜM - ZAAF22. BÖLÜM - ACININ ÇOCUĞU23. BÖLÜM - RİNG24. BÖLÜM - DOKUNMADIM SANA25. BÖLÜM - YENGE26. BÖLÜM - DANS ET27. BÖLÜM - UZAK DURUN28. BÖLÜM - SARIL BANA29. BÖLÜM - ABİ30. BÖLÜM - GERÇEK31. BÖLÜM - RESİM ATÖLYESİ32. BÖLÜM - ÇIĞLIK33. BÖLÜM - BENİM SAHNEM34. BÖLÜM - 12/D35. BÖLÜM - SADECE ARKADAŞ36. BÖLÜM - DELİSİN SEN37. BÖLÜM - EFSANE38. BÖLÜM - KARANLIK ADAMLAR39. BÖLÜM - ARKADAŞLARIM40. BÖLÜM - ÜÇ İSKENDER41. BÖLÜM - SIFIR42. BÖLÜM - TUZAK43. BÖLÜM - KÜL44. BÖLÜM - ADRES45. BÖLÜM - CD46. BÖLÜM - ÖNCE VE SONRA47. BÖLÜM - YUMRUK48. BÖLÜM - BUÇUK49. BÖLÜM - YARDIM EDİN50. BÖLÜM - NOT51. BÖLÜM - CAMİİ52. BÖLÜM - TOKAT53. BÖLÜM - YOYO54. BÖLÜM - ÇEKİ DÜZEN55. BÖLÜM - HAYATİ GÜVENCE56. BÖLÜM - YENİ DENGE57. BÖLÜM - GÜZELLİK58. BÖLÜM - RANCH SOS59. BÖLÜM - UFAKLIK60. BÖLÜM - FERYAT61. BÖLÜM - YARIŞ62. BÖLÜM - KAÇIŞ63. BÖLÜM - ÇILGIN ŞEY64. BÖLÜM - YENİ MEKAN65. BÖLÜM - KROKİ66. BÖLÜM - SEVGİLİ67. BÖLÜM - MARKET68. BÖLÜM - DAVET69. BÖLÜM - MİSAFİR70. BÖLÜM - YARA71. BÖLÜM - NORMAL72. BÖLÜM - HACKER73. BÖLÜM - İLK74. BÖLÜM - ANTRENMAN75. BÖLÜM - YILDIZ76. BÖLÜM - BUSE77. BÖLÜM - MORLUK78.BÖLÜM - PEÇETE79. BÖLÜM - İTİRAFFİNAL
Hikayeyi Paylaş
Loading...