Gözlerimi açtığımda karşımda Annem ,Babam , Abim ,Irmak , Baran , deniz , Ali ve birkaç asker duruyordu.
Hayır hayır !!! Ali birşey olmadı de bulamadık de ama gitti deme ali konuş lütfen.
Kollarımdaki serumları söküp ayağa kalkmaya çalışıyordum. Herkes bir panikle bana yaklaşınca hepsine dönüp “hayır sakın gelmeyin” diye bağırmaya başladım.
-Ali konuşsana desene abimden haber alamadık söylesene duysunlar boşuna geldiler söylesene gitsinler. Ali konuş lütfen ali hayatta de artık gücüm kalmadı yardım et.
Ağlıyordum ve durduramıyordum bu sırada baran gidip bir hemşire çağırmıştı ali o esnada
Ali : Henüz bir haber yok yenge , ama döndüğünde sana da bana da çok kızacak bu halde olduğun için.
Demişti bu habere mutlu olunur muydu oldum. O haberi almaktansa nefes aldığını bilmek beni mutlu etmişti. Hemşire geldi ve sakinleşitirici vurdu . Ben her uyandığımda kriz geçirdiğim için sürekli sakinleştirici ile devam ediliyormuş tedavime. Babam artık böyle olmayacağını ve beni alıp İstanbula götürmek istediğini kendisinin tedavi edeceğini söylemiş. Ali karşı çıkmak istemiş çünkü rüzgar beni ona emanet etmişti. Ali öncelike Irmak ve Baranla konuşmayı doğru bulmuş alacağı tepkilerden çekinerek. Onları çağırıp durumu güzelce anlatmış. Irmak ise annem ve abimle konuşmuş son olarak hepsi birlikte babamla konuşmuşlar çok kolay olmamış tabi ki ama sonunda ikna olmuş.
Ben hastaneye yatalı 1 hafta olmuştu ne rüzgardan bir haber vardı ne de benim tedavimde bir ilerleme . Zaten sürekli uyutuyorlardı beni sadece aliyle konuşuyordum. Sürekli rüyalarımda Rüzgarı görüyordum geleceğim bekle diyordu. Biliyordum geleceğini bana söz vermişti gitmem demişti. Ama haftalar olmuştu artık gelmesi gerekmiyor muydu? Babam sürekli psikolog arkadaşları ile görüşüp beni görmelerini istiyordu. Ben ise kimseyle konuşmak istemiyordum ve artık sinirlenip
-Aklımı , beynimi ilaçla dolduruyorsunuz peki kalbimi ? Ona bir çözümünüz var mı ? Yok değil mi o zaman kimseyi istemiyorum. Sadece onu istiyorum.
Kapı tıklandı Ali içeri girdi yüz ifadesi çok anlamsızdı odadaki herkes o haberi duymak istemez gibi başını öne eğmişti annemin ağzından çıkan tek bir kelime “ Allahım sen koru”
- Geldi mi ali geldi de hadi konuşsana ali !! Gitmedi gitmez Rüzgar beni bırakmaz.
-Hayır !!!!Ali hayır ya çıkarın beni ben Rüzgarın yanına gidicem.Anne beni götür o bensiz yapamaz hadi ya ne bakıyorsunuz bana. anne yapamam ben bu sefer yapamam ben onu görmeden sesini duymadan yapamıyorum. Abi bul Rüzgarı hadi hep yaptığın gibi beni koruduğun gibi rüzgarı da bul koru onu .
bağırmaya başlamıştım , odadaki her şeyi kırıp döküyordum ki Kapı tekrar açıldı. İlk olarak hayal gördüğümü , rüya olduğunu sanmıştım ki etraftaki herkesin sevincini ve yine annemin “Çok şükür” dediğini duydum.
Gerçekti gelmişti Allahım sana şükürler olsun geldi , beni bırakmadı.
Ali : bulduk yenge bulduk geldi . Dedi sevinç çığlıkları atarak.
Rüzgar geldin mi ? Diye bağırarak ona koşup sarılmıştım bile. Sürekli dokunuyordum gerçek mi diye ? Odadaki herkes gözyaşlarını tutmayı bırakmıştı.
Rüzgar : Geldim cennet bahçem geldim. Ben sana gelicem dedim biraz uzun sürdü ama geldim sen beni bu halde mi karşılıyorsun bu halin ne ?
-Rüzgar gitme artık gitme yapamam ben .
Ben sürekli aynı şeyleri söylemeye başlamıştım bu bir kriz daha geliyor demekti hemen hemşire çağırıp sakinleştirici vurmuşlar. O sırada Annem , babam ve abim Rüzgar ile konuşmak istemişler. Yanımda deniz kalmış ve herkes kantinde konuşmayı bekliyormuş. O kadar ciddi atmosfer varmış ki ortamda kim nereden başlayacağını bilemiyormuş.
Göreve gitmem gerekiyordu tek bir mesajla sevdiğim kadına olanları anlatıp gittim. Beklediğimden uzun sürmüştü ve aklım adendeydi beni bekliyor muydu hala gerçekten ? Onun kokusu burnumda tütüyordu adeta. Döndüğümde onu bu halde bulacağım aklımın ucundan bile geçmemişti. Onu o hastane odasında o halde görmek kendime verdiğim en büyük cezaydı. Kötü görünüyordu...Benim yüzümden akıl hastanesine yatırılmıştı bu cümle canımı yakmıştı. Ailesi benimle konuşmak istediğinde içimden geçen “ Adeni bırakacaksın” derlerse ne diyebilirdim ? Adeni bırakamam mı ? Onlara bu kadar acı yaşatmışken bu cümleyi söyleme hakkım var mıydı gerçekten ? Dönen düşüncelere engel olamıyordum.
Ortamda büyük bir sessizlik vardı Baran eliyle omzumu sıkıyordu sanki halledersin der gibi ve konuya giren babası oldu ;
Babası : Anlat bakalım sen kimsin benim kızımın neyisin ve benim kızım neden bu halde ?
Herkesin benden cevap beklediğinin farkındaydım meraklı gözler üzerimdeydi. Baran odadan çıkarken kulağıma eğilip “ herkes herşeyi biliyor” demişti. Sanırım babası bana gözdağı vermeye çalışıyordu. Haklıydı ne dese ne yaparsa hakkıydı.
- Ben Binbaşı Rüzgar .... Adenin sevdiğiyim zorunlu bir özel görev yüzünden gitmem gerekti. Mesleki gizlilik dolayısıyla kimseye bilgi veremiyoruz , giderken adene sadece kararı ona bıraktığımı , bir asker olduğumu unutmaması gerektiğini ve onu ne kadar sevdiğimi söyleyebildim. Görev beklediğimden de uzun çıktı hemen gizli bir alanda ona mesaj attım çok özledim bekle dedim. Çünkü artık görev bitmiş ve biz dönüşe geçiyorduk ki o sırada pusuya düşürüldüm ve kaçırıldım. Sonrasını zaten siz benden daha iyi biliyorsunuzdur efendim.
Babası cümlem bittiğinde Adenin Annesine ve abisine dönüp onların bilip bilmediğini sordu
Annesi : Ben anlıyordum fakat bilmiyordum
Abisi : ben detaylı olmasa da az çok biliyordum. Ve Adeni hep destekledim , Aden rüzgarı seviyor belli ki rüzgar da onu
Abisi bunları söylerken bana tebessüm ederek bakmıştı sanırım onayı vardı bu ilişkiye bende ona teşekkür mayetinde tebessüm ettim. Babası ağzında çıkacak sözleri özenle seçiyor gibiydi ve oldukça gergin hareketleri vardı. Ona bir şeyler söylemem gerektiğini hissediyorum
Efendim böyle tanışmak istemezdim. Elimde olmayan bir durumdu sizlerden de özür dilerim. Ben adenden uzak durmaya çalıştım çok çabaladım fakat engel olamadım. Ama tabi ki sizin fikirlerinize de saygım sonsuz.
Her konuştuğumda babası gözlerini bana odaklıyor ve beni dikkatle dinliyordu. Abisi ise her kurduğum cümleye onay verir gibi başını sallıyordu. Ve sanırım abisinin bu haraketi bana konuşmam için destek veriyordu. Annesi çok sert görünen bir kadındı sanırım söze girecekti boğazını temizledi ve söze başladığında böyle bir samimiyet beklemiyordum.
Annesi : Oğlum senin de bir suçun yok gerekçelerini anlattın zaten. Seninde görevin bu. Sizler olmasanız biz sıcak yataklarımızda yatamayız Allah sana ve tüm askerlerimize güç kuvvet versin. Ama biz adeni bir kez kaybetmenin korkusunu yaşadık o zamanları burda ki kimse unutmaz , unutamaz. Çok zor toparlanmıştı şimdi ise yine onu bu şekilde hatta daha kötü bir şekilde görmek elbette ki canımızı çok yaktı ve korkuttu. Sende bizi anla.
adenin önceki ilişkisinden haberdarım efendim fakat böyle bir durum yaşadığı hakkında bir bilgim yok. Sizlerin endişesini tabi ki anlıyorum ve hak veriyorum. Ben adeni bilerek isteyerek üzmem , üzemem. Efendim ben kızınıza tahmin ettiğinizden daha fazla değer veriyorum. Ben 1000 askere sözümü geçiriyorum , hepsi karşımda ağızımdan çıkan tek bir sözcüğe bakıyor. Hatta bu herkes için geçerli kimseye bu hayatta taviz vermem Aden dışında. O ...O çok farklı. Eğer müsadeniz olursa ilerleyen zamanda sizlerde bunu göreceksiniz.
Abisi : Yani anlayacağınız adam diyor ki ben 1000 askerin üstesinden geliyorum ama kızınıza içim gidiyor.
Abisi bu cümleyi kurduğunda yüzündeki mutluluğu görebiliyordum. Adene ne kadar düşkün olduğunu da anlamıştım sanırım bana bu verdiği destekleyici bakışlar ve yorumlar ailesini yumuşatıp adeni üzmemeleri içindi bunu anlamam zor değildi. Abisinin kurduğu cümle ile ortamdaki herkes gülümsemişti...Babası hariç. Babası sert bir bakış atmıştı. Ben ise gülememe engel olmak için başımı öne eğdim. Ve babası başladı
Babası : Benim bir askerin yolunda heba edecek kızım yok , kızımı alıp gideceğim ve sen karşısına çıkmayacaksın.
Babasının bu söylediğine herkes şaşırıp kalmıştı annesi gözlerini büyüterek eşine bakıyordu. Abisi ise kafasını sallamıştı ne demek istediğini anlamadım fakat buna izin veremezdim
Efendim ne söyleseniz haklısınız ağzımı açıp tek kelime etmem. Kızınızı alıp götürebilirsiniz tabi ki buna da saygım sonsuz fakat bende gelirim. Kızınızı bırakmamı istemeyin benden. Ben onsuz nefes alamam.
Kalbimin atışını benim dışında da hissediyordu sanki bu hayatta kimseyi kaybetmekten korkmamıştım sanki bu zamana kadar. Babasından gözlerimi ayıramıyordum resmen ağzının içine bakıyordum.
Babası : Yaa delikanlı , sen 1000 askere sözünü geçiriyor olabilirsin ama bak karşımda ağzımdan çıkacak tek bir söze bakıyorsun.
Babası cümlesini bitirdiğinde herkesi bir gülme almıştı. Ben ise rahatlamış gibi yüzümdeki terleri elimdeki peçeteyle almaya çalışıyordum. Bir baba olarak gözümü korkutmayı başarmıştı.
ADEN
Hastanede bir süre daha kaldım , Annem ve babam İstanbula döndüler.Her ne kadar dönmek istemeseler de burada kalmaları için bir sebep kalmamıştı. Rüzgar gelmişti ve ben iyiydim. Abim kendimi toparlayana kadar yanımda kalmak istemişti ve hastanede refaktcim olarak abim ve rüzgar kalıyordu. Benim iki güvenli bölgem. Hassas noktalarım yanı başımdaydı. Bu sürede abim ve rüzgar oldukça iyi anlaşmaya başlamışlardı bu beni çok mutlu ediyordu. Hafta sonları ise Irmak ve Baran geliyordu. Hastaneden çıkıp eve geçtiğimde abim de benimleydi , rüzgar ise mesaisi biter bitmez bize geliyordu.
Bu arada deniz de her okul çıkışı bizdeydi , biliyorum beni merak ediyor endişeleniyordu fakat farklı bir durum da söz konusuydu. Ben hastanede olduğum süreçte abim ve deniz oldukça samimi olmuşlar.
Ve artık raporumun son günüydü. Pazartesi okuluma dönecektim. Çocuklarımı , okulumu çok özlemiştim. Abim yarın dönecekti , yine o gün deniz okul çıkışı bana gelmişti ve Rüzgarın gelmesini bekliyorduk. Rüzgar gelirken yiyecek bir şeyler alıp gelmiş hep beraber sohbet eşliğinde yemeklerimizi yedik. Yemekler bittikten sonra abim deniz ve bana dönerek
Abim : Haydi kızlar bize kahve yapın da içelim , rüzgar ile bir şeyler konuşacağım.
Deniz ve ben hemen kalktık yerimizden ne konuşacaklarını çok merak ediyordum ama abim bana asla anlatmazdı fakat rüzgar ... rüzgar bana dayanamaz ve anlatırdı. Mutfağa geçip kahve yapmaya başladık.
Aras kızlara kahve yapın rüzgarla bir şeyler konuşacağım dediğinde az çok anlamıştım ne konuşacağını. Sinirlerime hakim olmalıydım onu dinlerken. Amacının sadece bir abi olarak konuşmak olduğunu anlayabiliyordum. Ellerimle yüzümü ovuşturmaya başladığımda Aras söze girdi
Aras : Rüzgar seninle bunu konuşup konuşmamak arasında çok kaldım fakat konuşmazsam içim rahat dönemeyeceğim ben. Beni yanlış anlamamanı umuyorum tek isteğim kardeşim mutlu olsun.
- Hazır mıyım bilmiyorum ama dinliyorum...
Aras : Bahsedeceklerim canını sıkmasın lütfen eskide kaldı ama bil. Mertten bahsedeceğimi anladın zaten , adenin eski ilişkisi...
Mert ve aden uzun süredir birliktelerdi ve bir gece dışarda takılmaya çıktıklarında aden sarhoş olmuş ve merte olan sevgisi her şeyin önüne geçip bir hata yapmışlar. Bana soracak olursan o piç faydalandı ama tabi adene böyle yansıtmadım, yansıtamazdım. Daha sonra evlenmeye karar verdiler ben aslında hiç onaylamamıştım bu kararı fakat tıpkı şu an olduğu gibi o zaman da kardeşimin arkasında durdum ve destekledim. Fakat sonra nişan olacağı günden bir gün önce aden merti başka bir kadınla yakaladı. Tahmin edersin ki bu durumu kaldırması aden için hiç kolay olmadı. Ama onu en çok etkileyen birlikte olmalarıydı. Aden kendini eve kapatmıştı hiçbirimizle konuşmuyor yemek yemiyordu. 1 sene sürdü bu durum sonra işte Irmakların ve bizim desteğimizle kendine geldi. Ben o gün bu gündür adenin ağzından bir tane erkek ismi duymamıştım. Hatta seni duyunca da çok şaşırdım ve korktum. Rüzgar sende bir abisin ben kardeşimi kaybedeceğim düşüncesiyle geceleri uyumuyordum odasından gelen en ufak sesle onun yanına gidiyordum. Şimdi daha seninle doğru düzgün tanışamamışken böyle bir şey yaşanması çok etkiledi bizi. Eskilerin biletini sana kesmiyorum yanlış anlama ben senin gözlerinde görüyorum. Ama Adeni bir daha toparlayamam benim bir abi olarak gücüm buna yeter mi bilmiyorum. Senden tek bir ricam var , sev sevin ama ondan gitmek istersen o gün ona değil bana gel ben onun yanında olayım tek başına kaldıramaz elimden kayıp gider. Ne demek istediğimi umarım anlatabilmişimdir.
- Bir abi olarak seni anlıyorum, bunları duymak emin ol benim için çok zor. Bilmiyorum seni tatmin eder mi ama ben adene aşık oldum. Hemde öyle böyle değil , ben onu kendi gözümden sakınıyorum , bizde ağızdan çıkan söz namustur. Önceki ilişkisine gelirsek onu hiç yargılamadım , bana düşmez ama bende seninle aynı fikirdeyim fakat bu benim adene olan duygularıma engel değil. Ben daha öncede söylediğim gibi adeni bilerek isteyerek asla üzmem. Onun tek damla göz yaşına yakarım bu İzmiri. Ve benden sana bir yemin olsun bu söz Ben adeni bırakıp gitmem , Gittiğim gün şehit düştüğüm gündür.
Abim : Allah korusun , eyvallah kardeşim. Kardeşim burada sana emanet.
Arasın söylediklerinde bir art niyet olmadığını anlamıştım konuşmasından. Fakat onun anlattıklarını duymak benim için çok zordu. Ben ona bakmaya bile kıyamazken o herif...Bunu düşündükçe o herifi öldürmek istiyordum.
Arasın son sözü bana güvendiğini hissettirdi.
ADEN
Abim ve rüzgarın konuşmasının üstüne biz girdik elimizde kahveler ile birlikte. Ne konuştukları hakkında az çok tahmin edebiliyordum Rüzgarın yüzü düşmüştü çünkü. Off bu adam her haliyle çok yakışıklıydı ve ben ona karşı koymakta çok zorlanıyordum.
Abim sabah kahvaltıdan sonra gitti ben ise bir duş aldım kahvemi yaptım ve Rüzgara mesaj attım.
Binbaşım akşam bana gelir misin?
Rüzgar : Bende sana yazacaktım güzelim , akşam eski arkadaşlarla görüşeceğiz . Seni 7 gibi alırım evden uygun mu ?
Rüzgar : Gelmemen için bir sebep mi var aden ?
Hayır da …. Neyse 7 de hazır olurum binbaşım.
Rüzgar görüldü bırakmıştı mesajımı. Bu adamın cevabını aldıktan sonra görüldü bırakma gibi bir huyu vardı ve bu beni çıldırtıyordu. Bir tamam yazamıyor musun be adam? Ayrıca beni yanında kim olarak götürüyor ? Biz hala sevgili miyiz değil miyiz doğru düzgün konuşamadık bile ? Tanıştığımızdan beri başımıza gelmeyen kalmadı zaten neyi olarak gidiyorum ben ? Yine aklımı susturamıyordum. En iyisi hazırlanmaktı evde oyalanarak hazırlanmaya başladım şarkı açıp hem söylüyor hem hazırlanıyordum. Saat 18:15 di ve rüzgardan bir mesaj geldi
Rüzgar : güzelim benim işim erken bitti aşşağıda seni bekliyorum.
Rüzgar henüz hazır değilim yukarı gel kahve yapayım sana o sırada hazırlanmış olurum.
Rüzgar : Gerek yok güzelim bekliyorum ben burada.
Neden böyle yapmıştı şimdi anlamıyorum. Onu düşündüğüm için davet etmiştim. Hatta hazırdım aslında sadece takılarım kalmıştı ama biraz baş başa konuşuruz diye düşünmüştüm. Öküzsün Binbaşı Öküz.
Artık hazırdım üstüme siyah vücuduma yapışan mini bir elbise giymiştim altına da siyah bir ayakkabı saçlarıma da dalgalandırdım. Aynada görünen kadın gerçekten herkesin dönüp bakacağı kadar dikkat çekiciydi. Rüzgara hazır olduğumu ve çıktığımı belirten bir mesaj attım.
Binanın kapısından çıktığımda Rüzgar arabasına yaslanmış beni bekliyordu. Beni gördüğü an donup kalmıştı adeta. Yavaş adımlarla ona doğru yürüdüm.
Çok bekletmedim inşallah binbaşım
Dedim hem sinir bozucu hemde dalga geçer bir ses tonuyla. Rüzgar ise hemen kendini toparlayıp.
Rüzgar : Anlaşılan bir süre daha bekleyeceğim çünkü sen bu şekilde gelemezsin aden.
Kıyafetim ile ilgili izin alamayı bırakalı çok oldu binbaşım.
Rüzgar : Bu şekilde hiçbir yere gitmiyoruz.
O ne demek rüzgar ya ? Tamam o halde bende eve çıkıyorum görüşmemek üzere binbaşı.
Rüzgar : Aden beni delirtmek hoşuna mı gidiyor ne bu tavırlar sen giyinmemişsin bile bunun devamı yok.
Dedi elbisemi göstererek. Haklı olabilirdi oldukça kısaydı elbisem fakat yine de karışamazdı. Ben kendim karar verebilirim nerde nasıl giyineceğime. Ben ise cevap vermeden arkamı dönüp binaya yürümeye başladım. Ama arkamdan geleceğini bekliyordum. Kapının yansımasından çaktırmadan baktığımda Rüzgar kıpırdamamıştı bile. Nasıl yani gelmeyecek misin arkamdan rüzgar bey ? Rüzgarın bu kıskançlıkları oldukça yoruyordu beni. Bu yüzden bende taviz vermeden evime çıktım. Perdenin arkasından onu izliyordum hala gitmemişti. Telefonda biri ile görüşüyordu peki o kişi ben değilsem şu an bu durumdayken kiminle bu kadar keyifli konuşuyordu?
Telefonu kapattıktan sonra mesaj attı
Rüzgar : Güzelim bak seni bekliyorum geç kalacağız üstünü değiştirip aşşağıya iner misin?
Rüzgar ben üstümü değiştirmeyeceğim kabul ediyorsan böyle geleceğim.
Rüzgar : Aden bilmem kaç tane erkek olacak ortamda beni delirtme hadi bekliyorum.
Rüzgarın bu şekilde konuşması beni sinirlendirmişti ve bende tüm özgüvenimle elbisemi değiştirmeden tekrar aşşağıya indim. Rüzgar artık deliye dönmüştü bunu anlayabiliyordum
Rüzgar : Hasbinallah !!! Aden ah aden !1
Geliyor muyum binbaşı , sahile ineceğim yoksa ?
İşte böyle rüzgar bey. Hemen arabaya geçip oturmuştum bile arkamdan ise rüzgar bindi ve hiç konuşmadan yola koyulduk. Arabayı sürüşünden bile belliydi hala sinirli olduğu. Direksiyonu o kadar sıkı tutuyordu ki tüm sinirini oradan çıkarıyordu adeta. Ben ise telefonumdan bir şeylere bakıyor arada ise rüzgarı izliyordum.
Buluşacağımız yere varmıştık arabadan inecekken
onu dinleyerek bekledim. Gelip kapımı açtı ve inerken herhangi bir yanlış görüntüye sebebiyet vermemek için önümde durmuştu. Üzgünüm rüzgar alışacaksın bunlara .
İçeri girdiğimizde Rüzgar herkesle selamlaştı ve beni göstererek
Ne ? Ne demişti o arkadaşım mı ? Arkadaşınsam burda ne işim var benim? Ya bana sinirlendiği için acısını çıkarmak istiyordu ya da ortamda bulunan kızların önünü kesmek istemiyordu. Ben hemen düşüncelerimi toparlayıp yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirip herkesle tanıştım. Oldukça kalabalıklardı ve içlerinde çok güzel kızlar vardı. 2 tane çift vardı biri evli diğeri ise nişanlı.
Yani geriye 3 bekar kız kalmıştı radarımda olması gereken. Herkes gelmişti , yerlerimize oturduktan sonra sohbet oldukça koyulaştı. İçlerinde Melisa isimli olan kız dikkatimi çekiyordu. Rüzgara karşı oldukça samimi ve ilgiliydi içimdeki kıskançlık fırtınalarına zor engel oluyordum. Fakat şu an rüzgarla bu konu hakkında tartışıp moralini bozmak istemiyordum. Baş başa kaldığımızda bu rahatsızlığımı dile getirecektim. Herkes çok keyifliydi , ben hariç telefonuma gömülmüş ırmağa olanları anlatan bir mesaj yazıyordum. Rüzgar bunu fark etmiş olacak ki ?
Rüzgar : Bir sorun mu var güzelim?
Rüzgar asla anlamamış gibi sohbetine devam etmişti. Bilerek yapıyordu sanki beni çıldırtmaya çalışıyor ve intikam alıyordu. kızlar arada bir bana sorular soruyor sohbete dahil etmeye çalışıyorlardı , ayıp olmaması adına telefonu bırakıp onlara dahil oldum. İşte tam da hissettiğim gibi Evli olan sude söze girdi
Sude: Melisa ne zamandır bu anı bekliyorsun gidip konuşsana artık rüzgarla ne duruyorsun? Aden bu arada rüzgar ve melisa çocukluk aşkları birbirlerinin. Çocuklukla da kalmış gibi görünmüyor.
Melisa: Yani birbirimizi en iyi biz tanırız. Aramıza da kimse giremedi bu zamana kadar zaten izin de vermem. Bu gece bitmeden konuşacağım rüzgarla zaten.
Melisa resmen gözümün içine bakarak söylemişti bunları. Yaptıkları şeyin ne kadar ayıp ve terbiyesizce olduğunu bilmeden konuşmaya devam ediyorlardı. Sonuçta ben rüzgarla gelmiştim oraya arkadaşım dese bile bu konuşmalar doğru değildi. Belki de bilerek konuşuyorlardı bilmiyorum ama artık sinirlerim iyice bozulmuştu. O sırada yanıma adının hakan olduğunu hatırladım kişi geldi.
Hakan: Rahatsız etmeyeceksem oturabilir miyim ?
Tabi
Hakan : Tanışmamızda bir sakınca var mı peki ?
Hayır ne gibi bir sakınca olabilir ?
Bende Aden yıldırım , müzik öğretmeniyim. Bu arada benim…
Cümlemi bitirmeden Rüzgar bir hışımla yanıma geldi.
Rüzgar : Bir sorun mu var hakan hayırdır ?
Hakan : yok kardeşim adenle tanışıyorduk.
Rüzgar : Tanışmanızı gerektiren bir durum yok. Müsaade eder misin şimdi ?
Hakan : Tamam abi sakin ol ya.
Hakan yanımızdan ayrıldıktan sonra Rüzgar sinirli bir ifade ile
Rüzgar : Sohbet sardı herhalde
Gelmeseydin görecektim sarıyor mu diye ama böldün işte…
Rüzgar : Aden kalk dedim sana.
Rüzgar elimden tutup yerimden kaldırdı ve herkese dönerek İyi akşamlar herkese diyerek kapıya yöneldi. Tam o sırada melisa arkamızdan
Melisa: Ben seninle bir şey konuşacaktım
Dediğinde gözleri bana çevrilmişti yani kısaca yalnız bırakmamı istiyordu. Ben artık dayanamıyordum ve arkamı dönüp ayrıldım mekandan. Hemen bir taksi çevirdim ve evi tarif ettim. Ben ne yaşamıştım son 2-3 saat içinde kamera şakası mıydı ? Olanları düşündükçe gözyaşlarıma engel olamıyordum. Aslında rüzgar haklıydı biz sevgili olmamıştık , en doğru kelime arkadaştı. Ama bu kelime fazlasıyla canımı yakmaya yetmişti. Içim içimden kopuyordu sanki.
Binanın önünde durduğumuzda taksiciye ödemesini yapıp hızla eve girdim. Çığlıklarım tüm izmiri inletiyor cinstendi. Sanki içimden bir şeyler sökülüyor gibi. O an etrafta ne varsa kırıp dökmeye başladım. Içimdeki siniri kıskançlığı yatıştırmaya çalışır gibi. Sonra olduğum yere çöktüm ve ağlamam artık yavaşlıyordu. Derin derin nefes alarak kalkmaya yeltensem de gücüm yoktu bir süre kaldım oturduğum yerde. Kapı çalmaya başladığında kimin geldiğini anlamam pek de zor olmamıştı. Rüzgar kapıyı alacaklı gibi çalmaya devam edip bir yandan da “Aden aç şu kapıyı kırdırma bana “ diye haykırıyordu. Daha fazla rezil olmamak adına gidip kapıyı açtım tam içeri girip bana sesini yükselteceği sırada evin halini görüp
Rüzgar : Aden...Aden iyi misin ? Bir yerinde birşey oldu mu ne yaptığını sanıyorsun sen?
Rüzgar : Aden hala üste çıkmaya çalışıyorsun ya şu evin haline bak sen beni anlamakta neden bu kadar zorlanıyorsun ?
Artık dolmuştum Rüzgara karşı ve son damla da bardağı taşırmıştı
Ya rüzgar sen ne diyosun ? Beni arkadaşlarınla tanıştırmaya götürdün ve beni “Arkadaşım” olarak tanıştırdın. Ben senin arkadaşın mıyım gerçekten ? Ben senin arkadaşınsam bizim bu yaşadıklarımız ne , neden bu haldeyiz? Hadi bak ben onu da geçtim o o**** sana aşıkmış tüm gece masada kızın sana olan aşkını dinledim ben. Ne dedi sana çıkışta itiraf etti mi melisacığın. Konuşsana be adam niye susuyorsun? Ya rüzgar Allah aşkına biz ne yaşıyoruz şu an bana bir şey söyle susma artık.
Diye bağırmaya başlayıp elimdeki bardağı yere fırlattım. Benden böyle bir şey beklemiyordu , donup kalmıştı belki de kelimeleri tükenmişti.
-Git rüzgar , biz birbirimize zarar veriyoruz git.
Rüzgar : Şu an mantıklı düşünemiyoruz güzelim gel oturalım sakince konuşalım.
Beni sakinleştirmeye çalıştığı her halinden belliydi. Beni koltuğa oturttu ve kendisi yerdeki cam kırıklarını süpürmeye başladı ben ise hala iki göz iki çeşme ağlıyordum. Aslında bu kadar ağlamamın en büyük sebebi sevgime sahip çıkıyor olamayışımdı , sevgilim o benim diyememekti , öylece kalıp onları dinlemekti. Geç anladım.
Rüzgar ortalığı toparlayıp kahve yapmaya gitmişti elinde iki kahve ile yanımdaki koltuğa oturdu. Ben ise dizlerimi kendime çekmiş küçük bir çocuk gibi öylece durup ağlıyordum.
Rüzgar : iyi misin güzelim konuşalım mı ?
Neden gitmiyorsun , bak melisa seni bekliyordur , bekleyenin de var ne güzel gitsene !
Rüzgar : benim gidecek tek yerim senin yanın. Dönüp dolaşıp sana gelirim ben benim başka yerde işim yok. Anladın mı?
Anlamadım rüzgar bey anlatsana bir daha
Sesim oldukça sinirli ve kırgın çıkmıştı. Rüzgarın komiğine gitmişti ve artık onunda sinirleri bozulmuştu kahkaha atıyordu. Ah aden koca adamı da kendini de delirttin en sonunda al sana ilişki.
Rüzgar : tamam anlatayım aden hocam. Melisayla çocukluk arkadaşıydık...
Rüzgar siktir git şurdan anlatıyor bir de
Rüzgar : Dinle aden dinle. Melisayla çocukluk arkadaşıydık evet ama daha sonra bana duygularından bahsedince ben arkadaşlığımızı bitirdim. Hatta senelerdir onu görmüyordum bile bu gün de geleceğinden haberim yoktu Sude planlamış tamamen. Çıkarken de tam yine bir şeyler anlatacaktı ki izin vermedim sevdiğim var diyerek arkandan gelmeye başladım. Anladın mı şimdi ?
Anlamak istemiyorum.Bana sürekli sesini yükseltiyorsun farkında mısın rüzgar ? Ben senin neyinim bazen karşında kimin olduğunu unutuyorsun.
Rüzgar :Hahh şimdi o konuya geliyorum. Bak aden seni daha öncede bu konuda uyarmıştım ve sen orda bana inat gidip elin herifiyle sohbet ediyorsun. O adamın bakışlarını görmedin mi sen ? Birde böldün diyorsun bana. Sen beni deniyor olabilir misin? Ya da ... vaz mı geçtin aden... bizden ?
Ya sen gerçekten salak bi adamsın görmüyor musun sen benim halimi bunu gelip sorabiliyorsun bana ? Seni uzaktan sevmenin ne kadar zor olduğunu , sana benden daha çok yakın olan herkesi silip atmak istediğimi , sana dokunamayıp sadece izleyebilmenin ne kadar zor olduğunu göremiyor musun?Ben senin yüzünden delirmenin eşiğine geldim hatta delirdim hastanede yattım .Benim vücudumu ilaçla doldurdular yine seni istedim ben. Vazgeçtiğim için miydi sence ? Sen ne yaptın herkesin karşısına geçip “Arkadaşım” dedin. Kusura bakma burada bir duracaksın binbaşı kimin vazgeçtiği ap açık ortada.
Uzun süre ikimizde konuşmadık ben gözlerimden süzülen yaşları siliyordum o ise kafasını yere eğmiş öylece duruyordu. Ben artık dayanamayıp kısık bir ses tonuyla
Rüzgar ben senin arkadaşın myım gerçekten ?
Rüzgar hafif tebessüm ederek tam önümde durup dizlerinin üstüne çöktü ellerimden tuttu ve ellerimi öpmeye başladı
Rüzgar : Sen benim sevdiğim kadınsın , sen benim bu hayatta paylaşamayacağım en özelimsin, sen benim evimsin , eksik kalan yanımsın. Aden ben seni gerçekten seviyorum hemde öyle böyle değil yani deli gibi...Sadece korkuyorum sana bu hayatı yaşatmaktan daha önce de söyledim ben bir askerim. Yarınım belli değil benim , ve seni ardımda bu şekilde bırakmak benim son isteyeceğim şey olur. Aden bak bizde herşeyden önce Vatan gelir. Ben sana bir gelecek vaad edip sözümü tutamamaktan korkuyorum. Yoksa sen , sen benim eksik kalan yanımsın , ben bir yapbozdum ve eksik parçamı yıllardır bulamıyordum , sendeymiş. Şimdi anlıyor musun neden böyle davrandığımı ?
Benim geleceğim hakkındaki kararlı sen mi alıyorsun rüzgar ? Benim ne düşündüğümün bir önemi yok mu senin için? Rüzgar sen yanımdayken sana dokunamıyorum ben emin ol bu durum benim için daha zor. Ve ben seni hayatımda istiyorum. Bana gelecek vaad etmeni de istemiyorum bırak su akıp yolunu bulsun.
Rüzgarı gözleri dolmuştu dediklerim karşısında ve beni elimden tutarak kaldırdı ellerini belime , başını ise saçlarıma gömdü. Ellerimi hızla boynuna doladım ve kulağına
Uzun süre bu şekilde kaldıktan sonra hemen kalkıp birer kahve yaptım. Kahvelerimizi yudumlarken uzun uzun sohbetler edip gülüşüyorduk. Ardından çalan bir telefon dağıtmıştı tüm dikkatimizi çalan benim telefonumdu ve tam önümüzdeki sehpanın üstünde duruyordu. Arayan kişiyi gördüğümde şok olmuştum beni aramayalı seneler olmuştu Rüzgar ise sadece telefonun ekranına bakıyor ve kendini git gide sıkıyordu .Ben artık ne diyeceğimi bilemiyorum biz normal bir gün geçiremeyecek miydik ? Çağrıyı reddetmek için telefonumu elime aldığımda
- Rüzgar neden aradığını bilmiyorum.
Telefonu açıp hoparlöre verdim , rüzgar duysun istediğim için. Çünkü gerçekten Mert ile senelerdir konuşmuyorduk ve şu an araması çok saçmaydı. Ve tam da yeni mutlu olmuşken. Zamanlaması harikaydı gerçekten
- Efendim Mert bir sorun mu vardı ?
Mert : Seni aramam için bir sorun mu olması gerekiyor öğretmenim.
Mert : Hayırlı olsun demek istedim. Benden sonra ilk defa senin adının yanında bir erkek adı duydum.
-Teşekkür ederim bittiyse kapatıyorum.
Mert : dur bi ya eski arkadaş olarak da konuşamayacak mıyız.
Öğretmen olmuşsun belliydi zaten senin çocukları çok sevmenden. O Unutulmayacak sesinle ne şarkılar söylüyorsundur , sesini özlemişim aden.
Mert : Mutlu olmanı istiyorum. Benleyken olduğun gibi olabilecek misin o adamla?
-ben kapatıyorum sen alkollüsün ne dediğini bilmiyorsun
Mert : Sen istesen de istemesen de hep benimsin ve bunu bu adam nasıl kabul etti anlam...
Mert sözünü bitirmeden telefonu kapattım
-Rüzgar ben anlamıyorum gerçekten neden aradı bilmiyorum ne yapmak istediğini nerden duyduğunu bilmiyorum.
Rüzgar : Aden ben gidiyorum bir süre tek kalmaya ihtiyacım var ve sen arkamdan gelmiyorsun.
Rüzgar koşar adımlarla çıktı ve kapıyı hızla kapattı. O kapattığı sert kapı yüzüme çarpmıştı sanki . Mert nerden çıkmıştı şimdi ? Zaten kayra konusunu zor hallediyordum bir de bu çıkmıştı. Rüzgar sinirlenmekte oldukça haklıydı ben olsaydım bu kadar sessiz kalabileceğimi düşünmüyorum. Rüzgara hak verdiğim için bana kızacak olmasına rağmen arkasından gittim. Biraz dolandıktan sonra aklıma sahile gitmiş olabileceği geldi. Sahilde bir süre onu aradıktan sonra görüp yanına yavaşça yaklaştım
Rüzgar : kalbini kırmak istemiyorum aden
- Şu an çok daha kırılıyor lütfen sessiz kalma
Rüzgar oturduğu yerden kalktı ve sinirden dolmuş olan gözleri ile
- O şerefsiz... aden o adam senin hakkında , bizimle ilgili nerden biliyor ?
- rüzgar ne ima ettiğini anlıyorum sinirlisin fakat dinlemen lazım beni
- ya aden neyi dinlemem gerekiyor sürekli dinle dinle dinle. Neyi dinleyeceğim aden neyi ? O adamın seni benden daha iyi tanıyor oluşunu mu ? Senin onun konuşmasından alkollü olup olmadığını anlayacak kadar tanıyor olmanı mı ?
Rüzgar adeta ateş saçıyordu onu daha önce çoğu kez sinirli görmüştüm fakat bu kadarına tanık olmamıştım. Sakinleşmeden dinleyeceğe benzemiyordu Ona biraz daha yaklaştım ellerini tuttum
-sevgilim beni dinlersen sorularına yanıt bulabilirsin sadece. Bak o benim için artık yok belli ki huzurumuzu kaçırmak istedi ve yaptı da. Beni tanıyor olabilir fakat beni senin kadar anlayamaz. Ben onu tanıyor olabilirim ama o benim için sadece eski bir tanıdık olarak kaldı. Lütfen aramızı bozmasına izin verme
- o herif bizim aramızı bozamaz zaten aden
- Eee o zaman sevgilim yapma lütfen
- en son ne zaman konuşmuştunuz ? Nereden biliyor beni ?
- Oldu baya konuşamayalı hatırlamıyorum ırmağın doğum gününde karşılaştık geçen sene o kadar. Irmak kızlara seni anlatmıştır büyük olasılıkla onlardan duymuştur.
- Aden ben gerçekten yanlız kalmak istiyorum
-Rüzgar ben seni bırakmam , benden bunu isteme.
Rüzgarın son sözünden sonra orda durmamın hiçbir anlamı kalmamıştı. Sinirliydi ona hak veriyordum fakat beni yanında istememesini anlayamazdım. Hızlıca eve gittim ve bu sefer ağlamayacaktım. Benim hiçbir suçum yoktu telefonu da kendisi açtırdı ve konuşmalarımı duydu. Ben elimden geleni yapmıştım artık. Haklı olmamın verdiği bir güven vardı içimde kendime kahve yaptım ve camın önüne geçip içmeye başladım. Saat oldukça geç olmuştu. Ve benim gözüme uyku girmiyordu. Evet ağlamıyordum haklıydım ama rüzgarı çok merak ediyordum. Telefonumu elime aldım
Rüzgar : gerçeği mi duymak istiyorsun ?
Sorduğum sorulara kısa kısa verdiği cevaplardan hala sinirli olduğunu anlamıştım ve daha fazla onu zorlamayacaktım. Yatağıma uzandım ve bir şeyler izlerken uyumaya çalıştım.
Gözümü açtığımda telefonu elime aldım herhangi bir mesaj veya arama yoktu. Saate baktığımda ise okula geç kalmak üzere olduğumu fark edip hızlıca hazırlandım ve okula gittim.
Deniz sanırım bir şeyler olduğunu anlamıştı ki müdüre biraz rahatsız olduğumu söylemiş. Okuldakiler beni görünce şaşırmışlardı ben ise denizin söylediği pembe yalana ayak uydurarak daha iyi olduğum için gelmek istediğimi açıkladım.Deniz sanki müsait bir zaman kolluyordu konuşmak için. Rüzgar hala aramamış ve mesaj atmamıştı ve bende kararlıydım bende aramayacaktım. Her sorunun cezasını bana kesemez , beni kendi ile cezalandıramaz.
Öğle arasında Deniz hemen yanıma geldi
Deniz : Aden bir şey mi oldu ? Sen geç kalmazdın ve kötü görünüyorsun.
- deniz dün rüzgar ile birlikteyken beni mert aradı
Deniz : Neee?!!! Mert nerden çıktı aden ya bir günün olaysız geçmiyor be kızım
-Deniz senelerdir aramayan adamın rüzgarın yanında arayası geldi ben ne yapabilirim.
Bu son dediğim denizi oldukça güldürmüştü. Hemen kendini toparlayıp
Deniz : kusura bakma aşkım böyle bir cevap beklemiyordum
-Ya adam bileti bana kesti çekti gitti , peşinden gittim bana git dedi deniz benim ne suçum var? Ama bu sefer ben adım atmayacağım kendisi oturup düşünsün biraz.
- Deniz haklı olabilir ama beni istememesi anlamına gelmiyor haklı olması
Deniz : tamam canım sen sakin ol istersen çıkışta bir kahve içelim?
- iyi olur ama eve gidelim olur mu ? Hem belki senin de bana anlatmak istediğin şeyler vardır belki
Deniz : yengen olmam gibi mi ?
- Neeee!!! Ciddi misin deniz çok sevindim. Abime bak be buldu tabi güzelim kızı kaçırmadı.
Deniz : bende onu kaçıramazdım
Denizin söyledikleri karşısında oldukça şaşırdım evet konuştuklarını biliyordum fakat sevgili olduklarını bilmiyordum. İkisi adına da çok mutlu oldum , onlar bu mutluluğu çoktan hak etmişlerdi bile. Peki biz ? Biz de hak etmiyor muyduk bu mutluluğu ?
Son dersin de bitiş zili çalmıştı artık arabama doğru yöneldim ve denizi beklemeye başladım. Ah be deniz benim yanıma gelirken değil abimin yanına giderken süslenmen gerekiyor diye söyleniyordum kendi kendime. O sıra arkamdan gelen bir ses içimden şimdi sıçtın aden dedirtti bana
- mert senin ne işin var burada
Mert : Hayırlı olsuna geldim güzelmiş okulun
- teşekkür ederim ama arkadaşımı bekliyorum gitsen iyi olacak
Mert : o kadar yoldan geldim aden bir kahve içemez miyiz
- Üzgünüm arkadaşıma sözüm var hem gelirken bana mı sordun mert ne bu tavırlar yıllar sonra ?
Mert : Senin gibi bir sevgilim olsaydı şu an onu her okul çıkışında almaya gelirdim.
Deniz güler yüzle bana yaklaşıyordu ki yanımdaki merti fark etmiş olacak başını salladı bu kim diye dudaklarını oynatarak. Ben ise hiçbir cevap veremeden Mert elini uzattı
Mert : Mert ben adenin eski bir arkadaşı
Deniz : çok memnun oldum ama adeni götürmem gerek kusura bakma
Mert : aden konuşmak istiyorum
- Konuşacak bir şeyimiz yok demiştim sana karşıma çıkma artık benim bir sevdiğim var ve çok mutluyum.
Deniz ben son cümlemi söylerken çoktan arabaya binmişti bile bende cümlemi bitirip hemen arabama bindim mertin cevabını beklemeden ve hemen okuldan ayrıldık.Arabada uzun süre sessiz kaldıktan sonra deniz bu sessizliği bozmuştu
Deniz : Rüzgara söyleyecek misin
Deniz : Söylemezsen ve başkasından duyarsa daha da sinirlenir
- haklısın ama ... Offf benim hiç yüzüm gülmeyecek mi allah aşkına. Bıktım artık ben bunu rüzgara nasıl söyleyeceğim şimdi
Deniz : ben yanındayım eve gidince ara
- tamam teşekkür ederim deniz sürekli benim dertlerimle uğraşıyorsun sende
Deniz : saçmalama aden benim çok stabil bir hayatım vardı şimdi ise olaydan olaya koşuyorum senin sayende çok heyecanlı
- tabii gel bir de bana sor nasıl heyecanlı
Deniz kahkaka atmıştı resmen son söylediğim sözden sonra.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
38.32k Okunma |
2.1k Oy |
0 Takip |
74 Bölümlü Kitap |