Rüzgar ile birlikte harika bir kahvaltı yaptık gerçekten bir kuş sütü eksik bir sofraydı. Sürekli konuşacak birşeyler buluyorduk. Herkesin hakkında konuşmuştuk en çok da düğün hakkında. Kahvaltımız bittiğinde Rüzgar sanki anlamış gibi garsonu çağırıp masayı toplayabileceklerini ve 2 sert kahve istediğimizi söyledi. Garson rüzgara biraz odaklandığında rüzgar da ona dikkatli bakmaya başlayıp gülümsemişti
Rüzgar : kardeşim tanıyamadım ya bir an kusura bakma nasılsın nasıl gidiyor işler ?
Garson : Sayende abi çok şükür herşey yolunda dur ben bi babama haber vereyim.
Garson hızla içeriye doğru yönelmişti Rüzgar o sırada bana sigara içmemden rahatsı olup olmayacağımı sorduğunda olmaz içebilirsin demiştim. Rüzgar ise sanki bunu bekliyormuş gibi hemen sigarasını yaktı. O sırada garson kahvelerimizi de getirmişti.
Tam hayallerimdeki gibiydi sevdiğim adamla bir pazar sabahı kahvaltıdan sonra içilen o kahve ve deniz manzarası...Ötesi yoktu benim için hiçbir zaman da bundan daha fazlasını hayal etmemiştim zaten. Şu an hayallerimi yaşıyordum. Beni gerçekten seven bir adam vardı , birşey istemem için gözlerimin içine bakıyordu adeta.
İçeriden bir amca yanımıza doğru yaklaştığında rüzgar onu görüp hemen elindeki sigarayı kül tablasında söndürdü ve ayağa kalkıp amcanın elini öpmeye kalktığında amca eliyle otur anlamında işaret yaptı
-Hoşgeldin rüzgar oğlum , uzun zamandır yoktun özlettin kendini
- Sorma amca iş güç derdine düşüp gelemedim nasılsın iyi misin varmı bi ihtiyacın?
- Sağol oğlum koşturuyoruz işte , gelin hanım herhalde hoşgeldin kızım
- Bak kızım bu oğlan çok esas oğlandır , şurası varya ( kalbini gösterdi) burası temiz çok temiz. Allah onu başımızdan eksik etmesin. Bi gün buraya geldiğinde sana bi gün gelinini getiricem onu görmeden gitme bir yere demişti dediğini yaptı yine.
- Eyvallah dayı sende öylesin dikkat et kendine birşeye ihtiyacın olursa biliyorsun.
Amca kafasını sallayıp bizden uzaklaşmaya başlamıştı. Rüzgarın çevresi tarafından ya da onu tanıyan kişiler tarafından bu kadar sevilmesi çok hoşuma gidiyordu. Kimseyle bir mesafesi yoktu mesela hep amca , dayı ,abi diye hitap ediyordu. İçtendi ama sadece gerçekten tanıdığı ve sevdiklerine. Aksi takdirde rüzgarı hiç tanımadan yanından geçsem korkardım herhalde. Gerçekten izmirde tanımadığı yoktu ve hem saygı duyulan hem de çok sevilen biriydi.
Derken gülmeme engel olamamıştım çünkü çok fazla hoşuma gitmişti. Rüzgar ise bunu anladığı için gülmeye başlayıp kafasını salladı ve bir sigara daha yaktı. Bir süre daha sohbet ettik , kahvelerimi bitirip mekandan çıktık masadan kalkar kalkmaz rüzgarın elini tuttum sıkı sıkı. Rüzgar ise ellerimi yüzüne yaklaştırıp öpücük konduru.
Rüzgar : biraz yürüyelim mi güzelim ister misin ?
Sahile el ele sohbet eşliğinde yürüyorduk etraftaki insanlar hakkında havalar hakkında hatta kediler köpekler hakkında bile konuşuyorduk. Biz birbirimizin sesine muhtaçtık. Ve konuştuğumuz konunun hiçbir önemi yoktu o an sadece konuşup sohbet edip eğleniyorduk.Rüzgar beni bir banka otutturup bir saniye beklememi söyledi ve birden uzaklaştı yanımdan. Ben ise o eşsiz denizden gözlerimi alamıyordum. Başımı rüzgarı aramak için sağ tarafa çevirdiğimde rüzgar elinde sayısız kalpli balonlarla yanıma geliyordu. İçimdeki çocuğa engel olamayıp ayağa kalktım ve yerimde zıplamaya başladım.
- rüzgar yaaaa çok güzeller teşekkür ederimmm
- sen mutlu ol diye herşeyi yapmaya hazırım güzelim
Rüzgarın elindeki balonları alıp boynuna sarıldım. Ve yanağına sayısız öpücük bırakmaya başladığımda rüzgar beni belimden tutarak etrafında döndürmeye başladı. Etraftaki insanlar tüm güler yüzüyle bizi izliyorlardı. Rüzgar beni yere indirdiğinde hemen elini tuttum ve yürümeye devam ettik.
Benii çocuk gibi seviyordu , gözünden sakınıyordu , ondan birşey istemem için gözlerimin içine bakıyordu resmen. Ben hiç böyle sevilmemiştim. Onun yanında içimdeki çocuğa engel olamıyordum , olmak istemiyordum.Beni mutlu ettiğinde onun gözlerindeki mutluluk daha da artıyordu.
Arabaya doğru yöneldiğimizde balonları zar zor sığdırmıştık arabaya. Bizde yerlerimize oturduğumuzda rüzgar
Rüzgar : şiimdi ne yapmak istersin güzelim
- Rüzgar bana gidip film günü yapalım mı?
- evet biz abimle yapardık. Marketten atıştırmalık alıp film izleyeceğiz
Rüzgar : Eee hadi o zaman önce markete
Rüzgar cevabını bitirdiğinde hemen uzanıp yanağına bir öpücük kondurup yerime geçtim. Rüzgar red etmemişti , konuşmam işe yaramıştı sanırım. Abimle yaptığım şeyleri şimdi rüzgarla yapmak çok hoşuma gidiyor.
Markete uğradıktan sonra eve geçtik ben kahveleri yaparken o da atıştırmalıkları tabaklara koyuyordu. O sırada yanıma gelerek ellerini belimde doladı saçlarımı kokladı ve aramızdaki mesafeyi iyice kapatmıştı artık nefesimi kesen o muazzam kokusu artık dibimdeydi. Buram buram gelen o kokusu karşısında mest olmuştum adeta.Ellerini sürekli belimde gezdirip duruyordu.Bende ellerimi ellerine geçirerek sarılmasına eşlik ettim.Başımı geri doğru yasladığımda aramızda artık mesafe yoktu. Kendini tuttuğunun , tutmaya çalıştığının farkındayım elbette ve ben onu zorlamak istemiyorum. Düşüncesine saygı duymak zorundaydım. Bir süre öylece kaldıktan sonra eliyle saçlarımla oynamaya başladı ve bir anda beni kucağına alıp
Rüzgar : e hadi gidelim o zaman
Diyerek güldüm ve ellerimi boynuna sardım. Başımı hemen omzuna yaslamıştım bile...Beni koltuğa bıraktığında hemen yanıma yerleşti belimden kavrayarak kendine çekti , başımı yine en huzurlu yere yaslayıp elimi göğüsüne yerleştirdim.Rüzgar filmi başlattığında dikkatli bir şekilde izlemeye başlamıştık.
Adenin daha önce yaşadığı ilişki her ne kadar belli etmesem de elbette beni fazlasıyla etkilemişti. Hayatıma aldığım ve ileriyi düşündüğüm bir kadına bu şekilde dokunmak bana yanlış gelse de çok zor tutuyordum kendimi. O papatya sarısı saçlarını savurdukça burnumun direğinin sızladığını , öptüğünde içimde fırtınal koptuğunu belli etmemeye çalışıyordum.
O eski dese de kötü bir yaşanmışlığı vardı ve onu fazlasıyla etkilemişti. Onun tekrar anılarını tetiklemekten veya üzmekten canını yakmaktan çok fazla korkuyordum. Ona içim gidiyordu o farkında değildi belki ama o benim mahperim di.
Adenle mutfakta atıştırmalık hazırlarken kendimle savaş içindeydim ona bu kadar yakın olup dokunamamak onun sandığından daha da zordu benim için. Ama bir gün gidip de dönemezsem onu o şekilde bırakmak istemiyordum. Mesleğine aşık olan ben artık göreve gitmek istemiyordum. Dönemezsem diye.
Yanımdaki kadın o mas mavi okyanus gözleriyle filmi tüm dikkatiyle izliyordu bense onu. Kaşları , burnu , dudakları sanki kalemle özenle çizilmişti. O sap sarı kirpikleri uzun ve kıvrık , filmin haraketli kısımlarında daha da çok kıvrılıyordu tepkilerine göre. Her detayını her santimini ezberlemek , beynime kazımak istiyordum. O filmi izledi saatlerce bense kendi filmimi.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
38.94k Okunma |
2.16k Oy |
0 Takip |
74 Bölümlü Kitap |