Dedi be arkasını dönerek hızlı adımlarla ayrıldı yanımdan. Öylece baka kaldım yine beni yanlış anlamıştı hatta anlamamıştı. Bu adam beli deli etmişti artık gerçekten. Deniz yanıma geldi ve ne olduğunu sordu bende anlattım ve deniz Rüzgara hak verdiğini kendimi onun yerine koyup ne yapardım diye empati kurmamı istedi haklıydı. Sonuçta Kayra Rüzgara açık açık beni sevdiğini söylemişti.
Bu son dersti ve denizin dersi boştu ondan benim yerime derse girmesini istedim Rüzgarın görev yaptığı komutanlığa gidip süpriz yapıp konuşmak istiyordum. Denizde kabul etti ve ben hemen yola çıktım 15 dakika kadar sürmüştü yol arabamı müsait bir yere park edip kapıda duran askerlere doğru ilerledim. Beni fark ettiklerinde kapıya doğru yaklaşarak önümde durdular
-Kolay gelsin ben Binbaşı Rüzgar ..... için gelmiştim
Asker: kimlik almam gerek binbaşıma haber vereceğim
Asker : Hayır bu şekilde sizi alamam
Dedi sert bir tavırla bende başımla onayladım ve Rüzgara haber vermişlerdi , rüzgar kapının önünde bekliyordu beni. Tam bahçede yürürken Rüzgarı fark etmeyen iki asker benim hakkımda konuşmuş olmalılar ki rüzgar bir hışımla
Askerler Rüzgarın karşısında muma dönmüşlerdi adeta rüzgar ne kadar da korkutucu görünüyordu. Bana gözleriyle içeri işaret etti ve içeri girmemi istediğini anladım hemen koşar adımlarla içeri girdim ve kendimi gizleyerek onları izlemeye başladım
Rüzgar : Asker !!! Az önce duyduklarımı tekrar et .
Askerlerden yine ses gelmedi. Rüzgar bu sefer tüm izmiri inletmişti resmen
Rüzgar : lan siz benim sevdiğim kadın hakkında ne dediniz az önce diye bağırıyordu.
Gerçekten ne demişleri acaba rüzgar bu kadar sinirlenmişti ?
Rüzgar içeriye doğru “ ali” diye seslendi. Içeriden hızla çıkan ali
Rüzgar : Bu iki asker 100 mekik 100 şınav çekecek ve sen başlarından ayrılmayacaksın.
Bu arada ali aynı zamanda Rüzgarın yakın arkadaşı sayılırdı. İsmini az çok duyuyordum. Rüzgar o sırada tüm siniriyle bana doğru geliyordu ve hiç bir şey demeden gözüyle odayı işaret etti girmem için. Sessizce onu takip ettim ve kapıyı kapattığında
Rüzgar : Aden bilerek mi yapıyorsun güzelim beni mi deniyorsun derdin ne anlat dinliyorum. Dedi ve hala daha yüzü korkutucuydu. Bu adam nasıl oluyor da bu kadar sert olabiliyor ? Oysa kalbi yumuşacık , daha doğrusu ben tarafı.
Ben sana süpriz yapmak istemiştim sadece.
Rüzgar : kızım süpriz yapmaya geldiğin yer askeriye ve geldiğin kılık kıyafetine bir bak. Yok yok sen beni çıldırtmaya çalışıyorsun anladım ben.
Dedi ellerini saçlarına geçirerek. Hala sinirli olduğunu anlamak zor değildi bu hareketleri karşısında. Benim ise çoktan modum düşmüştü ve keşke gelmeseydim diye düşünmeye başlamıştım
Rüzgar : asma şu suratını beni daha da sinirlendirme
- tamam rüzgar özür dilerim geldiğim için
Dedim ve ayağa kalkarak kapıya yöneldim. Tam kapıyı açıyordum ki rüzgar geldi kolumdan tutarak kendine yakınlaştırdı alnını alnıma yasladı ve
Rüzgar : özür dilerim aden tutamadım kendimi. Dayanamıyorum anlamıyor musun sanki seninle sınanıyor gibiyim. Senin güzelliğinle sınanıyorum. Seni koruyamıyorum aramızdaki arkadaşlık mı her ne boksa beni mahvediyor.
- Rüzgar ben böyle olacağını düşünemedim. Kayra ko...
Rüzgar : o adamın adını ağzına alma aden!
- Ben onu konuşmak için gelmiştim aslında , ama yine her zamanki gibi senin gözün döndü sinirden.
Rüzgar : o herif hakkında konuşacak bir şeyimiz yok.
Hala birbirimize çok yakındık ve ben onun gözlerindeki ateşi görebiliyordum gözlerine uzun uzun baktım. Sanki konuyu kapatıp normale dönmek istermişcesine.
Rüzgar : Böyle yapınca biliyorsun yumuşayacağımı aden
- Ben artık bizim dışımızda bir şey konuşmak görmek istemiyorum binbaşım.
Rüzgar : Bende sadece bizi istiyorum dedi bastıra bastıra söyledi bu cümleyi
- eee bana bir kahve ısmarlamayacak mısın ?
Rüzgar : tabi buyurun hoca hanım
Dedi kapıyı açarken ve duraksayıp elini uzattı tutmam için hiç tereddüt etmeden tuttum elini. İçi gitmişti sanki bu hareketime gözlerime bakmıştı gülümseyerek. Sanırım etraftakileri susturmak için yapmıştı bu hareketi. Bahçeye çardağa çıktık bizi gören herkes hayran ve şaşkın bir ifade ile bizi izliyordu. Çardağa oturduğumuzda yanımıza bir asker geldi ve rüzgar iki sert kahve getirmesini istedi. Resmen bana pamuk şekeri gibi olan adam askerlerine buz gibiydi. Asker kahvelerimizi getirdiğinde rüzgara dönerek
-Asker biz buraya oturunca nereden anladı bir şeyler içmek için geldiğimizi? Her gelen kadını böyle mi ağırlıyordun yoka ?
Rüzgar : Adencim bak canımın içi bu gün ayarlarımla çok fazla oynadın ve ben hala sakinliğimi korumaya çalışıyorum. Buraya benim için gelen ilk kadın sensin ve sonda sen olacaksın. Eğer geçmişimle alakalı kafana takılan şeyler varsa bunu daha rahat bir ortamda çekinmeden sorabilirsin. Anlaştık mı?
- Kendinize olan güveniniz göz yaşarttı binbaşım
Derken yanımıza ali geldi yorulmuşa benziyordu
Ali : abi iki dakika şuarada soluklanayım ya bana mı ceza veriyosun ben anlamıyorum ki , yenge bu arada sana da bi hoşgeldin diyemedik çok dinledim seni kısmet bu güneymiş.
Dedi gülümseyerek bizi sevgili sanmıştı. Tabi normaldi el ele geçtik önünden sevgili sanmayıp ne yapacaktı ? Rüzgar tam düzeltmek için söze girecekti ki
- Bende seninle ilgili şeyler dinledim hoşbuldum memnum oldum dedim tüm güler yüzümle.
Bu hareketim Rüzgarın hoşuna gitmişti sanırım. Gözlerini benden ayırmamıştı bir an bile. O bana baktıkça içim gidiyordu benim bu adama.
Ben artık kalkayım geç oldu dedim ve ayaklandım rüzgar da kapıya kadar eşlik etti bana ve askerle dönüp Aden geldiğinde kimlik almadan direk benim odama alacaksınız anlaşıldı mı asker ?
Rüzgara doğru uzanıp yanağına ufak bir öpücük kondurdum ve arabama bindim. Sanırım rüzgar öpücüğün etkisinde kalmıştı arkamdan uzun süre baka kaldı. Arkamda bıraktığım adam sanki gün geçtikçe daha da yakışıklı oluyor gibiydi. Biz şimdi sevgili miydik yoksa birbirini deli gibi seven iki insan mı ? Öyle şey mi olurdu hiç. Rüzgara mesaj atıp bu akşam konuşmak istediğimi aklıma takılanları sormak istediğimi ve onunla konuşmak istediğim çok önemli bir konu olduğundan bahsettim. Ve onu kendi evime davet ettim. Oda dışarda da buluşabileceğimizi söylese de evimi görmesini istiyordum o manzarada onunla kahve içmek istiyordum. Yada evim nasıl yuvam olur bunu görmek istiyordum.
Akşam oldu rüzgar geldi havadan sudan konuştuktan sonra
Rüzgar : Evet hocam sorularınızı yanıtlamaya başlayabilirim artık
-ilk olarak bu sorduklarımı sadece merakımdan soruyorum geçmişin tabi ki beni ilgilendirmez ama merakıma yenik düşüyorum. Ve senin cevaplarından sonra sana anlatmak istediğim bir şey olacak. Anlattıklarımdan sonra bir karar vereceksin.
-en son ilişkin ne zaman bitti ?
Rüzgar : 2 seneyi geçmiştir herhalde.
Rüzgar : bilmiyorum güzelim o zamanlar istanbuldaydı.
Rüzgar : olduğumu sanmışım. Şu an anladım ki değilmiş
Bu sorum karşısında donup kalmıştı beklemiyordu sanırım.
Rüzgar : bu soruya cevap vermeyi doğru bulmuyorum fakat bir ilişkideyken olmadı sadece bunu bil.
- dürüstçe cevapladığın için teşekkür ederim
Rüzgar kafasını geriye yasladı ve yüzünü sıvazladı neden böyle bir soru sorduğumu ve anlatacaklarımı anlamıştı.
Rüzgar : aden...aden ben anladım sakın anlatma sakın.
ayağa kalktı ve ortada dolanmaya başladı gidecek sandım kalp ritmim değişti Şimdi ne olacaktı yani beni bırakacak mıydı? Bitmiş miydi ? Acaba şimdi bir şeyler desem sinirlenir mi , ne diyeceksem sanki... Aklımı yine susturamıyordum. Rüzgar tekrar karşıma oturdu ve
Rüzgar : anlatma ama bir kaç soruma cevap vermeni istiyorum
-tamam dedim gözlerim dolmuştu
Rüzgar : ne kadar süre beraberdiniz ? Istanbulda mı ? Neden ayrıldınız
3 yıl beraberliğimiz oldu. Istanbuldaydık . Aldattığı için ayrıldım.
Rüzgar : ayrıldıktan sonra karşılaştınız mı veya görüştünüz mü
Evet aynı arkadaş ortamındaydık mecburen denk geliyorduk arada sırada.
Rüzgar anladım dercesine başını salladı ve yere bakmaya devam etti. Derin bir sessizlik olmuştu.
Rüzgar : Sen istiyor muydun...Yani rızan varmıydı?
- Sarhoştum2
Rüzgar bu cevabı beklemiyor olacak ki yanında duran fincanı yere fırlattı ve küfür etmeye başladı. Onun susmasını bekledim
Beklemiyordun sanırım üzgünüm bir ilişkiye başlayacaksak bilmen gerekli diye düşünmüştüm. Istersen gidebilirsin kabullenmek zorunda değilsin.
Dedim ağlamaklı sesimle Rüzgar başını kaldırıp alaycı bir gülümseme ile
Rüzgar : Şu an sırası değil aden...
Rüzgarın dediğini yaparak sustum o konuşana kadar hiç konuşmadım. Rüzgar ayaklandı ve kendi kendime yine başladım gidiyor diye düşünmeye. Ama o tam tersine yanıma gelip bana sarıldı ve saçlarımı okşayıp ufak öpücükler konduruyordu. O böyle yaptıkça ağlamaya başlamıştım. Onun o kocaman omuzları arasında kayboluyordum ama burası bana tanıdık bir his gibiydi , abiminki gibi güvenilir bölge.
Uzun bir süre hiç kıpırdamamdan kalmıştık böyle , aklında bir çok soru olduğunu biliyordum fakat hem beni kırmaktan korktuğu hem de alacağı yanıtlardan korktuğu için sanırım susmayı tercih ediyordu. Sessizlliği bozan ben olmuştum.
Rüzgar : şu an çok huzurluyum bozma
Gülmeye başladığımı anladığında bana doğru eğilip ne oldu der gibi bakıyordu.
Gitmedin , gitmeni bekliyordum.
Rüzgar : Seni tercihlerin yüzünden yargılayacak biri değilim sadece senin de dediğin gibi beklemiyordum ve seni bu yüzden bırakacak değilim aden. Ama soracak olursan şu an ne hissetiğimi içimde savaş verdiğim bir kıskançlık duygusu var.
Benim hayatımdaki en büyük hatamdı o...
Devamını getiremeden yüzündeki sıcaklık bir anda sertleşerek
Rüzgar : Bana ilişkini anlatmayacaksın herhalde ?
Hayır tabiki sadece hata olarak kaldı bunu bil.
Yine bana sıkıca sarıldı ve öylece kaldık. Gözlerimi açtığımda sabah olmuştu ve yatağımda yatıyordum gözlerim etrafa bakındı rüzgarı arıyordum fakat yoktu. Kalkıp eve bakındım yoktu. Telefonumu elime aldığımda ondan gelen bir mesaj vardı
“ çok önemli bir görev olduğu için gitmem gerekti , uyandığında beni göremezsen korkma en kısa sürede yanında olacağım.”
Aradım hemen ulaşılamıyordu. Mesaj attım “seni merak ediyorum lütfen gördüğünde beni hemen arar mısın ?”
Bende hızlı bir şekilde hazırlanıp okula gitmiştim. Deniz ile sohbet ediyorduk ki telefonuma bir mesaj geldi.
Rüzgar : aden zorunlu bir özel görev çıktı şu an seni arayamıyorum. Seninle bu konu hakkında konuşmaya fırsatım olmadı. Ben bir askerim , ne zaman görev çıkarsa gitmek durumunda kalırım. Ve sana bunu yaşatmak beni mahvedecek olsa da kararı sana bırakıyorum gidip de dönmemek var. Dönüpte bulmamak. Benimle bu hayatı yaşamak zorunda değilsin. Seni seviyorum cennet bahçem sadece bunu bil.
- Beni bıraktığın yerde seni bekliyor olacağım binbaşım. Allaha emanet ol. Seni seviyorum...
Kendimi toparlamak için kendimi lavaboya attım. Gözyaşlarıma hakim olmak çok zordu.ve mesajıma bir cevap gelmemişti ama olsun görmüştü en azından. Onu beklediğimi biliyordu ve gelecekti.
Aradan 1 ay geçmişti okullar tatil olmuştu. Aslında istanbula ailemin yanına gitmem gerekirdi ama Rüzgar gelirde beni bulamazsa diye evden bile çıkmıyordum çok fazla. Rüzgarı bir aydır görmüyordum , sesini duymuyordum. Içimde fırtınalar kopuyordu geçen hafta komutanlığa gittim bilgi almak istediğimi hayatta mı bilmem gerektiğini söyledim. Özel bir görev olduğunu bilgi veremeyeceklerini söylediler. Tam çıkarken ali bana hafif tebessüm ederek göz kırpmıştı bunu hayatta olarak algıladım. Ve bu tebessüme sığındım. Yavaş yavaş hayaller görmeye başlıyordum sanki her yerde rüzgarı görüyordum , sesini duyuyordum. Bu kadar kısa süre içinde onu hayatımın merkezine koymuştum. Ve ondan haber alamamak beni mahvediyordu çünkü onun da dediği gibi o bir Askerdi. Irmak kısa bir tatil için yanıma gelmişti. Asıl amacı yanımda olmak ve herhangi bir durumda destek olmaktı. Bunu anlayabiliyordum.
Rüzgar sürekli görevlere gitmiyordu çok özel bir görev olursa gidiyordu o yüzden yakın olmaya başladığımızdan itibaren bu ilk ayrılığımızdı peki ben tüm hayatım boyunca bu korkuyla yaşamaya hazır mıydım ? Her telefon çalışında yüreğim ağzıma gelerek bir ömür geçirmeye hazır mıydım. Evet ...
Yine günler ondan habersiz geçiyordu ben ise her gün git gide çöküyorum adeta.
Irmak : Aden hadi kahve yaptım sana gel içelim.
Irmak : aden seni üzmek istemiyorum ama böyle olmaz bak Rüzgar gideli 2 ay oldu hiçbir bilgi alamıyorsun ve günden güne ben senin mahvoluşunu izliyorum. Yapma artık toparlan hem rüzgar geri döndüğünde seni bu halde görünce sana çok kızacak kendine bakmadığın için.
Cevap vermeye bile gücüm yoktu sadece kahvemi içmeye başladım.
Rüzgardan habersiz 3 ay geçmişti bu süreçte sadece ondan gelen bir mesaj vardı
“ çok özledim. Bekle beni döneceğim cennet bahçem” bu mesaj beni hayata bağlamıştı tekrar.
Irmak okullar açıldığı için istanbul’a dönmüştü bende her gün okula gidip geliyor arada bir denizle görüşüyordum. Kayra ile hala üçlü olduğumuz taktire konuşuyordum. Onun dışında muhabbet etmiyordum. Buğra da benden farksızdı ikimizde açılan her kapıda heyecanlanıyorduk.
O gün dersteydim ve yabancı bir numara arıyordu sınıftan çıkıp telefonu açtım hemen arayan aliydi. O anki yaşadığım hislerin tarifi yok. Heyecan , korku hepsi bir aradaydı adeta.
- aden ali ben komutanlığa gelebilir misin fakat buğraya birşey belli etmezsen sevinirim.
- ali... Rüzgar ... rüzgara bir şey mi oldu ? Doğru söyle
- hayır hayır ama acil gelmen gerek
Hemen sınıftan eşyalarımı aldım müdürün odasına çıktım ve durumdan kısaca bahsederek okuldan ayrılıp komutanlığa geçtim. Içeri girdiğimde ali beni karşıladı ve bir odaya götürdü. Karşımda ali dışında 2 kişi daha vardı sanırım bu Rüzgarın bahsettiği Albaylardı ve biri söze başladı
“Aden hanım rüzgardan haber alamıyoruz 2 gündür. Ali size bilgi vermemiz gerektiğini söyledi. Kaçırılmış olmasını umut ediyoruz. 2 Ayrı tim onu aramaya çıktılar inşallah sizlere güzel haberler vereceğiz.”
Bu duyduklarım yaşadıklarım bir rüya olmalıydı. Hayır ne diyordu bu adam ne demek haber alamamak ne demek kaçırılmış olmasını umut ediyoruz. Umut ettiğiniz şeyin farkında mısınız siz diye bağırmak istiyordum. Gücümü kaybettiğimi hissediyordum , onun yerine aklımı kaybettim.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
40.68k Okunma |
2.24k Oy |
0 Takip |
74 Bölümlü Kitap |