57. Bölüm

57. Bölüm

Sena şahin
asen24

 

Irmağın ilk beni araması göz yaşlarımın hızlanmasına sebep olmuştu. Eskisi gibi yine onun için en mutlu anını ilk benimle paylaşmıştı. Ve anne olacaktı , hemde çok güzel bir anne.

Telefonu kapattığımızda rüzgarı aradım kısa süre çaldıktan sonra açtı telefonu

Sevgilim

Rüzgar : güzelim konuştun mu ırmakla

Evet  

Rüzgar : Önemli bir şey mi ?

Hamileymiş

Rüzgar : ciddi misin ?

Evet ama baranı arama haberi olmayabilir henüz.

Rüzgar : sevindim , sağlıkla alsınlar kucaklarına.

Bende sevindim , sen ne yapıyorsun

Rüzgar : çalışıyorum bildiğin gibi

Tamam ben derse gireceğim şimdi.

Rüzgar : iyi dersler güzelim

Sanırım şu an rüzgar ile aynı şeyleri düşünüyorduk. Arkadaşlarımız , çevremizdekiler nişanlanıyor , evleniyor , çocukları oluyordu biz hala aramızda olanlarla savaşıyorduk. Ve rüzgarın çocuk konusunda ki isteğinin fazlasıyla farkındaydım. Bu durum onu benden daha da çok etkiliyordu sanırım.

Ama ona açık açık söylemiştim beklediğimi , evlenme teklifi henüz almadan ne olabilirdi ki ? Ben diyeceğimi demiştim artık gerisini rüzgar düşünecekti.

Derslerim bittiğinde saat eve gitmem için erkendi hemen taksiye binip rüzgarın yanına gitmeye karar verdim. Yol üzerinden iki kahve alıp komutanlığa vardım. Askerlere selam verip içeri girdiğimde rüzgarın odasına yöneldim. Kapı aralıktı açıp baktığımda ise rüzgar yoktu. Oradan geçen askere rüzgarı sorduğumda “toplantıda” dedi. Handeyi sorduğumda ise handeye seslendi , odaların birinden hande çıktığında beni fark etti askere”sağol” diyerek onu gönderdi.

Hande : Hoş geldin aden

Hoş buldum nasılsın

Hande : iyiyim sen nasılsın

Iyiyim bende rüzgar toplantıdaymış

Hande : Ankara işi belli oldu ortalık karıştı biraz.

Gidiyor musunuz ?

Hande gözlerini kaçırarak , başıyla onayladı. İşte yine bir ayrılık bekliyordu bizi. Biz birbirimizi görmediğimiz sürece sorunlarımız artıyordu şimdi ne yapacaktık ?

Hande : Rüzgar abi anlatır sana gel kahve yapayım

Ben almıştım , gel bahçede içelim

Hande : rüzgar abi içsin onu

Ne fark ediyor allah aşkına gel

Handeyle bahçeye çıktığımızda Ali de yanımıza geldi ,

Ali : hoş geldin yenge

Hoş buldum , ne zaman çıkar toplantıdan

Ali : bilmiyoruz biz de haber bekliyoruz. Albay istifasını kabul etmeyecek gibi görünüyor.

Ne ? Ne istifası ?

Ali : senin haberin yok mu

Neyden ali ?

Ali : ben o yüzden geldin sandım.

Ali söyle

Ali : İstifa etmek istedi , gitmemek için

Beni rüzgarın yanına götür

Ali : yenge albayın odası orası götüremem

Tamam ben bulurum

Ayaklandığımda hande arkamdan gelip “ takip et” dediğinde peşine takıldım. Bir odanın önünde durup kapıya tıkladı

Hande : Albayım !

Binbaşım !

Albay : Söyle yüzbaşı

Hande : Bir durum var da

Hande sözünü bitirmeden kendimi gösterdim , rüzgar beni gördüğünde ayaklandı

Rüzgar : Kusura bakmayın albayım , senin ne işin var burada ?

İstifa etme ben gelirim seninle

Rüzgar : ne ?

Ankara’ya gelirim ben , sen istifa etme.

Rüzgar bir an duraksamıştı , hande aramızdan çekilmişti rüzgara bir kaç adım attım.

Yapma hayalin olan mesleğini bırakmanı kabul edemem. Gelirim ben tayinimi isterim , olmazsa ben bırakırım mesleğimi özelde çalışırım.

Rüzgar : Sonra konuşalım yeri değil

Tamam ama istifa etme en azından konuşana kadar.

Albay bizi dinlemiyor gibi yapsa da dinlediği yüzündeki gülümsemeden belliydi.

Albay : Bu güzel kız onaylayana kadar istifan kabul edilemeyecek binbaşı , çıkabilirsin.

Albaydan böyle bir şey duymayı ikimiz de beklemiyorduk , ciddi ve fazla sert biri gibi görünüyordu. Rüzgarla aralarının iyi olduğunu biliyordum ama bu samimiyeti beklemiyordum.

Albay : cesaretinden dolayı tebrik ederim , cesur kızsın. Tam rüzgara yakışacak bir kız. Gözükara.

Albaya gülümseyip elimi onlar gibi alnıma dayayıp esas duruşa geçtim “ sağol” dediğimde ikisi de gülmeye başlamıştı.

Rüzgar : selam vermeyi de öğrendiğinde ekibe alacağız seni mecbur

Albayla ikisi gülerken içimden “ rezil ettin kendini yine” diye geçirmeden edemedim. Odadan ayrıldığımızda

Albay o kadar da sert biri değilmiş

Rüzgar : askeri değilsin , sana buradakilere davrandığı gibi davranmaz. Ama ne kadar sert olduğunu askerlere sormak istemezsin bence.

Bence beni sevdi

Rüzgar : Sevilmeyecek gibi misin ?

Rüzgarla konuşarak odasına ilerlerken handeyi gördük

Rüzgar : gel buraya

Hande : Buyurun binbaşım

Rüzgar : Hadi aden deli , sen niye onu odaya getiriyorsun.

Hande : ben ondan da deliyim.

Rüzgar : ya sabır ya selamet , yürü aden odama

Handeye el sallayarak rüzgarın odasına geçtik

Ben kahve almıştım ama biz onları handeyle içtik

Rüzgar : afiyet olsun

Rüzgar telefonu eline alıp “ 2 kahve” dediğinde yanına doğru ilerledim masasının üzerine oturdum. Ellerimi yanaklarında götürdüğümde

Anlat bakalım neler oldu

Rüzgar : Ankara dan yoğun bir talep var ekibime ve bana. Albay da göndermek istemiyordu , senelerdir birlikteyiz burada. Uğraştı ama olmadı , bu gün haber geldi gitmemiz için. Bende albaya söylemiştim istifa ederim ben buradan gidemem diye. Albay da az önce tekrar görüştü

Bana neden anlatmadın ?

Rüzgar : net bir şey yoktu

Artık var ama

Rüzgar : düzenini bozmak istemiyorum

Rüzgar benim tek istediğim sensin , düzenmiş , okulmuş umurumda değil. Seninle her yere gelirim ben. Özel bir okulda çalışırım orada.

Rüzgar : Benimle tanıştığından itibaren sürekli düzenini bozuyorsun farkında mısın ? Merkezdeki evindeydin , kasabaya yerleştin , tekrar merkeze döndün şimdi bizim evimizdeyiz. Bu durumun seni rahatsız ettiğinin farkındayım ben.Sen bir yer olsun ama bizim olsun net olsun istersin.

Rüzgar ben seni severken her şeyi göze almıştım , evlendiğimizde de böyle olacağını biliyorum mesela tayinin çıkarsa yada böyle şeyler olduğunda sürekli ev değiştirmemiz gerektiğini biliyorum ve kabul de ediyorum , ama tek başına halletmeye çalışman üzüyor beni. Baştan konuşsaydık uğraşmana gerek kalmazdı.

Rüzgar : sen baya baya ciddisin ?

Ciddiyim rüzgar

Rüzgar : Emin misin , orada sadece hande olacak arkadaşın

Şu anda da öyle , abimler var izmir de sadece hafta sonları da onların yanına geliriz olmaz mı ?

Rüzgar : olur da bilmiyorum aden , seni böyle bir duruma zorluyormuş gibi hissediyorum

Bu benim tercihim senin zorladığın bir durum yok

Rüzgar : Emin misin tekrar soruyorum?

Eminim , sen beni istemiyor olabilir misin ?

Rüzgar bir anda beni kendine çekerek sarılmaya başladı

Rüzgar : tek isteğim sensin.

 

Bir süre sarılı kaldıktan sonra

Benim artık gitmem gerek hazırlık yapacağım , çıkışta minik sevgilimle seni bekliyor olacağız.

Rüzgar : bak bak küçük bey gelince biz ikinci plana atıldık demek

Öyle oldu biraz.

Rüzgar : tamam güzelim seni bıraksın bizimkiler gel

Başımla onaylayarak elini tuttum kapıya çıktığımızda yine adının emre olduğunu hatırladığım askere seslendi

Rüzgar : Sana bir evin konumunu atıyorum oraya bırak , girdiğinden emin ol.

Emre : tamam abi , sen söyle bana laf ediyorlar sonra

Rüzgar bana bakış attığında çok yanlış anlaşılmıştık

Geçen bizi bıraktığında handeye camdan bak demişti hande de sinirlenmişti de.

Rüzgar : eve girdiğinde beni ara

Başımla onayladım arabaya geçerken tam ön kapıyı açıyordum ki rüzgar benden hızlı davranıp arka kapıyı açmıştı , kıskançlık damarı atmıştı yine. Arabaya bindiğimde emre hiç konuşmuyordu bile

Sen neden abi diyorsun rüzgara çok mu yaş farkınız var ?

Emre : Evet yaklaşık 4-5 yaş farkımız var. Ama bizim ekipte herkes zaten iş dışında abi diyor , hepimize bir abiliği dokunmuştur illaki.

Uzun zamandır mı berabersiniz ?

Emre : üç senedir onun yanındayım.

Hep böyle mi konuşacaksın benimle

Emre birden gözünü yoldan ayırıp aynadan bana baktığında bir an yanlış bir şey mi dedim diye düşünmeden edemedim.

Emre : olması gereken bu

Rüzgar yüzünden mi ?

Emre başıyla onayladığında bir an gözlerimi yola çevirdim

Emre : Seviyor sizi , o gün eğlence mekanında gördüğünde anlamıştık hepimiz.

Sizli konuşmasan en azından , büyük olasılıkla aynı yaştayız.

Emre : olur

Peki neden sürekli bizi sen bırakıyorsun ?

Emre : güveniyor galiba

Anladım

Çocuk rüzgarın korkusundan cümle kurmuyordu resmen benimle konuşurken. Eve vardığımızda emreye teşekkür edip arabadan indim. Merdivenlerden çıkarken rüzgarı aradım

Rüzgar : Girdin mi güzelim ?

-şimdi kapıyı açıyorum

Rüzgar : tamam güzelim

Telefonu kapattığımda çaktırmadan camdan baktım , emre bekliyordu bir kaç saniye daha durduktan sonra ayrıldı. Büyük olasılıkla rüzgar onu aramıştı gel diye. Eve geldiğimde yiğiti fazla özlemiştim hemen üzerimi değiştirip yanına gittim bir süre onunla oynayıp

Deniz , teyzemler gelene kadar dinlen istersen

Deniz : iyi olur aslında yiğit de uyur şimdi karnını doyurayım

Tamam sen doyur , git dinlen

Hemen mutfağa geçip kendime kahve yaptım , içeri girdiğimde yiğit çoktan uyumuştu. Beşiğine yatırıp yanına oturdum.Denizi de odasına gönderdim , rüzgara mesaj attım

Haber geldiğinde bana da söyle

Rüzgar : geldi güzelim , değişen bir durum yok

O zaman ben ankaradan ev bakmaya başlıyorum

Rüzgar : akşam konuşalım tekrar.

Konuşacak bir şey yok ama sen bilirsin. Bu arada emre çok iyi biri ve seni seviyor, askerlerin her ne kadar senden korksa da sevmeleri çok güzel.

Rüzgar : o nerden çıktı şimdi ? Emre ile mi konuştun ?

Bir kaç soru sordum

Rüzgar : hayırdır aden ?

Ya hemen başlama sadece hep ona bıraktırıyorsun ya bizi onu sordum neden abi dediğini falan sordum.

Ayrıca zaten senden korkusunda tek bir kelime ile yanıt verdi bütün sorularıma

Rüzgar : Askerlerimle sohbet etme aden , beni körükleme.

Tamam sevgili tamam sen sakin ol

Rüzgar : saçma saçma konuşup sakin ol diyorsun oh ne güzel.

- öpeyim mi ?

Rüzgar : öptüreceğim ben akşam bekle sen

Ben hazırlık yapacağım görüşürüz.

Telefonumu bırakıp mutfağa geçtim hazırlık yapmaya başladım. Yaklaşık bir saat sonra abim geldiğinde

Hoş geldin sessiz ol uyuyorlar

Aras : uyansın deniz gelirler birazdan

Uyusun bırak ya kız yoruldu tüm gün

Aras : o zaman sen halledersin her şeyi

Hallederim ben bulaşma kıza

Zaten her şey bitmişti , son son mutfağa bakınırken deniz uyanıp yanıma gelmişti

Abim mi uyandırdı ?

Deniz : yok ya ben uyandım

Iyi o zaman

Deniz : her şey bitmiş görünüyor , ellerine sağlık aden. Sen olmasan ne yapardım bilmiyorum.

Saçmalama ya

Deniz : ben gidip giyineyim

Başımla denizi onayladığımda yanımdan ayrıldı o sırada telefonum çalınca , ekrana baktım “ binbaşım” aradığını görünce hemen açtım

Efendim minnoşum

Rüzgar : güzelim bir şey lazım mı ?

Bana sen lazımsın

Rüzgar : aden bak kaçırırım seni

Ne ya , değil bebeğim gel sen

Rüzgar : tamam güzelim kapıyı aç o zaman

Yuh ne ara geldin

Rüzgar : şu an sokağa giriyorum

Açıyorum

Telefonu kapatıp hemen kapıya yöneldim rüzgar geldiğinde hemen boynuna atladım boş olan eliyle belimden kavradı ve kendine çekti , burnunu saçlarımda gezdirirken

Rüzgar : Eve gelene kadar uzak durmamız gerek.

Gülerek ayrıldım kollarından , ellerindeki poşetleri uzattığında

Bir şeye gerek olmadığını söylemiştim.

Rüzgar : ne zaman elim boş geldiğimi gördün ?

Içeri girdiğinde abimle selamlaşıp yiğitin baş ucuna oturdu. Uzun süre izledi hatta yiğit kıpırdandığında sürekli denize veya abime sesleniyordu , bir şey yapıyor gelin diye. Abim rüzgarla dalga geçmeye başlamıştı bile. Bir süre hep beraber oturduk ve zilin çalması ile deniz yiğiti ve beşiğini odaya taşırken bizler de kapıya yöneldik

Aras : Hoş geldiniz

Teyzem : Hoş buldukkk çocuklar

Teyzem hoşgeldin

Teyzem : Hoş buldum bebeğim

Aras : nerde seninki

Abim hala kapıyı açık tutuyordu , teyzem kahkaha atarak

Teyzem : Bir kız gördü az önce onun peşinden gitmediyse merdivenlerdedir.

Tam o sırada kapıdan içeri berke girdi , asla değişmemiş ve git gide daha da yakışıklı olmuştu.

Berke : Beni kimse karşılamıyor mu ya ?

Aras : Hoş geldin kardeşim

Diyerek sarıldılar tam abimin arkasında durduğum için gözleri bende takılı kaldı , abimden ayrılınca hemen bana doğru yönelip

Berke : Üf be kızım yıllar seni güzelleştiriyor mu ne ?

Diyerek bana sarıldığında gözlerim bir an bize kitlenmiş kendini sıkan rüzgara çevrildi. Berkenin kulağına hızla “rüzgar burada sakın bana saçma sapan davranma kızlara rezil ederim seni.” dediğimde kahkaha atmıştı resmen.

Berke : Allahtan kuzenimsin yoksa kimseye yar etmezdim seni

Bilerek yapıyordu , rüzgarla olanların farkındaydı ve kışkırtmaya çalışıyordu. Deniz de gelip ikisi ile görüştükten sonra rüzgarın yanına gidip elinden tuttum ve teyzemin karşısına geçtim

Teyze rüzgar

Dediğimde teyzem ayaklandı , rüzgar elini uzatarak “ hoş geldiniz efendim” dediğinde teyzem “hoş buldum” demekle yetindi. Berkeye geldiğinde ise “hoş geldin” dedi sert ve net bir tavırla berke ise rüzgarın karşısında durup arlarındaki mesafeyi fazlasıyla kapatıp “ Hoş buldum” dedi. Işler karışacaktı net.

Abimler bir süre sohbet ederlerken rüzgar ile dip dibe oturmuş onları izliyorduk. Abim bunu fark ettiğinde

Aras : Teyze adenler de yakın zamanda evlenmeyi düşünüyorlar

Teyzem : öyle mi ?

Evet teyze

Teyzem : Annene yazık değil mi kızım ? Bir adam için silip atıyorsun seni bu yaşa getirmiş bakmış büyütmüş insanları.

Teyze böyle konuşacaksan konuşmayalım

Aras : teyze senin bilmediğin şeyler var.

Berke : ne var mesela abi ? Bu adam adeni bırakıp gitmedi mi ? Bu kız aklını kaybedip hastanede yatmadı mı ? Kısacası bu adam yüzünden aden delirmedi mi ? Teyzem bir anne olarak haklı değil mi ?

Rüzgar : Efendim öncelikle sizden özür diliyorum ama ben adeni bilerek isteyerek bırakmadım , adenin annesi açık açık bırakmam için tehdit etti ve ben de adeni daha fazla üzmemek adına gittim. Haklısınız gitmemem gerekiyordu. Ama annesini üzmek en son istediğim şeydi. Geri döndüğümde ise hastanede yattığını bilmiyordum. Bilseydim daha önce dönerdim. Sizin beni yanlış tanımanızı istemem ben adeni seviyorum ve asla vazgeçmem artık. Ayrıca bu ayrılık tek taraflı değildi adenden farklı bir durumda değildim ben.

Teyze annem beni kandırdı iki sene boyunca , bak sana da söylüyorum. Bnei mirasından men edecekmiş evlenirsem , şimdi etsin hiç beklemesin. Umrumda değil parası malı mülkü ben sevdiğim adamla evleneceğim. Annem yanımda olmazsa eksik kalırım doğru ama ben rüzgardan vazgeçmem artık.

berke : Nasıl ya ? Teyzem böyle anlatmadı

Teyzem : sus berke

Aras : annem ne dedi size

Berke : ne sus ya anne , rüzgar aden delirince onu bırakıp gitmiş sonra döndüğünde de adeni kandırırıp yine sevgili olmuş. Adene kalacak mirasın peşindeymiş falan.

Hepimiz berkenin kurduğu cümleye gülmeye başlamıştık , annem sanırım artık kendi kafasında bir senaryo kurup ona inanmaya başlamıştı.

Rüzgar özür dilerim bu konuları konuşulmasından hoşnut olmuyorsun ama. Teyze kusura bakmayın ama rüzgar bana kalacak olan mirası çalışanlarına maaş olarak veriyor. Bu adamın bana kalacak olan mirasta nasıl gözü olabilir ?

Rüzgar : aden !

Efendim adenin annesi bir şeyleri yanlış anlamış ve anlatmış belli ki ama öyle bir durum söz konusu değil. Ben adeni ilk gördüğüm gün öğretmen olduğunu bile bilmiyordum. Ve o gün aşık oldum.

Aras : kapatın konuyu !

Teyze anneme söyle arasın onayı var onların yanında olduğumu ve hep de olacağımı. Yeter artık sıkıldım ben bu saçma sapan konulardan.

Konuyu kapattığımızda içime içime akıttığım artık tutmakta zorlandığım göz yaşlarım durmuyordu kendimi mutfağa attığımda deniz peşimden geldi.

Deniz : iyi misin ?

Derken bir yandan da su getirmişti o sırada berke geldi , kolunu omzuma atıp

Berke : fıstık valla ben bilmiyordum , teyzem yanlış anlatmış.

Sorun değil , anneme sinirlendim sadece

Rüzgar mutfağın kapısında belirdiğinde yanıma gelerek belimden tutarak kendine doğru çekti

Rüzgar : yanlış anlama , fazla temas sevmiyorum

Diyerek berkeye kitlendi , berke ise gülerek

Berke : hadi ya edersem

Rüzgar : zorlarsın , zorlarsan istemediğim şeyler olur.

Berke : açık açık tehdit ediyorsun

Rüzgar : tehdit değil uyarı diyelim. Sevdiğim kadına benden başkası dokunamaz.

Berke : vayy kaçıncı yüz yılda yaşıyorsun

Rüzgar : seninle aynı dönemde olmadığımız net. Sendeki bu gevşeklik nerden geliyor peki

-rüzgar !!!

Berke : Ağır abi modeli he severim

Rüzgar : tanısan sevmezsin

Berke : tanışırız

Rüzgar : tanışalım

Deniz : tamam yeter berke sen içeri geç

Berke : Enişte bey sakin olsa biraz sorun yok aslında

Berke sen içeri geç bizde geliyoruz

Berke içeri giderken gözlerini rüzgara devirmişti , rüzgar ise belimdeki elini daha fazla sıkmaya başladı

Rüzgar : Bak zor duruyorum , yemin ederim zor duruyorum dağıtırım o herifin yüzünü.

Sakin ol seni yanlış tanımış görmüyor musun ?

Deniz : rüzgar yapma sakin ol , olaylar daha fazla büyümesin.

Rüzgar : Bu herif yüzünden büyüyecekse büyüsün deniz , tanıtacağım ben ona kendimi çok iyi tanıtacağım.

Lütfen , bak lütfen yapma sakin ol. Kuzenim unutma

Rüzgar daha fazla yakınlaştı , gözlerinden alev çıkıyordu

Rüzgar : Kuzenin olması sana dokunacağı anlamına gelmiyor. Dokunamaz , bir daha temas ettiğini görürsem işte o zaman beni tanır.

Deniz : herkes sakin olsun ve içeri geçsin hadi.

 

Rüzgar elimden sıkı sıkı tutarak içeri çekti , koltuğa oturduğunda tam bitişiğinde oturtmuştu beni de. Ellerimi bırakmamak da oldukça ısrarcıydı. Elimle baş parmağının orayı sevmeye başladığımda bana dönerek gülümsedi.

Berke : Aden İstanbula geçeceğiz bu akşam caddeye çıkalım diyorum ne dersin ?

Aras : aden gelemez

Berke : Abi eskiler eskide kaldı biraz takılır döneriz.

Rüzgar : Aden gelemez

Berke : Senden izin mi alması gerekiyor.

Rüzgar : Aden kimseden izin alacak bir kadın değil , kendisinin gelmek istediğini düşünmüyorum.

Rüzgar başını bana çevirdiğinde bu ufak çaplı bir uyarı gibiydi , abim ise kaşlarını kaldırıp hayır anlamında başını salladı.

Yarın işe gideceğim gelemem başka zaman artık.

Berke : Seneler sizi fazla değiştirmiş , seni özellikle

Dediğinde gözlerini bir an bana çevirdi , rüzgar ellerini ellerimden ayırmak isterken daha sıkı tuttum. Durmayacaktı bir anda ellerimi bırakıp ayaklandı , berkenin karşısına dikilip

Rüzgar : gelsene biz baş başa konuşalım ne derdin varsa.

Berke : Konuşalım sorun yok

Rüzgar : sorun olamaz zaten

Derken ikisi de birbirine fazla yakındı abim hemen ayaklanarak

Aras : Adam akıllı durun

Rüzgar : konuşup geleceğiz

Rüzgar dış kapıya yönelmişti , berke de arkasından çıkarken bir an berkeyi durdurdum

O benim bu hayattaki en değerli varlığım , silerim seni bir daha çocukluğunu beraber geçirdiğin kuzeninin yüzünü göremezsin. Sakın bak sakın!

Berke bir an duraksadı , gözlerimin içine baktı gözlerim dolmuştu korkuyordum. Rüzgar berkenin pertini çıkarabilecek bir adamdı. Ama işler çıkmaza süreklenirdi , bu sefer abimde durmazdı yanımızda.

Berke : Bu kadar çok mu seviyorsun onu ?

Çok , herşeyden çok.

Başıyla onaylayıp ayrıldı yanımdan ve rüzgarın peşinden gitti. Hemen cama çıktığımda abimler teyzemle sohbete devam ediyordu. Rüzgar ve berkeyi duyamıyordum ama şu an sakin görünüyorlardı. Bir süre izledim onları berke fazla rahat rüzgar ise oldukça gergin görünüyordu fakat kötüye giden bir durum yoktu. İçeri abimlerin yanına geçtiğimde teyzem sanki beni tek yakalamayı bekliyor gibi hemen lafa atladı

Teyzem :Ablamın ne yapmaya çalıştığının farkındayım , sen emin misin bebeğim ?

Eminim teyze , hepiniz karşımda dursanız da vazgeçmem

Teyzem : tamam ben ablamla konuşacağım ama aden annen çok üzülüyor onu ara.

Bende üzüldüm teyze , bende annemsizliğe alışamadım ama bunu o istedi ve hala da durmuyor.

Teyzem : tamam canım ben konuşmayı denerim , biz birazdan istanbula döneceğiz yarın da tekrar uçağımız var.

Aras : bu kadar erken mi dönüyorsunuz ? Neden

Teyzem : Biz buraya adeni götürmeye gelmiştik ama elimiz boş döneceğiz mecbur. Durmaya gerek yok biliyorsunuz ben yapamıyorum buralarda.

Abim başıyla teyzemi onayladığında deniz teyzemin bardağını alırken teyzem denizin elinden tutup yanına oturttu

Teyzem : seninle de konuşamadık kızım , iyi misin ?

Teyzem ve deniz sohbet etmeye başladıklarında ben bardakları alıp çay koymak için ayaklandım , çayları koyarken kapı kapanmıştı. Hemen içeri geçtiğimde berke ve rüzgar içeri girdiler hepimizin gözü onların üzerindeydi. İkisi de sakin görünüyordu , fazla sakinlerdi.

Kapıdan rüzgara baktığımda eliyle yanını gösterdi , hemen gidip yanına oturdum. Gözlerimle ne oldu der gibi bakarken ellerimi tutup öptü. Ve gözlerini etrafa çevirdi. Ne olmuştu şşimdi hiç bir şey anlamamıştım.

 

Bölüm : 08.03.2025 01:28 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...