64. Bölüm

64. Bölüm

Sena şahin
asen24

RÜZGAR

 

Karşımda meraktan gözlerini benden alamayan kardeşime kaç göz yaparak dışarı çağırdım , adenin yanında konuşamazdık. Zaten böyle bir durum nasıl anlatılırdı onu da bilmiyordum.

Kapıya indiğimizde cebimdeki paketten sigara çıkartıp ali ve emreye uzattım kendimde bir dal alıp yaktım.

Ali : Lan anlatsanıza önemli bir şey var mı

Rüzgar : evlensek bile bir çocuğumuz olamayacak

Ali donup kalmıştı böyle bir cümle beklemiyordu gözlerini etrafta dolaştırmaya başladığında diyecek bir şeyi olmadığını anlamıştım.

Emre : Abi imkansız değil

Rüzgar : kader de ne yazılıysa o yaşanır , yapacak bir şey yok.

Ali elini omzuma atıp omzumu sıktığında derin bir nefes aldım

Rüzgar : Ali hande gündüzleri adenin yanında kalsın bir süre ona izin ayarlayalım olur mu ? Şimdi yengesi de yok arkadaşı da yok daha da bunalıma girmesin.

Ali : olur kardeşim hande de mutlu olur

Rüzgar : eyvallah

Sigaralarımızı söndürüp yukarı çıktığımızda adenin “ kullanmazsam” diye dorması aklımda tonla soru işareti oluşturmuştu. Ne demek kullanmasam ? Elinde en ufak bir şans varken bunu değerlendirmeyip ne yapacaktı ?

Doktor beni işlemler için çağırdığında arkasından ilerledim , odadan uzaklaştığımızda bir anda durdu

Rüzgar bey , yazdığım ilaçların yan etkisi duygu bozuklulukları , fazla kilo alımı , hormonlarda oluşan değğişiklik sebebi ile ciltte oluşan aknelere sebep olabiliyor ve sanırım aden hanımın bu konuda bilgisi var. O yüzden kullanmak isteyemeyebilir. Ve onu bu süreçte bir süre fazla yaşadığı duyguları ile baş başa bırakmak yerine destek olmalısınız , normal de olandan daha da fazla bir destekten bahsediyorum Evet bir hastalık var fakat hastalıkların en önemli sebebi psikolojiktir.

Tabi merak etmeyin ben elimden gelenin fazlasını yapmaya hazırım ve ilaçları kullanması konusunda onu destyekleyeceğim

Çok iyi olur ve düzenli takipleri aksatmayalım olur mu

Hiç merak etmeyin , çok tşekkür ederiz

Diyerek doktorun yanından ayrıldım. Çıkış işlemleri için hemşirelerin yanına ilerledim beklerken aklımdan geçenlere engel olamıyordum. Aden zaten zor bir kadındı , inadı , sivri dili , kıskançlığı , çekip gitmeleriyle fazlasıyla zorluyordu , bundan daha fazlası nasıl olacaktı hiç bilemiyordum ve bu beni korkutmuyor değildi.

 

ADEN 

 

Rüzgar işlemleri halledip geldiğinde yerimden doğruldum

Rüzgar : dur yavaş ben yardım ederim

Ben hasta değilim

Rüzgar : hasta olduğunu söylemedim güzelim , yatıyordun birden kalkınca başın dönebilir.

Rüzgarın bu söylediği asla inandırıcı değildi , çok iyi bir u dönüşü yapmış olmalıydı. Rüzgarın koluna girip hastaneden çıkmaya başladık. Arabaya geçtiğimizde ali ve hande bir şeyler konuşuyorlardı konuşmaları bittiğinde ise

Hande : Aden ben bir eve gçip üzerimi değiştireyim kahveye sana gelirim olur mu ?

Olur tabi

Rüzgar : Emre beni takip et

Emre başıyla rüzgarı onayladığında hepimiz yola koyulduk , eve vardığmızda rüzgar hemen yanıma gelip eliyle resmen tüm bedenimi kavramıştı , emreye anahtarı atıp kapıları açmasını istedi. Eve girdiğimizde beni koltuğa otutturdu

Rüzgar : güzelim biz emre ile yiyecek bir şeyler alıp gelelim alileri de davet ederiz hep beraber yeriz olur mu ?

Olur  

Rüzgar ile emre kapıya yöneldiğinde rüzgara seslendim ve gelmesi için elimle onu çağırdım

Duşa gireceğim , hemen gelmeyin olur mu ?

Rüzgar : hazır olduğunda bana mesaj at güzelim

Başımla onayladığımda rüzgar anlıma bir öpücük bırakıp ayrıldı yanımdan. Hızla duşa girmek istiyordum , hastanelerden nefret ediyordum o kokuları sanki yıkansam da geçmeyecek gibilerdi. Hemen soyunup duşa girdim , burası benim kendi alanımdı ve ne zzaman bir şeye üzülsem duşta ağlardım. Tıpkı şu an olduğu gibi , rüzgar benden uzaklaşacaktı , benden gün geçtikte soğuyacaktı ve ben bu hikayenin sonunda yarım kalacaktım. Beni şu an seviyordu ama ilerde beklentisi olacaktı , bir gün baba olmak isteyecekti. Ve ben yarım kalacaktım.

Göz yaşlarım akan sular ile yarış içindeyken derin bir nefes aldım , hızla toparlanıp duştan çıktım , bakımlarımı yapıp saçlarımı kuruttum ve rüzgara mesaj attım

Çıktım ben

Rüzgar : tamam güzelim

 

Etrafı toparlayıp rüzgarı beklemeye başladım , kısa süre sonra hepsi beraber gelmişlerdi hep beraber yemeklerimizi yiyp sohbet ettik. Hepsi gülmek için bir bahane arıyor gibilerdi , ya da beni güldürmek için zaman kolluyorlardı. Bu arada emre ve rüzgar da normale dönmüş gibilerdi ,

Hande : Aden kısa süreliğine komuşuculuğumuz başlayacak sanırım

O ne demek ?

Hande : Ben biraz evime alışmak için izin istemiştim evimde zaman geçirmek istiyordum , izin vermişler.

-Aaa sevindim buna

Hande : bende öyle beraber gezer dolaşırız

Güzel olur

Aklım şu an ne gezmekte ne de vakit geçirmekteydi , handenin ne yapmaya çalıştığının farkındaydım hatta eminim ki önceden aldığı bir izin değildi. Yanımda olmaya çalışıyordu.

Rüzgar ?

Rüzgar : söyle güzelim

Bu hafta sonu abimlere gidelim mi ?

Rüzgar : gideceğiz zaten güzelim , konuştuğumuz gibi

Unuttuysan diye sordum

Rüzgar : ben ne zaman seninle ilgili bir şeyi unuttum güzelim.

Başımla onayladım rüzgarı , yemekler bittiğinde mutfağa gidip kahve yapmaya başladım. Arkamdan emre geldiğinde

Emre : iyi misin ?

Başımla onayladım emreyi , elindeki bardağı tezgaha koyduğunda

Emre : Sevmek her zaman kolay olmaz , bazen uğruna savaşman gerekir. Bazen ise olduğu gibi kabullenmek. Bunun kararı senin elinde rüzgar abi ne olursa olsun senin yanında , onun için savaşmaya değer bence. Bir “arkadaş” tavsiyesi.

 

Emre arkadaş kelimesini bastırarak söylediğinde yüzümde hafif bir tebessüm oluşmuştu , haklıydı. Zaten bizim sevgimiz savaşlar içindeydi hiç mutlu günümüz olamamıştı ki adam akıllı , hep bir engeli aşmaya çalıştık , bunu da atlatırdık. Rüzgar yanımda olursa atlatabilridim , benden soğuduğunu anlayana kadar savaşabilirdim.

Emre : içerde ki adamı yaklaşık dört senedir tanıyorum ve ondan fazlasıyla çekinirdim ama bu gün ben farklı biri ile tanıştım. Seni sevdiğini biliyoruz ama sana bir şey olduğunu duyduğunda karşımda rüzgar abi yoktu sanki. O korkutucu olan adımın yerine tüm gücünü kaybetmiş biri vardı aden. Bu adam için savaş.

O yanımda olduğu sürece savaşabilirim

Emre başıyla onaylayıp gülümseyerek içeri yöneldi. Peşinden bende gittiğimde sohbet oldukça derinleşmişti. Elimdeki kahveleri tek tek hepsine uzattım.

Hande : eee emre geçen bahsettiğin kızla konuştun mu ?

Emre : yok ya bitti o

Rüzgar : hayırdır ?

Emre : istemedi abi

Rüzgar : neden ?

Emre : Gözden uzak olan gönülden de ırak olurmuş öyle dedi.

Rüzgar emrenin bacağına vurarak “hayırlısı olsun” dediğinde emre elindeki kahveden bir yudum aldı , emrenin hayatında bir kız olduğunu bilmiyordum. İyi birine benziyordu , ve büyük olasılıkla aynı yaştaydık , bu zamana kadar birini bulamamış olması şaşırtmıştı. Fazlasıyla yakışıklı biriydi ama sanırım bu işlere vakit ayırmak gibi bir derdi yoktu.

Hande : O ne demekmiş be öyle sevmenin ne demek olduğunu bilmeyenlerden sen uzak dur.

Emre : orası öyle , neyse ya beni bırakın şimdi nikah günü alacaktınız sabah aldınız mı ?

Rüzgar : Uunuttuk onu ya ne yaptınız harbi ?

Ali : Aldık haftaya cumartesi evleniyoruz

Hande çok sevindim

Hande : Hemen aldık bende anlayamadım ama iyi oldu. Annem sıkıştırmaya başlamıştı.

Düğün yapacak mısınız ?

Hande : gerek yok nikah yapar sonrasında bi after yaparız

Ali : Daha iyi olur biz bize oluruz.

Bir süre daha sohbet ilerlediğinde gitmek için ayaklandılar hande ile görüşüp diğerleri ile el sıkıştığımda emre hafif yakalaşarak “dediklerimi unutma arkadaşım” dedi bastırarak. Gülümseyerek yolcu ettik onları. Şu an rüzgarın beni çekip neler olduğunu sormasını bekliyordum ama o hiç bir şey olmamış gibi salona ilerlemeye başlamıştı. Peşinden gittiğimde masayı toparladığını fark edip yardım etmeye başladım. Mutfakta bulaşıkları makinaye yerleştirirken

Bİr şey sormayacak mısın ?

Rüzgar : ne gibi güzelim ?

Bilmem

Rüzgar : sormam gereken bir şey mi oldu ?

Ellerini belimde birleştirip beni kendine çekti saçlarımı okşarken gözlerini benden ayırmıyordu

Hayır merak ettim

Rüzgar : Sormam gereken bir şey yapma o zaman tamam mı ?

Başımla onayladım rüzgarı , bu bi uyarı gibiydi sanki kırmadan uyarmak ister gibi. Salona geçip televizyon izlemeye başlamıştık , rüzgar bir anda ayaklanıp yatak odasına gitti ve elinde küçük bir poşetle geri geldi.

Rüzgar : İlaç zamanı

Tabi bir de onlar var

Rüzgar : o ne demek ?

Istemiyorum içmek

Rüzgar : Çünkü bu ilaçların yan etkilerini biliyorsun değil mi ?

Cevap vermedim rüzgara , biliyordum ve dönüşeceğim kadını rüzgarın sevmemesinden korkuyordum. Rüzgar yanıma oturup ellerimi tuttu

Rüzgar : Yanlız küçük hanım unuttuğun bir şey var ki ben seni kilo da alsan , zayıflasan da , ağlasan da , zırlasan da çok seviyorum ve çok seveceğim. Aldığın kilo mu sevgimi azaltacak ? Bu mu yani bu kadar kolaysa vazgeçmek biz senelerdir bu sevgi için neden savaştık. Böyle asla düşünme , ben seni her halinle seveceğim sana sözüm olsun.

Evet kesin tedavi demiyorlar ama bizim sevgimiz bu şansı hak ediyor. Olmazsa da üzülmek yok anlaştık mı ? Biz yan yana olduktan sonra mutlu olduktan sonra hiç bir şeyin önem, yok.

Gerçek düşüncelerin mi bunlar yoksa moral bozmamak için mi konuşuyorsun ?

Rüzgar : Yavrum , güzelim , canımın içi bak sana yeminim olsun aklımdan veya kalbimden bu düşüncenin aksi geçmiyor. Kızım ben senelerdir sana kavuşmanın hayaliyle yatıp kalkıyorum sen bana ne diyorsun allah aşkına ya.

 

Rüzgar ayaklandığında gözlerim dolmuştu çoktan nereye der gibi baktım ona

Rüzgar : Su getireceğim güzelim

 

Rüzgar mutfağa gittiğinde kendimi hızla toparladım , karşımda beni böyle seven bir adam varken kendimi toparlayıp onun için savaşacaktım. Ve elimden geldikçe onu kendimden soğutmamak için çabalayacaktım. Rüzgarı kaybedersem kendimi kaybederdim.

Rüzgar : Al bakalım

Teşşekkür ederim sevgilim.

İlaçları içip televizyon izlemeye başladık , saat gece yarsını geçtiğinde yatağa geçip uyuduk.

 

Sabah Rüzgarın hazırlanma sesine gözlerimi açtım

Bir şey mi arıyorsun ?

Rüzgar : Arabanın anahtarını bulamıyorum.

Dün girişteki ayakkabılığa bırakmıştın baktın mı ?

Rüzgar : bakayım

Rüzgar girişe ilerlediğinde içerden “buldum” diye seslendi , yanıma gelmesini bekledim bir süre fakat ayakkabılarını giymeye başladığını duyduğumda yerimden kalkıp yanına doğru ilerledim.

Rüzgar : Hadi çıktım ben geç kalacağım

Diyerek kapıyı açtığında hayretler içerisinde onu izliyordum yanağıma bir öpücük bırakıp “dikkat et” diyerek kapıyı kapattı. O kapattığı kapı yüzüme çarpmıştı sanki. Ne olmuştu sabah sabah böyle , günaydın dememişti , öpmemişti , sarılmamıştı alelacele evden çıkmıştı. Bir süre kapının önünde kaldım , gözlerimin dolmasını engelleyip hemen kendime bir kahve yaptım Deniz ile konuştum bir süre , yiğiti çok çok çok özlemiştim. Onu alıp içime sokmak istiyordum artık. Deniz tam da tahmin ettiğim gibi biliyordu olanları ve “ Dik dur karalar bağlama , kendine bak kendini sev unutma her şey kafanda başlar” dedi güçlü durmamı ister gibi. Haklıydı biliyordum ama senelerdir bu yaşananların hepsinde benim güçlü durmam gerekmişti , kimse saçımı okşayıp güçlü durmak zorunda değilsin ben burdayım dememişti , rüzgar hariç. Ama şu an rüzgarın d bu konuda çok istekli olduğunu düşünmüyordum. Deniz ile konuşurken rüzgarın mesajını görmüştüm fakat cevap vermek istemedim , telefonu kapattığımda ikinci mesajını da görüp yanıtladım

Rüzgar : geldim ben güzelim

Ne yapıyorsun ?

Denizle konuşuyordum

Rüzgar : kahvaltını yapıp ilaçlarını içmeyi unutma

Emredersin

Rüzgar : iyi misin ?

Bilmem , iyi miyiz ?

Rüzgar : neden kötü olalım ?

Sana soruyorum bende

Rüzgar : ne oldu yine ?

Yine ?

Rüzgar : ne oldu güzelim , anlat dinliyorum.

Benim anlatacak bir şeyim yok rüzgar sen anlatacaksın sabah olan tavrını

Rüzgar : ne tavrından bahsediyorsun şu an anlamıyorum.

Sabah bir günaydın bile demedin , öpmedin , sarılmadın çektin gittin. Sen sabahları böyle mi gidiyordun işe ?

Rüzgar : güzelim geç kalacaktım , acele ile çıktım.

Ilk defa geç kalmadın ben senin geç kaldığın günleri de biliyorum.

Rüzgar : ne ima ediyorsun şu an ?

Bir şey ima etmiyorum açık açık söylüyorum , sabah yüzüme bakmadın neredeyse bir sorun varsa bana söyle.

Rüzgar : ne olabilir aden allah aşkına yapma , acelem vardı çıktım. Neden takılıyorsun bu kadar ?

Tamam rüzgar ben bir şey demiyorum , ben bir senedir seni işe yolcu etmiyormuşum gibi inanmamı bekle.

Rüzgar : Sinirleniyorum aden

Ben sinirlendim , sende sinirlen

Rüzgar : Bana beş dakika müsade et.

Şu an mı gerçekten , şaka gibisin.

Telefonu elimden koltuğun üzerine fırlatıp “ deliricem artık ya , deli etti beni öküz tam anlamıyla öküz” diye kendi kendime konuşmaya başladım. Şu an resmen sinirden deliye dönmüştüm oturarak kendimi yemektense evi toparlamaya başladım. Yatak odasını rüzgara söylene söylene toparlıyor bir yandan da düşüncelerimde haklı olduğumu kendime söylüyordum. Daha ilk günden uzaklaşmıştı bile , belliydi böyle olacağı diye diye yatak odasını , mutfağı toparlamıştım bile.

O sırada kapının açılması ile kapıya yöneldim

Ne işin var burada ?

Rüzgar : Sevgili nişanlım kafasında kurmaya başlamış müdahale etmeye geldim adencim.

Kafamda kurmadım , girmeyecek misin kapıda mı duracaksın ?

Rüzgar : Vaktim yok askeriyeden kaçak sana geldim şu an. Özür dilerim haklısın sabah uykuluydum biraz , seni çok seviyorum.

Rüzgar kollarını açtığında hemen ellerimi boynuna doladım “ delirdik artk , temiz delirdik” dediğimde boynumdan başlayıp saçlarıma kadar öpücük kondurdu.

Rüzgar : seni çok seviyorum ama gitmem lazım kahvaltını yap ilaçlarını iç kontrol edeceğim.

Seni seviyorum binbaşı

Dudaklarıma öpücük bırakıp gitti , kapıyı kapattığımda sırtımı kapıya yasladım karşımda duran aynada otuziki diş sırıtan bir kadın vardı. Az önce sinirden rüzgara sövüyordum şimdi ise kalbim onun için atıyordu. Gönül almasını bilen bir adama denk gelmiştim , hayattaki en büyük şansımı kullanmıştım sanırım.

 

Tüm sinirimle evi topladığım için yapacak bir şeyim yoktu , kendime uğraştırmayacak bir kahvaltı hazırlamak için mutfağa geçtim. Kahvaltıyı rüzgar olmadığı sürece yapmıyordum ama “ bir çocuk” hayali bana kahvaltı hazırlatabilirdi.

Kahvaltımı hazırlayıp , yemek için masaya yerleştim o sırada rüzgarın mesaj attığını fark ettim.

Rüzgar : geldim yavrum

Sen delisin

Rüzgar : Aşkından deli oldum be kadın sen hala bana masal anlatıyorsun

Romantik mi uyandın diyeceğim ama sabah suratın sirke satıyordu. Nerden geliyor bu romantiklik

Rüzgar : seni gördüğümde

O zaman beni görebilecek kadar yakınında tutman gerek

Rüzgar : Tek bir dilek hakkım olsa bunun için kullanırdım.

Hadi binbaşı hadi bu bünyeye bu kadar yeter , biraz çalış sen.

Rüzgar : çok seviyorum

Çok çok seviyorum

Rüzgar : ben izin alıp gelsem mi ?

Rüzgarrr , utandırma

Rüzgar : kızarmış olma olasılığın ?

Görüldü yemek istiyorsun sanırım ?

Rüzgar : Dikkat et seni seviyorum

Sende dikkat et

Rüzgar görüldü attığında almıştım cevabımı , yüzümdeki oluşan bu gülümseme tam olarak , yeni tanışmış genç bir çiftin flört aşamasında birbirlerine yaptıkları kurlardan oluşan bir gülümsemeydi. Fakat biz oldukça zor bir ilişki yaşayıp senelerdir savaş veren iki deli aşıktık. Neyse ki aşk delilikti ve bizim yaşadıklarımızdan sonra ikimiz de bu hallerimizi çok seviyorduk.

 

Bölüm : 08.03.2025 01:34 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...