Hemen yola koyulup rüzgar ve alinin yanına gittik. Binadan girdiğimizde Ali karşımkza çıktı yanında ise Emre vardı
Hoş bulduk , rüzgar odasında mı ?
Ben bir ona bakayım , hande haberleşiriz
Asla şu an o ortamda durucak bir kafaya sahip değildim , handeye içten içe öfkelenmiştim. Rüzgarın odasını çalıp içeri girdiğimde rüzgarın masası boştu gözlerimi diğer masaya çevirdiğimde ise Aslı oturuyordu
Aslı : Hoş geldin Aden gel lütfen
Aslı : Çay almaya gitti gelir şimdi.
Başımla onaylayıp sandalyeye oturdum kısa sire sonra kapı açıldı
Rüzgar : Çaylar geldi Aslı hanım
Beni fark ettiğinde bir an duraksadı , Rüzgar : güzelim hoş geldin , haberim yoktu
Yoğunsunuz siz ben rahatsız etmeyeyim , kolay gelsin
Diyerek cevap vermelerini beklemeden ayaklandım ve ayrıldım odadan. Rüzgarın arkamdan geldiğinin farkındaydım birkaç adım sonra durduruldum
Yok bir şey seni görmeye geldim gördüm gidiyorum.
Rüzgar : en azından bunun farkındasın.
Rüzgar : git aden ne diyeyim git
Arkamı dönüp arabaya doğru ilerlerken handeye seslendim
Omdan da yanıt beklemeden arabama bindim ve hemen uzaklaştım. Ne ara birbirleri ile bu kadar yakın olmuşlardı anlam veremiyordum ve en önemlisi bu kadar samimi olduklarından benim neden haberim yoktu. Rüzgar samimiyet sevmez , bu kadınla nerden çıkmıştı şimdi ?1
Eve girip yine tüm sinirimi atmak için temizliğe başladım kendimi fazla kaptırmış olmalıydım ki saatin naaıl geçtiğini anlamamıştım. Temizlik bittiğinde saate bakmak için telefonu elime aldım saat 5 olmuştu ve rüzgarın çıkmış olması hatta eve gelmiş olması gerekiyordu. Ne bir arama vardı ne bir mesaj…
Mesaj atıp atmama arasında kararsız kalsam da içimeki merak dur durak bilmiyordu
Ekrana baktım bir süre fakat görmüyordu , ekranı kilitleyip kendime bir kahve yapmak için mutfağa geçtim. Telefonumu elimden bırakmadan. Kahvem olmuş ve salondaki yerimi çoktan almıştım fakat bildirim yoktu. Açıp tekrar bakacaktım ki bir mesaj geldi ,
Dolaşıyorum mu yazmıştı yanlış mı görmüştüm bir an yanlış gördüğümü var sayıp heceleyerek okudum mesajı.
Gelmeyecek misin ne dolaşması ?
Rüzgar : Sana bir daha arkanı dönüp gidersem gelmem demiştim. Arkasındayım.
Gelmeyeceksin yani doğru mu anlıyorum ?
Rüzgar : hayır gelmeyeceğim , bekleme.
Rüzgarın son mesajına görüldü bıraktım. Haklı benken nasıl bir anda üste çıkabiliyordu bu kadar rahat. Emre ile olan “siz” li konuşmayı kaldırdığımda bile bir ton laf eden adam bir kadınla samimiydi ve benim haberim yokken. Şimdi bu yaptığı da neydi? Arkamı dönüp gitmemiştim dursaydım içimdeki kıskançlık dur durak bilmeyecek ve tartışmaya dönecekti , oradaki insanların eline özellikle de Emreye böyle bir şey yansıtmak istemiyordum. Fakat rüzgar yine kendi istediği gibi anlayıp yorumlamıştı. Maadem böylesi onu rahatlatacaktı böyle olsun. Ben onun tüm kıskançlıklarına kısıtlamalarına her şeyine rağmen bu eve giriyorsam , bizim evimize gelmemezlik yapamazdı. Kendini istediği kadar haklı görse bile…
Televizyonu açıp bir süre televizyon izledim o sıra çalan telefonumla bir an olsun rüzgar mı arıyor diye geçirmedim değil içimden , fakat arayan handeydi.
Hande : bende çay , bize çaya gel diyecektim.
Yorgunum biraz dinlensem iyi olur.
Hande : emin misin başka bir şey yok değil mi ?
Hande : o zaman tamam iyi geceler
Telefonu kapatıp camın önünde duran koltuklardan birine oturdum bir kahvem bittiğinde diğerini yaptım içtikçe hiç içmemişim gibi bir his vardı. Saat oldukça ilerlemeye başlamıştı ve rüzgar yoktu. Gelmeyecekti belli ki .
Yatağıma girip gözlerimi tavana diktim saatlerce kaldım bu şekilde ne uyuyabiliyor ne de yorgunluğumu atabiliyordum. Telefonumdan bir film açıp izlemeye başladım. İçime ne olduğunj anlamlandıramadığım bir duygu vardı , kızgındım fakat bu değildi. Bu eve gelmemesi benim içimde bir şeyleri alevlendirmişti. Sözünde durdun binbaşı , fakat umarım beni kaybetmezsin sözünde durmanın karşılığında….
Gözümü açtığımda henüz uyuyalı en fazla üç dört saat olmuş olmalıydı ki gözlerim acıdan batıyordu. Telefonumun gece şarjı bitmiş olmalıydı , film izlerken uyuya kalmıştım. Yerimden kalkıp telefonumu şarja taktım ve açtım. Bir umut vardı sanki mesaj veya arama , ama yoktu. Rüzgar benden haber almadan bir gün geçiriyordu. Bu ise bir işaretti her adımımı merak eden adam saatlerdir ne yaptığımı bilmiyor ve hala daha merak etmiyordu. Büyük olasılıkla kendisi şu an mesaisine başlamıştı. Telefonumu şarja takıp lavaboya , ordan ise kahve için mutfağa geçtim. Kahvemi alıp salonda olan camın önündeki yerimi aldım. Bir süre etrafı inceledim. Anlaraya geleli çok bir zaman olmamıştı fakat en başta içimde oluşan kaygı doğru çıkmıştı. Ankara bize iyi gelmemişti.
Bir süre daha oturup , merak tüm bedenimi ele geçirene kadar sabır ettim fakat duramayacaktım telefonumu alıp handeye mesaj attım
İyiyim , şey rüzgarı soracaktım da ?
Hande : ulaşamadın mı ? Aliye Söyleyeyim istersen ?
Hande : ımm bir şey olmuş olabilir mi ?
Yok ya önemli bir şey değil mesajıma cevap vermedi de merak ettim
Aliyle bir konuşayım ağzını arayayım bekle
Hande mesajımı görüldü bırakmıştı ,
Düşüncelerimle sabaş içindeyken handeden bir mesaj geldi
Hande : Her şey normal , yani ekstra bir durum yok gibi aden çalışıyormuş.
Gece uyumamanın cezasını gözlerim bana ödetiyor gibiydi koltuğa uzanıp biraz dinlemeye ihtiyacım olduğuna karar verdim.
Gözlerimi açtığımda hava kararmıştı ,ne kadar uyumuş olabilirdim ki en fazla? Telefonumu elime alıp saatte baktığımda yanlışlık olduğunu düşündüm. Saat on olmuştu. Gözlerimi bir süre evde gezdirdim , gelmemiş miydi ?
Kalkıp tüm evi dolaştım yoktu. Telefonumu tekrar elime alıp rüzgara mesaj attım.
Gelmedin , gelmeyeceksin anladğım kadarıyla. Dün sinirli olduğunu düşündüğüm için üzerine gelmedim ama istediğin kadar haklı ol bu eve gelmemezlik yapacağın anlamına gelmiyor.
Sen bu eve gelmeyeceksen benim burada durmamın bir anlamı yok.
Mesaja yaklaşık yarım saat baktım , yazan kişiye baktım doğru mu gördüm diye. Rüzgardı ve mesaj doğruydu. Bu mesaj beni olduğum yerin en dibine sokmakla kalmadı kalbimin en derinlerine kadar paramparça etti. Verecek bir cevabım yoktu , ne denirdi onu da bilmiyordum. Kalbim bu sefer paramparçaydı. Beklediğim şey çok da uzun sürmeden başıma gelmişti , bunu düşünmek canımı her ne kadar yaksa da haklı çıkmıştım. Telefon ellerimdeyken titremeye başlayan dizlerim ve ardı arkası kesilmeyen göz yaşlarım ile bir mesaj daha geldi
Rüzgar : Cevap veremedin ? Hazırlanıyor musun ?
Ciddiydi. Be attığı her bir mesaj kalbime saplanıyordu.
Rüzgar : soruma soruyla karşılık verme.
Telefonumu kapatıp bir süre kendi başıma kalmak istedim. Kapıyı birkaç kez kilitleyip anahtarı arkasında bıraktım. Kahve yaptım ve salondaki büyük koltuğa yerleştim. Küçükken ırmaktan başka kimseye bir şeyimi anlatmazdım , ırmakla kavga ettiğimizde ise karşıma ayıcıklarımdan birini koyar ona anlatırdım ve sanki cevap veriyor gibi konuşurdum. Bir ayım yoktu şu an bu yüzden bir bardak suyu sehpaya yerleştirdim ve sanki bana cevap veriyor gibi tüm içimi ona akıttım. Deniz ve Irmağın yokluğunu derinden hissettiğim bir gündü.
Göz yaşlarım , çığlıklarımla yarış içindeydi kapı birkaç kez çaldı gidip bakmadım ve açık olan müziği de kısmadım. Kimseyi istemiyordum kendime ihtiyacım vardı , birde rüzgara…
Saat ilerlediğinde olduğum yerde kalmıştım hala salondaki büyük koltuktaydım. Kapı zorlanmaya başlamıştı.
Yeter ya yeter kimsin ne var ?
Diyerek kapıya doğru bağıra bağıra koşar adım ilerleyip kapıyı açtım. Ve o tam karşımdaydı , gözleri benimkilerle yarışacak kadar kızarmış ve hala daha dolu. Bir o kadar da sinirden alevler çıkaran.
Rüzgar : sakin ol benim , iyi misin ?
Konuşacak bir şey bıraktın mı ?
Diyerek arkamı dönüp salona ilerledim ve eski yerime tekrsr oturdum arkamdan gelip kapıyı kapattı , ortalığa bir süre göz gezdirdi
Rüzgar : Hayret sinirini evden çıkarmamışsın.
Artık bardak taşmıştı , ayağa kalkıp karşısına dikildim
Bu ev bizim evimiz , hepsini tek tek biz seçtik ve aldık. Her yerini biz yaptık. Senin için bu evden çekip gitmek bile kolayken ben tek bir eşyaya bile dokunmaya kıyamam tamam mı ? Niye geldin kendime bir şey yaptığımı falan mı düşündün? Ben eski aden değilim binbaşı , ben artık kendime zarar vermem.
Rüzgar konuşmamın arasında koltuğa oturup ellerini çenesinin altında yumruk yapıp dizlerine dayadı ve beni dinlemeye başladı. Sözüm bittiğinde ise arkasına yaslandı
Rüzgar : Bende eski rüzgar değilim aden , her gittiğinde peşinden koşamam. Bir kere gelirim iki kere gelirim ama sürekli bana arkasını dönen bir kadının peşinden gitmem.
Gelme rüzgar ne diyeyim şimdi.
Rüzgar : işte bak sen busun açıklama yapmak yerine kaçıyorsun.
Eve gelseydin açıklamamı yapardım , açıklamamı dinlemek istemeyip gelmemeyi tercih eden sendin.
Salak bir kadınım çünkü salak !
Diyerek yatak odasına geçtim sadece kol çantamı alıp montumu giydim. Tam kapıya yönelmiştim ki yanıma gelip tam önümde durdu
Hava alacağım , evden çıkınca haber ver. Yarında ayrılırım evden , sen dönersin.
Dikkat et kendine , çok dikkat et
Kapıyı açıp tek hamlede attım kendimi dışarıya. Gidecek bir yerim yoktu , tanıdığım kimse de. Sadece çıkmıştım bir süre yürüdüm ve Kızılay meydanına gelmiştim. Kalacak bir yer bulmalıydım fakat rüzgarın kartı dışında otele verecek kadar param yoktu. Denizden istesem atardı fakat bu işin peşini bırakmazdı ve ben anlatabilecek bir durumda değildim. En iyisi ırmağı aramaktı
Irmak : aden bu saatte hayırdır?
Irmak senden bir şey isteyeceğim ama neden nasıl falan diye sorma sonra anlatırım. Bana bir miktar para gönderebilir misin rica etsem ?
Irmak : Aynı kartı mı kullanıyorsun hala ?
Evet
Irmak : Atıyorum sormayacağım ama umarım başına bir bela almıyorsundur ve umarım rüzgar yanındadır.
Teşekkür ederim konuşuruz kapatmam gerek.
Telefonu kapatıp hemen internetten konumuma yakın bir otel aradım , hem uyhun fiyatlı hem de güvenilir bir yer bulup yaklaşık yarım saat boyunca soğuktan titreyen bedenimle yürüdüm. Vardığımda tek kişilik oda isteyip odaya çıktım.
Rüzgar aramaya başlamıştı , hande de bir yandan telefonu kapatmamak konusunda rüzgar ile yarış içindeydi. O sırada rüzgardan bir mesaj geldi
İyi olmamam için bir sebep mi var ?
Görüldü atıp montumu bile çıkarmadan odadaki tekli koltuğa oturdum. Geldiğim hale mi ağlamalıydım , düştüğümüz duruma mı yoksa sevdiğim adamın değişimine mi ?
Uzun süre oturduktan sonra ısınıp montumu çıkardım ve ırmaktan mesaj geldi
Irmak : yetti mi göndereyim mi daha ? Yemek yedin mi sipariş ver kartım kayıtlıydı senin yemek uygulamanda. Beni habersiz bırakma.
İyiyim yetti arttı bile çok teşekkür ederim ırmak.
Irmak : saçma sapan konuşma dikkat et kendine.
Kendime bir kahve yapıp onu içmeye başladım kısa süre sonra kapı çaldığında kalbimin ritmi değişmişti , kim olabilirdi ki bir şey de istememiştim. Korku ile kapıya doğru yaklaşıp seslendim “ kimsin?” Dediğimde sesim beni ele bermiş olmalıydı
Rüzgar : korkma benim aç kapıyı
Sen nerden buldun beni ya ? Hadi buldun diyelim niye geldin?
Rüzgar odaya girip montumu ve çantamı alıp kolumdan sıkıca tuttu ve çıkarmak için haraketlendiğinde kolumu sertçe çektim açık olan kapıyı kapattım
Ben senin oyuncağın değilim benimle oynama
Rüzgar : Ben oyuncakla oynamayı bilmem , genelde parçalarım
O çok belli , bana git dedin bende gittim. Şimdi niye geldin rüzgar.
Rüzgar : seni nasıl bulduğumu sormayacak mısın ?
Bir binbaşına bunu sormamam gerektiğini yaklaşık dört sene önce öğrendim.
Üzgünüm rüzgar ama bu zamana kadar tüm kavgalarımızda tartışmalarımızda haklı veya haksız aramadan tekrar birlikte olduk ve olacağımızı da hep niliyorsuk belki de. Ama beni istemeyen bir adamın yanında kalmam ben. Demekki biz bir şeyleri yanlış yaptık veya yapamadık bilmiyorum. Sen iki sene sonra geldiğinde bile ben sana dön gelme git hiçbir şey diyemedim. Sen ne kadar kolay söyledin bana farkında mısın? O söylediğin cümle bende bir şeyleri bitirdi.
Rüzgar : sinirliydim , pişman olduğumda görmüştün mesajı.
Peki nerde kaldın evine gelmeyip ?
Arkadaşında… hangi arkadaşın ?
Ya bilerek yapıyordu ya da ciddiydi iki ihtimal de canımı yakıyordu rüzgara tüm gücümle tokat attığımda o ses odada yankılandı. Rüzgar ise kayifli bir şekilde tokat attığım elimi kavrayıp beni kendine çekti
Rüzgar : Sende bir şeyler bittiğinde emin misin ? Burdan öyle durmuyor.
Rüzgar gülüyordu benim ise içimde fırtınalar kopuyordu.
Rüzgar : Aden geliyor musun gidiyorum
Rüzgar : bende burada kalırım o zaman
Artık çileden çıkmıştım , tüm gücümle bağırıyordum
Dün başka bir kadını altına alıp bu gece bana mı geldin diye soruyorum sana açık açık bunu söyleyemecek kadar korkak ve iğrenç bir herifsin sen. Gerizekalısın defol git.
Sinirden titriyordum ve göz yaşlarım dur durak bilmiyordu , bu halde olduğum için kendime ayrıca kızıyordum. Rüzgar bir an gelip bana sarıldı titreyen bedenimi sakinleştirmek ister gibi kollarının arasına aldı. Ben ise debeleniyordum çıkmak için “sakin ol yapmadım yemin ederim yapmadım sinirlendirmek istedim.” Derken sakin bir şekilde kulağıma fısıldıyordu. Daha da delirmiştim beni kendine öyle bir bastırıyorsu ki haraket edemiyordum sadece ellerimle vurabiliyordum.
Rüzgar : Senin üzerine yemin ederim yapmadım güzelim yemin ederim.
Rüzgar : Evimize gidip konuşalm istiyorum
Evimiz yokmuş bizim , senin evinde ben misafirmişim.
Rüzgar : hatanı anlamanı istedim ama sinirle o çıktı ağzımdan yanlıştı biliyorum. Ama bana arkanı dönmeni artık kaldıramıyorum aden , biz seninle bu kadar şey yaşadıktan sonra bana hala arkanı dönmen sana izmire dön dediğimde ne hissediyorsan aynı şeyi hisettiriyor bana.
Rüzgar : haklısın ama bana bir daha aynı şeyi yapma.
Ben bu gece cidden tek kalmak istiyorum.
Rüzgar : tamam seni eve bırakıp ben çıkarım ama burada kalmana izin veremem
Rüzgar : Güvenilir değil burası
Tamam dediğini yapacağım ama sen istedin dşye değil , korktuğum için.
Rüzgarın bir şey söylemesini beklemeden hemen kalktım ve montumu giyip odadan çıkmaya başladım arkamdan gelip elini belime götürdüğünde adımlarımı hızlandırarak elini boşluğa düşmesini sağladım.
Otelin önünde durduğumda kapıdaki valeye bir taksi çağırmalarını söyledim
Rüzgar : yürü aden birlikte gideceğiz
Nasıl geldiysem öyle de dönebilirim
Artık bana işlemiyor delir istersen
Rüzgar sinirlenip derin bir nefes aldığında taksi geldi hemen binip adresi söyledim ve yola koyulduk. Rüzgarın bizi takip ettiğinin farkındaydım ki taksici de fark etmişti
Bir sorun varsa karakola gidelim ?
Yok yok devam edin siz teşekkür ederim
Taksici başıyla onayladığında telefonumu elime aldım ve hande den gelen birikmiş mesajlara baktım
Rüzgar abi deliye döndü , tüm ekip seni arıyor şu an.
Aden rüzgar abi öğrenmiş olabilir mi ?
Handeye kısa bir mesaj atıp iyi olduğumu söyledim. Eve vardığımda taksiden indim ve kapının önü rüzgarın ekibiyle doluydu. Hanfe hemen gelip sarıldı
Hande : kaç saattir haber alamıyorum senden çok merak ettim.
Hande sarılmasını bitirdiğinde emre birkaç adım atıp baştan sona beni süzmeye başladı o sırada rüzgar da gelmişti
Emre : iyi misin ? Çok merak ettik
Ortadan kaybolmuş bir çocuk yok karşınızda tek kalmak istemiştim sadece onu bile çok gördü birileri.
Rüzgar : tek kalacaksın ama evinde
Hepinize çok teşekkür ederim meraklandırmışım sanırım sizleri özür dilerim ama biraz sakinliğe ihtiyacım var.
Emre : Bir şeye ihtiyacın olursa burdayız
Diyerek yukarı çıkmaya başladım , arkamdan gelen ayak sesleri ile rüzgarın geldiğini fark edip kapıyı açtım ve önünde dikildim.
Gördüğün gibi evdeyim gidebilirsin.
Dün gece nerde kaldıysan oraya git.
Kapıyı sertçe rüzgarın yüzüne kapattım. Duygusal bir kadın olduğumu en başından itibaren kabul ediyordum fakat bu duygusallığın arkasında yaşanmışlıklarım vardı. Ve en başından itibaren böyleydim , sonradan değişmedim , sonradan yeni bir duygu çıkarmadım karşısına. En başta tanıdığı aden ve şu an ki aden aynıydı tabi duygusallık konusunda. İlaçlardan kaynaklı ekstra bir durum olduysa bile henüz fark etmemiştim. ve bu durum daha da yaralıyordu beni , onunla bir çocuğumuz olması için tedavi görüyordum. Bana git demesini içime sindiremiyor ve kabullenemiyordum.
Kendi kendime konuşurken üzerimi değiştirip bir duş aldım , banyodayken telefonumun çaldığını duydum çıktığımda hemen telefonumu elime aldım
Hande : Müsaitsen kahve içmeye gelebilir miyim ? Biraz dertleşmeye ihtiyacımız var.
Hande bu gün değil biraz tek kalsam iyi olur ama yarın sabah bekliyorum.
Hande : rüzgar abi burada, bizde kalacak.
Telefonu fırlatıp kahve yapmaya geçtim mutfağa bir süre mutfak masasında oturdum elimdeki fincan boşalmaya başladığı an geri dolduruyordum. Denizin söylediği cümle aklıma geldi “ ilişkinin içindeyken mantıklı düşünemezsin ben dışarıdan bir göz olduğum için böyle düşünebiliyorum” demişti. Haklı olma olasılığı fazlasıyla yüksekti. Şu an biri ile konuşmaya ihtiyacım vardı ama kimse yoktu ve ben telefondan bir şeyler anlatmaktan nefret ederdim. Ama hande de olmazdı , istemeden de olsa uzaklaştırmıştı beni kendinden.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
39.4k Okunma |
2.21k Oy |
0 Takip |
74 Bölümlü Kitap |