Eve gitmeden marketten bir şeyler aldık ve eve gidip poşetleri yerleştirdikten sonra deniz
Ilk olarak mesaj atmam gerek müsait olmayabilir
Rüzgara mesaj attım “ Rüzgar seninle önemli bir şey konuşmam gerek müsait olunca beni arar mısın ?”
Aradan sadece 1-2 dakika geçmişti ki telefonum çalıyordu “Binbaşım” yazısını görünce telefonu hemen açtım
Rüzgar : İyi misin bir şey mi oldu biri bir şey mi yaptı?
- Hayır sadece sana anlatmak istediğim bir şey var
Rüzgar : Aden daha fazla uzatmadan anlatır mısın bu şekilde çok daha fazla geriliyorum
- Bu gün okuldan çıktıktan sonra denizi bekliyordum arabamın orda
Dediğim anda telefonda bir kıyamet kopmuştu adeta Rüzgar bir yerleri yıkıp döküyordu ses dışarı da çok fazla geliyor olmalıydı ki deniz elleriyle şaşkın bir şekilde ağzını kapatıyordu. Onu hiç böyle görmemişti tabi.
- Bende istemediğimi söyledim ve denizle arabama binip eve geldik.
- evet. Bir şey demeyecek misin ?
Rüzgar artık heryeri kırıp dökmüş olacak ki yanına biri girip binbaşım iyi misin diye sordu , rüzgar ise çık diye bağırdı.
Dedi ve cevabımı beklemeden kapattı.Deniz ne diyeceğini bilmez bir tavırla yanıma yaklaştı beni koltuğa oturttu.Ve bir bardak su getirdi fakat benim suyu içecek gücüm bile kalmamıştı. Rüzgar bu hareketleri ile beni cezalandırıyordu aslında. Ve artık ben adım atmayacaktım kendi hatasını anlamasını bekleyecektim. Ve bu sürede hiç moralimi bozmak gibi bir düşüncem yoktu denize dönerek
- Biraz da biz eğlenelim kafa dağıtalım hadi gel sana da benim elbiselerimden birini ayarlayalım
Deniz sanırım delirdiğimi düşünüyordu tekrar. Ben ise eğlenmek istiyordum. Dolabımı açıp “emrinize amade” dedim denize gülerek deniz ise hemen birkaç elbise seçip denemeye başladı ben ise kafamda çoktan ayarlamıştım ne giyeceğimi. Hazırlanmamız oldukça kısa sürdü sanki bu anı bekliyormuş gibi.
Arabayı almak yerine taksiyle gittik burası İzmirde oldukça ünlü bir mekandı ve gerçekten çok eğleneceğiz gibi duruyordu. Hemen masamıza geçtik ve eğlenmeye başladık ben yine kendimi kaptırmış gibi şarkı söylemeye başlamıştım. Sonrasında çalan bir şarkı “Senin de aşkın yalanmış”. Rüzgarın arabamın önünü kestiği zaman geldi aklıma ve bende sanki o burdaymış gibi Yalanmış kısmında tüm gücümle bağırdım.
Deniz ve benim fazlasıyla buna ihtiyacımız varmış , dans edip eğleniyorduk. Arada bir abim onu yoklamak için arasa da asla karışmazdı böyle şeylere , bir insanın hayatını asla kısıtlamazdı ve bu benim abimde en sevdiğim özelliğiydi.
Biraz zaman geçtikten sonra deniz küfür ederek kafasını yana çevirdi ne olduğunu anlamak için kapıya yöneldim. Mert gelmişti , ve hiçbir şey söylemeden beni kolumdan tutarak kaldırdı o sırada deniz tam ayağa kalkıyordu ki ona elimle dur işareti yapıp halledip geliyorum dedim dudaklarımla. Mert beni kapıya çıkardığında hala kolumu sıkı sıkı tutuyordu
Mert daha cümlesini bitiremeden mertin beni tuttuğu eli bir anda ters çevrildi ve Rüzgar beni arkasına almıştı
- Bir daha sevdiğim kadına dokunursan o elini sadece kırmakla yetinmem. Anladın mı beni ? Şimdi siktir git burdan
Mert hızla uzaklaşmıştı yanımızdan benim ise zaten hazırla bekleyen göz yaşlarım akmaya başlamıştı. Rüzgar içeri girip denize eliyle gel dediği an mekanın sahibi rüzgarı görmüş olacak ki hemen yanımıza geldi
- Binbaşım sizi burda görmek ne güzel buyrun lütfen
- Ahmet kızların hesabını bana yaz
Rüzgar kafasıyla eyvallah dediğinde ismi Ahmet olan beyefendi uzaklaştı. Denizin elindeki kabanımı alan rüzgar hızla omuzlarıma taktı ve mertin sıktığı elimi tutarak
Rüzgar hafif bir tebessüm etmişti bu iyi bir şeydi artık konuşabilirdik. Deniz bunu anladığı gibi hemen
- gençler saat çok geç olmuş ben kaçıyorum size iyi sohbetler
- Hiçbir yere gitmiyorsun Arasın ( abim ) emri üzerine seni de ben bırakacağım.
Abim ne alakaydı şimdi haberi var mıydı yani ? Ayrıca ne bu samimiyet o benim abim bana yaşattıklarını duysa seni öldürür rüzgar bey. Neyseki deniz ikiletmeden arabaya bindi ve denizi bıraktık. Bir süre sessiz kaldıktan sonra
- O herif şanslı günündeydi , üzerimde üniformam olmasaydı benden zor kurtulacaktı. Umarım bir daha karşılaşırız Mert bey bakalım ismin kadar mert misin ?
Rüzgar benimle konuşmuyordu şu an içindekileri döküyordu ve kendi kendine cevap veriyordu. Ben ise ne zaman bu hale geldik , mutlu olmayı hak etmiyor muyuz diye düşünürken ağlamaya başlamıştım yine. Başım cama dönüktü rüzgar ilk başta fark etmese de sonrasında fark etmiş olacak ki dörtlülerini yakıp arabayı sağa çekti
Cevap vermek istemiyordum , sadece başımı evet anlamında salladım
Rüzgar : o yüzden mi ağlıyorsun aden
-Ne istiyorsun ne dememi bekliyorsun?
Rüzgar : Neden ağlıyorsun şimdi?
- sence rüzgar şu halimize bak biz neden mutlu olamıyoruz
Rüzgar başını direksiyona koydu ve bir süre öyle kaldı ben ise ağlamaya devam ediyordum. Sanırım düşünüyordu fakat ben artık sıkılmıştım ve hafifçe omzuna dokundum. Rüzgar bir anda irkilip doğruldu .
Rüzgar : sen bana böyle bakarsan ben sana nasıl dayanacağım ?
Derken bile ağlıyordum çünkü artık bu yaşadıklarımız oldukça yormuştu beni. Ne aklıma ne kalbime söz geçirebiliyordum. Ve haksız yere cezalandırılmanın yükünü taşıyamıyordum.
Gözyaşlarım artık benden bağını koparmıştı asla durmuyorlardı ben gözyaşlarımı sildikçe akıyorlardı daha sonra ben aktıkları için onlara sinirleniyordum. Rüzgar ise hafif tebessüm ederek bana bakıyordu ki artık dayanamayıp
Diyerek beni kendine çekti sanki günlerdir bu cümleyi duymayı bekliyormuş gibi hemen rüzgarın boynuna atladım. Rüzgar ise beni bir anda kaldırıp kendine çekti ve kucağına aldı. Şu an ona bu kadar yakın olmak benim kalbimi yerinden çıkaracak gibiyidi. Bir yandan saçlarımı okşuyor bir yandan öpüyordu ben ise onun omzunda ağlamaya devam ediyordum.
Rüzgar : Tamam artık güzelim ağlama
Arabadan indik ve biraz hava aldıktan sonra
Rüzgar : Başka bir ihtimal düşünmüş müydün ?
Evet
Rüzgar : Ah aden ah. Sen beni deli edersin sonumuz hayrolsun. Seninle konuşacağız ve ondan sonra bu konuyu tamamen kapatacağız. Ama şu an bana sarılman lazım.
Rüzgar o kadar sıkı sarılıyor ki , kaybetmekten korkuyor ve elinden kayıp gidecekmişim gibi sanki. Uzun bir süre kaldık öyle ikimizin de ayrılmaya hiç niyeti yoktu.
-Hadi gel bana gidelim , orda devam ederiz konuşmaya
Rüzgar : İşe dönmem lazım güzelim
- Bu saate? sen nöbete gitmezsin ki ?
- Gitmem gereken durumlar oluşabiliyor.
başımı olumlu anlamda salladım , elimi sıkı sıkı tutup arabaya bindirdi. Kendisi de bindikten sonra beni eve bıraktı
-Gelecek misin işin bittiğinde ?
-en kısa sürede yanında olacağım merak etme
Ben hızlı adımlarla eve çıktım. Ve camdan baktığımda rüzgar ışıkların yanmasını bekliyor olmalıydı ki ışıkları açtığımda arabayı hareket ettirmişti. Kendime bir kahve yaptım ve koltuğa uzandım elimdeki telefondan bir şeyler izliyor ve gelen mesajları yanıtlıyordum
Rüzgar : Bana yazmadığına göre önemli bir işin var
- gelen mesajlara dönüyordum , gittiğinde yazarsın diye düşünmüştüm
Rüzgar : geldim güzelim geldim
Rüzgar : bende yanından ayrıldığım her saniye özlüyorum
Rüzgar : 2-3 saat sonra çıkacağım.
Rüzgar : Güzelim sen uyu saat geç olur . Yarın sabah konuşalım olur mu ?
Rüzgar : hadi güzelim beni dinle
-Tamam dikkat et kendine ve birşey olursa hemen yaz bana.
Rüzgar son mesajımdan sonra görüldü bıraktı. O her nöbette olduğunda içimde bir sıkıntı oluyordu sanki her an görev gelecek ve gidecek gibi. Çünkü kolay kolay kalmıyordu nöbete bu benim korkmam için oldukça gerekli bir sebepti. Yine de uyumam iyi olacaktı son günlerde yaşadıklarımdan dolayı artık ruhen de fiziken de oldukça yorulmuştum.güzel bir uyku çekmek iyi gelecekti.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
39.27k Okunma |
2.21k Oy |
0 Takip |
74 Bölümlü Kitap |