Birini aldın mı hayatına ? Bu geçen 2 sene içinde
Rüzgar : saçmalama , bırak birini almayı göz ucuyla bile bakmadım kimseye.
Rüzgar : neyi merak ediyorsan açıkca sor güzelim
Rüzgar : sen hep vardın aden , ben göreve gidene kadar arasla konuştum hep seninle ilgili bilgi aldım. Sonra göreve gittiğimde haber alamadım. O da çok uzzun sürdü zaten. Devamını biliyorsun. Sen ? Sen birini almayı düşündün mü?
Rüzgarın sorduğu sorudaki asıl soruyu anlamıştım.
Hiç diyemem bir ara düşündüm bana iyi gelen birini ama Kalbimde , aklımda sen varken yanımda bir başkası olamazdı
Sadece bir düşünce olarak kaldı.
Verdiğim cevap rüzgarı tatmin etmemiş görünüyordu , ama mutluydu.
Rüzgar : benim vazgeçmek gibi bir niyetim yok
Rüzgar : söz veriyorum artık buradayım. Kovsan da buradayım git desende buradayım. Biz olsak da olmasak da.
Bir süre sessilik oldu aramızda , yavaş yavaş uykum geliyordu. Rüzgar fark etmiş olacak ki koltuğa geçip yanına gelmem için eliyle koltuğu işaret etti.
Rüzgar : yapma bunu , senden uzak kalırsam daha da zorlaşır.
Daha fazla uzatmak istemediğim için yanına gittim , zaten gitmek istiyordum ama mantığım bir türlü susmuyordu. Yanına uzandığımda rüzgar beni belimden kendine doğru çekti , başımı omzuna yerleştirdiğimde içimi huzur kaplamıştı. Özlemimin ne kadar olduğunu bir kez daha anlamıştım. Elimi göğsünün üstüne koydum , saçmalarımdan öpmeye başladığında
Rüzgar : kestiğin her bir teli için bir öpücük borcum var sana.
Rüzgarın omuzu benim güvenli bölgemdi. Hala aynıydı , değişmemişti. Bazı şeyler değişmezmiş demekki. Çok sürmeden uyuya kalmıştım.
Aden benim yüzümden kaza yapmıştı , benim bununla savaşmam kolay olmadı. Annem ve babamdan sonra bu hayattaki en değer verdiğim şeyi bir kez daha kaybetme korkusuyla yüzleştim kendimi uzun süre affedemedim. Ama aden böyle düşünmüyordu onun kızgınlığı gittiğim içindi. Onu bıraktığım içindi.
Adenin kayra ile olabileceği düşüncesi kahretmişti beni. Bu zamana kadar susmuştum , haddim değildi. Ama içten içe içimde oluşan korkuya engel olamıyordum. Baranın ne yapmak istediğini anlamıştım , kayrayı kıskandığımı fark edip biraz adeni kıskandırmaya çalışıyordu. Kıyamazdım , onun üzülmesine asla kıyamazdım. Zaten o yüzden gitmiştim.
Aden beni çağırdığında , neler diyebileceğini tahmin ediyordum parmaklarıyla oynuyordu kıskanmıştı. Bunu görmek bile fazlasıyla mutlu etti. Ondan başkasıyla olabileceğimi düşünmüş ve üzülmüştü kıyamadım. Akan gözyaşlarını gördüğümde hemen toparladım durumu. Bundan sonra akıttığı gözyaşları mutluluktan olmalıydı. Bu anı o kadar uzun zamandır bekliyordum ki , kokusu o muhteşem kokusu hala aynıydı. Ellerimi saçlarına götürdüğümde kalbim acıdı. Herşeyi kabullenebilirdim ama saçları konusunda çok kızgındım ona. Belli etmeden dudaklarını öpmeye başladım. Aynıydı bana karşı koyamıyordu. Içi gidiyordu eskisi gibi.
Onunla yolculuk yapmayı bile çok özlemiştim. Bir ara yanımdaki kadına kaydı gözlerim. Değişmiş ve olgunlaşmıştı. Acı onu büyütmüştü. Onu seviyordum , ve biliyordum biz bu savaşın kazananı olacaktık. Eve vardığımızda anıları tetiklenmişti ona destek amaçlı ilk adımı attım. Korkmuştu karanlıktan korkuyordu artık anladığım kadarıyla. Beynime kazıdım bunu. Adeni bir daha asla karanlıkta bırakmayacaktım. Hem mecaz anlamda hem de gerçek anlamda.
Sorduğu soruları bekliyordum elbette ama bu gün beklemiyordum. Engel olamamıştı belliydi. Aklındaki sorulara engel olmadan da başlayamazdı dürüstçe cevapladım hepsini.
Sevdiğim kadın hayatına başkasını almayı düşünmüş. Bu beni mahvetmişti. Bu cevabı beklemiyordum. Kendime kızdım bir kez daha .
ADEN
Sabah uyandığımda yanımda rüzgar yoktu telaşla yerimden doğrulduğumda mutfaktan sesler geldiğini duydum
Mutfağa doğru yöneldiğimde rüzgar harika bir sofra hazırlamıştı. Elinden gelen herşeyi yapmıştı.
- beni neden kaldırmadın yardım ederdim
Rüzgar : bu sabah ben hazırladım. Daha zamanımız var senin hazırlayacağın günlerde olur
Başımla onaylayıp sahte bir gülümseme ile karşılık verdikten sonra
- ama şey ... ben kahvaltı etmiyorum
Rüzgar : o ne demek ? Nasıl kahvaltı etmiyorum ?
Elindeki yumurtayı tabaklarımıza bölüştürdü ve karşıma oturdu. Ortadaki tabaklardan ne varsa hepsinden doldurdu tabağıma
Rüzgar : herkes acıkır aden , ye şunları.
Zor da olsa bir kaç parça birşey attığımda sinirlenmişti . Ekmeğe çikolata sürüp uzattığında
Rüzgar : ama buna hayır demezsin. Yani demezdin dimi ?
Dedim samimi bir gülümseme ile üzülüyordu anlıyordum ama elimde değildi , kahvaltı yapmıyordum iki senedir.
Rüzgar : zorlamayacağım , senin için hazırlamıştım
Dediğinde kırgın bir ifade ile kahvaltı tabağındakilerle oynuyordu.
- neyseki bu sabah biraz aç uyandım galiba birşeyler yiyebilirim
Dedim , üzülmesine kıyamamıştım sabah kalkıp benim için hazırlamıştı uğraşmıştı. Kendimi zorladım yemek için. Midem bulandığı an durdum. Anlamıştı birşey demedi. Kahvaltımızı bitirip toparlamak için kalktığımda
Rüzgar : kahvelerimizi dışarda içelim hazırlan
- rüzgar evin temizlenmesi gerekiyor.
Rüzgar : ben ayarladım onu sen hazırlan
Rüzgar : benim evimdeki abla gelip temizleyecek bu gün burayı.
Rüzgar : güzel kızım hadi git hazırlan
Odama gidip hazırlanmaya başladım , uzun zamandır makyaj bile yapmamıştım. Yapmak istedim bu gün , süslenmek istedim eskisi gibi.
Üzerime dar bir elbise giydim , makyajımı yaptım ve içeriye geçtim
Rüzgar bana baka kaldığında elbiseme laf edeceğini düşünerek tam birşey söyleyecektim ki
- teşekkür ederim , çıkalım mı ?
Rüzgarın tepkisine şaşırmamak elde değildi. Eskiden olsa “git üstünü değişitir , bu şekilde çıkamayız” demeye başlardı. Sadece güzelsin demekle yetinmişti. Ya kıskanmıyordu eskisi gibi , yada kendini tutuyordu.1
Arabaya bindiğimizde “ hep gittiğimiz yere gideriz diye düşündüm ben . Senin yapmak istediğin bir şey var mı ?” dediğinde bir an duraksaydım
- rüzgar ben 2 senedir merkeze gelmedim hiç. Deniz ve abimin bebeği için hep bir şeyler almak istedim ama gelemedim işte. Şimdi avm ye gidip bir şeyler alabilir miyiz?
Rüzgar : Ben sana kurban olurum , gidip alalım ne istersen
Rüzgar sanki değişmişti , kullanmayacağı sözleri söylüyor bana açıklama yapıyor veya soru soruyordu. Önceden net ve kısa cevaplar verirdi duygularını yansıtmazdı bana. Bu adama karşı koymak daha da zordu. Karşı koymak istiyor gibi de değildim.
Avm ye vardığımızda , arabadan inip yanıma geldi
Rüzgar : senden birşey isteyeceğim , sadece bu günlük.
Rüzgar : elini tutabilir miyim ?
- sevgili değiliz biz yapma böyle
Rüzgar : peki şansımı denemek istedim sadece
Içeri girip birkaç mağazaya girip çıkıyorduk. Bu gün güzel göründüğümün farkındaydım fakat yanımdaki adamın benden aşşağı kalır yanı yoktu. Omuzları çok daha fazla genişlemişti. Esmer teni , uzun boyu ve kaslarıyla çevremizdeki kadınların dikkatini çekiyordu. En son yanımızdan geçen iki kızın rüzgara bakıp gülüşmesi ile başımı rüzgara çevirdim. Başka tarafa bakıyordu ama içimdeki kıskançlığı durduramıyordum.
Bir an mantığıma artık dur diyerek rüzgarın boşta olan elini sıkı sıkı tutmaya başladım. Rüzgar anlamamış ve bana bakıyordu ne oldu der gibi. Görmemişti kızları , hiçbirşeyin farkında değili. Yakışıklı olduğunun bile
Rüzgarın hoşuna gitmişti ama birşey olduğunu anlamıştı arkasına dönüp baktığında kızları görüp gülmeye başladığında elimi alıp öptü hiç bırakmadan “ Bitiyorum sana” dedi. El ele dolaştık bütün avm’yi yeğenim için çok güzel şeyler aldık. Içim kıpır kıpır olmuştu. Belki bir gün kendi bebeğimiz için de alışverişe çıkardık. Bir gün...
Kahve içmek için bir mekana oturduğumuzda self servis olduğu için
Rüzgar : güzelim sen geç otur ben alıp geliyorum kahvelerimizi
Başımla onaylayıp terastaki boş bir masaya oturdum. Rüzgar siparişi vermiş bekliyordu. Bir süre sonra yanına yaklaşan bir kadın gördüm. Bir şeyler konuşuyorlardı eski aden olsa bekler geldiğinde rüzgara sorardı. Ama yeni adenin durmaya niyeti yoktu her an rüzgarı kaybetme korkusu vardı içinde.Bu gün rüzgarın yakışıklılığı ile sınanıyordum. Hızla ayaklanıp yanlarına gittim ve rüzgarın yanına geçip ne oluyor der gibi baktım ikisine de rüzgar yine gülmeye başlamıştı.
Bu durum hoşuna gidiyordu benim sinirimin farkında değildi.
Rüzgar : güzelim siz tanışmadınız değil mi ? Bahsetmiştim ya ekibimize yeni katılan biri var diye işte o Hande.
Hande : sizde aden hanım olmalısınız. Tanışmadık ama sizi çokca dinledim özellikle de binbaşımdan.
- öyle mi ? Memnun oldum. Canım kahveler hazırsa gidelim mi soğmasınlar
Rüzgar : görüşürüz hande , yarın görüşürüz
Binbaşım mı demişti o ben mi yanlış duymuştum ? Ayrıca bu samimiyet de neyin nesiydi ? Ne ara bu kadar yakınlaşmışlardı?
Masaya geçtiğimizde kendimi tutamayarak
- bu samimiyet nerden geliyor ?
- o kız sana binbaşım dedi ve sende buna tepki vermedin
Rüzgar : güzelim bana herkes hitap ederken binbaşım diyor biliyorsun.
Rüzgar : tamam güzelim ne desin peki ?
- rüzgar dalga geçme , o kız yeni başladı ne ara beni anlatacak kadar samimi oldunuz?
Rüzgar : güzelim o kız benden yaşça küçük kıskanabileceğin bir durum söz konusu değil.
Yüzüm düşmüştü ben daha önce rüzgarın çevresinde bir kız duyup görmemiştim. Bu durum beni oldukça germişti. Rüzgar fark etmiş olacak ki sandalyesini bana yaklaştırdı , önümde oynadığım ellerimi tuttu
Rüzgar : güzelim , okyanus gözlüm o kız benim sadece iş arkadaşım. Daha fazlası asla ama asla olamaz. Benim gözüm senden başkasına kör , kulaklarım sağır tamam mı ? Benim yanımda dünyanın en güzel kadını var. Gerisi umurumda değil.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
38.69k Okunma |
2.12k Oy |
0 Takip |
74 Bölümlü Kitap |