
Hande : Bir şey soracağım ama kızma bana
Rüzgar : sor
Hande : anlamadın mı bu zamana kadar
Rüzgar : hande o şere***konusu açılmamak üzere kapandı.
Hande : tamam bir ley demedim.
Rüzgar arkasına yaslanıp kahvesini içerken ,
Ali : biz kalkalım artık
Diyerek ayaklandılar şu an en son istediğim şey onların gitmeleriydi. Kapı kapandığında adımlarımı mutfağa yöneltirken rüzgar sert bir şekilde
Rüzgar : salona gel aden
Dediğinde içimden “sıra sende , hadi bakalım” diyerek içeri yöneldim. Tekli koltuğa oturup ellerimle oynamaya başladım
Rüzgar : kaldır başını
Gözlerimi ellerimden ayırıp rüzgara baktığımda az önceki sinir yok gibiydi
Rüzgar : Neyi bekledin anlatmak için ?
Emin olmayı
Rüzgar : oldun mu ?
Gözlerimi kaçırıp dolmasını engelledim
Rüzgar : o herifin konusunu kapatıyorum ama birkaç şey söyleyeceğim. Başına ger ne gelirse gelsin bana anlatmaktan çekinme ki ben senin arkanda durabileyim.
Emreye çok güveniyordun
Rüzgar bir anda külreyerek “Aden o herifin adını ağzına alma!” Dediğinde gözlerimi kırpıştırdım. Sesini yükselttiğinde yerimden sıçradım , ve sanki olduğum yere çakıldım. Rüzgar bunu fark ettiğinde yanıma gelip oturdu
Rüzgar : bir şey demeyeceksin galiba
Ne diyeceğimi bilmiyorum
Rüzgar : sana kızgın değilim artık sakin ol. Ve bundan sonra sana uzak dur dediğim hiç kimse ile muhattap olma. Olma ki ben içeri girmeyeyim anlaştık mı ?
Başımla onayladım rüzgarı , akan göz yaşlarımı silip
Kızgın değil misin bana ?
Rüzgar : güzelim kızgınım ama benden sakladığın için kızgınım. Bu olayda senin bir suçun yok farkındayım. Ama dediklerimi unutma tamam mı ?
Hemen rüzgara sarıldım sıkı sıkı ellerini belime doladığında gerçekten beklediğim kadar sinirli değildi bana.
RÜZGAR
Nikah salonuna vardığımızda aden sanki kırmızı alarma geçmiş gibi tehlikeli cismi fark edip gözlerini dikmişti. Bu gün Alinin en güzel günüydü ve bir sorun çıksın istemiyordum. Adeni uyardığımda söylediğinden kendii bile emin değildi.
Arabayı getirmek için adeni ekibin yanında bırakıp ayrıldım. Döndüğümde gözlerim onu arasa da ortalıkta görünmüyordu , çocukların yanına gidip sorduğumda
Yusuf : Ali abinin kardeşi ile şu tarafa gittiler
Lan niye izin veriyorsunuz oğlum ya
Diyerek adımlarımı koridora yönlendirdiğimde herkesin arkamdan geldiğini ve Ali ve Handenin de bir şey olduğunu anlayıp geldiklerini fark etmiştim. Tuvaletin kapısını açmaya çalışırken “si**** yapacağınız işi” diye söyleniyordum.Adeni bu zamana kadar sinirli fazlasıyla görmüştüm fakat birine zarar verdiğini veya verebileceğini düşünmemiştim. Kapıyı açmaya çalışırken
Emre : aden aç kapıyı
Demesi ile gözlerim bir an ona çevrildi
Yusuf : kıralım kapıyı
Kendi aralarında konuşurlarken aden kapıyı açıp açelyaya fırlattığında yüzünde garip bir gülümseme vardı , ellerini sirkeleyip sanki bir toz muamelesi yaptı.
Şu an bu ortamda ne konuşulduğunu anlamak istemiyordum , benim dışımda herkesin bir yorumu vardı. Öğrenmem gereken şeyi “Konunun muhattabı benim benimle konuş” dediğinde az çok anlamıştım fakat duymadan inanmak istememiştim. Adenin elinden tutup çıkarken duyduğum şey ile olduğum yere çakıldım “ Dikkat et elini tuttuğun kıza , az önce başkasıyla fingirdiyordu.” bir an boşlukta hissetim kendimi , aden ise bunu fırsat bilip açelyanın üzerine atladı.
Daha önce onu hiç bu halde görmediğimden sanırım bir an duraksadım , fakat o tüm sinirini çıkarmak ister gibi açelyaya zarar vermeye çalışıyordu. Hande nin bir hamle yapmasını beklerken hande ise kenarda keyifle olanları izliyordu. Kendimi hızlı bir şekilde toparlayıp adeni açelyanın üzerinden kaldırıp yanıma çektim açelyayı ise kolundan tutup karşıma diktim.
O ağzını topla , o yaptığın çirkin imayı sen yıllardır abinin kardeşim dediği adama yavşayarak yapıyorsun kimse sesini çıkarmıyor. Sen benim nişanlımla böyle konuşamazsın haddini bil.
Fazlasıyla sinirimi bozmuştu , kendisi yıllardır bana saplantılı bir şekilde aşıkken sesimi çıkarmıyordum. Alinin hatrına saygımı bozmamaya çalışıyordum. Yakıştırdığı ima beynimde yankılanıyordu , kurduğum cümleden sonra ali birkaç adım atarak
Rüzgar !
Dediğinde tek kaşımı kaldırarak
Söyle , buyur yalan mı söylediklerim hayırdır ?
Karşımdaki adam kardeşimdi , ve sırf onun için susmuştum ama adene karşı kimse saygısızlık yapamaz kimse ona bu çirkin imayı yakıştıramazdı. Bu benim kaldırabileceğim bir konu değildi. Aliyi de harcardım uğruna.
Ali : Adam akıllı konuş karşındaki benim kardeşim
Sahip çık o zaman kardeşine , hadi eyvallah
Senelerdir saplantılı kardeşiyle uğraştığımı bilmiyor gibi böyle konuşması sinirleri i bozmuştu. Kardeşin olduğu yeni mi aklına geldi diye sormak istesem de kendimi durdurup adenin elinden tutarak çıktım.
Duymak istediklerimi gerçekten duymak istiyor muydum ? Adenin bana karşı bir hata yaptığını düşünmek dahi beni çıldırtabilirdi. Eve vardığımda Adeni dinlemek için sabırsızlanıyordum. İçimdeki öfkeyi adeni dinlemeden atmak şu an sadece can yakmaktan başka hiçbir işe yaramazdı.
Aden karşımda korkudan titriyor , sesi sürekli kısılıyor ve boğazını temizleyip toparlamaya çalışıyordu
“Benden hoşlandığını”
Beynimden vurulmuştum , sırtımdakileri saymama gerek yoktu. Tüm sinirimi karşımda duran sehpadan çıkartmak istercesine yumruğumu savurduğumda adenin korkudan gözleri dolmuş ve ne yapacağını bilmiyordu.
Ona yaklaşmış mıydı ? Adene dokunmuş olabilirdi ve ben onun o dokunun parmaklarını tek tek gö*** sokardım. Sorduğum sorunun cevabı ne yazık ki beni sakinleştirmeye yetmemişti. Ayaklanıp evden çıkarken adenin elimden tutması ile bir an durdum. Ama o herifin cezaaınj kendim kesecektim. Adenin elinden ayrılıp hızla arabama indim. Yusufu arayıp
Nerdesin ?
Yusuf : hayırdır abi
Lan nerdesin
Yusuf : lojmanda
Emre orda mı ?
Yusuf : burada
Telefonu kapatıp lojmanın yolunu tuttum , kaldıkları daireye ilerleyip kapıyı yumruklarken kapıyı o şer**** açtı.
Gir lan gir
Kapıyı kapatıp içeri soktum , yusuf ve hamit de buradaydı ikisine bakarak
Karışanın hayatını si****
Emreye dönüp üzerine yürüdüğümde karşımda dim dik duruyordu
Rüzgar : Anlat bana , Benim nişanlıma nasıl göz koyduğunu anlat. Nasıl bir şerefsiz olduğunu anlat bana.
Emre : Ben senden önce sevdim adeni
Yakasına yapışıp “ Adenin adını ağzına alma sakın bak sakın” derken hala karşımda kendinen emin durması çıldırtmıştı.
Emre : kalbe söz geçmiyor , sen onu yarım bıraktın. Kırdın sen kötü bir adam oldun , iyi gelmiyorsun. Ben sevdiğim kadını senin için ağlarken görmekten kafayı yiyeceğim. Tamam mı ? İstediğini yap umrumda değil.
Sevdiğin kadın
Sinirden gülmeye başladığımda boynumu kıtlatıp emreye bir yumruk geçirdim , yere yapıştığında artık kendimi tutmanın zarar olduğunu anlayıp yumruklarımı savurdum. Ardı arkası kesilmeden yüm sinirimi atmak ve burdan o herifin cesedinin çıkmasını istiyordum
Yusuf : Abi yapma , çekil şurdan
Dokunanın meslek hayatını yakarım si*** gidin
Sesim bağırmaktan kısılmıştı o sırada çalan kapı umrumda bile değildi , emrenin yüzünü kan içinde görmek şu an bana haz veriyordu. Ali gelip kolumdan çekiştirdiğinde onu itip devam ettim. Emrenin gözleri kapanmıştı , Ali bunu fark ettiğinde
Ali : Kalk bayıldı artık kalk rüzgar. Lan alın şunu götürün ne bakıyorsunuz hadi.
Derken bir yandan beni çekiştiriyordu koları ile tüm bücudumu kavrayıp cama doğru sürüklediğinde yusuf ve hamit emreyi yerden kaldırıp çıkardılar
Bitmedi işim , senin meslek hayatını değil tüm hayatını si*** atacağım. Bekle sen
Lan niye karışıyorsun sen bana öldüreceğim o herifi
Ali : yeter lan kendine gel çocuk bayıldı hala ne diyorsun
Sinirimi atamamıştım onu elimden alması ile daha da sinirlenmiştim önünde durduğum cama yumruk geçirdiğimde
Ali : Rüzgar si*** yapacağın işi bak yürü lan eve
Sende si*** git , hayırdır bana gider yapıyordun niye geliyorsun oğlum sen ?
Ali : Bana bak kardeşim demicem geçiricem yüzüne bir tane , yürü eve
Ali beni çekiştirerek arabaya oturttu , ilk olarak hastaneye gidip kanlar içinde olan elime pansuman yaptırdı. Eve doğru geçerek arabayı durdurup
Ali : Sinirlenmeni anlarım ama kardeşime herkesin içinde yaptığın o lafı kaldırmam. Hele ki bende oradayken. Haklıydın ama o kurduğun cümle karşısında kardeşimin yanında durmak zorundaydım.
Kardeşinin benim nişanlıma yaptığı ima karşısında hiçbir şeydi. Kalbini kırmak istemiyorum , söylediklerim yalan değildi he rahatsız mısın kardeşim ayırırız yollarımızı sıkıntı yok.
Ali : Rüzgar bana gider yapma adam gibi konuşuyorum seninle
Konuşmuyorsun kardeşim , kardeşini savunuyorsun
Ali : açelya adına kusura bakma , bu konuyu hiç yaşanmamış sayalım. Bir daha karşına çıkmayacak.
Eyvallah kardeşim
Arabayı çalıştırıp eve vardık. Kapıyı açıp içeri adım attığımda Adenin gözleri önce gözlerimle buluştu daha sonra ise sargılı olan elime... Panik bir şekilde bana doğru ayaklandığında , şu an tek düşündüğüm şey hala benim için endişeleniyor olmasıydı. Sinir başıma vurmuştu , iççimdeki öfke dinmemekte ısrarcıykan bedenim ise atmak için zaman kolluyordu.
Adenin çekinceli hareketlerinden ona kızacağımı düşündüğünü anlıyordum fakat ona nasıl kızabilirdim ? Tam tersine kendime kızıyordum onu koruyamadığım için. Tek suçu ise bana söylememesiydi. Hayat bize fazlasıyla zorluk ve tümsek çıkartıyordu zaten bir de ben zorlaştırmak istemiyordum. Gözlerini kaçırması , ve her an akmaya hazır göz yaşlarına karşı koyamazdım , daha fazla mutsuzluğu ikimiz de hak etmiyorduk. Belki yorulmuştuk , yıpranmıştık ve birbirimizi çokça kaybetmiştik , ama sevgimiz bunların hepsinin üstesinden gelecek kadar büyüktü.
ADEN
Sarılmayı bırakırken rüzgar yüzüne alaycı bir gülümseme yerleştirip
Rüzgar : Senin yıllardır benden sakladığın çirkef bir tarafın varmış
Rüzgar o konuyu hiç açmasak ben kendimi kaybettim bir an özür dilerim
Rüzgar : Güzelim hiç sorun değil ama bir ara sana bir kaç hareket göstersem iyi olacak
Dalga geçiyorsun
Rüzgar : ciddiyim , bu kadar uğraşmadan etkisiz hale getirmenin bir kaç yolu var.
Ama sorun da o zaten ben keyif ala ala dövdüm ve çok rahatladım
Rüzgar : ciddi anlamda rahatsızsın ya
Sen farklısın çünkü dimi ?
Rüzgar : Bak sana bu konuda da bir şey demeyeceğim ama bu ilk ve son olsun. Sana yakışmıyor böyle hareketler.
Söz veremem bu zamana kadar yapmadığım hataymış , bu kadar rahatlayacağımı bilseydim en baştan yapardım
Rüzgar : adenn
Rüzgarrr
Rüzgar : tam bir baş belasının
Sen belanın ta kendisisin.
Gülerek beni kendine çektiğinde sıkı sıkı sarıldı , bana kızmamıştı tam tersine dalga geçiyordu , bu durum fazlasıyla rahatlatmıştı beni...
Rüzgar , bir kaç günlüğüne izin alabilir misin ?
Rüzgar : hayırdır güzelim ?
Ya bir yerlere mi gitsek , sıkıldık bunaldık kafa dağıtırız.
Rüzgar : Yazın düğünümüz olacağı için iznimi oraya saklıyorum güzelim.
Anladım , neyse düğüne kadar bekleyeceğiz o zaman
Rüzgar : E bi kahveni içerim
Hemennn
Ayaklanıp mutfağa yöneldiğimde rüzgar da si*** içmek için balkona çıkmıştı. Kahveleri yapıp içeri geçtiğimde telefonumu alıp rüzgarın gelmesini bekledim. Uzun sürmüştü normalde soğuk olduğu için hızla içip girerdi. Ayaklanıp ona bakmaya gittiğimde telefonla konuşuyordu beni gördüğünde ise
Rüzgar : Geliyorum geç sen
Tekrar yerime geçip oturdum. Kahvemi yudumlarken bir yandan ise sosyal medyada dolaşıyordum. Rüzgar gelip karşıma oturdu kahvesinden bir yudum alıp
Rüzgar : Hızlı iç çıkmamız lazım
Bir şey mi oldu nereye ?
Rüzgar : İzin alamam dediğim gibi ama pazarımızı güzel değerlendirebiliriz. Sıkı giyin , ve kalın şeyler al yanına.
Gerçekten mi ?
Rüzgar : Evet güzelim hadi geçe kalmadan çıkalım
Seni çok seviyorumm
Ayaklanıp rüzgarın boynuna sarıldım öpüp hemen yatak odasına geçtim. Küçük bir el çantası hazırlayıp ikimize de kalın giysiler koydum. Üzerimi değiştirip rüzgarın yanına geçtim
Hazırım
Rüzgar : Hadi o zaman
Diyerek ayaklandı montlarımızı giyip arabaya yerleştik. İlk olarak bir kahve aldık ve yola koyulduk inatla bana nereye gideceğimizi söylemese de , sadece bir günümüz olsa da hiç bir dediğimi ikiletmemesi fazlasıyla mutlu ediyordu. Sohbet eşiliğinde yoru yarılamıştık
Rüzgar ya sana ne zamandır soracağım bir türlü olaylardan vakit bulamadım. Sen bayadır göreve gitmiyorsun neden ?
Rüzgar : o nasıl soru kızım gideyim mi , ne istiyorsun ?
Hayır önceden daha sık gidiyordun ?
Rüzgar : Burada sistem farklı biraz , ve artık ilişkimizde herhangi bir kaos olmadan ilerlemek istiyorum , açma ağzını.
Böylesi daha iyi zaten
Rüzgar : Allah Allah öyle mi ?
Evet keşke hiç gitmesen
Gideceğimiz yere varmış olmalıydık , her taraf beyazlar içindeydi , arabadan indiğimizde nefes kesen bir soğuk vardı fakat bir o kadar da temiz bir hava. Kartepeye gelmiştik beraber dolu dolu geçireceğimiz bir gün olacaktı. Otele girdiğimizde yanımıza bir beyefendi yaklaştı
Rüzgar bey hoş geldiniz
Rüzgar : Hoş bulduk , odam hazır mı ?
Evet efendim
Ilerlerken yanımıza bir beyefendi daha yaklaştı
Adamım hoş geldin.
Rüzgar : Hoş bulduk kardeşim
Sizde hoş geldiniz
Hoş buldum
Rüzgar : Benim odayı ayarladın değil mi , başka oda istemiyorum.
Hallettim sen rahatına bak , odaya da küçük bir süpriz bıraktım
Derken göz kırmış ve yüzüne alaycı bir ifade yerleştirmişti. Sanırım rüzgar ile araları fazla iyiydi.
Rüzgar : Kaşınma anahtarımı ver de çıkayım bir de bize bir şeyler hazırlatsan çok iyi olur acıktık.
Her zamankinden
Rüzgar : Lan si*** yapacağın işi si*** git yemek hazırlat bana
Size ne hazırlatalım ?
Rüzgar : Nişanlım Aden.
Oğlum tanıştırmadın ne bileyim. Hoş geldin yenge ne hazırlatalım sana ?
Bende alayım HER ZAMANKİNDEN
Dediğimde Rüzgar karşısındaki adama korkutucu bakışlar atarak anahtarı aldı ve asansöre yöneldik. Odaya çıktığımızda büyük ve ferah bir odaydı , ve tüm kartepe ayaklarımızın altındaydı. Yatağın üstü klasik oda süslemesi ile havludan kuğu ve kırmızı gül dallarıyla doluydu. Bahsettiği süprizi tamamen dalga amaçlı yaptığını anlamam zor olmadı. Hemen montumu çıkartıp
Her zamankinden demek ?
Rüzgar : Güzelim o öyle bir şey değil yanlış anladın sen.
Doğrusunu anlatır mısın sevgilim , hemen.
Rüzgar : Bana güveniyor musun ?
Evet ama ne alaka şu an ?
Rüzgar : Senin o güzel aklından geçen gibi bir şey değil ve bilerek yaptı kendince eğleniyor beninle. Ama detaylı anlatamam anlaştık mı ?
Öyle olsun binbaşı
Rüzgar : öyle zaten güzel gözlüm
Rüzgar gelip bana sarıldığında şu an buraya kafa dinlemeye gelmiştik ve hiç bir şey umrumda değildi bu yüzden hemen ona karşılık verdim , kucağına oturup bir süre manzarayı izledik. Kapı çaldığında ise rüzgar ayaklandı yemeklerimiz gelmişti
Rüzgar bey ben servis edeyim
Rüzgar : gerek yok kardeşim eyvallah , kolay gelsin
Teşekkürler efendim
Rüzgar yemekleri alıp geldiğinde masaya yerleştirdi ve yemeklerin o kokuları burnuma geldikçe acıktığımı daha da fazla anlayıp hemen yemeğe başladık.
Artık saat fazlasıyla ilerlemiş ve gece yarısını geçmişti yatağa yerleşip birbirimize kenetlendik
Rüzgar o adam sahibi mi buranın ?
Rüzgar : Yöneticisi
Sen hep buraya gelir miydin ?
Rüzgar : Kışın genelde burdan başka bir yere gitmem
Neden ?
Rüzgar : kendi otelimiz varken neden başka yerde kalayım ?
Nasıl yani sizin mi burası ?
Rüzgar : Babannemin
Bilmiyordum
Rüzgar : önemsiz bir detay
Rüzgar bana sıkı sıkı sarılıp aramızdaki tüm mesafeyi kapatmıştı. Yüzüne ufak birkaç öpücük kondurup başımı boynuna yaslayıp uykuya geçtik.
Sabah içimde oluşan bir kıpırtı ile uyandım , henüz saat erkendi ama tek bir günümüz vardı ve geçen her saat sanki aleyhimize işliyordu. Rüzgara yanaşıp öpmeye başladım bir süre hiç tepki vermese de kısa süre sonra mırıldanmaya başlamıştı
Rüzgar : Uyanmam için yeterli öpücük sayısına ulaşmadım
Yanaşıp tekrar öpmeye başladım bundan fazlasıyla keyif aldığı yüzündeki gülümsemeden belli oluyordu. Belimden kavrayıp üzerine çektiğinde
Hadi kalk ama artık
Rüzgar : Sana şu an bu kadar yakınken benden bunu isteme.
Dediğinde yüzümde oluşan salak gülümsememin farkındaydım , gözleri gözlerimden bir an olsun ayrılmıyor ve dudaklarımızın arasında sadece bir nefes kadar yer vardı. Kısa sürede rüzgar aramızdaki tüm mesafeleri yıkmıştı.
Duştan çıkıp saçlarımı kuruturken rüzgarda duş alıyordu. Beraber hızla hazırlanırken rüzgar birini aradı
Rüzgar : 36 Beden kadın kayak kıyafeti göndersene bana şu birleşik olanlardan
Dediğinde bir an gözlerimi ona çevirdim , neden sadece bana istemişti ki ? Ve ben kayak yapmayı bilmiyorum. Telefonu kapattığında
Ben kayak yapmayı bilmiyorum gerek yoktu.
Rüzgar : ben öğretirim sana
Sen kendine neden istemedin
Rüzgar : benimkileri getirmişler dolapta. Bu arada kahvaltıya ineriz diye istemedim ama odaya da isteyebilirim.
Yok ya inelim
Rüzgar : tamam güzelim sen kalın giyin yine de tamam mı
Başımla onayladım rüzgarı giyinirken kayak kıyafetleri de gelmişti. Hemen giyinip ilk olarak kahvaltıya indik güzel bir kahvaltı yaptık
Rüzgar : güzelim ilaçlarını unuttuk Ankarada. Kahretsin
Yok aldım ben
Rüzgar : Aa süper o zaman
Kahvaltımızı bitirip kayak pistine gittik , biri yanımıza gelip
Rüzgar bey zirveye mi ?
Rüzgar : yok yok buralardayım şimdilik
Herkes nasıl tanıyordu bu adamı ? Ayrıca buraya daha önce kiminle gelmişti ki içimi kemiren bu soruyu tabiki ona sormayacaktım. Rüzgar ile daha sakin bir yer bulup derslere başladık.
Rüzgar : Korkma güzelim hadi
Ya rüzgar düşersem
Rüzgar : yahu düşersen düş çamur değil kar bu
Sen düş ben niye düşüyormuşum
Rüzgar : tamam güzelim hadi
Şu an o kadar komik görünüyorduk ki , ben yapamadıkça sinirleniyor ve rüzgara kızıyordum o ise bu durumdan oldukça keyifliydi. Ve en sonunda başarmıştım. Rüzgar ile zirveye çıkıp kaymaya başladığımızda bu işte ne kadar iyi olduğunu anlamam zor olmamıştı.
Rüzgar : hadi gel telesiyeje binelim
O ne
Rüzgar : bak şurda teleferik gibi olan var ya
Aaa evet hadi
Çocuk gibi rüzgarın elinden tutup oraya ilerledik indikten sonra kayak takımlarını çıkartıp biraz yürüdük. Rüzgar sıcak çikolata alıp geldiğinde ise boş bir yer bulup oturduk.
- çok güzeldi çok eğlendim
Rüzgar : sevindim bunu duyduğuma. Aden sana bir şey diyeceğim
Dinliyorum
Rüzgar : Biz neyi bekliyoruz?
Bir şey mi bekliyoruz anlamadım ben ?
Rüzgar : Evlenmek için neyi bekliyoruz? Gel evlenelim bu hafta
Nee ? Olur mu öyle şey rüzgar. Çok soğuk düğün nasıl yapıcaz
Rüzgar : Düğünü yazın yaparız nikah kıyalım. Yeter artık be kızım.
Olur mu ki ?
Rüzgar : niye olmasın ?
Tamam
Rüzgar : ne tamam ?
Evlenelim
Rüzgar : Allah be
Rüzgar sevinçten ağzı kulaklarına varıyordu. Zaten evli gibiydik hiçbir değişiklik olmayacaktı hayatımızda. Sıcak çikolatalarımız bittiğinde yemek yemek için otele yürümeye başladık. Düşe kalka yürümeye çalışıyorduk , otele varmak yerine amacımızdan çıkıp kar topu savaşına döndürmüştük odağımızı. En son kendimi karların üzerine attığımda rüzgar da tam olarak üstümdeydi. Buz gibi nefes kesen bu soğukta ateşler içinde olan dudaklarımız kısa süreliğine buluştu.
Rüzgar : şu an o kadar güzelsin ki
Şu an o kadar yakışıklısın kiii
Rüzgar : hadi hasta olmadan ısınalım biraz
Diyerek ayaklanıp otele geçtik
Odamızda yesek olur mu çok üşüdüm.
Rüzgar hemen beni kendine çekip sıkı sıkı sarılıp ısıtmaya çalışıyordu
Rüzgar : Olmaz mı hiç ?
Odamıza doğru ilerleyip kapıyı açtık , girer girmez hemen koltuğa oturup ısınmak için kedi gibi sindim koltuğa. Rüzgar ise yemeklerimizi söylemişti bile.
Rüzgar : üzerindekileri çıkar güzelim hasta olursun
Şu an çok üşüyorum
Rüzgar : onlarla daha fazla üşürsün
Rüzgarı onaylayıp hemen üzerimi değiştirdim , yemeklerimizi yiyip nikah hakkında konuşmaya başladık. Kahvelerimiz de geldiğinde ise şu an tam olarak aradığım o huzurlu ortamdaydım. Eşsiz bir manzara sevdiğim adam ve kahve. Odada uzun bir süre vakit geçirdikten sonra hazırlanıp dönüş için yola koyulduk.
Ankaraya vardığımızda hızla eve geçtik , kirlileri makinaya atıp yatağımıza girdik
Rüzgar : Karım olacaksın , rüya gibi
Doğru bir karar vermişizdir umarım.
Rüzgar : neden doğru olmasın ki ?
Lafın gelişi
Rüzgar : hiç sevmedim o lafın gelişini haberin olsun
Şakin ol şakin ol
Rüzgar : gel sen benim yanıma bakim
Rüzgar beni kendine çekip öpmeye başladı hemen boynundaki yerimi alıp kollarının arasında kayboldum.
Sabah telefonumun çalması ile gözlerimi zar zor açmaya çalışıyordum , telefonumu açtığımda denizin aradığını fark edip yanımı kontrol ettim , rüzgar gitmişti.
Günaydın deniz
Deniz : oğlum bak görüyor musun uykucu halan hala uyuyor
Aşkımm sevgilim ya sen halanı mı özledin
Deniz : kız bu ne uyku
Sorma deniz ilaçlar çok uyutuyor
Deniz : anladım kuzum bizde sıkıldık da bir yoklayalım dedik seni
İyi yaptınız değil mi küçük adam , deniz çok özledim benden uzakta büyümesi çok üzüyor beni
Deniz : deme öyle ya hadi sen kalk kendine gel konuşuruz yine
Tamam canım
Telefonu kapatıp rüzgarı aradım ama mesgule attı , hemen mesaj attım
Sevgilim günaydın
Rüzgar : müsait değilim arayacağım güzelim
Telefonu bırakıp hemen lavaboya girdim ve mutfağa geçip kendime bir kahvaltı hazırladım. İştahım artık normale göre 2 katı gibiydi , yedikçe yemek istiyor ve hiç doymak bilmiyordum. Kahvaltımı hazırlarken rüzgar aradı
Rüzgar : günaydın güzel gözlüm
Günaydın sevgilim
Rüzgar : sabahları yanından kalkıp işe gelmek beni artık çok zorluyor
Yaaa , ben duymamışım bile
Rüzgar : bir şey olmaz güzelim kahvaltını yap hadi
Rüzgar ?
Rüzgar : söyle
Bir şey soracağım ama kızma
Rüzgar : açma konuyu
Bir şey oldu mu
Rüzgar : Hadi güzelim kalk kahvaltını yap konuşuruz
Sakin ol tamam mı seni çok seviyorum
Rüzgar : çok seviyorum çok
Telefonu kapatıp hemen kahvaltımı yapmaya başladım. Şu an orada olanları düşünmek dahi istemiyordum. Handeye mesaj atıp öğrenmek en mantıklı olandı
Hande nasılsın
Hande : iyi diyelim sen nasılsın ?
İyiyim bende ya bir durum var mı diye soracaktım
Hande : duymak istediğine emin misin ?
Evet
Hande : emre mesleğine devam edemeyecek ve şu an hala hastanede yatıyormuş
Şaka mı ?
Hande : maalesef
Tamam canım çok sağol
Hande : rica ederim
Tam da tahmin ettiğim gibi olmuştu rüzgar bu işin peşini asla bırakmayacaktı. Kahvaltım bittiğinde evi temizleyip kendime bir kahve yaptım ve sosyal medyada dolaşmaya başladım. Kafamın içinde susmayan biri vardı , dur durağı yoktu. Cevapsız sorular sürekli dönüp durmaya başlamıştı. Emre iyi miydi , bu kadarı fazla değil miydi? Hak etmiş miydi mesleğinin elinden alınmasını? Peki ben rüzgar ile konuşamayacaksam kiminle konuşacaktım bunları ? Konuşmama izin vermiyordu ki.
Derin düşüncelere dalmışken telefonumun çalması ile kendime gelip aramayı yanıtladım
Efendim canım
Rüzgar : ne yapıyorsun güzelim
Oturuyorum sen ?
Rüzgar : çalışıyordum çıkacağım şimdi
Nereye bu saatte ?
Rüzgar : nişanlımı almaya
Bir işimiz vardı da ben mi unuttum rüzgar ?
Rüzgar : nikah günü almak için gerekli evraklar var onları halledip günümüzü alacağız.
Ayy tamam hazırlanıyorum.
Hızla yerimden kalkıp hazırlanmaya başladım , rüzgar aradığında ise hemen inip arabaya yerleştim.
Rüzgar ben çok heyecanlıyım
Rüzgar : Sen de dünden meraklıymışsın
Bak ya
Rüzgar : öyle ama
Gerçekten istemiyor gibi mi duruyorum ?
Rüzgar : yok be kızım dalga geçiyorum
Ama ben yine de söyleyeyim , çok istiyorum hem de çok. Sana kocişş diye sesleneceğim.
Rüzgar : Duyduğum şeyi yanlış söylemiş ol
Kahkaha atıyordum , rüzgar ise yüzünü buruşturmuş ve gülmemek için zor duruyordu.
Kocişşş
Rüzgar : Geri mi dönsek
Bak senn
Rüzgar : güzelim kociş ne gözünü seveyim dalga geçiyorsun değil mi ?
Neyse yeter bu kadar kociş
Tüm evrakları tek bir günde halletmek için ordan oraya koşturup durduk , son olarak nikah sarayına vardığımızda özellikle cumartesi gününü istediğimiz için ilk olarak o günün boş olup olmadığını öğrendik. Cumartesi gününe nikah tarihi alıp çıktığımızda kapının önünde rüzgar si**** yaktı ve elimizdeki kağıda bakıp duruyorduk
Evleniyoruz
Rüzgar : evleniyoruz güzelim
Abimlere söylemedik rüzgar
Rüzgar : Söyleriz güzelim eve geçince
Ne giyeceğim ?
Rüzgar : ne istersen
Bulmam gerek
Rüzgar : buluruz
Bana sürekli böyle konuşma benimle birlikte hemen panik ol
Rüzgar : hiç panik olamam şimdi gidelim ve kahve içelim
Ya ne kahvesi ne giyeceğim ben ırmaklar abimler gelebilecek mi ? Hem babannenin ve annemlerin fe haberi yok.
Rüzgar : başladın yine riv riv bi sus da güzelim
Karadeniz şivrsi hiç yakışmıyor sana yapamıyorsun zorlama
Rüzgar : sen gerildin mi ?
Sence
Rüzgar : gel ben seni sakinleştireyim
Derken bir anda beni kendine çekerek dudaklarıma yapıştı , kısa süre sonra ayrıldığımızda
Rüzgar : iyi misin ?
Çok
Rüzgar : hadi gidelim o zaman.
Kahve içmek için bir yer bulup yerleştik ve kahvelerimizi içmeye başladık. Aklımdaki soruları bir an önce yanıtlamak istiyordum bana kızacağını bilsem de
Sevgilim
Rüzgar : güzelim
Bir şey soracağım
Rüzgar : sen cümleye böyle girdiğinde ağzından hiç hayır çıkmıyor sor bakalım
Sence de fazla değil mi ?
Rüzgar : ney güzelim ?
Onu mesleğinden etmişsin
Rüzgar : Sana o konu kapandı demiştim
Konuşmazsak aklımdaki sorular hep yanıtsız kalır ve bu beni yer bitirir.
Rüzgar : sen onu mu düşünüyorsun şu an ben anlamıyorum aden?
Hayır sevgilim sadece sakinliğini korumanı ve mantıklı haraket etmeni istiyorum.
Rüzgar : Gayet mantıklı bir şey yaptım merak etme
Rüzgarın masadaki eline uzandım ve sıkı sıkı tuttum
Merak etmiyorum onunla ilgili bir şeyi , sadece seni düşünüyorum.
Rüzgar : konuyu kapatalım yeter
Rüzgar bak evleniyoruz ama biz birbirimizle konuşmazsak çözüm bulamayız. Konu ne olursa olsun konuşmaktan kaçmayalım
Rüzgar : çok haklısın ama bu konu hariç. O herifi seninle konuşacak kadar gev*** bir adam değilim. Zorlama
Tamam öyle olsun.
Rüzgar : kızdın mı sen bana bakim
Kızmadım
Rüzgar : Yanıma gel
Sen gel
Rüzgar : sabır yarabbim sabır
Rüzgar sandalyesinin iki yanından destek alarak ayaklandı ve yanıma oturdu , beni kendine doğru çekip saçlarıma öpücük kondurdu.
Denizi arayıp söyleyelim hadi
Rüzgar : duramıyorsun değil mi ?
Damağımı şaklatıp hemen telefonumu çıkartıp denizi görüntülü aradım , açtığında abim de yanındaydı
Ay abi sen de mi oradaydın iyi denk geldi. Aşkımm. Bebeğim seni çok özledim halacımm.
Deniz : sana da merhaba adencim
Aras : bunların yine bir derdi var kesin
Rüzgar : adam tanıyor artık bizi
Gülmeye başladığımızda nikah tarihi aldığımız kağıdı hemen elime alıp ekrana uzattım
Biz evleniyoruz
Deniz : neee ? Kızım hani yaza olacaktı ?
Sadece nikah , düğün yaza olacak
Aras : afferin lan gözüme girdiniz
Rüzgar : ooo abiden aferin aldık hayırdır ?
Aras : böylesi daha iyi olacak herkes adına
Bencede abi
Deniz : ne zaman göremiyorum yazıyı
Cumartesi
Deniz : aras kalk Anlaraya gidiyoruz
Rüzgar ile kıkırdamaya başladığımızda
Aras : gelelim mi abicim ?
Abi soruyor musun tabiki geleceksiniz
Aras : tamam güzelim
Rüzgar : oğlum bak sürekli karıma güzelim diyip duruyorsun , o benim lafım geri bas.
Aras : sen dayak istiyorsun herhalde cumartesi ye kadar karın değil hala.
Abimle rüzgar tatlı atışmalarına kısa süre devam ettikten sonra telefonu kapatıp ırmak ile baranı arayıp onlara da haber verdik. Şaşırmışlardı onlar da ama son yaşananlardan sonra en mantıklı olan haraket buydu. Son olarak ise annem ve babannesini aramak kalmıştı ilk olarak annemi aradım
Annem sana bir haberim var
Annem : Söyle bakalım kızım
Biz nikah kıyıyoruz cumartesi günü
Annem : o nerden çıktı bebeğim
Anne düğün yaza olacak ama nikahı şimdiden kıyalım istedik.
Annem : iyi yaptınız kuzum siz en doğru kararı vermişsinizdir. Gelmemizi ister misin ?
Anne düğün yaza olacak zaten boşuna yorulmayın kendi aramızda olacak zaten
Annem : tamam kuzum bana bol bol fotoğraf at
Tamam annem
Annemle telefonu kapatıp derin bir nefes aldım
Rüzgar : korkmuştum annen ters tepki verir diye ama umduğum gibi olmadı
Bende korktum ama çok şükür
Rüzgar : o zaman sıra benimkinde
Rüzgar cebinden telefonu çıkartıp babannesini aradığında hoparlöre verdi
Babanne : söyle oğlum
Rüzgar : sana haberim var hazır mısın ?
Babaanne : neymiş o ?
Rüzgar : Cumartesi nikah kıyıyoruz
Babaanne: o nerden çıktı oğlum ?
Rüzgar : düğün yaza olacaktı ama nikah için beklemeye gerek yoktu babaanne
Babaanne : siz bilirsiniz yavrularım ben geleyim o zaman hemen
Rüzgar : babaanne boşuna yorulma ben sadece haber vermek istedim nikahta sadece kendi aramızda olacak. Düğünde yanımızda olursun.
Babaanne: tamam yavrum olur
Rüzgar telefonu kapattığında ikimizde derin bir nefes daha alıp verdik , herşeyin böyle kolay ilerlemesine alışkın değildik tabi. Bir sorun çıkmaması şaşırtıyordu. Bir süre daha konuşup kalkıp eve geçtik.
Yemek ne yapayım acıkmadın mı ?
Rüzgar : sana harika bir yemek yapacağım
Makarna ?
Rüzgar : hayır
Menemen ?
Rüzgar başıyla onaylayıp hemen mutfağa yöneldi , kahvaltıda en sevdiği şey menemendi ama normalde de asla geri çevirmezdi ve güzel yaptığına adım kadar emindim. Mutfağa geçip ben sofrayı kurarken o ise başlamıştı bile
Rüzgar : yumurta verir misin ?
Hemenn
Menemeni hazırlayıp sofraya yerleştik
Rüzgar : Akşam yemeği için pek uygun değil ama
Seninle sabah akşam yerim bunu hiç bıkmadan
Rüzgar : güzel gözlüm benim
Yemeğimizi yiyip mutfağı topladık ve kahve yapıp salona geçtik rüzgar televizyon izlerlen ben ise telefondan nikahta ne giyebileceğime bakıyordum. Saat ilerlediğinde
Rüzgar : güzelim yatalım mı ?
Olur sevgilim
Ayaklanıp yatak odasına geçtik , ikimiz de fazlasıyla yorulmuştuk. Hemen uyuya kalmamızdan anlaşılıyordu bu durum.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 56.3k Okunma |
2.87k Oy |
0 Takip |
74 Bölümlü Kitap |