76. Bölüm

76. BÖLÜM - BUSE

🔥
artemiral

Yukarı çıktığımızda Merve ve Nejdet dışarıdan bir şeyler sipariş ettiklerini söylediler. Siparişler geldiğinde, Nejdet hemen kutuları sehpaya yaydı. Merve “Hadi salona geçelim, orada daha rahat yeriz,” dedi. Hep beraber kanepeye yerleştik, kutular açıldı, mis gibi kokular yayıldı. Hamburger sipariş etmişlerdi.

Merve, hamburgerini eline alıp Timur’a dönüp gülümsedi.
''Ee, nasıldı hocası Ada? Çabuk öğreniyor mu?''

Timur göz ucuyla bana bakıp hafif gülümsedi.
''Bir gün hepimizden iyi olursa şaşırmayın,'' dedi. Ben de gülümsedim. Boğazımı temizledim, elimdeki şişeyi masaya koyup derin bir nefes aldım.
''Gerçekten… teşekkür ederim. Yani, hepinizin desteği olmasa böyle olmazdı.''.

Bir an durdum, gözlerim hepsinde dolaştı. Gülerek devam ettim:
''Şimdi geriye dönüp bakınca, ilk günkü halimle şimdiki halim arasında dağlar kadar fark var. O yüzden… gerçekten minnettarım. Bazen kelimeler yetmiyor ya, işte öyle bir his.''

O an Merve yemeği bıraktı, “Yaa…” dedi ve bana sarıldı. Sıcak, sımsıkı bir sarılmaydı.
''Sen zaten çok tatlısın, buraya ışık gibi geldin.''
''Işık falan bilmem ama, en azından artık karanlıkta tek başıma yürümüyorum,'' dedim şakayla karışık.

Nejdet “Kıskanıyorum ama!” diye gülünce hepimiz güldük. Yemekler biraz soğumuştu ama sohbetimiz sıcaktı. O an anladım ki… bu insanlar artık sadece “tanıdıklarım” değil, hayatımın içinde yer eden kişiler olmuştu. Ve içimden, “İyi ki buradayım,” dedim.

Nejdet içeceğini bitirdiğinde cam şişeyi masanın ortasında salladı.
“Doğruluk cesaret oynayalım mı?”

Merve’nin gözleri parladı, ellerini hızla birbirine çırptı.
“Evet oynayalım! Ama oyunbozanlık yapmak yok, tamam mı?”

Henüz ağzımı açmamıştım, gözlerim kendiliğinden Timur’a kaydı. O da bana bakıp gülümsedi.
“E oynayalım hadi.”

Nejdet yere oturarak ''Açılın biraz,'' dedi. Biraz daha birbirimizden uzaklaşıp sehpaya yanaştık, şişeyi ortaya yerleştirdik. İlk çevirme hakkı Nejdet’teydi. Cam şişe dönmeye başladı; parıltısı ışıkta dönerek hepimizin yüzünden yansıdı. Yavaşladı, durdu. Ucu Merve’yi gösterdi.

“Doğruluk mu, cesaret mi?”
“Doğruluk.”

Nejdet hafifçe gülümsedi.
“Tamam… En son ne zaman ağladın ve neden?”

Merve’nin gülüşü hafifçe soldu.
“Geçen hafta… Annemle telefonda konuştuk. Aramız biraz gergindi. Sesini özlemişim ama konuşma kötü bitti. Kapattıktan sonra birden boşluğa düştüm.”

Kısa bir sessizlik oldu. Timur başını eğerek, “Bazen aile… insanın en sevdiği ama en çok yaralayan yeri oluyor,” dedi. Sözleri hepimizin içine oturdu.

Sıra Merve’deydi, şişeyi çevirdi. Bu kez ucu bana döndü.
“Doğruluk mu, cesaret mi Ada?”
“Doğruluk.”

“En çok neyi özlüyorsun?”

Boğazımda bir düğüm oluştu.
“Babamı... Hiç yaşayamadığım o baba kız ilişkisini. Aramızda koca bir mesafe var. Garip ama... beni sevişini, gülüşünü, şefkatini çok özlüyorum.”

Ortam yeniden sessizleşmişti. Boğazım düğümleniyordu. Yutkunup bakışlarımı indirdim. Çevirme sırası bendeydi. Şişe tekrar döndü, bu kez Timur’a geldi. Ben sormadan cevapladı.
“Doğruluk.”

Kimse cesaret diyemiyordu sanırım. Boğazımı temizledim.
“O zaman seni hâlâ üzen bir şeyi anlat.”

Timur’un bakışları boşluğa kaydı. Hiçbirimize bakmadı. Bakışları dışarıyı seyrederken dudaklarını araladı.
“Babam… annemi çok severdi ama öfkesini hiç kontrol edemezdi. O kavgalar… Bağırışlar, kırılan rakı bardakları... Her gece. Her gün! Annem artık dayanamıyordu. Sonra... Sonra annem gitti. Terk etti bizi bir gece. Babamı da beni de bırakıp gitti. Beni neden bıraktı, o çocuk yaşta benim suçum neydi bilmiyorum. Bir daha hiç dönmedi. Bazen yüzünü hatırlayamıyorum ama kokusu...”

Onu ilk defa böyle görüyordum. Hatta hepimiz. O güçlü, umursamaz, her şeyle dalga geçen Timur gitmiş yerini yaralarını saramayan küçücük bir çocuk gelmişti. Dayanamadım. Gözümden usulca bir yaş süzüldü. Hemen sildim. Kimseyle göz teması kurmak istememiştim. Zaten herkes dağılmıştı. Nejdet ve Merve'nin yüzü dahi düşmüştü. Beyazıd ise bakışlarını yere indirmişti.

Oyun devam ettikçe sanki aramıza görünmez bir bağ örülüyor, yaralarımız bizi daha da yakınlaştırıyordu.

Bir turda Nejdet “Doğruluk” dediğinde, Timur ona sordu.
“En büyük pişmanlığın ne?”
“Kardeşimle küs ayrılmak. Barışamadan gitti… İnsan sanıyor ki vakti var ama yokmuş.”

Havadaki ağırlık, kelimelerden daha gürültülüydü. Ne ağır yaralar almıştık. Tam herkes ağır konuşmalardan sıyrılıp susmaya başlamıştı ki, Timur aniden ellerini havaya kaldırdı.
“Yeter, iyice drama bağladık! Biri cesaret desin artık!”

Gülüşmeler oldu. Nejdet şişeyi tuttu, hızlıca çevirdi. Cam şişe dönerken ışık altında pırıl pırıl yansıyordu. Sanki bizim bakışlarımızı içine çekip, içinde gezdiriyordu. Yavaşladı, durdu. Ucu Beyazıd’ı gösterdi.

“Doğruluk mu, cesaret mi?” diye sordu Nejdet.
“Cesaret,” dedi Beyazıd, belli belirsiz bir gülümsemeyle.

Nejdet’in dudak kenarı kıvrıldı. “O zaman… Ada’yı öp.”

O an içimde bir şey yerinden oynadı. Düşüncelerim karmakarışık oldu. Gözlerim istemsizce Timur’a kaydı. Onun kaşları hafifçe çatılmıştı, bakışlarında anlamını çözemediğim bir sertlik vardı. Ne söyleyeceğini merak ettim ama o tek kelime etmedi. Beyazıd ise yavaşça ayağa kalktı. Gülümsemesi hâlâ aynıydı ama içinde bir şeyler saklıydı sanki. Ayak sesleri yumuşak halının üzerinde neredeyse duyulmayacak kadar hafifti. Bana yaklaşırken her şey ağır çekimde gerçekleşiyordu gözümde. Nefes almayı unuttum.

Yüzüme bakıyor… Yaklaşıyor… Kalbim göğsümde öyle sert atıyordu ki, bunun herkes tarafından duyulabileceğini düşündüm. İçimden, “Dudağımdan mı öpecek? Bayılacağım sanırım…” diye geçirdim. Ellerim kucağımda sıkılıp gevşiyordu, ne yapacağımı bilmiyordum. Daha önce bir erkekle yakınlaşmamıştım. Beyazıd bana doğru eğildi. Yüzü dudağıma o kadar yakındı ki... Öleceğim sandım o an. Sonra... yanağımda hafif, neredeyse utangaç bir temas hissettim. Dudaklarının değdiği yer, bir anlığına bütün bedenimi susturdu. Sıcaklığı ince bir dalga gibi yüzümden boynuma, oradan içime yayıldı. Tenime dokunan o yumuşaklık, bir kuşun kanadının hafifçe değmesi gibiydi. Ne sertti ne de tamamen masum… tam ortasında, beni tutan bir yerdeydi.

Nefesimi hâlâ tutuyordum. Dudaklarının yanağıma bıraktığı iz, görünmezdi ama hissettiğim en belirgin şeydi! Sanki bütün odadaki sesler çekilmiş, sadece kalbimin uğultusu kalmıştı. Beyazıd geri çekildiğinde gözlerim hâlâ sabit, nefesim yarım kalmıştı. Ne bakacak cesaretim vardı ne de yüzümü saklayacak hâlim. Yüzüm yanıyordu, üstelik bu sadece utançtan değil, şaşkınlıktan ve heyecandan da kaynaklanıyordu.

Merve’nin hafif kıkırdaması o sessizliği bozdu. Başımı çevirince onunla Nejdet’in birbirine bakıp muzipçe sırıttığını gördüm. Dudaklarının kenarındaki o eğri gülümseme, “İşte beklediğimiz an buydu,” der gibiydi. Şu an yer yarılsa da içine girsem mi yoksa gülsem mi karar veremiyordum.

Beyazıd yerine oturduğunda, ben hâlâ yanağımda o anın izini taşıyordum. Oyun devam ediyordu belki ama benim zihnim artık o şişenin dönmesinde değil, o bir saniyelik temasın içinde sıkışıp kalmıştı. Dudaklarının yumuşaklığı… temas ettiği yerden yayılan sıcak… daha önce bilmediğim, adını koyamadığım bir his...

Timur'un sesini duydum, “Sıra kimde?” diye soruyordu ama ben hâlâ kendi içimdeydim. Kaşlarının çatılışını yeniden hatırladım. Sanki o da bu anı benim gibi izleyip, içine atmıştı. Gözlerimi yere indirdim. Yanağımı hafifçe elimle kapadım. “İyisin Ada,” diye düşündüm, “Ben bu hissi kolay kolay unutmayacağım.”

Merve bana hafifçe eğildi, alaycı bir tonda fısıldadı.
“Fena değildi, değil mi?”

Bir an gözlerimi devirdim ama gülüşümü tutamadım.
“Sus…” dedim, sesim istemsizce titriyordu. Beyazıd bana hiç bakmadan oturuyordu. Sanki az önce olan hiç yaşanmamış gibi. Ama dudak kenarındaki o belli belirsiz gülüş hâlâ oradaydı. Ve ben… ne yapacağımı bilmiyordum. Bütün bedenim hâlâ o temasın yankısını taşıyordu.

Oyun ilerliyordu ama ben hâlâ içimde, “Bir buse bu kadar mı sarsar insanı?” diye düşünüyordum.

İkide bir karar versin Ada diyosunuz napsın kız gel benim kocam ol mu desin karşı tarafa fasfsdgdsgdsagahsagasa

aaa biri teklif edene kadar yapabilecek bir şeyi yokk fasfsags

Bölüm : 09.08.2025 15:07 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
🔥 / Yasak Oyun (TAMAMLANDI) / 76. BÖLÜM - BUSE
🔥
Yasak Oyun (TAMAMLANDI)

41.3k Okunma

3.22k Oy

0 Takip
80
Bölümlü Kitap
1. BÖLÜM - OKUL2. BÖLÜM- İLK TEMAS3. BÖLÜM - BEŞ KURAL4. BÖLÜM - SEÇİLEN5. BÖLÜM - TESADÜF YOK6. BÖLÜM - KIRMIZI PENCERE7. BÖLÜM - KAN RENGİ8. BÖLÜM - BİR BAKIŞ9. BÖLÜM - BUZ PARÇASI10. BÖLÜM - PARTİ11. BÖLÜM - GEÇMİŞİN YÜKÜ12. BÖLÜM - UCUZ NUMARALAR13. BÖLÜM - İYİ OL14. BÖLÜM - TARAFSIZ15. BÖLÜM - GRİ16. BÖLÜM - NET CEVAP17. BÖLÜM - KIZIL HAVUZ18. BÖLÜM - GÜLÜMSE ADA19. BÖLÜM - EZİK20. BÖLÜM - DÖVÜŞ KULÜBÜ21. BÖLÜM - ZAAF22. BÖLÜM - ACININ ÇOCUĞU23. BÖLÜM - RİNG24. BÖLÜM - DOKUNMADIM SANA25. BÖLÜM - YENGE26. BÖLÜM - DANS ET27. BÖLÜM - UZAK DURUN28. BÖLÜM - SARIL BANA29. BÖLÜM - ABİ30. BÖLÜM - GERÇEK31. BÖLÜM - RESİM ATÖLYESİ32. BÖLÜM - ÇIĞLIK33. BÖLÜM - BENİM SAHNEM34. BÖLÜM - 12/D35. BÖLÜM - SADECE ARKADAŞ36. BÖLÜM - DELİSİN SEN37. BÖLÜM - EFSANE38. BÖLÜM - KARANLIK ADAMLAR39. BÖLÜM - ARKADAŞLARIM40. BÖLÜM - ÜÇ İSKENDER41. BÖLÜM - SIFIR42. BÖLÜM - TUZAK43. BÖLÜM - KÜL44. BÖLÜM - ADRES45. BÖLÜM - CD46. BÖLÜM - ÖNCE VE SONRA47. BÖLÜM - YUMRUK48. BÖLÜM - BUÇUK49. BÖLÜM - YARDIM EDİN50. BÖLÜM - NOT51. BÖLÜM - CAMİİ52. BÖLÜM - TOKAT53. BÖLÜM - YOYO54. BÖLÜM - ÇEKİ DÜZEN55. BÖLÜM - HAYATİ GÜVENCE56. BÖLÜM - YENİ DENGE57. BÖLÜM - GÜZELLİK58. BÖLÜM - RANCH SOS59. BÖLÜM - UFAKLIK60. BÖLÜM - FERYAT61. BÖLÜM - YARIŞ62. BÖLÜM - KAÇIŞ63. BÖLÜM - ÇILGIN ŞEY64. BÖLÜM - YENİ MEKAN65. BÖLÜM - KROKİ66. BÖLÜM - SEVGİLİ67. BÖLÜM - MARKET68. BÖLÜM - DAVET69. BÖLÜM - MİSAFİR70. BÖLÜM - YARA71. BÖLÜM - NORMAL72. BÖLÜM - HACKER73. BÖLÜM - İLK74. BÖLÜM - ANTRENMAN75. BÖLÜM - YILDIZ76. BÖLÜM - BUSE77. BÖLÜM - MORLUK78.BÖLÜM - PEÇETE79. BÖLÜM - İTİRAFFİNAL
Hikayeyi Paylaş
Loading...