
Abim ve deniz gülmeye başladığında rüzgarla birbirimize uzun uzun bakmaya başlamıştık. İkimizde birbirimizden cevap bekliyorduk , uzun süren bir sessizlik sonrası gözlerimin dolmasını engelleyerek
- Hayırlısı
Demekle yetindim , rüzgar ise gözlerini benden kaçırmıştı. Ne diyebilirdim ki şimdi hazırım mı demem gerekiyordu , rüzgar gerçekten bir şeyi istiyorsa beni dinlemeden zaten yapardı.
Rüzgar abimle bir süre sohbet etse de yüzü düşmüştü , kalkmak için ayaklandığında
Rüzgar : Ben gideyim geç oldu , aden sabah seni ben bırakayım mı ?
Aden mi demişti o ? Birde bırakayım mı ? “güzelim sabah seni ben bırakırım” olması gereken cümle neden bu kadar soğuktu. Cevap veremeyip bir an duraksadım
Ben giderim
Dediğimde başıyla onaylarak kapıya yöneldi , peşinden geçirmek için gittiğimde arkasına bakmadan çıkıyordu kolundan tutup kendime çevirdim
Iyi miyiz ?
Rüzgar : Kötü olmamız için bir sebep mi var ?
- öyle hissettiriyorsun
Rüzgar : yok yorgunum
Tamam rüzgar ne diyeyim dikkat et
Rüzgar : eyvallah
Arkasına bakmadan gitmişti. Ne oldu şimdi sırf “ hayırlısı” dediğim için miydi bu tavır. Sinirlenmiştim , ayrıca sürekli zaten bu konu hakkında konuşuyorduk çocuk oyuncağı mıydı ? Kendine güveniyorsa çıkıp karşıma etseydi evlilik teklifini sanki hayır diyecektim ona. Sevdiğim adama nasıl hayır diyebilirdim ki ? Ah binbaşı ah .
Kısa bir süre sonra eve varmış olduğunu düşünerek mesaj attım
Vardın mı eve ?
Rüzgar : evdeyim
Haber vermedin.
Rüzgar : Haber vereceğimi söylememiştim zaten. Doğru mu ?
Tekrar soruyorum iyi miyiz rüzgar
Rüzgar : değiliz aden değiliz.
Neden söylemedin o zaman
Rüzgar : Konuşursam kalbini kırarım,
Sen benim kalbimi kırmazsın
Rüzgar : Yarın konuşuruz.
Böyle mi uyuyacağız.
Rüzgar : böyle derken ?
Soğuk
Rüzgar : iyi geceler güzel gözlüm.
Iyi geceler binbaşı.
Bu kadar tavır yapmasını gerektirecek şeyin ne olduğunu hala anlamamıştım. Ama konuşmadan halledemezdik bunu bildiğim için de içim rahat değildi. Telefonumu alıp aradım bir süre çaldı
Beni almaya gelir misin ?
Rüzgar : Bir şey mi oldu ?
- bir şey sordum sana.
Rüzgar : geliyorum
Yaz gelince
Görüldü attığında hızla üzerimi değiştirip rüzgarı beklemeye başladım abim ve denize de durumu anlatıp haber verdim çıkacağımı. Rüzgar kısa süre sonra mesaj atmıştı “ in” hemen evden çıkıp yanına gittim
Rüzgar : ne oldu ? Iyi misin ?
Sahile sür
Rüzgar : aden bir şey mi oldu korkutma beni
Bir şey oldu evet , sevgilime bir şey oldu ve ben ne olduğunu anlamıyorum onunla konuşacağım.
Rüzgar : Aklım çıktı aden , bir şey oldu sandım sana.
Oldu zaten görmüyor musun
Rüzgar : Sen hala dalgaya vuruyorsun
Dalgaya vurmazsam seni öldürürüm burada , ne olduğunu bile anlamadığım bir şey yüzünden burnumdan getiriyorsun hadi sür konuşacağız.
Rüzgar çaktırmadan gülümsüyor bir yandan da sahile ilerliyorduk. Komik olan şey neydi şimdi ben sinirden deli olmuşken niye gülüyordu bu adam. Allahım sen benim aklıma mukayet ol.
Sahile geldiğimizde arabadan inip bir süre yürüdük fakat hava soğuktu ve üşüdüğümü burnumun kızarmasından anlamıştı.
Rüzgar : Kahve alıp arabada konuşalım.
Onayladığımda kahve almak için bir yere geldik , kahveleri alıp arabaya geçtik.
-Anlat ne oldu
Rüzgar : Bilmiyormuş gibi sorma bir de bana
Ya valla hiç bir şey anlamadım ben. Hayırlısı dediğim için mi ?
Rüzgar : Önceden hiç değilse erken bulduğunu söylüyordun , şimdi hayırlısına döndü git gide uzaklaşıyorsun evlilikten. Ben anlamıyorum artık senin ne yapmak istediğini bana artık net olmanı istiyorum bende ona göre davranayım.
Ona göre davranayım derken
Rüzgar : Hayallerimden vazgeçmek mesela. Beniim seninle evlenip çocuğumuzun olması gibi hayallerim var. Sana bunlar uzak olabilir tabi.
Sinirden gülmeye başladığımda rüzgar bana bakıyordu yine delirdiğimi düşünüyor olmalıydı.
- Ben sana salaksın dediğimde bana kızıyor musun ?
Rüzgar : ne alaka şimdi aden konumuzla ?
- Salaksın çünkü rüzgar , ben hayırlısını o anlamda söylemedim. Senden bir cevap bekledim sen cevap vermeyince bende hayırlısı , yani bekliyorum artık bir şeyler anlamında söyledim. Ama sen bunu her zaman olduğu gibi yanlış anladın ve sinirlendin.
Rüzgar : Nasıl yani istiyor musun ? Ciddi misin ?
Ben sana diyeceğimi dedim binbaşı , gece gece uğraştırdığın konuya bak.
Rüzgar bir anda beni kendine çekerek sarılmaya başladı
Rüzgar : çok seviyorum seni
Sinir oluyorum sana
Rüzgar : Biliyorum senin de sevdiğini.
Ikimiz de gülmeye başladık bir süre öyle kaldık. Rüzgara söylemiştim bir şeyler beklediğimi ama nasıl olacağı hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Henüz ankara olayı bile kesinleşmemişti.
Saat ilerlemişti , ikimizin de yorgunluktan gözleri kızarmıştı , eve gitmek için yola koyulduk. Abimlere vardığımızda
Rüzgar : Güzelim sabah kaçta geleyim kaçta gideceksin ?
Ben giderim demiştim
Rüzgar : oynama benimle
Uyandırırım ben seni
Başıyla selam vererek yanımdan ayrıldığında bende hemen eve çıkıp üzerimi değiştirip uzandım , yarın oldukça yorucu bir gün olacaktı. Hangi günümüz normal geçiyorsa sanki...
Sabah erkenden uyanıp duşa girdim , yiğitle kısa süre vakit geçirdikten sonra rüzgarı uyandırmak için görüntülü aradım , yiğit de kucağımdaydı rüzgara minik bir süpriz yapmak istemiştik. Telefon uzun bir süre çaldı en son açmayacak herhalde diye düşünüp kapatacaktım ki telefonu gözleri kapalı bir şekilde açtı
Günaydın eniştesiiii
Rüzgar : Ben böyle sabahlara geçmek istiyorum artık. Nasıl güzel bir günaydın bu böyle.
Rüzgar kamerada yiğiti fark ettiğinde hemen gözlerini açıp ekranı kendine daha da yakınlaştırdı. Koskoca binbaşı daha bir aylık bile olmamış çocuğun karşısında şirinlik yapmaya çalışıyordu. Bense bir süre sesimi çıkarmadan onları izledim.
-seni bekliyoruz hadi
Rüzgar : Onbeş dakikaya sendeyim
Yavaş gel yavaş!
Rüzgar : emredersiniz aden hanım
Rüzgar gelene kadar yiğit ile bir süre zaman geçirdim , geldiğinde ise hızla toparlanıp evden çıkmmak için kapıya yöneldim
Deniz çok yorulursan ve bir şey olursa hemen ara gelirim
Deniz : keyfine bak bebeğim
Denizle görüşüp hemen arabaya indim , rüzgar arabasına yaslanmış sigara içerken adımlarımı hızlandırıp boynuna atladım
Rüzgar : yavaş be güzelim yanacaksın
Yandım ben zaten
Rüzgar : Bak senn
Gülüşüp arabaya yerleştik ,
Sen ne yapacaksın ?
Rüzgar : eve gidip uyuyacağım
Oh ne güzel ya
Rüzgar : sende gelmek istersin belki
Rüzgarrr
Sohbet ederken handelerin evine varmıştık bile hemen rüzgarı öpüp arabadan indim. Hande kapıyı açtığında gözleri fazlasıyla şiş görünüyordu.Uykusuzluk veya yorgunluk gibi değildi. Ağlamıştı.
Içeri geçtiğimizde hazır olan kahvelerden birini uzattı
Iyi misin ?
Hande : Bilmiyorum
Ağlamışsın
Hande : ben hiç böyle hayal etmemişitm
Sen sadece mutlu olmak istiyorsun , eminim olacaksın
Hande : Ailemin de yanımda olmasını isterdim
Çok haklısın ama sen davet ettin.
Hande : gelemezler ki babam göndermez onları.
Belki düğüne kadar halledersiniz , düğününde yanında olurlar.
Hande olumsuz anlamda başını salladı ve gözünden akan bir damla yaşı eliyle temizledi. Kahvelerimizi içerken bir yandan da sohbet ediyorduk
Eee ben senin elbiseni görmedim , hadi göster bana
Hande : dur getireyim.
Hande ayaklandığında bende arkama doğru yaslanıp beklemeye başladım. Elinde buz mavisi , balık kesim bir elbise ile geldi. Çok zarifti ve ona çok yakışacaktı.
Çok güzel , çok yakışacak sana
Hande : bende çok beğenerek aldım.
Hande ile bir süre daha sohbet ettikten sonra evi temizlemeye koyulduk. Akşam ikramlıkları ise hande dün geceden hazırlamış bile
Beraber yapardık , çok yormuşsun kendini.
Hande : Fiziki olarak yorulmadım ama ailemin yapması gereken şeyleri benim yapıyor oluşum fazla yordu.
Hadi ama düşünme artık bak bu gün senin günün gül biraz
Hande elini “aman” der gibi salladı. Temizlik bitti ve akşam için çıkarılacak sunumları hazırlayıp mutfak masasının üzerine yerleştirdik. Saat oldukça ilerlemişti
Hande : bir kahve daha içip sonra hazırlanmaya başlarız olur mu ?
Hayır der miyim sence?
Hande kahvelerimizi yaparken bende mutfak masasına oturup beklemeye başladım.Kahveler geldiğinde
Hande : Aden ben sana bir şey söyleyeceğim ama ne rüzgar abi ne de ali duyarsa bana çok kızarlar. Ben senden bunu saklamak istemiyorum , kimseye söylemeyecek belli etmeyeceksin tamam mı ?
Söyle , söz
Handenin lafı bu kadar dolandırmasından bir şeyler olduğunu anlamıştım. Hatta ya sinirleneceğim ya da üzüleceğim bir şeydi.
Hande : Alinin kardeşi gelecek biliyorsun
Eee
Hande : Ben aliyle tanıştığımda öğrendim tabi daha öncesi var mı bilmiyorum
Hande bak gerilmeye başladım ben
Hande : rüzgar abiyi seviyormuş ve bunu herkes biliyor.
Nasıl yani , anlamadım alinin kardeşi rüzgarı seviyor ve bunu ikisi de biliyor öyle mi?
Hande başıyla onayladı bu dediğimi
Peki sen neden bana bunu söylemek istedin
Hande : Açelya biraz şeydir , nasıl desem yakın davranmayı sever
Yılışık yani ?
Hande gülmeye başladı , ben ise sinirden kızardığıma emindim
Hande : Şimdi akşam bir şey olur falan önceden bil istedim.
Sen hiç dert etme yılışıklık neymiş gösteririm ben. Ve bunları düşünme bu gün sizi mutsuz edecek bir şey asla yaşanmayacak , yaşansa bile ben hallederim.
Hande başıyla onayladığında bir süre sessizlik oluştu fakat benim aklım susmamakta fazlasıyla ısrarcıydı , hande gözlerini bana odaklamış bakarken
Hande : sor istediğini cevapları sende yok , bende.
-- çok mu belli ettim
Hande : fazlasıyla
Rüzgar ve o kız görüşmüş mü ?
Hande : hayır zaten sadece bir kaç karşılaşmışlar , Açelya mesaj atmış rüzgar abi de ali yanlış anlamasın diye cevap vermemiş. Sonrasında bu olay bir kaç kez tekrarlanmış en son da aliye söylemiş ama rüzgar abi istemediğini açıkça belirtmiş.
Ne zaman olmuş bunlar ?
Hande : işte benim en son bildiğim siz görüşmediğiniz o dönemde , bende o zaman öğrendim açelya tekrar mesaj atmış ali de onunla kavga etti öyle öğrendim.
Güzel mi ?
Hande : önemi var mı ? AAçelya ona mesaj atarken rüzgar abi bize seni anlatıyordu.
Handenin son dediği gülümsememe sebep olmuştu , rüzgar net bir adamdı ve onun bu netliğini çok seviyordum. Her ne kadar içimi kıskançlık kemirse de rüzgarın asla yanlış bir şey yapmayacağını ve eğer o kızla önemli bir şey yaşasaydı bana anlatacağını biliyordum. Ama akşam gözümü bir saniye bile ayırmamam gereken yakışıklı bir adam olacaktı.
Tamam artık dedikodu bitti hadi hazırlanalım
Hande : Başlayalım bakalım.
Handenin odasına gidip hazırlanmaya başladık , böyle hazırlanırken aklıma ırmakla hazırlanmalarımız eski zamanlarımız geldi. Nasıl da kopmuştuk ama birbirimizden sebepsiz yere. Hemen kendimi toparlayıp handeye belli etmeden hazırlanmaya devam ettim. Hande saçını bitirmek üzereydi ki çalan kapı ile göz göze geldik
Biri mi gelecekti ?
Hande : Hayır kim acaba ?
Sen dur ben bakarım
Kapıyı açtığımda karşımda 4 tane kadın duruyordu , ikisinin başı kapalı , diğer ikisinin açık ve dördü de birbirine benziyordu. Bir süre baktım onlara ,
Buyrun kime bakmıştınız.
Handenin evi mi burası ?
Evet efendim de buyrun siz kimsiniz?
Kızım ben handenin annesiyim.
Duyduğum şey karşısında gözlerim dolmuştu , gelmişti annesi. Yanlız bırakmaya gönlü el vermemişti. Ah anneler canım anneler.
Gerçekten mi ? Çok sevindim , hande de çok mutlu olacak hadi gelin
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 56.3k Okunma |
2.87k Oy |
0 Takip |
74 Bölümlü Kitap |