13. Bölüm

13. Bölüm

Sena şahin
asen24

 

Fakat gözümü tam bir kaosun ortasında açacağımı bilmiyordum.

Rüzgar içeride birine deli gibi bağırıp küfür ediyordu. Yataktan fırladım ve hemen odamın kapısını açtım ne olduğunu anlamak için kapıdan bakmak istedim. Rüzgar merti yere yatırmış öldürürcesine yumruklarını savuruyor ve bağırıyordu

- Sana sevdiğim kadına dokunma dedim , sana siktir git dedim neyi anlamadın o**** ç**** ........

Rüzgar ard arda küfür ediyordu ve gözü o kadar dönmüştü ki benim kalktığımı fark etmedi bile. Hızla rüzgarın yanına gidip ağlamaya başladım

-Yapma bırak lütfen çok korkuyorum!!

Rüzgar : odana git aden

-Polisi arıyorum

Rüzgar : Hiç kimseyi aramıyorsun aden !!!! benim çocuklar gelmek üzere

Rüzgarın lafı tam bitmişti ki kapıdan giren sayısını bile bilmediğim askerler içeriye girip rüzgarın karşısında hazır ola geçmişlerdi. Ali hemen rüzgarı mertin üstünden alıp

Ali : Abi dur burada değil

Rüzgar : Ali bu piçi al ve ben gelene kadar gözünün önünden ayırma. Ben halledeceğim onu. Askerlerden 2-3 tanesini de göstererek bu evi koruyacaksın asker . En ufak şüpheli durumda bana haber veriyorsun anlaşıldı mı?

-Anlaşıldı komutanım

Ali merti yerden kaldırdı , mert hiç iyi görünmüyordu yüzü kan içindeydi. O an yüzümü buruşturmuş olacağım ki

Rüzgar : bakma şuna !!!!!

Rüzgar gür çıkan sesi kulaklarımı hatta tüm izmiri inletmişti. Herkes gittikten sonra rüzgarın boynuna sarıldım

- çok korktum rüzgar ne oldu onun benim evimde ne işi vardı?

Rüzgar : Anlatacağım güzelim biraz izin ver sakinleşeyim önce

Rüzgar parmaklarını saçlarına geçirip arada bir yüzünü sıvazlıyordu. Mutfağa geçip ikimize de kahve yaptım bu gece bitmeyecek gibi duruyordu. Kahveleri sehpanın üzerine koyduğumda rüzgarın küfürleri hala devam ediyordu. Bende yanına oturduktan sonra sessiz kaldı ve birden anlatmaya başladı

Rüzgar : Evinin yedek anahtarını almıştım abinden herhangi bir durumda girebilmek için, sen özledim diyince yanına gelmek istedim. Ama geldiğimde dış kapı açıktı. Senin bu kadar dikkatsiz davranmayacağını bildiğim için hırsız olduğunu düşünüp benim çocuklara haber verdim. Sessiz bir şekilde eve girdim tüm eve bakındım fakat kimse yoktu son olarak odana girdim. O herif senin baş ucuna oturmuş saçlarına dokunuyordu aden... Ve seni ne kadar özlediğinden bahsediyordu. Arkasından gidip onu çekiştirdim salona sonrasını biliyorsun işte.

- ben hiçbir şey duymamışım en son senin bağırmanı duyup uyandım. Ona ne olacak şimdi?

Rüzgar : Hayırdır aden niye merak ettin ?

- Rüzgar saçmalama sadece kötü görünüyordu ve senin gözün dönmüştü. Bırak gitsin.

Rüzgar : O iş o kadar kolay değil. Ben şimdi gideceğim sende kapıyı kitleyip beni bekleyeceksin.

- hayır rüzgar bende geleceğim seninle yada sende gitmeyeceksin

Rüzgar : Aden sana dediğimi yap

- ben senin askerin değilim rüzgar bana sürekli emir verip durma.Ya bende gelirim yada ikimiz de burada kalırız.

Rüzgar : Ya ben seninle ne yapacağımı gerçekten şaşırdım artık. Ben rüzgar değilim tanımıyorum bu adamı çünkü bu adam deli...Kalk üstüne bir şey al

Rüzgar bunu söylerken oldukça sinirliydi , fakat bu cümlesi benim gülmeme sebep olmuştu. Hemen kalkıp üzerime ilk elime gelen crop bir hırka aldım. Giyip rüzgarın yanına gittim

- hazırım ben

Rüzgar : Aden bunun devamı nerde ?

- Bu kadar bu

Rüzgar : Aden askeriyeye gidiyoruz adam akıllı bir şey giymeyeceksen gelmiyorsun.

- tamam dur bakıp geliyorum

Rüzgara elimle bekle diyerek tekrar odama geçip içlerinde en uzun olan hırkamı aldım

Rüzgar : Kızım senin normal uzunlukta hırkan , ceketin yok mu ?

- en uzunu bu rüzgar hadi gidelim artık

Rüzgar kendi kendine söyleniyordu , bir adam sürekli mi gergin sinirli olur gerçekten anlamıyorum. Adamın tanıştığımızdan beri hiç gülerken görmedim bile. Ah aden adamın yüzünü güldürecek ne oldu ki her gün ayrı bir olay her gün ayrı bir kaosun içindesin.

Rüzgar arabadan inip kapımı açmaya geldi , elini uzatarak inmeme yardımcı oldu. İndikten sonra elini bırakmak için tam parmaklarımı ayırıyordum ki rüzgar bir anda bana döndü ve sert bir bakış atıp parmaklarını daha sıkı kenetledi ellerime. Bu demek oluyordu ki ellerimi bırakmıyorsun. Bu hareketi içimden bir şeylerin akıp gitmesine sebep olmuştu adeta. Askeriye ye girmeden uzanıp rüzgarın yanağına ufak bir öpücük bıraktığım sırada rüzgar elimi bırakmadan belime sarıldı tek eliyle. Aslında onu biraz daha sakinleştirmek istemiştim ama ben bu adamı zaten hiç sakin görmedim.

Ali bizi görüp kapıya çıkmıştı ve rüzgarın gözünün içine bakıyordu sanki tek bir söz bekliyor gibi.

Rüzgar : nerde?

Ali : odada seni bekliyor.

Rüzgar tam içeri girecekti ki elini daha sıkı tutmaya başladım çünkü rüzgarın bu halleri beni oldukça korkutuyordu

Ali : Abi onu niye getirdin ?

Rüzgar : Duruyo mu oğlum beynimi yedi

-O dediğiniz ben oluyorum ve buradayım duyuyorum sizi

Rüzgar : Ali benim odama götür ve yanından ayrılma.

Ali : Hayır bende gireceğim seninle , asker dikerim yengenin başına

Rüzgar : Ben tek gireceğim ve sen Adenin başından bir saniye bile ayrılmıyorsun ali.

Ali bana bakarak odayı gösterdi girmem için rüzgar ise ellerini bıraktığım an arka odaya geçip kapıyı kitlemişti bile. Ben ise odada duran kahverengi deri koltuğa oturup ellerimi yüzüme götürdüm Ali ise tam karşımdaki koltuğa oturmuş tedirgin bir şekilde bir bacağını sallıyordu sürekli.

-Ali ne olacak şimdi

Ali : Valla yenge iyi şeyler olmayacağı kesin. Abiyi ilk defa bu şekilde görüyorum.

- Of ya nerden çıktı bu şimdi , yoruldum artık gerçekten yorulum sürekli rüzgarın başına dert açıyorum resmen

Ali : Ne olduğunu hala bilmiyorum o yüzden yorum yok

- mert benim önceki ilişkim senelerdir ne konuşur ne görüşrüz. Sanırım rüzgarı öğrenince yediremedi. Ilk olarak aradı sonra karşıma çıktı bu gece de ben uyuyorken evime girmiş. Rüzgar da onu yakalamış.

Ali : Siktir o****ç**** Abim ne yapsa haklı

- Ali sende şöyle söyleme bak korkuyorum zaten

Ali : Yenge valla seni daha çok korkutmak istemem ama ben abimi senelerdir tanıyorum ve yanında hiçbir kadın görmedim duymadım. Seni çok seviyor olmalı ki herkesin karşısına çıkartıyor. Ama onun deli yanı var sevdiklerine kimse zarar veremez dokunamaz. Ve ben şu an o odada neler olduğunu tahmin edebiliyorum.

- sağol ali çok rahatladım

Ali odanın içinde volta atmaya başlamıştı. Odanın kapısı tıklandı ve bir asker geldi

-Komutanım odadan sesler çok yükseldi

Ali : yenge beni bekle sakın çıkma buradan

Alinin seslerini duyabiliyordum Abi aç kapıyı !!! Hadi diye kapıyı yumrukluyordu. Rüzgar hiç aldırış etmiyordu alinin seslerine ve ali son kozunu kullanarak “Abi yenge çok kötü” dediği an rüzgar kapıyı açtı ve Hızlı adımlarla yanıma geldi

Rüzgar : lan siz benimle dalga mı geçiyorsunuz?

Ali : Abi yeter bu kadar

Ali askerlere bakıp götürün şunu burdan

Ben ise aliye kısık bir sesle hallederim diyip rüzgarı odaya çektim ve kapıyı kitledim. Rüzgarın ellerinin üstü kan içindeydi ve yüzündeki gerginlik her halinden belliydi. Ellerini tutup öptüm ve ona yaklaşarak

-Sakin ol artık korkuyorum ve seni çok seviyorum

Diyerek dudaklarına ufak bir öpücük bıraktım.

Rüzgar : Şu an yapma

-Yaparsam ne olur ?

Rüzgar : Hiç iyi şeyler olmaz !

-Olmasın o zaman binbaşım

Rüzgar : Aden beni zorlama güzelim

- zorluyorum binbaşım

Dememle birlikte rüzgarın dudaklarına yapıştım. Rüzgar ilk başta tepki vermesede sonrasında ellerini belime koydu ve aramızdaki mesafeyi iyice kapatı. Sanki tüm sinirini dudaklarımdan çıkartıyor gibiydi. O sırada çalan kapı ayırdı dudaklarımızı

- Abi çay ister misiniz ? Diye bağırıyordu Ali kapının arkasında

Rüzgar da bende gülmemize engel olamayıp kahkaha atmaya başladık

- 2 sert kahve ali kahve getir

Rüzgar sinirli bir şekilde söylemişti bunu sanki tam zamanıydı ali der gibi. Ben ise kilitli olan kapının kilidini açtım ve rüzgarın koltuğunun karşısındaki koltuğa oturdum.Rüzgar ise yerine geçti ve bir süre açık olan bilgisayarın ekranına bakıp bir şeyler okuyordu. Artık sabah olmak üzereydi ve benim okula gitmem için sadece 2 saatim vardı.Rüzgara eve gitmem gerektiğini söyleyecektim ki anlamış bir tavırla

Rüzgar : Çok az bir işim kaldı hemen çıkacağız

Tamam anlamında salladım başımı. Ve kahvemi içmeye devam ettim.Bir süre sonra

Rüzgar : güzelim işim bitti çıkalım mı?

- çıkalım ama bir şey demek istiyorum sana.Tanıştığımız günden itibaren sürekli başına dert açıyorum rüzgar , sürekli bir şeyler yaşatıyorum mesleğini tehlikeye atacak şeyler. Eğer bu durum seni....

Daha sözümü bitirmemiştim ki rüzgarın o sakin ifadesi bir anda sertleşti

Rüzgar : Güzelim senin yine o küçük aklında neler döndü bilmiyorum , asla da öğrenmek istemiyorum...Ve sabah sabah gerilmeye de hiç niyetim yok o yüzden hadi bakalım gidiyoruz.

Rüzgar yerinden kalkıp yanıma geldi saçlarımdan öptü ve elini uzattı tutmam için bense hemen yerimden kalkıp ellerimi kenetledim ellerine ben bu adama deliriyorum. Ben bu adamı gerçekten seviyorum.

Benim evime gelip arabayı park etti

Rüzgar : Ben burada bekliyorum güzelim , hazırlan gel

- Yukarı gelsene burda niye bekliyorsun

Rüzgar : Burada beklemem daha iyi olur

- Rüzgar bak bu iki oldu , neden bir sorun olmadıkça evime gelmemekte ısrar ediyorsun?

Rüzgar : Güzelim öyle birşey yok zaten hazırlanıp okula geçeceğiz

- Şu an yalan söylüyorsun ve ben bunu anlayabiliyorum , yanlız kalmak istemiyor musun benimle sorun bu mu ?

Rüzgar : Aden başlamayalım yine lütfen

- Tamam rüzgar başlamayalım

Sanki benimle yanlız kalmak istemiyor , korkuyor gibi. Anlam veremiyorum bu hareketine ve oldukça da kırıyor.Kafamdaki o soruya inanmak istemiyorum. Yakınlaşıp aramızda birşeyler olmasını... benimle birlikte olmak istemiyor olabilir miydi yaşadıklarım yüzünden ? Kafamda yine cevapsız sorularla hızlıca eve çıktım hazırlandım kendi arabamın anahtarını aldım ve indim. Rüzgarın tarafına geçtim bunu görünce kapıyı açtı

Rüzgar : Güzelim geç kalacaksın bin hadi

- Ben kendi arabamla gideceğim , çıkışta gelmem daha rahat olur

Rüzgar : çıkışta da ben alacağım için seni gayet rahat gelirsin.

- Gerek yok rüzgar gerçekten kendim gitsem daha iyi olacak sende eve git dinlen hiç uyumadın

Rüzgar : Ben dinlenirim aden gel bırakayım işte zorlama

- Görüşürüz dikkat et birşey olursa haber ver bana

Cümlemi bitirip hemen kendi arabama yöneldim , haraket ettiğimde başımı eğerek görüşürüz dedim ve ayrıldım. Kafamda ki bu soruya cevap bulamadan kendime gelebileceğimi sanmıyorum. Onu öpmek istediğimde de geri çekilmişti , evime ise gerçekten bir sorun olmadığı sürece veya yanımızda birileri olmadığı sürece gelmiyordu. Ve bu sorunun yanıtını almadan onunla eskisi gibi olmak istemiyordum. En başta söylemiştim ona anlatmıştım durumu ve kabul etmek zorunda olmadığını isterse gidebileceğini söyleyip açık kapı bırakmıştım. Kendisi gitmedi , yargılamam seni dedi şimdi ne oldu gerçekten anlam veremiyorum.

 

Okula geldiğimde geç kalmamış hatta biraz erken gelmiştim , kendime kahve yaptım. O günkü ders programıma göz gezdirdim. Kapıdan giren Deniz ve Kayra bir şeyler konuşuyor ve gülüşüyorlardı hemen kendimi toparladım ve onların sohbetine dahil oldum. Rüzgar yine kendini haklı görüyor olmalıydı ki ne aramıştı nede bir mesaj atmıştı. Dersler bittikten sonra öğretmenler odası boşalmaya başlamıştı bu gün resmen okuldan çıkmak istemiyordum. Kendime kahve yaptım ve notlarıma bakmaya başlayıp sınav soruları için ön eleme yapıyordum.

Deniz : Aden sen çıkmadın mı hala ?

Notlara bakıyordum canım

Deniz : İyi misin

Bilmiyorum

Deniz : anlatmak ister misin ?

Olumlu anlamda başımı salladım ve konuya girdim

Deniz bir erkek olsaydın , benimle birlikte olur muydun ?

Deniz : Seni mi kaçırıcam kızım taş gibisin Maşşallah benim görümceme

- denizzzz onu demiyorum diğer anlamda

Deniz : Bu ne biçim soru aden , ne oluyor düzgün anlat bana

- Rüzgar benden çok uzak çok soğuk , sanki... yani... of bilmiyorum deniz

Deniz : Birşey mi dedi sana yada bir hareketi mi düşündürdü hala anlamıyorum aden

Deniz rüzgarı öpmeye kaktığımda yapma dedi , zorlama beni dedi. Ben sinirli diye söylüyor sanmıştım o zaman. Bu sabah onu evime davet ettim hazırlanıp çıkacaktık zaten sende gel dışarda bekleme dedim onu düşündüğüm için. Gelmedi burada kalsam daha iyi dedi. Yani benimle baş başa kalmak istemiyor bu ilk reddetmesi de değil daha öncede gelmemişti. İster istemez düşündürüyor bu hareketleri beni. Benim yaşadıklarım yüzünden şu an istemiyor, kendine yediremiyor olabilir , ama bunu bana söylemesi gerekmez mi ?

Deniz : Aden beni arkadaşın olarak değil ilişkinize dışarıdan bir göz olarak dinlemeni istiyorum. Rüzgar seni çok seviyor bu çok net bir şekilde görülüyor. Yani nasıl anlatsam sana kıyamıyor , sinirlense de kızsa da sana karşı yumuşuyor hemen. Seni gözünden sakınıyor resmen. Ben senin böyle düşünmene üzüldüm açıkçası ki rüzgar duysa o da çok üzülür. Elbette mantıklı açıklaması vardır onun. Bence bununla savaşmak yerine konuşmalısın.

Haklı olabilirisin ama bilmiyorum deniz ya benim aklımdan geçenler doğruysa. Rüzgar beni istemezse ne yapacağım ?

Tam deniz bir şey söyleyecekti ki gözü kapıya yöneldi rüzgar kapıdaydı ellerinde kocaman bir buket papatya ile ve sanırım tüm konuşmalarımızı duymuştu gözlerinde hem hüzün hem sinir görebiliyordum.

Deniz : Ben çıkayım akşam haberleşiriz aden.

Deniz çıkarken bir an dönüp rüzgara “İşin zor “ dedi rüzgar ise kafasını salladı ne yapacağım gibisinden. Ben ise gözyaşlarımı silmeye çalışıyordum. Rüzgar hiçbir şey demeden sandalyesini bana çevirip karşıma oturdu elindeki çiçekleri masaya bıraktı ve biraz beni izledikten sonra

-Gerçekten böyle mi düşündün ? Gerçekten seni istemediğimi düşünebildin mi ?

Tuttuğum gözyaşlarım git gide artıyordu ve cavap veremiyordum çünkü bende bilmiyordum.

Ben sana dokunmaya , bakmaya kıyamazken sen düşündün mü bunları ? Bu konudaki hassasiyetini anlayabilirim ama bu haksızlığı bana yapamazsın. Bana bak aden gözlerime bak. Madem sözlerime inanmıyorsun gözlerime bak. Ben senin saçının tek teline zarar gelmesin diye yakarım bu izmiri. Ben sana dokunmaya bakmaya öpmeye kıyamıyorum. Çok naifsin yanlış bir hareket yaparım da seni üzerim diye sana yaklaşırken kırk defa düşünüyorum ben. Evet seninle yanlız kalmaktan korkuyorum ama senin düşündüğün gibi değil. Kendimi kaybedip bir şeyler yaşayıp senin o zamanki duygularını tetiklemek istemiyorum. Yani sana o anı hatırlatıp üzmekten korkuyorum. Anlıyor musun güzelim ?

Başımı anladım anlamında salladım.

- ben sadece korktum istemiyorsun sandım. özür dilerim

- Aden çocuk gibisin güzelim birde gelmiş ağlıyorsun burda , neden benimle konuşmuyorsun gelip. Şu koca adamı düşürdüğün hallere , konuşturduğun konulara bak.

Rüzgar son cümlesini söylerken yüzü gülüyordu birden beni kendine çekti ve sımsıkı sarılmaya başladı. Bir elini ise saçlarımda gezdiriyordu birden kulağıma

- Senin bu kokun beni deli ediyor güzelim

Ben ise rüzgarın sözüne hiç aldırış etmeden

-Aaaa çiçekler bana herhalde

Diyerek rüzgarın kollarından çıktım. Rüzgar bunu neden yapmış olduğumu anlamıştı ki çaktırmadan gülümsüyordu. Madem öyle rüzgar bey şimdi de siz uğraşın biraz.

- Eeee burada mı kalacağız arabanla mı geldin ?

- Hayır , sevgilim beni eve bırakır diye düşünerek arabamı almadım.

Tabiki binbaşım buyrun

Rüzgar gülümsemesine engel olamıyordu. Ellerini belime doladı ve beni yönlendiriyordu adeta. Okulda bizden başka kimse kalmamıştı. Güvenlik abi bizi görünce Rüzgara bakarak gülümsedi . Rüzgar ise eyvallah der gibi başını salladı.

-Evini tarif edecek misin tüm izmiri dolaşayım mı ?

- O da olurdu tabi ama evde bizi bekleyen biri var

- Bizi derken ?

- Sen ve ben , biz yani

Kim bekliyor ki , rüzgar ben bu şekilde kimsenin karşısına çıkamam halime bak darma dağınığım ağlamaktan.

Emin ol o da seni bu halinle çok beğenecek.

Rüzgarın kimden bahsettiğini anlamamıştım. İçimden umarım evde bir evcil hayvanı vardır ve bizi o bekliyordur diye geçiriyordum.

-Geldik güzelim sol tarafta durabilirsin

Rüzgarın dediği yere park ettiğimde şok olmuştum. Burası onların evi miydi ? Burası resmen bir malikaneyi andırıyordu. İçimdeki sesleri susturup arabadan indim rüzgarın tutmam için uzattığı elini tuttum sıkıca. O sırada demir sürgü kapı açıldı

Hoşgeldin Rüzgar Beyim , sizde hoşgeldiniz buyrun

Hoşbulduk arabayı garaja aldırsana yılmaz amca sana zahmet

Tabi hemen aldırıyorum

İsminin yılmaz olduğunu öğrendiğim amca içeriye seslendi “oğlum Rüzgar beyin misafiri var aracı içeri alın”. Tüm bu olanların içinde aklımdaki tek soru “bu evde kaç kişi çalışıyor ve rüzgar kiminle yaşıyor bu evde” Bana söylediği kadarıyla sadece buğra vardı babannesi istanbuldaydı fakat bu evde tek ikisinin yaşayacak hali yoktu herhalde.

Rüzgar zili çaldığında kapıyı çok tatlı hafif yaşlı denebilecek bir kadın açtı

-Hoşgeldiniz Rüzgar oğlum , sende hoşgeldin kızım

-Hoşbuldum abla nerde benimki

-Bahçede gelmeni bekliyordu o da

Rüzgar benimki dediğinde bakışlarım onu bulmuştu rüzgar ise çok keyifli bir şekilde bahçeye yürümeye devam ediyordu.ev o kadar büyüktü ki yürü yürü bitmedi. Geldiğimizden beri elimi bir an olsun bırakmamıştı.Bahçedeki koltuklarda arkası dönük biri vardı fakat tam olarak göremiyordum.

-Bak sana kimi getirdim ?

- Oh sonunda beee. Hoşgeldiniz hocam

Buğraa. Tabi ya buğra olacaktı başka kim olabilirdi. Ama ne yani buğra bizi biliyor muydu ? Bu durumdan pek hoşnut olmamıştım sonuçta o benim öğrencimdi fakat uzun süredir biliyor olmalıydı verdiği tepkiden bu anlaşılıyordu.

- Hoşbuldum buğracım nasılsın ?

- İyiyim sizi görünce daha iyi oldum.Bir an abimin bu işi beceremeyeceğini düşünüp ben gelecektim yanınıza abim aşkınızdan ölüyor , yataklara düştü diye.

Rüzgar buğraya sert bir bakış atmıştı ki bense hemen kolumu açıp buğrayı kolumun altına aldım.

- Sorun mu vardı binbaşım ?

- Yok hoca yok

Dedi sert bir sesle anlaşılan bu gün oldukça eğlenecektik. Hep beraber yemek yedik sohbet ettik ve buğra ile bu konunun bir süre aramızda kalmasını istediğimi konuşup sözleştik. Artık içim rahattı. O gün hepberaber bol bol vakit geçirip sohbetler ettik.

Bölüm : 05.12.2024 13:50 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...