
RÜZGAR
Kaybetme korkusu neydi çok iyi bilirdim özellikle kıskançlık ile birleştiğinde insanı ele geçirirdi. Benim kızgınlığım adenin kalbime hançer gibi saplanan çekip gitmesiydi. Aklım , beynim , kalbim sadece onunla dolup taşarken böyle düşünmesi başka bir kadını düşünmesi yakmıştı canımı. Bilmesi gerekiyordu içimin ona nasıl titrediğini. O yokken bile onu istediğimi ,düşündüğümü , kalbimin sadece onun için attığını bilmeliydi.
Hırçındı , bu hırçınlığı getiriyordu bizi bu hale belki de daha önce gitmem gerektiği için o da benim gibi her an tetikteydi. Yaptığının yanlış olduğunu anladığında içimde bir yerlerde kırgınlık vardı ve bunun fazlasıyla farkındaydı. Küçük bir çocuk gibi sırnaşmaya çalışıyordu , içim gidiyordu fakat netliğimden taviz verirsem yine başa dönerdik. Gözleri gözlerime değdiğinde kıyamıyordum , bu hayatta bir adene yenik düşüyordum , engel olamıyordum.
O kadınla kendini mi karşılaştırıyordu şu an ? Umarım bunu yapmıyordur. Bu yaşattıklarından daha da ağrı gelirdi. Kalbim onu affetmeye çoktan hazırdı , kurduğu cümleler benim karşısında olan netliğimi eritmişti. Onu bırakacağımı düşünmesi , tekrar tek kalacağını düşünmesi onun savaşıydı. Bilmediği ise onu yanlız bırakacak kadar güçlü bir insan olmayışımdı.
Arasın ofisine vardığımda içeri girdim , beni gördüğünde ayaklandı
“Hoşgeldin , hayırdır?”
“ Konuşmaya geldim müsait misin ?” dediğimde başıyla onaylayı beni koltuklara oturmam için yönlendirdi. Ben ise zaman kaybetmek istemiyor gibi hemen söze başladım.
Abisin , kardeşin üzüldüğünde onu korumaya çalışıyorsun anlıyorum. Fakat beni tanımıyor gibi davranıyorsun. Bu zamana kadar adene tek bir hata yaptım. Onda ise mecbur bırakıldım. Sen ise sanki sürekli adeni üzen , ağlatan bir insan varmış gibi davranıyorsun. Kardeşim ben sana en başta söyledim ben adeni isteyerek bilerek üzmem dedim. Bunu anlamak neden zor bu kadar ?
Aras : Kardeşim gecenin bir yarısı iki göz iki çeşme , elinde bir bavulla kapıma geliyor. Ve konu bir kadın. Ne yapmamı bekliyordun ? Oturup seninle konuşmamı mı ? Bak rüzgar Adenin yanında bir ben kaldım.
Henüz lafını bitirmeden lafını kestim. Sinirlenmiştim
- Ben de adenin yanındayım ve hep yanında olacağım aras
Aras : o zaman kardeşimi üzmeyeceksin.
- Lan ben bir sikim yapmadım neden anlamamakta ısrar ediyorsun. Adene gerkeli açıklamayı yaptım. Sana yapmaya gerek duymam aslında ama tamamen bir yanlış anlaşılmadan ibaret bunu bil.
Aras : Konuştunuz mu ?
- konuşup hallettik sizin evde eşyalarını topluyor
Aras : Rüzgar bu ilişki sizi çok yoracak , yıprtacak. Tanıştığınız günden itibaren yüzünüz gülmedi. Neden zorluyorsunuz bu kadar ?
- Aras bak adenin abisi , kardeşim falan dinlemicem attığın yumruğun karşılığını vereceğim şimdi. Oğlum biz senelerdir ne için uğraşıyoruz seviyoruz lan seviyoruz. Sen onaylasan da onaylamasan da biz birbirimizi yıpratsak da seviyoruz.
Aras : Gideceksin yine , bunu bile bile devam etmenizi istemiyorum.
- nasıl eminsin bu kadar ?
Aras : Eminim işte , abiyim hissediyorum
- ya bi siktir git aras ya.
Derin bir nefes aldım , aras ise bu durumdan hoşlanır gibi gülümsüyordu o güldükçe benim sinirlerim oynuyordu.
- lan ne sırıtıyorsun karşımda
Aras : halime gülüyorum
- daha çok gülersin o zaman
Aras : inşallahl gülerim
- adenle konuş , onayım var de aklı sende.
Aras : demessem ?
- Lan Aras! bak iki gündür saçma sapan şeylerle uğraşıyorum sinirimi senden çıkarıcam şimdi.
Aras : Tamam lan tamam
- Gidiyorum sevgilmi evime götüreceğim
Aras : rüzgar seni öldürürüm bak , karımı evime götürürüm diyo sanki herifteki rahatlığa bak
- oda olur yakında merak etme
Aras : siz beni de delirttiniz yemin ederim.
- dediğimi yap
Aras : emriniz olur komutanım
- hadi eyvallah
Arasın yanından ayrıldığımda içime su serpildi. Aden her ne kadar barışsak da abisinin düşüncesini önemseyecek ve kafaya takacaktı. Bunu bildiğim için konuşmaya gelmiştim aslında. Aden böyle düşünecek olmasaydı ilişkim hakkında kimseye açıklama yapmazdım. Ama onun üzülmesini istemiyordum.
Rüzgarın yanından ayrıldıktan sonra hızla adenin yanına geçmeye başladım , bir kahvecide durup her zamanki gibi kahvelerimizi aldım. Güzel bir çiçekçi bulup papatya buketi yaptırdım. Bir an durup kendime baktım ne ara bu hale gelmiştim. Askerlerim görse bizim korktuğumuz adam bu muydu derlerdi. Buydum , sevdiğim kadını mutlu etmek için herşeye yapmaya hazırdım. Arasın evine yaklaştığımda Adene mesaj attım
“ Güzelim yaklaştım , sen hazırlan ben çıkacağım yukarı.” bavulu olduğu için yukarı çıkıp almam gerekiyordu. Arabayı evin önüne park edip merdivenleri ikişer üçer tırmandım. Deniz kapıyı açtığında “Hoşgeldin gelsene” dedi “ gitsek daha iyi olur” diyerek yanıtladım onu.
“ Senin için çok zor haberin olsun.”
“Ben ondan gelen her şeye razıyım” dedim samimi bir gülümseme ile. Ciddiydim bu söylediğimde. Ondan gelen her şeye hazır ve razıydım.
Aden çıktığında elindeki bavulu tek hamlede çekip aldım. Arabaya geçtiğimizde onun oturacağı koltuğa bıraktığım papatyaları gördüğünde yüzündeki o gülümseme sanki her şeyi silip atmıştı.
Karşımdaki kadına bitmek bilmeyen tükenmeyen bir zaafım vardı.
ADEN
Arabaya geçtiğimde koltuğun üstünde duran papatyalardan alamadım gözlerimi bir süre. Rüzgara bakarak bir öpücük attım ona , beni seviyordu ve bunu her hücreme kadar hissettiriyordu. Hatta böyle yaptığı dönemlerde onu hak etmediğimi düşünüyordum. Snaki bana fazlaydı bu adam , ruhumun en ince sızısıydı.
Arabaya bindiğimde rüzgar sanki bu anı bekliyormuş gibi söze girdi
Rüzgar : Güzelim iki küçük odayı kırdırıp bize bir oda yaptırıyorum. Bu gecelik benim eski odada kalacağız
Gerek yoktu rüzgar
Rüzgar : gerek var mı diye sorduğumu hatırlamıyorum.
Başımla onayladım onu. Zaten ne dersem diyeyim onun kararı değişmeyecekti.
Eve geldiğimizde , rüzgarın eski odasına koydum eşyalarımı. Odaya bavulumu çıkaran rüzgar kapıyı kapatıp yanıma yaklaştı
Rüzgar : Çok özledim seni boncuğum
Bende seni çok özledim
Bir anda kucağına alarak yavaşça yatağa yatırıp yanıma sokuldu. Ellerini saçlarımda gezdirirken gözlerini gözlerimden bir saniye bile ayırmıyordu
Rüzgar : Hep yanımda , buramda kal
Diyerek göğüsüne yatmamı sağladı. Sanki aylardır ayrı kalmış gibi bir süre ellerimizi ayırmadık birbirimizden.
Yemek için seslendiklerinde rüzgara dönerek
Bu evde sadece ikimiz kalamaz mıyız ?
Rüzgar : ikimiziz zaten güzelim
Kimse olmasın , onlar da
Rüzgar : Bu evde olmaz güzelim maalesef.
Peki hadi gidelim o zaman
Hemen aşağıya inip o muazzam sofraya oturmuştuk. Semiha abla yapmıştı yine yapacağını. Yemeklerimi yedikten sonra rüzgar bir telefon görüşmesi için salondan ayrılmıştı. Ben ise bunu bekliyor gibi hemen semiha ablanın yanına gittim
Semiha ablaa senden birşey isteyeceğim
Semiha abla : söyle güzel kızım kahve mi ?
Yani o da olsa güzel olur ama o değil.
Gözlerini bana dikerek ne olduğunu anlamaya çalışıyordu
- yarın rüzgarın doğum günü baş başa yemek ayarlamak istiyorum burada bana yardımcı olur musun ? Sanırım onun sevdiği yemekleri yapmayı bilmiyorum.
Semiha abla : tabiki yaparım kızım hallederiz hiç merak etme
- bir tanesin semiha abla
Semiha abla : kızım ben de bir şey diyecektim sana
- söyle ablacım
Semiha abla : kızım rüzgar oğlumun valla haberi yoktu girmedi bile senelerdir o odaya benim suçum.
- saçmalama Semiha abla kimsenin suçu yok ben biraz yanlış anladım o kadar sorun yok yani.
Gülümsemesiyle karşılık verdiğinde mutfaktan çıkıp salona geçtim. Ardımdan hemen rüzgar da salona girmişti. Umarım konuştuklarımızı duymamıştır diye geçirdim içimden. Semiha abla kahveleri getirdiğinde rüzgarla Ankara konusunda konuşup bir karara bağlamaya çalışıyorduk. Ne kadar konuşursak konuşalım sonu yine bir süre ayrı kalmamız gerektiğine varıyordu. Hemen bu karamsarlığı yok ederek
- nişanda ne giysem ya handenin de yanına gidemedim bir türlü
Rüzgar : Sen her halinle çok güzelsin abartmana gerek yok.
- açık giyinme demenin yumuşatılmış hali mi bu ?
Rüzgar : Asla
Dediğinde kahkaha atıyordu adeta
Rüzgar : istersen yarın gidip bakalım
Hayır kendi kıyafetlerimden ayarlayabilirim.
Rüzgar : emin misin
Başımla onayladım rüzgarı. Rüzgarın odasına geçtiğimizde yatağı diğer yatağa göre daha küçüktü ikimiz sığabilir miydik acaba ? Aklımdan geçirirken rüzgar söze girdi sanki anlamıştı ne düşündüğümü
Rüzgar : Bu gece bana daha yakın uyuman gerekecek sanki
Daha iyi değil mi
Diyerek kıkırdadım. Yatağa uzandığımda bir an aklıma gelen şey ile “hıh” dudaklarımın arasından kaçtı. Rüzgar ne olduğunu anlamaya çalışırken hemen yerimden kalkıp telefonumu elime aldım saat gece yarısını geçmişti hemen rüzgara doğru koşarak kendimi üzerine attım
Iyi ki doğdun yuvam , iyi ki geldin. Seni çok seviyorum rüzgar çok seviyorum.
Diyerek rüzgarın dudaklarını öpmeye başladım.
Ben seninle tanıştığım gün doğdum , bu gün sadece kimlikte yazan.
Rüzgar elleriyle beni kendine çekerek kucağına oturmamı sağladı. Dudaklarımız tekrar birleştiğinde araya giren özlem alevlendi.
Sabah gözümü odaya sızan güneş ile açtım , elimi yana doğru attığımda rüzgar yoktu. Hemen kalkıp elime telefonumu aldım ve tahmin ettiğim gibi yine fazlasıyla uyumuştum. Ve rüzgar çoktan gitmişti
Rüzgar : güzelim kahvaltını yap , uyanınca beni ara. Seni seviyorum
Bu adam deliydi takmıştı kahvaltıya , kendisi ediyordu da ne oluyordu sanki. Hemen rüzgarı aramaya başladığımda uzun uzun çaldı fakat açan olmadı. Mesaj atmak için girdiğimde ise ekranıma bildirim düştü benden hızlı davranmıştı
Rüzgar : arayacağım.
-bekliyorum
Diyerek telefonumun ekranını kapattım ve mutfağa ilerledim. Semiha abla yine mis gibi kokutmuştu etrafı
Günaydın semiha abla
Semiha abla : günaydın kızım , hemen hazırlayayım kahvaltını
Ay yok valla hiç şu an kahvaltı istemiyorum sen bana kahve yapar mısın ?
Semiha abla : rüzgar duymasın
Sen söylemezsen duymaz
Ikimiz de gülmeye başlamıştık semiha abla bir yandan akşam için yaptığı hazırlıkları gösteriyor bir yandan ise kahvemi yapıyordu. O sırada çalan telefonum ile salona yöneldim
Efendim canım
Rüzgar : günaydın güzel gözlüm
Günaydın sevgilim , neden açmadın telefonu ?
Rüzgar : yanımda ekipten birileri vardı yavrum açamadım
Onlar varken konuşamıyor musun benimle
Rüzgar : konuşurum konuşmasına ama gerek yok.
Neyse binbaşı erken gelir misin bu gün dışarı çıkalım.
Rüzgar : Çıkmaya çalışırım güzelim , haber veririm. Bu arada kahvaltı yaptın mı?
- yapacağım şimdi merak etme , haber ver. Bu arada seni çok özledim
Rüzgar : şu an gelmemi istiyorsun galiba
Ben öyle bir şey demedim
Rüzgar : kapat yavrum kapat
Telefonu kapattıktan sonra kahvemi içmek için mutfağa yöneldim. Semiha abladan masa örtüsü , mumlar ve şamdanların yerini öğrendikten sonra
Semiha abla : kızım ben hazırlayayım masayı
Yok semiha abla zaten yemekleri sen yaptın hiç değilse masayı ben hazırlamış olayım. Ben içeri geçiyorum önce salonu halletmem gerek.
Hemen kahvemi ve rüzgardan zar zor sakladığım süslerimi çıkardım. Bir sürü kalpli balon almıştım tek tek onları şişirip tepelerine bant yapıştırdıktan sonra kapıdaki abilerden yardım isteyerek onları tavana yapıştırdık. Uçlarına ise bir kaç not ve fotoğraflarımızı yapıştırdım. Yerlere de serpiştirdiğim balonlardan sonra hemen masayı hazırladım. Hediyesini de masanın köşesine yerleştirdiğimde artık hazırdı. Pasta siparişi verdiğim yeri aradım , kontrol amaçlı bir saate getirmiş olacaklarını söylediklerinde bir rahatlama gelmişti.
Hızla odaya çıkıp duş alıp bakımlarımı yaptım. Hemen hazırlanmaya başladım o sırada çalan kapıyla pastanın geldiğini de anlamıştım. Üzerime Siyah dar bir elbise giydim ve aşağı indiğimde karşımda semiha abla ve bir kaç çalışan vardı
Semiha abla : Maşallah sana güzel kızım benim.
Semiha ablaya gülümseyerek pastaya bakmak için mutfağa yöneldim. Harika görünüyordu tek kelime ile harika. Her şey hazırdı tek eksik olan rüzgardı. O gelene kadar hemen kendime bir kahve yapıp dinlenmeye başladım.
Semiha abla : kızım rüzgar oğlum geldi
Ne ? Haber vermedi ama bana. Semiha abla onu bir süre oyalar mısın
Semiha abla hızla kapıya yöneldiğinde ben ise masadaki mumları yakıp hemen pastayı hazırladım. Mumlarını yerleştirip yaktıktan sonra hazırladığım masanın önünde elimde pasta ile onu beklemeye başladım. Bir süre daha gelmeseydi mum yok olacaktı ki neyse gelmişti.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 56.3k Okunma |
2.87k Oy |
0 Takip |
74 Bölümlü Kitap |