47. Bölüm
Arabaya bindiğimizde rüzgar hemen arabyı çalıştırıp yola koyulduk
Nereye gideceğiz sen bu kadar özenmişsin , ben çok sıradan kaldım sanki.
Rüzgar : sen ve sıradanlık. İkisi aynı cümleye bile yakışmadı. Çok güzelsin , fazla hemde.
Geleceğimiz yere varmıştık , burası bir eğlence mekanı gibiydi. İlk defa geliyordum. Rüzgar arabayı park ettiğinde hızla inip yanıma geldi inmeme yardımcı olduktan sonra içeri girmek için kapıya yöneldik.
Kapıda duran beyefendiye ismini söyledikten sonra masamızı gösterdi. Masaya ilerlerken , gözlerim bizden önce gelen hande ve aliye döndü. Biz neden baş başa değildik . Neden kalamıyorduk? Gerçekten bu adam bana kafayı yedirecekti. Yedirmişti.
Ali ve hande ile selamlaştıktan sonra yerlerimize oturup siparişlerimizi verdik ve sohbet etmeye başladık. Yemeklerimiz geldi , masadan kaç bardak dolup boşaldı sayamadık. O sırada Ali sahnenin önüne geçti hepimiz ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk rüzgar hariç
Rüzgar : Video çekmeye başlar mısın ?
Hemen telefonumu çıkartıp video başlatım , Ali ise mikrafonu eline alıp çok güzel sözler söyleyerek Handeyi yanına çağırdı. Anlamıştım , gözlerim dolmaya başladığında bir an rüzgara döndüm , öyle bir bakıyordu ki hangi yöne çeksen gelirdi.
Ali : Benimle bir kör kurşun isabet edene dek yaşamaya var mısın ?
Hande gözlerinden akan yaşları silerken bir anda “Evettt” diye bağırdığında mekandan alkış ve ıslık sesleri yükselmeye başladı.
Yanımıza geldiklerinde ikisini de tebrik edip sohbetimize kaldığımız yerden devam ettik. Kafamın içi doluydu , cevaplanmamış sorular , bitmek tükenmeyen bir korku , ve baş edemediğim bir aşk. Bir yandan sohbet etsem de bir yandan aklımla savaş içindeydim. Kaç bardak bitirdiğimi hatırlamıyorum.
Hande : Karışma içsin rahatlar
Sanırım az çok kafam gitmeye başlamıştı ama asla hatırlamayacak kadar değil. Her söylediğim sözü hatırlıyor ve arkasındaydım.
Ali çok şanslısın hande gibi biriyle evleniyorsun. Hande iyi kız güzel kız mis gibi.
Masadakiler gülmeye başlamıştı
Niye gülüyorsunuz yalan mı ? Tanışalı ne oldu da bu kız benim yanımda oldu kendi arkadaşım yokken.
Rüzgar konunun nereye gideceğini anladığında elimdeki bardağa uzanmaya çalıştı
Dokunma , dokunma sıra sana geliyor.
Sen bana ne yaptın ? Ben kendimi kaybettim , ailemi kaybettim , mesleğimi kaybettim. Ben seni kazanmak için herşeyimi kaybettim bak bomboş kaldım. Ama sennn sen varsan hiç bir şeyin önemi yok biliyor musun ? Sen benim elimi tutuyorsun ya ben herşeyi silip atıyorum.
Rüzgar tam lafa girecekken hande ondan önce davrandı
Anlatıcam tabi. Ayrıca binbaşı çok yakışıklısın , bu benim sinirlerimi çok bozuyor artık. Bazen içimden geçiriyorum özenerek mi yarattın diye . Neyseki bende güzelim. Güzelim değil mi rüzgar ?
Masadaki herkesten bir kahkaha kopmuştu
Rüzgar : çok güzelsin yavrum çok.
Ben konuştukça kendime gelip rahatlamıştım resmen rüzgar ise gözlerini benden ayırmadan sadece beni izliyordu. Yavaş yavaş mekan boşalmaya başlıyordu saat ise gece yarısını geçmişti.
Başınızı ağrıttıysam kusura bakmayın.
Hande : biz halimizden gayet memnunuz.
Rüzgar : hadi o zaman dağılma vakti
Hepimiz ayaklanmıştık ki bir an dengemi kaybedip düşmemek için rüzgarın koluna tutundum. O ise tek hamlesi ile belimden kavrayıp kendine kenetlemişti. Rüzgar bize sodası ile eşlik ettiği için arabayı o kullandı. Eve geldiğimizde beni hemen yatak odasına götürüp yatağın üzerine bıraktı. Geceliklerimden birini çıkartıp
Rüzgar : giyebilir misin yardım edeyim mi?
Rüzgar üzerimi giyinmeme yardım ettikten sonra hemen yatağa uzandık başımı omuzlarına koydum bir süre kaldım.
Sabah uyandığımda rüzgar yanımda yoktu bu gün cumartesiydi acaba albay mı çağırmıştı yine diye düşünürken evi dolaşmaya başladım ama yoktu. Telefonumu elime alıp aradım meşgule atttı. Kalbim sıkıştı , gitti hiçbir şey demeden gitti mi diye düşündüm.
O sıra kapı açıldı semiha abladır diye gitmedim rüzgara mesaj atıyordum ki
Başımı çevirdiğimde rüzgarı gördüm koşarak sarıldım
Ya nerdesin sen ? Nasıl korktum ben biliyor musun?
Rüzgar : Ekmek almaya çıkmıştım güzelim
Elleriyle saçlarımı okşamaya başladığında bir süre kaldım rüzgarın göğüsünde sonra toparlanıp hemen Elini tutup salona geçtik semiha abla gelene kadar kahvelerimizi yapıp içmeye başladık
Rüzgar : Sana ne sorucam ben aklımı aldın yine unuttum. Bu yandaki market var ya
Eee
Rüzgar : orda çalışan bir çocuk var sarışın renkli gözlü
Rüzgar : adını da biliyorsun . Güzel.
Ben kahveleri toplu alıyorum ya ilk geldiğim zaman ordan sohbet açılmıştı.
Rüzgar : Aden çocuk senin kahveni nasıl içtiğini bile biliyor. Bir de geçmiş karşıma “ mavi gözlü , öğretmen olan” diye bana tanıyor herif seni.
Kahve içmiştik birkaç kez ondan biliyordur
Rüzgar : Aden bak delirtme beni ne ara içtiniz nerde içtiniz
Rüzgar : Burda , bu evde sen benden başka bir adamla oturdun kahve içtin öyle mi?
Rüzgar tekli koltuğu alıp fırlattığında hemen yanına koştum
Rüzgar : Hepsinin şaka olduğunu söyle.
Rüzgarın göğüsüne başımı koyup bir yandan da kafamı kaldırıp ona bakıyordum
Rüzgar : Aden beni katil etme tamam mı ? Bana bir daha böyle bir şaka yapma zaten bu şaka falan değil.
Rüzgar cümlesini kurarken benden ayrılmış koltuğa oturmuş elleriyle de yüzünü kapatmıştı. Kendi kendine söyleniyordu
Rüzgar : bu evde oturup kahve içtik diyo rahat rahat hay allahım sen bana yardım et.
Kendi kendine söylenirken yanına gidip oturdum yüzündeki ellerini tutup çektim yüzğnden.
Özür dilerim sadece şaka yapmak istedim.
Rüzgar : Senin adını bir başka herifin adının yanında duymaya dayanamıyorken senin bana yaptığın şaka ya bak. Bana yapma aden bana seninle ilgili veya karşı cinsinle ilgili şaka yapma.
Dudağına uzanıp ufak bir öpücük kondurdum. Göslerinden hala ateş çıktığını görebiliyordum bu kadar tepki vermesini beklemediğim için yapmıştım aslında bu şakayı ama dozu kaçırmıştım.
Rüzgar : Nerden tanışıyorsunuz gerçekten ?
Tanışmıyoruz kahveleri toplu alırken orda çalışan kızla anlaşmıştım bir koliyi açmadan bana ayırıyordu direk kızla konuşurken duymuştur.
Rüzgar : Herifin adını nerden biliyorsun?
Rüzgar : Bundan sonra o markete gitmiyorsun , gitsen de neyse
Rüzgar : aden adam senin göz rengini biliyor beni çıldırtma.
Tamam minnoşum sakin ol artık hadi.
Rüzgar : kahven bitince bana haber ver
Tamam sevgilim de gitsen de dedin devamı ?
Var
Nasıl ? Nerde bir şey yapmadım de lütfen
Rüzgar : Hastane de büyük olasılıkla
Rüzgar : benimle tanışmak istedi tanıştırdım
Rüzgar : öldürmediğime dua etsin.Benim sevdiğim kadına baktığında ne oluyor anlamış oldu bakamaz artık.
Hadi sen kahveni balkonda sig*** ile iç kendine gel. Bende kahvaltıya başlayayım semiha abla gecikecek galiba.
Rüzgar gerçekten dövmüştü çocuğu , kıskançlık konusunda ikimiz de birbirimizle yarışıyorduk. Bu da bizim sınavımızdı. Gerçekten de yakasındaki isimden tanıyordum çocuğu , eskiden nasıl mahalle bakkalları vardı herkes tanırdı sever sevilirdi. Bende sürekli oraya gittiğim için tanıyorlardı beni. Rüzgardan böyle bir hamle beklemiyordum. Rüzgar içeri geldiğinde bende sofrayı hazırlamaya başlamıştım. Öutfağa gelip yardım etmeye başladığında Telefonda biri ile konuşuyordu
Rüzgar : Nerden buluyorsan bul Emre , benim lafımı ikiletme
Diye haykırmıştı resmen , ters tarafından kalkmıştı sanırım. Gözlerimi ona yönellttiğimde telefonu kapattı
Rüzgar : Bundan sonra evine kahven gelcek sen çıkıp almayacaksın.
Bileğime de kelepçe tak istersen
Rüzgarın yanına gidip ellerimi beline doladım
Biraz ters biraz da kıskanç tarafımızdan uyandık galiba bu gün
Rüzgar saçlarımla oynamaya başladığında
Rüzgar : Neyseki sen burdasin , sakinleşmem için gerekli tek şey.
Kahvaltıyı hazırladıktan sonra güzel bir kahvaltı yapıp kahvelerimizi içtik. Sohbete daldığımızda geçen saatin farkında değildik.
Rüzgar : Biraz dolaşmaya çıkalım mı ?
Hızlı bir şekilde hazırlanmaya başladım. Üzerime dar bir triko elbise giyip deri ceketimi de aldıktan sonra hazırdım. Boynuma takmaya çalıştığım kolyelerle uğraşırken
Rüzgar yatak odasına doğru geldiğinde beni görüp bir an duraksadığında gözlerimi ona çevirdim , kapıya yaslanmış beni izliyordu. Kısa süre sonra yanıma gelerek uğraştığım kolyeyi takmama yardımcı oldu.Ellerine belime dolayarak
Rüzgar : Fazla mı güzelsin sen ?
Rüzgar boynumdan derin bir nefes çekerek ayrıldı , üzerini değiştirmeye başladığında çantamı hazırlayıp kapıya doğru yöneldim.
Rüzgar : Senin bana şu taktığın lakapları askerlerim duysa beni asla ciddiye alamazlar biliyorsun değil mi?
Derken kapıdan çıkmaya başlamıştım , bir anda arkamdan gelerek ellerimi tuttu
Rüzgar : Beni bekle aden beni bekle.
İkimiz de gülmeye başlamıştık arabaya yöneldiğimizde rüzgarı durdurup
Rüzgar dediğim karşısında her ne kadar şaşırmış olsa da bir saniye bile düşünmeden anahtarı verdi. Korkuyorum ama bunu yanımda rüzgar olmadan başaramazdım. Koltuğa oturup kendime göre ayarladıktan sonra bir an rüzgara döndüm
Rüzgar : Ben ihtiyacın olduğunda buradayım. Çok iyi bir sürücüsün bunu unutma.
Teşekkür ederim yanımda olduğun için
Arabayı çalıştırdığımda bir an nefesim kesildi , rüzgar fark ettiğinde hafif camını araladı. Yola çıkmıştım fakat oldukça gergindim rüzgar radyodan bir şarkı açtı sanki herşey çok normal gibi davranıyordu. Bir süreliğine rahatlık hissi yerleşmişti içime , AVM ye vardığımızda park etmek için boş yer ararken gözüme bir yer kestirip yanaşıyordum ki arkadan gelen araç benim yerime park etti. Uzun uzun kornaya bastığımda hiç umursamadan devam ediyordu. En son camımı açıp baktığımda karşımdaki beyefendi de camını açıp
Kusura bakmayın hanım efendi sizi fark etmedim. Çıkabilirim isterseniz.
Gerek yok dikkat etseniz keşke
Özrümü kabul etmeniz için ne yapabilirim ?
Derken sanırım rüzgarı fark etmemişti ve bu daha da korkutucuydu. Rüzgar sesini çıkarmadan dinliyordu sadece
Sorun yok beyefendi iyi günler
Arabayı durdurduğum yerden kaldırarak park yeri aramaya devam ediyor bir yandan da ara ara gözlerimi rüzgara yöneltiyordum. Hiçbir şey demeden sadece izliyordu. Bana bile bakmıyordu. Park yeri bulup park ettiğimde derin bir nefes aldım.
Arabadan inerken rüzgar önden yürümeye başlamıştı beni beklemeden , Arabayı kilitleyerek adınlarımı hızlandırdığımda o ise yavaşladı. Yan yana geldiğimizde ellerini ellerime kenetledi fakat fazla sıkıyordu. Sesimi çıkarmadım bir süre , ne olduğunu yanlış olanın ne olduğunu anlayamamıştım hala. Bir mağazadan çıkıp diğerine girerken ben önde hızlı adımlarla heyecanlı yürürken rüzgar ise beni takip ediyordu. Mağzadan girdiğimde çıkan kişi ile birbirimize sıfır bir pozisyonda geçtiğimizde refleks ile
Diyerek arkamı döndüm ve o aracını benim yerime bırakan beyefendi vardı karşımda.
Tekrar kusura bakmayın diyeceğim komik olacak artık
Karşımda duran beyefendi daha sözünü bitiremeden rüzgar arkamdan gelip elini belime attıp beni kendine çekmişti
Yok sevgilim kapıdan girerken fark edemedim bir an.
Beyefendi başını sallayarak yanımızdan ayrıldığında rüzgarın belimdeki eli benden ayrılmıştı. Bir an olsun gözlerimi doldurmuştu bu haraketi. Sinirlenmişti fakat neye olduğunu anlamıyordum.
Gğzel bir mekana geçip kahve siparişlerimizi verdik kahveler gelene kadar ikimiz de sessizliği bozmadık. Kahveler geldiğinde yerimden kalkıp rüzgarın yanına oturup ellerini tuttum gözlerine bakarak
Bir sorun var ama anlamıyorum. Fark etmeden bir şey mi oldu
Rüzgar : yok , hayır dalgınım sadece
Seni tanıyorum sevgilim konuşmadan halledemeyiz
Rüzgar : Nasıl tanıştığımızı hatırlıyorsun değil mi ?
Rüzgar : o adam arabasını oraya park ettiğinde gayet sakin karşıladın. Çarpıştığınızda gayet sakin be güler yüzle cevap verdin adama.
Rüzgar : biz ilk çarpıştığımızda beni tersledin sen.
Derin bir kahkaha attım , şaka yaptığını düşündüm en başta , yada bana mislleme yaptığını düşündüm fakat rüzgarın suratı oldukça ciddiydi.
Rüzgar : kıyaslama yapmıyorum yanlış anlıyorsun. Ben göreve gittiğimde bunları düşünüyordum ve hu gün direk şahit olmak ayarlarımı bozdu. Ben yokum sen birkaç tesadüfe yenik düşebilirsin diye kafayı yiyorum ben. Bu gün de bunları yaşamak doğru düşündüğümün kanıtı oldu. Canım sıkıldı.
Peki
Rüzgar bir an şaşkınlıkla bana baka kaldığında
Bilerek hiç bir şey söylememiştim böyle bir durum söz konusu bile olamazdı.Ama madem böyle düşünmüştü biraz kafasında kursun dursun.
Kahvelerimizi içerken elimde duran telefonumda dolaşıyordum cafeye giren kişilere gözüm yöneldiğinde rüzgar bir anda beni kendine çekerek sıkı sıkı bastırdı kendine.kıyamıyordum karşımda kos koca adam kıskaçlıktan deliye dönüyordu. Ben ise ne yapmaya çalıştığını anladığımda başımı omzuna yerleştirdim bir elimle yanağını kendime getirerek diğer yanağına öpücük bıraktım.
Benim yerim , yuvam , evim burası.
Rüzgar bir anda başımı kendine çevirerek dudaklarıma yapıştığında ne olduğunu anlamaya çalışırken karşılık veremedim rüzgar dudaklarını dudaklarımdan ayrımadan
Rüzgar : karşılık vermezsen , katil olurum.
Cümlesi daha bitmeden karşılık vermeye başladığımda rüzgarın birkaç gündür aşırı kıskançlık hallerinin geri geldiğini fark ettim.
Göstermek istediğini göstermiş ve henüz benim fark edemediğim fakat kendi gözüne kestirdiği insanlara ona ait olduğumu kanıtlamıştı. Ve şimdi de gidiyorduk , olanlar bundan ibaretti.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |
Bölüm Hakkında Şikayet Gönder
İçindekiler
| 39.41k Okunma |
2.21k Oy |
0 Takip |
74 Bölümlü Kitap |