
𓆩ꨄ︎𓆪
Herkese tekrardan merhabaa! Okunma oranımız çok düşük olsa da ben sözümde durup her gün yeni bölüm atacağım. Bölümler bir kaç bölüm kısa olsa da sonrasında gidişata göre uzatacağım.
Keyifli okumalar dilerim. Destek olan herkese çok teşekkür ederim.
𓆩ꨄ︎𓆪
Telefonumu hemen kapatıp kenara fırlattım. İçimdeki sevgi aniden öfkeye dönüşünce kendimden korktum. Ne derler bilirsiniz. Aşk nefrete ne kadar yakınsın..
Kapımın çalınmasıyla dünyaya döndüm. Abim hafifçe kapıyı açtı ve aradan bana baktı. "Müsait misin?" diye sordu. Başımla onaylayınca içeri girdi ve yanıma oturdu. "Moralin mi bozuk senin?" dedi, gözlerime bakarak.
"Yoo." dedim, inkar etme çabasıyla. "Çok yorgunum sadece.." diye ekledim. Abim omzunu sıvazladı.
"Yarın haftasonu. Hep beraber Uludağ'a gidelim diyoruz. Sen de gelmek ister misin? Kafan dağılır hem." dedi, gülümseyerek. Çoğu zaman beni gıcık etse de her daim beni düşündüğünü bildiğim tek insandı.
"Kim kim olacağız!" dedim, merakla.
"Ben, Cansu ve Poyraz." dediği an yüzüm tekrar düştü.
"Yok abi ya. Eğlenin siz. Benim keyfim yok zaten." dedim, gözlerimi kaçırarak.
"Ben kardeşim olmadan gitmek istemiyorum ama.." dedi, gözlerine en içten gülümsemesini yerleştirerek. Hemen ayağa kalktı ve başımın üstüne bir öpücük kondurdu. "Sabah 8 de yola çıkarız. İyi uykular abicim." dedi ve cevap vermemi beklemeden odadan çıktı.
Kendimi tekrar yatağa attım ve düşüncelere daldım. Poyraz geliyorsa kesin sevgilisi de gelecekti. Derin bir of çekip telefonu elime aldım ve bir yazı paylaşmaya karar verdim.
DefneÖztrkk bir hikaye paylaştı

Telefonumu şarja takıp hemen yatağa girdim ve göz yaşlarımın yanağımda bıraktığı ıslaklık ile uyuyakaldım.
𓆩ꨄ︎𓆪
Sabah bavulumu hazırladım ve abimle yola çıktık. Önce Cansu'yu aldık. Ben arka koltuğa geçtim. Sonrasında Poyraz'ın evinin önünde durduk. Onu beklerken arabadan indim ve bacaklarımı açmak için biraz ayakta durdum. Poyraz kapıdan yüzünü kocaman saran gülümsemesiyle çıktı ama beni görünce aniden gülüşü yok oldu. Hemen kafamı başka yöne çevirip dışarıyı izledim. Poyraz'ın arkasından gelen kıza gözüm takıldı. Cansu ve abim de bu durumdan habersiz gibi bakıyorlardı.
"Haber vermeyi unuttum. Tuğçe de bizimle gelebilir mi?" diye fısıldadı poyraz abime doğru. Abim hemen kıza elini uzattı ve tanıştılar. Cansu da aynısını yaptı. Herkesin gözü bana döndüğünde samimiyetsiz bir şekilde kızın elini sıktım ve mecbur tanıştım. Poyraz ve Tuğçe kendi arabalarına gitti, ben ise eski yerime tekrardan oturdum. Telefonumu açtım ve bir hikaye paylaştım.
DefneÖztrkk bir hikaye paylaştı

Uludağ'a doğru yolculuk başladı✨
Hikayeyi paylaştıktan sonra kulaklıklarım taktım ve en sevdiğim şarkıyı açtım. ' İmkansız bir aşk denir'
𓆩ꨄ︎𓆪
Otele geldiğimizde heyecanla etrafa baktım. Abim haklıydı, buna ihtiyacım vardı. Gülümseyerek etrafı çektim ve hemen abimin arkasından otele doğru yürüdüm.
Resepsiyona geldiğimizde oda kartlarımız verildi. Ben tek kişilik oda kartımı aldım. Abim ve Cansu da oda kartlarını aldı. Abim, Poyraz'a doğru eğildi.
"Misafirin olduğunu bilmiyorduk sana da tek kişilik oda ayırttık." dedi, sessizce. Poyraz anlayışla kafasını salladı ve resepsiyona yaklaştı. İşte tam şu an iki kişilik oda isteyecekti ve beraber kalacaklardı. Üzüntüyle etrafa bakınmaya başladım.
"Tek kişilik bir oda daha rica edebilir miyim?" dedi Poyraz. Gözlerimde parlayan ışıkla ona doğru döndüm. Tuğçe yüzünü assa da karşılık vermedi. Yüzümde oluşan tebessümle bir çocuk kadar mutlu olmuştum. Ta ki Poyraz kartları alıp dönünce Tuğçe'yi yanağından öpene kadar.
Hepimizin odaları aynı kattaydı ve herkes odalarına dağıldı. Öğle yemeği iki saat sonraydı ve biraz dinlenmek için muhteşem bir zamandı. Ama tabi ki götünde kurt olan ben dinlenmek yerine keşife çıkmaya hazırdım. Hemen eşyalarımı bir kenara atıp otelden ayrıldım.
Etrafta bir sürü çift, aile ve arkadaş grupları vardı. Herkes çok mutlu görünüyordu. Biraz daha ileri gittiğimde ağacın dibinde tek başına oturan bir çocuk gördüm. Hemen yanına yaklaştım. Ağladığını yeni fark etmiştim. Yanına doğru çömeldim.
"Tatlım iyi misin?" diye sordum. Çocuk soruma karşılık olarak daha da ağladı. Hemen çocuğa sarıldım ve sırtını sıvazladım. Ardından biraz geri çekilip çocuğun gözlerine baktım. "Eğer bana ne olduğunu anlatırsan sana yardımcı olabilirim." dedim, güven veren bir tonda. Çocuk gözlerini sildi ve bana baktı.
"Şuradaki çocuklar onlarla oynamamı istemiyor." dedi, üzüntülü bir sesle. İşaret ettiği yere baktığımda 4 kişilik bir çocuk grubu olduğunu gördüm. Kartopu savaşı yapıyorlardı. Üzüntüyle tekrar çocuğa baktım.
"Biliyor musun benimle de kimse oynamıyor." dedim. Çocuk merakla gözlerime baktı. "Eğer istersen seninle ben oynayabilirim." dedim, gülümseyerek. Çocuk aniden güldü ve gözlerini sildi.
"Gerçekten mi?" dedi, ayağa kalkarken.
"Gerçekten tabi. Hem bakarsın o çocuklar da bize katılır. Hadi gel." dedim ve elimi uzattım. Çocuk elimden tuttu ve birlikte ileriye gittik.
Beraber kartopu savaşı yaparken diğer çocuklar ne kadar eğlendiğimizi gördü ve yanımıza geldiler.
"Bizde oynayabilir miyiz?" dedi, çocuklardan birisi. Hemen az önce ağlayan çocuğa baktım. Başımla onay verdim ve gülümsedim. Çocuk bir kartopu yaptı ve yanımıza gelen çocuklara attı.
"Can, seni arıyorum oğlum. Bulamayınca korktum." diye bağıran bir adam bize yaklaştı. Az önce ağlayan çocuğun adının Can olduğunu öğreneli iki saniye olmuştu. Can hemen babasını sarıldı ve olanları anlattı. Adam elini uzattı. "Çok teşekkür ederim. Can pek sosyal bir çocuk değildir. " dedi. Elini sıktım ve rica ederim der gibi gülümsedim. "Çok affedersiniz adımı söylemedim. Tarık ben." dedi, gülümseyerek.
"Defne bende." dedim. Adamla sohbet ederken arkada duran tanıdık bir yüz gördüm. Poyraz ve Tuğçe yan yana yürüyorlardı. Poyraz'ın tüm dikkati bana ve yanımdaki yabancı adama çevrilmişti. Bunu fırsat bilerek adama bir adım daha yaklaştım ve saçımla oynadım. Adam bana kahve teklif edince bunu geri çevirmek istemedim ve anında kabul ettim. Poyraz'ın delici bakışları beni bile ürkütüyordu ama umrumda değildi. Adamla beraber kafeye doğru yürümeye başladık.
Tarık ve ben uzun bir sohbet esnasındaydık. Telefonuma bir bildirim geldi.
Poyraz
Kim o adam?
Defne
Sana ne
Poyraz
Defne delirtme beni.
Abin görmesin diye diyorum yanlış anlama
Defne
Bırak onu da ben düşüneyim.
Sen kendi sevgilinle ilgilen
Poyraz
Defne!
Defne
Şu anda mükemmel buluşmamı bölüyorsun. Git abiliğini yapacak daha küçük birini bul.
Poyraz
Abilik yapmıyorum ben sana.
Defne
O zaman kıskanıyorsun.
Poyraz
Saçmalama Defne.
Abin görmesin diye uyarmak istedim sadece.
Defne
Uyardın ve bitti.
Artık rahat bırak da Tarık beyi daha yakında tanıyayım.
Poyraz
Tarık bey demekk
Tamam Defne
Ben uyardım seni!
Telefonu kitleyip masaya koydum. Sohbetimizde devam ederken biri kolumdan tuttu ve beni ayağa kaldırdı.
"Hayvan mısın ya!" diye bağırırken Poyraz karşımda öfkeden delirmiş gibi duruyordu. Tarık ayağa kalktı ve beni kendine çekip Poyraz'ın karşısında durdu.
"Bir kadına böyle davranamazsınız." dedi, saygısını bozmayarak. Poyraz sinirle güldü ve boynundaki damarlar şişti.
"Defne benim.." derken duraksadı. Gözlerimde oyalandı ve tekrar Tarık'a döndü. "Defne benimle geliyor." dedi, öfkeyle. Tarık bana baktı. Ben ise Poyraz'ın damarlarına odaklıydım. Onlar şiştiyse birazdan Tarık'ı öldürebilirdi. Hemen Tarık'a baktım.
"Abimin arkadaşı kendisi. Bir sorun var demek ki. Biz sonra görüşürüz olur mu? Lütfen kusura bakma." dedim, mahçup bir şekilde. Tarık anlayışla gülümsedi ve koluma dokundu.
"Bir şey olursa haber vermen yeterli." dedi. Kolumda olan eline pür dikkat bakan ve damarları gittikçe şişen Poyraz'a baktım. Tarık'a tekrar gülümseyip hemen asansöre doğru yürümeye başladım. Asansör gelene kadar asla konuşmadık. Asansör açıldı ve içeri girdik. Sadece ikimiz vardık. Bu anı fırsat bilip öfkeyle Poyraz'a döndüm.
"Senin derdin ne ya! Bütün tatilimi burnumdan getirmek için mi geldin buraya!" diye bağırdım. Sinirle yüzüme baktı.
"Asıl senin derdin ne! Tatile mi geldin yoksa milletle flört etmeye mi!" diye bağırdığı an gözlerim doldu. Benim kimseyle konuşmaya hakkım yoktu da ben mi bilmiyordum.
"Sana ne! İster tatil yaparım, ister flört ederim, istersem de o adamla birlikte olur.." derken Poyraz ağzımı kapattı ve gözlerime öfkeyle baktı.
"Sakın!" dedi, sessiz ama öfkeli bir sesle. "O cümleyi sakın bitirme Defne!" dedi. Geri geri gittikçe eli ağzımda olan Poyraz da adım adım bana yaklaştı. Asansör duvarına sırtımı yasladığımda ise aramızda yok denecek kadar az mesafe vardı. Elini sakince indirdi ve gözleri gözlerimden saniyeliğine dudaklarıma indi.
" Ne yapıyorsun.." dedim, nefes nefese kalmış gibi kısık bir tonla. Poyraz dudaklarıma yaklaştı ve aniden gözlerini kapattı. Çenesini öyle bir sıktı ki dişleri kırılmış olabilirdi. Aniden geriye çekildi. Bana karşı kendini tutamıyordu ve tutmak için verdiği çaba ona çok acı veriyordu. Ama neden? Abim yüzünden mi? Bilmiyordum. Sessizce önüme döndüm ve beklemeye başladım. Asansör katta durunca koridora çıktık. Yüzüne bile bakmadan odama ilerledim. Kapıyı çat diye yüzüne kapattıktan sonra kendimi yatağa attım. Bir mesaj bildirimi geldi. Tarık yazmıştı. Aşağıda numaralarımızı almıştık.
Tarık
Her şey yolunda mı?
Defne
Evet.
Tarık
Sen iyi misin?
Gülümsedim ve nezaketi karşısında şaşkına döndüm. Bildiğim şeyler değildi.
Defne
İyiyim. Teşekkür ederim.
Tarık
Akşam yemekte bize katılmak ister misin?
Can çok istiyor. Tabi bende..
Hemen cevap veremedim. Abimlerle yiyecektim ama bugün herkese küçük bir kız olmadığımı göstermem gerekiyordu. Ben büyümüştüm ve herkes bana saygı duymak zorundaydı.
Defne
Ben de çok isterim.
Tarık
8 de bekliyoruz seni o halde.
Defne
8 de orada olacağım :)
Telefonu kapattım ve sırt üstü yatarak tavana baktım. Bu akşam her şey belli olacaktı. Poyraz ne yapacaktı? Abimin tavrı ne olacaktı? Ve en önemlisi ben Tarık'la bir şeyler yaşayacak mıydım?
𓆩ꨄ︎𓆪
Bölüm nasıldı canlarım?
En sevdiğiniz karakter kim diye sormak istedim?
Düşünceler ve fikirler kısmını buraya bırakıyorum.
Hepinizi öptüüüüüm
𓆩ꨄ︎𓆪
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |