26. Bölüm

26. Bölüm

Sena şahin
asen24

YAZARIN ANLATIMIYLA

 

Aden direksiyon hakimiyetini kaybettiğinde artık çok geçti toparlamak için. O ses kuvvetli bir şekilde yankılanmıştı. Kazayı gören araçlar dörtlülerini yakıp durmaya başladılar. 1-2 saniye içinde etraf oldukça kalabalıklaşmıştı.

Çevreden gelenler hızla ambulansı aradılar. Adeni kontrol ettiklerinde aden tepki vermiyordu , başını direksiyona vurmuştu ve kanlar içindeydi.

Ambulans geldiğinde adeni hemen alıp en yakın hastaneye götürmek üzere yola çıktılar. Yolda adenin telefonu çaldı bir iki kez çalıp kapandı. Hemşire telefonu aldığında ekranda yazan “Binbaşım” yazısını gördü. Diğer hemşireye dönüp “Binbaşım yazıyor” dedi üzgün bir ifade ile. Tekrar çaldığında açacağını belirtti.

Ama rüzgar tekrar aramamıştı. Hastaneye vardıklarında adeni hemen muayneye almak için Kırmızı alana aldıklarında görevliler ailesine haber vermek için adenin ailesini aradıklarında

Annesi : efendim buyrun

Merhabalar Aden Yıldırım’ın annesi siniz değil mi ?

Annesi : evet siz kimsiniz ?

Ben Bursa Hastanesinden arıyorum kızınız bir trafik kazası geçirdi , şu anda burada haber vermek için aradım

Annesi : kızım ... kızımmm

Telefondan gelen ses çığlıklara dönüşmüş bir süre sonra ses uzaklaşmaya başlamıştı. Telefonu eline adenin abisi aldığında

Aras : ne oldu adene nerde ? Sesi oldukça endişeli ve korkmuş görünüyordu

- bursa hastanesindeyiz efendim bir trafik kazası geçirdi aden hanım

Aras : geliyoruz

 

Adenin ailesi hızla yola çıktılar. Yolda annesi bir kaç kez fenalaşmıştı fakat durumu gayet iyiydi en azından adenden iyiydi.Herkesin yüzünde hem korku hem endişe vardı. Abisi birden

Aras : deniz rüzgara haber ver

Deniz : ben böyle bir şeyi söylemem aras

Aras : ara hoparlöre ver

Deniz rüzgarın yıkılacağını bildiği için bunu söylemekten kaçınmıştı. Fakat birinin bu haberi vermesi gerekiyordu. Aras tüm cesaretiyle rüzgarla konuşmaya başaldı

Aras : rüzgar neredesin ?

Rüzgar : Babaannemdeyim hayırdır gece gece ?

Aras : Sorgulamadan dediğimi yap hemen yola çık sana atacağım konuma gel

Rüzgar : aras ne olduğunu söyleyecek misin ?,

Aras : dediğimi yap

Rüzgar : aras söyle aden...birşey mi oldu söyle lan şunu

Aras : trafik kazası geçirdi bursa hastanesine kaldırmışlar.Dikkatli gel

 

Aras henüz kelimesini bitirmeden rüzgar elindeki telefonu fırlatmış “ hayır , hayır gidemezsin beni bırakıp hiçbir yere gidemezsin” diye bağırırken bir yandan da eşyalarını alıp hızla yola koyulmuştu. Bir yandan görev arkadaşlarından Aliyi arayıp kazanın nasıl olduğunu öğrenmesi için emir veriyordu.

Adenin ailesi hastaneye vardığında hemşire gelip “Aden hanımı hemen ameliyata almamız gerekiyor , imza atar mısınız ?” babası hızla imzalarken annesi “ kızım iyi mi nerde ?” diye sorularını üst üste soruyordu hemşire “ şimdi doktor bey gelecek bilgi vermeye” diyerek uzaklaştı.

 

Doktor kapıdan çıktığında “ Aden hanımın ailesi?” sorusuyla hepsi ayaklandı ve doktorun ağzından çıkacakları dikkatle dinlemeye başladılar “ Aden çok ağır bir kaza geçirmiş , hemen ameliyata alacağız , sizlere iyi haberlerle dönmeyi umut ediyorum fakat dediğim gibi durumu ağır herşeye hazırlıklı olun”

Doktor cümlesini bitirdiğinde annesi tüm gücünü kaybetmiş ve bayılmıştı. Aras duvara sert bir yumruk geçirmiş “hayır , hayır” diye sayıklarken deniz gözyaşlarını tutamıyor ve arası sakinleştirmeye çalışıyordu.

O sıra denizin gözleri arkadaki rüzgara dönmüştü. Rüzgar doktorun herşeye hazırlıklı oldun dediğini duymuştu. Denize yaklaşarak “yanlış duydum ben az önce değil mi ?” deniz hayır anlamında kafasını salladığında rüzgar olduğu yere çömelip başını iki elinin arasına aldı.

 

Hepsi içeriden gelecek mutlu haberi beklemeye başlamışlardı. Yaklaşık iki saat olmuştu ameliyata gireli bu sırada ırmaklar ve diğer arkadaşları da hastaneye toplanmışlardı. Herkes ailesinin yanına giderken Baran rüzgarın yanına gidip

Baran : rüzgar kendine gel adene birşey olmayacak o bizim tahmin ettiğimizden daha da güçlüdür.

Rüzgar : Ona birşey olursa kendimi asla affetmem asla.

Baran : olmayacak kardeşim olmayacak.

Rüzgar : o benim en değerlim baran , onu da kaybedemem

Baran rüzgarın omzunu sıktı. O sırada Adenin annesi rüzgara doğru gelmeye başlamıştı rüzgar bunu fark edince toparlanmaya çalışarak ayaklandı. Annesi birden rüzgara sarılarak ağlamaya başladığında rüzgar daha fazla dayanamayarak ağlamaya başladı. İkisinin ağlaması adeta hastanedeki herkesin içini burkmuştu.

Annesi rüzgardan ayrılıp söze başladı

Annesi : Bana bak oğlum biz seni çok sevdik. Sen bizim canımınızın canısın. Ama benim kızım burdan sağ salim çıkarsa bir daha onun karşısına çıkma. Senden bir anne olarak rica ediyorum ben geceleri uyuyamıyorum. Korkuyorum oğlum kızım için. Siz birbirinize zarar vermekten başka bir şey yapmıyorsunuz.Aden çıkarsa hayatına girme bir daha , ama benim kızıma birşey olursa da sana şunu söyleyebilirim o seni severek gider.

Adenin annesi rüzgarı dinlemeden kalkıp gittiğinde rüzgarın ayakta duracak gücü kalmamış gibi olduğu yere yığılmıştı.

 

Saatler geçmişti herkesin gözleri ameliyathane kapısındaydı. Annesi bir yandan dua ediyor bir yandan gözyaşlarını dindirmeye çalışıyordu. Ki beklenen o kapı açıldı doktor çıkmıştı içerden. Herkes birden ayaklanıp meraklı gözlerle doktoru dinlemeye başladı

“ Ameliyat zorlu geçti fakat başarılı bir şekilde sonlandırdık. Şu an durumu stabil , bir kaç gün yoğun bakımda kalacak ve uyanmasını bekleyeceğiz” diyerek ayrıldı.

 

Annesi “çok şükür , uyan kızım biz buradayız hepimiz burada seni bekliyoruz.” Adeni yoğun bakıma götürdüklerinde. Doktor tekrar geldi “ Adeni 5 dakika görebilirisiniz yanlızca 2 kişi ayrı ayrı girecek şekilde” dediğinde annesi hemen ayaklanmıştı “ annesi ve babasıyız biz gireceğiz” dediğinde rüzgar girmek istese de bir şey diyememişti.

Doktor “ Rüzgar kim ?” dediğinde tüm bakışlar rüzgara çevrilmişti. Rüzgar doktora yaklaşarak kısık bir ses tonu ile “benim” dedi. Doktor rüzgarı bir iki saniye süzdükten sonra “ senin ismini sayıkladı durdu geldiği andan itibaren zar zor çıkıyordu kelimeler ama rüzgarı duydum sadece. Annesi ve babasından sonra sende girebilirsin.” dediğinde rüzgar doktora teşekkür eder gibi gözleri dolu dolu bakmıştı. Her ne yaşarlarsa yaşasınlar Aden yine onu istemişti.

 

Annesi ve babası girdikten sonra hemşire rüzgara seslendi rüzgar çocuklar gibi heyecanlı bir şekilde yerinden kalkıp gitti hemşirenin yanına. Rüzgar önlükleri giyip odaya girdi , etrafı inceledi sevdiği kadının ne işi vardı burda ? Monitörden gelen sesler , adenin bembeyaz olmuş teni , kolunda takılı serumlar rüzgarı sarsmıştı.

RÜZGAR

 

Ben ölümden korkmam , sevdiklerimin benden önce gitmesi kadar korkmam hiçbirşeyden. Şimdi ise canımın parçası , kalbim , evim yaşam mücadelesi veriyordu. Benim yüzümden...

Bir uyansa o okyanus gözlerini açsa başka hiçbirşey istemiyordum. Varsın benimle olmasın , razıydım. Yeterki uyansın.

 

Annesinin kurduğu cümleler yankılandı beynimde , anlamak , algılamak istemedim. Böyle birşey mümkün olamazdı aden gidemezdi. Annesine de haksızlık etmek istemiyordum fakat bu sözleri bencilceydi. Biz seviyorduk hemde çok seviyorduk. Ama doğru olan da gitmem gerektiğiydi.

 

Odaya girdiğimde etrafa göz gezdirdim “ senin burda ne işin var be sarı papatyam , sen kalk ben yatarım ” diye mırıldanıyordum. Yanına yaklaşıp her zamankinden daha da soğuk olan ellerini tuttum sanki o an ben tuttuğumda gözlerini açacakmış gibi. Yüzüne ufak öpücükler bıraktım.

“ Seni çok seviyorum okyanus gözlüm , hep de seveceğim. Sen gözlerini açana kadar buradayım merak etme. Sen yeter ki uyan aç gözlerini bir kere göreyim o okyanus gözlerini. Ben evsiz kaldım sen gidince , beni evsiz bırakma.” diye devam ederken hemşirenin “süre doldu “ demesiyle son son öptüm saçlarını okşadım. Ve ayrıldım odadan.

Sanki odadan değil yuvamdan ayrılmış gibi hissediyordum. Ben bu acıyı biliyordum , yaşamıştım annem ve babamda. Ama bu farklıydı , nedenini bilmiyordum ama kalbim çok acıyordu.

Bir karar vermiştim aden gözlerini açana kadar buradaydım onun uyandığını görmeden gitmeyecektim. Ama uyandığında bir daha karşısına çıkmayacaktım. Doğru olan buydu , ailesinin de artık onayı yoktu ve adeni bu ikilemde bırakmak istemiyordum. Arasla konuşmaya karar verdiğimde denizi yanıma çağırıp kantine gelmelerini söyledim.

Aras ve deniz geldiğinde kahve almıştım onlar da kendime de ve hemen konuşmaya başladım

Rüzgar : Bana çok kızgın mısın ?

Aras : Siz bu ilişkiyi iki kişi yaşadınız sana kızgın değilim ama içimde sana kafa göz dalmak isteyen bir abi var. Ama aden çok üzülür.

Rüzgar : İstediğini yapabilirsin sesim çıkmaz. Ben gitmeye karar verdim , adene zarar vermektense uzaktan severim. O mutlu olsun , görmemeye razıyım. Zaten elimden de başka bir şey gelmez . Ailesiyle de kötü olsun istemiyorum ama sende iki şey isteyeceğim. Eğer sende bir hatırım varsa tabi

Deniz : ne gitmesi ne saçmalıyorsun? Aden buna dayanamaz , buna sende dayanamazsın.

Aras : neymiş o rican ?

Rüzgar : işte tam da o yüzden aden beni kötü bilsin. Buraya geldiğimi beklediğimi bilmesin aradık ama gelmedi dersiniz. Bir de bana aden hakkında bilgi verir misin , arada bir de fotoğraf atarsann...

Deniz : çok saçmalıyorsun şu an

Aras : tamam

Deniz : ne tamam aras ya ne tamam? Siz adenin buna inanacağını mı düşünüyorsunuz? Evet onaylamıyoruz korkuyoruz ama seviyorsunuz siz ya !! ne çabuk vazgeçtin sen ? Bu kadar kolay mıydı ?

Rüzgar : ordan kolay gibi mi görünüyor? Sevdiğim kadını uzaktan seveceğim kulağa kolay geliyor olabilir ama çok acı. Eğer onu bu kadar üzüyorsam razıyım ama.

Aras : dediğini yapacağım.

Deniz : yapmayacaksın

Aras gözlerini büyüterek denize bakmıştı sinirlenmişti belliydi.

Deniz : Aden senin kardeşin olabilir ama ben yanındaydım. Rüzgar göreve gittiğinde ben vardım , gelmediğinde , haber alamadığında , sinirlendiğinde , kızdığında ben vardım sen yoktun. Onun rüzgarı ne kadar sevdiğini sen bilmiyorsun ben biliyorum. O kız gecelerce benim omzumda ağladı yalvardı ona bir şey olmasın diye. Ağlayarak uyuya kalıyordu , rüyasında sürekli gitme diye sayıklıyordu. Bilmiyorsunuz bunları bilmeden konuşuyorsunuz. Rüzgar yapma , yapmamalısın.

Rüzgar : yapmak zorundayım

Aras : ilerde daha kötü olacak

Deniz : çok kötüsünüz

Diyerek masadan ayrıldı. Denizin bu çıkışmasına hak veriyordum ama bende sevdiğim kadını düşünmek zorundaydım.

Aras da masadan kalktıktan sonra tuttuğum gözyaşlarımı bıraktım , kendimi uzun zamandır bu kadar güçsüz görmemiştim. O sırada baran ve ırmak geldi , sanırım birşeyler duymuşlardı. Irmak ağlamaktan şişmiş gözleri ile tam karşıma oturup başladı

Irmak : Sana çok kızgınım ama aden bu halde olduğu için değil . Gideceğin için , evet aden daha kötü olabilir bilmiyoruz ama bunu duysa kahrolur ve seni asla affetmez. Neden elimden tutup herkese karşı gelmedik der. Korkaksın binbaşı der.

Baran : tamam ırmak

Irmağı da kardeşi gibi görüyordum. Kan bağı olmayan kardeşiydi adenin bana olan bu tavrını anlayabiliyordum o yüzden kardeşi için konuşuyordu.

Rüzgar : sizden birşey isteyebilir miyim ? Kızma bana ırmak kızma bak sen benim için de çok değerlisin. Sen kızma ki ben adenin kardeşi bana hak verdi onun mutluluğu için diye düşünebileyim.

Adene iyi bakın olur mu ? Kahvesini içsin , içmezse çok sinirli olur. Arada bir mutlu olsun diye papatya gönderin ama özel bir günde değil normal günde gönderilen çiçeğe değer verir o. Saçlarını kesmesin , onlar adeni aden yapan en güzel yanı. Bir de hayatına biri girerse eğer bana haber verin araştırayım herkesi almasın hayatına. Doğum gününü de sakın unutmayın sizin burnunuzdan getirir. Benim için de ağlamasın , değmezdi dersiniz.

 

Cümlemi bitirdiğimde ikisi de gözyaşlarını tutamamıştı.Bense hızla masadan ayrılıp kendimi lavaboya atmıştım. Sinirlerime duygularıma hakim olmakta güçlük çekiyordum. Sanki hırsımı alacakmış gibi karşımdaki aynaya yumruk attım. Hırsımı alamadım bir daha attım , bir daha attım ve bir daha attım.

Bölüm : 24.12.2024 10:33 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...