
1 HAFTA SONRA
Dikişlerim düzelmişti , pansumanlarım ve ilaçlarımı kullanmaya devam ediyordum fakat daha iyiydim haraket edebiliyordum.
Rüzgar mı ? Haber yoktu geri dönmemişti , beni bırakıp gitmişti. Ben olsam gitmezdim , o gitmişti.
Sağlığımla ilgili bir problemim yoktu fakat arada bir nefesim kesiliyor , nefessiz kalıyordum , kalbimin çarpıntısıyla daralıyordum. Ve olur olmadık yerlerde rüzgarı görmeye başlamıştım. Ben bunu biliyordum , daha önce yaşadım ve beni tekrar hastaneye götürmemeleri için kimseye belli etmedim.
Bir süre elimden geldikçe saklasam da arada tutan ataklarım yüzünden fark etmişlerdi. Belkide gerçekten haklılardı artık , ben rüzgarı unutmalıydım ve bunu tek başıma yapamayacaktım.
O gün abim ve deniz beni dışarı çıkarmak istediklerinde hazırlandık ve sahile indik. Bir banka ilişti gözlerim çocuk ellerindeki çiçeği sevgilisine veriyordu. Kız sevgilisine sımsıkı sarılıyordu , onları izledikçe sıkışan kalbime engel olamadım bir süre sonra nefes alamamaya başladığımda deniz ve abim fark etmişlerdi.
Abim annemi arayıp hastanede olduğumuzu fakat gelmemelerini bizim İstanbula döneceğimizi söyledi. Duyduklarım kadarıyla babamın arkadaşının hastanesinde tedavi olacaktım. Artık kabulenme aşamasına geçmeliydim. Rüzgar beni bırakıp gitmişti ve bende hayatıma devam etmeliydim. Zordu oldukça zor.
İstanbula vardığımızda hemen beni hastaneye götürmek için hazırlanıp yola koyuldular. Hiç kimseyle konuşmak istemiyordum. Içimden hiçbirşey yapmak gelmiyordu.
YAZARIN ANLATIMIYLA
Adenin ailesi onlar yola çıktığında hemen arkadaşları ile görüşüp bir hastane ayarlamışlardı. Adenin bu durumu ilk kez yaşamadığı için doktorlar “ hastanede tedavi görmesi gerekiyor bir süre , sadece kullandığı ilaçlarla devam edemeyiz” dediğinde ailesi onaylamışlardı.
Hastaneye yatalı 1 ay olmuştu ailesi ve arkadaşları ile görüşmesi için belirli saatler vardı o saatlerde sırayla her gün Irmak , deniz , baran , aras ve ailesi ziyaret ediyordu. Ve kayra da hafta sonları sürekli yanına gidiyor elinden geldiğince ona destek olmaya çalışıyordu.
Aden kimseyle konuşmuyor , yemekleri bile az az yiyordu. Ağzından çıkan tek bir kelime vardı rüyasında sık sık “rüzgar” sadece ama sadece onu sayıklıyordu.
Arada bir tutan nöbetleri sıklaşmaya başlamıştı. Zorlu bir süreçti. Bir adam bir kadını delirtebilirdi ve bu mecaz anlamda değildi , aden delirmişti. Aklını kaybetmiş , sürekli tekrarlayan aynı cümleler ve sıklaşan nöbetler....Adam gitti , kadın bitti.
Bir gün aden açık olan saçlarını eline alıp ağlamaya başladığında sinirlenmişti , kesmek istemişti rüzgara dair ne varsa atmak istiyordu ve buna saçlarıyla son verecekti. Oysa ne emeklerle uzatmıştı , severdi saçlarını çok severdi.... Odada kesici bir alet bulunmuyordu. Hemşireyi çağırıp ricada bulunduğunda hemşire doktorla görüşüp adeni boş bir muayne odasına götürüp saçlarını kesmeye başladı. Aden yere düşen saçından bir tutam eline aldı “ bu da sana vedam olsun binbaşı” dedi ve papatya sarısı , beline kadar uzanan saçlarını kulak memesi hizasına kadar kestirdi.
Aylar geçmişti adenin tedavi olduğundan daha hızlı sonuç vermişti. O gün ailesi ve arkadaşları hep birlikte gelmişlerdi doktorla görüşmek için.
Annesi : kızım nasıl hissediyorsun iyi misin
Dediğinde aden boş duvara bakan bakışlarını kapıya yöneltip
- Anne benim beynimi , aklımı , vucudumu ilaçla doldurdular , ama kalbim kalbime de birşey yapsınlar benim kalbimdeki acı geçmedi....
Aras : Geçecek güzelim zamanla o da geçecek
- geçmeyecek biliyorum sadece alışacağım, hep öyle olur insan acıya alışır
Annesi hızla odadan çıktığında peşinden deniz de çıktı. Kapıda sandalyeye oturan annesinin yanına oturduğunda
Annesi : yanlış yaptım değil mi ? Kızımı ben getirdim bu hale. Korumuş olurum diye düşündüm. Korktum deniz çok korktum. Saçlarını kesmiş. Benim kızım saçlarını kesmiş deniz.
Deniz : Yanlıştı anne çok yanlıştı o an doğru geldi belki ama....
Annesi : söylesek mi deniz anlatalım bize sinirlensin , rüzgarın gitmek zorunda kaldığını anlatalım ben istedim gitmesini diyeyim
Deniz : bu sefer de rüzgarı hiç affetmez. Artık karışmayalım senin bir lafın var ya su akar yolunu bulur.Bırak onlar da bulsunlar yollarını.
Annesi gözyaşlarını tutamıyordu , Aras odadan çıktığında onları o halde görünce “ Yanlış yaptık çok yanlış” diyerek uzaklaştı ve doktorun yanına doğru ilerledi.
Rüzgarın haberi yoktu hastaneye yatırıldığından , o güne kadar arasla sürekli iletişim halindeydi fakat arasa attığı son mesajda “göreve gidiyorum ona çok iyi bakın” yazmıştı ve o günden sonra hiç arayıp sormamıştı.
Doktor odaya geldiğinde “ Aden çıkabilirisn , çıkmak istiyor musun kızım ? “ diye sordu. Doktor babasının yakın arkadaşlarından biri olduğu için aden samimiyetle “ harun amca siz benim aklımı beynimi ilaçla doldurdunuz ama benim kalbim geçmedi , geçmiyor ona da birşey yapın “ dediğinde odadaki herkesin gözleri dolmuştu. Herkes bir an göz göze gelmişti suçlu arar gibi.
Doktor “ beni iyi dinle ben seni ilaçlarla düzelttim ama kalbine ben birşey yapamam , sen yapacaksın. Kalbinin ilacını sen bulacaksın. Yeni bir hayatta yeni bir aden yaratacaksın. Sen çok güçlü bir kızsın doğru ilacı bulup kullanabilirsin” dedi samimiyetle daha sonra babasını çağırarak odadan ayrıldı. Çıkış işlemleri yapılacaktı.
Annesi ve deniz etraftaki eşyaları toparlamaya başladığında babası da işlemleri halledip gelmişti aden bir anda “ kantine gidelim sizinle birşey konuşmak istiyorum.” dediğinde herkes kantine ilerlemişti. Aden abisine dönerek “ bize kahve alır mısın ? “ dediğinde herkes şaşkınlıkla adene bakıyordu. Bu geçen sürede aden ağzına kahve sürmemişti. İçmek istememişti , ismini bile duymak istmeiyordu. Abisi kahveleri alıp geldiğinde aden kahvesini eline alıp bir yudum aldı yüzüne hafif bir gülümseme yerleştirip
- Ben taşınacağım , izmirde bir kasabaya. Ne istanbulu ne de şu an ki evimi istemiyorum yeni bir başlangıç yapacağım. Sizlerden de saygı duymanızı bekliyorum. Zaten bir süre öğretmenlik yapamayacağım biliyorsunuz.
Annesi başlarda karşı çıksa da bu düşünceye çoğunluk adene hak verince o da anlayışla karşılamıştı.
3 AY SONRA
Aden kendine İzmirin küçük bir kasabasında bahçeli müstakil bir ev tutmuştu. Yeni arkadaşlar edinmişti. Ve bu geçen dönemde Adenin yanında en çok desteği veren kişi Kayra olmuştu. Arada sırada abisi , deniz , ırmak ve baran da adenin yanına geliyordu.
Rüzgardan hala bir ses yoktu ne arasa yazıyor ne de arıyordu. Aden ise sanırım alışmıştı. Yeni bir başlangıç yapmış ve kabulleniş evresindeydi. Artık rüzgar yoktu , artık eski aden de yoktu.
Onlar iki deli nehirdi , birleştiklerinde ise daha da hırçınlaşmışlardı. Onları yoran bu hırçınlıktı , durulabilirleri elbette fakat fazla heyecanlı fazla deli dolulardı. Kendilerini dizginleyemeden veda ettiler bu aşka. Sonrası mı sonrası ise bir bilinmezlik , koca bir bilinmezlik...
ADEN
Kazayı geçireli neredeyse 1 sene olmuştu bu sürede sevdiklerim hep yanımdaydı , bir an olsun yanlız bırakmamışlardı. Ben mi ? Ben iyiyim , iyi olmaya çalışıyordum. Rüzgar benden gideli çok olmuştu.Unuttum diyemem elbette , alıştım belki de bilmiyorum. Yavaş yavaş kokusunu unutuyorum en çok canımı yakan da bu. Bir yerde denk gelsem tanırım o kokuyu ama yavaş yavaş hafızam yok ediyor anıları.
O gün çok güzel bir izmir sabahına uyanmıştım hava tam bir yaz havasıydı. Bu gün Irmaklar ve abimler kahvaltıya geleceklerdi. Masayı bahçeye kurmaya başladığımda bahçenin kapısı açıldı gözlerim kapıya yöneldiğinde gelen Kayraydı
- Günaydın Hoşgeldinnn , bende hazırlık yapıyordum gelsene
Kayra : erken geldim desene , yardım edeyim sana
- eee erken geldiysen et bi zahmet
Kayra ile masayı hazırlamaya başlamıştık. Kayra her anımda yanımdaydı , bir an olsun yanlız bırakmıyordu. Masayı hazırladıktan sonra abimi aradığımda bir süre daha yolları olduğunu söylediğinde kayraya dönüp “ birer kahve içebiliriz “ dedim ve kahveleri yapıp bahçedeki salıncağıma oturduk. Bu zamana kadar kimse konuyu açmamıştı fakat kayra içindeki merakı durduramamış ve başlamıştı
Kayra : iyi misin aden ? Gerçekten iyi misin ? Aklına geliyor mu hala ?
- iyiyim galiba. Hiç çıkmıyor ki , ben onu aklıma değil kalbime kazımıştım silmem , silemem.
Kayra : dönemeyecek biliyorsun değil mi ?
- biliyorum
Dedim sadece , gözlerim dolmuştu. Uzun zamandır kendimle bile konuşmamıştım bunu. Şimdi ona ne diyebilirdim ki ? Kendime bile itiraf edemediğim gerçekleri , unutamadığımı en ufak şeyde aklıma geldiğini , onsuz hala eksik hissettiğimi nasıl anlatabilirdim ? Onu hala merak ettiğimi , hayatta olduğu bilgisini araştıracak kadar önemsediğimi nasıl anlatırdım ? Anlatsam anlar mıydı ?
Çok hızlı başlamıştık bu ilişkiye o an çok heyecanlı ve fırtınalı gibi görünen bir aşktı. Zaman geçtikçe fırtınalar arttı , bizi sarsmaya başladı en son çıkan lodos ise darma dağan etti bizi. Şimdi ise toparlanmam gerekiyordu , kalbimdeki asla doldurulmayacak boşluğa rağmen devam etmem gerekiyordu. Alışacaktım , alışmak zorundaydım.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 56.3k Okunma |
2.87k Oy |
0 Takip |
74 Bölümlü Kitap |