8. Bölüm

8. Bölüm

Sena şahin
asen24

ADEN 

 

 

Yaptığım şey doğru muydu bilmiyorum? Kalıp konuşmalı mıydım ? Keşke dursaydın be aden belki her şey açığa çıkardı. Açığa çıkacak bir şeyde yok aslında Rüzgar beyin yanlış anlamaları yüzünden bu haldeydik. Ama konuşmak isteyen bir yolunu bulurdu. Ben değil o konuşmak için çabalayacak. Ayrıca ben onu bir kadınla gördüğümde neden böyle tepki vermemiştim? O nasıl bu kadar sert ve kararlı olabiliyordu? Belkide onu tanımadığım için bu soruların yanıtını bulamıyordum.

 

Sahi aşk böyle bir şey mi bir insan tanımadan aşık olabilir mi ? Yüzünün her detayını gülümsemesini aklına kazıyabilir mi ? Of aden yine giriyorsun bir çıkmaza hem sende unutma hayatında biri olabilir. Ama olsa neden öyle davransın ki ? Kendi kendime konuşuyordum ben artık sanırım delirmiştim bu adam daha tanışmadan delirtmişti beni , tanışsak sonum ruh ve sinir hastalıkları hastanesi olacak sanırım. Neyse ki babam var.

Ah babam demişken onları da bir arayayım çok özledim. Hatta süpriz yapsam ne güzel olur fakat izin alabilir miydim acaba ? Yarın ilk işim müdür beyi aramak olacaktı.

Eve geldim ve kendime bir kahve yaptım makyajımı çıkardım gerçekten ev konforu diye bir şey var ben evimde olmayı çok seviyorum dışarı hayatı bana göre değil.O sırada telefonuma ard arda mesaj geliyordu, işimi bitirdikten sonra mesajlara baktım. Denizin açtığı üçlü gruptandı

Deniz : Yarın müsait misiniz bir kahve içelim ?

Kayra : benim için uygun , aden için sorun olmazsa

-Sabah müdür beyle görüşüp izin alacaktım aslında eğer olumsuz olursa katılırım sizlere

Kayra: İyi misin Aden bir şeye ihtiyacın varsa gelebilirim?

Deniz : Aden canım bir sorun mu var ?

-Hayır hayır ailemi çok özledim onları görmeye gitmek istiyorum , yarın sizlere haber veririm.

Son mesajımı yazdıktan sonra telefonumu bırakıp yatağıma uzandım ve uyuya kalmışım. Sabah erken saatlerde kalktım ve müdür beye bir mesaj yazdım müsait olup olmadığını onunla konuşmak istediğimi belirttiğim bir mesaj. Ve ardından müdür bey beni aradı

Müdür : Aden Hocam bir sorun mu vardı?

- müdür bey kusura bakmayın pazar sabahı sizi rahatsız ettim. Eğer izniniz olursa 1 hafta izin kullanmak istiyorum İstanbul’a ailemin yanına gidecektim.

Müdür : Tabi aden hocam fakat izin kullandığınıza dair dilekçeyi doldurmanız gerekecek

-Döndüğümde doldursam sorun olur mu acaba

Müdür: olmaz hocam iyi yolculuklar şimdiden.

Müdür Bey ile konuştuktan sonra çok rahatlamıştım , hemen gruba bir mesaj attım ve İstanbul’a gideceğimi bildirdim. Ve hızlıca kendime küçük bir el çantası hazırlayıp yola çıktım. Ortalama 4-5 saat yolum vardı yakınlardaki kahveciden bir kahve aldım ve istanbul yoluna bağlandım.

 

Çok değişik bir his vardı içimde sanki tamamen bu şehri terk ediyormuşum gibi sıkışıyordu kalbim. Oysa İstanbul’dan buraya gelirken bile böyle bir şey yaşamamıştım ben. Ben gerçekten İzmiri mi sevmiştim ? Yoksa buradaki insanı mı? İçimi , aklımı susturmakta hiç bu kadar zorlanmamıştım. Sanki içimden gerçekler geçerken beynim onu durdurmak için savaş veriyordu.

 

Güzel bir yolculuktan sonra ailemin evine varmıştım kapıdaki görevli abi

-Oooo Aden Hanım Hoşgeldiniz , haberimiz yoktu

- hoşbulduk abi süpriz yapmak istedim evde mi bizimkiler

Evet efendim kahvaltıya oturuyorlardı

Oh desene yetiştim ziyafet var

Buyurun afiyet olsun

Hızlıca evin kapısını çaldım Nazgül abla açtı kapıyı ona şşş sessiz ol işareti yaparak salona koştum tüm sevecen ve samimi tarafımla Günaydınnn dediğimde üçü de şaşırmış bir halde bana bakıyorlardı ki abim sessizliği bozu

Abim: Ben size hep diyorum bu kız deli diye. Kızım niye haber vermiyosun gel buraya

Babam: ooo Aden hanımlar teşrif etmişler , hoşgeldin kızım

Annem : Uğraşmayın kızımla , hoşgeldin öğretmen hanım

Ailemi çok fazla özlediğimi bir kere daha anladım. Onların yanında zaman çok hızlı geçiyordu. Bol bol onlarla vakit geçiriyordum. Geleli 3 gün olmuştu bile sabah kahvaltısından sonra annem Nazgül ablaya seslenip bize birer kahve söyledi kızımla baş başa sohbet edelim biz dedi ve bahçedeki koltuklara yerleştik. Annem ilk başlarda normal konuşurken bir anda

Annem : Aden ben yapamıyorum böyle dolandırmalı işler. Kızım senin neyin var ?

- Neyim varmış anne ?

Annem : Bende onu soruyorum ya kızım , karşımda sanki 40 yaşında bir kadın var. Eski neşen yok , eskisi gibi gülmüyorsun , bir şeyler yaşayıp atlatamamış sadece üstünü örtmüş gibi ama bir yandan da bir ip arayıp yeniden hayata bağlanmaya çalışır gibi. Yani o zamanlar gibi... Bana anlat güzel gözlüm, en çok bana anlat ki ben durayım arkanda. Düşersen ilk el uzatan olayım sana , Başarırsan ilk ben kutlayan olayım seni. Söyle bakalım şimdi benim Adenime ne olmuş ?(hafif tebessüm ederek )

Annem cümlesini bitirdiğinde benim gözümün ucunda duran damla pıt akmaya başlamıştı bile. Annem nasıl anlamıştı ? Ben belli etmemek için ekstra çabalıyordum. Ama annem işte anneler hisseder miydi gerçekten ?

- Anne bir şeyim yok gerçekten yok daha doğrusu sana anlatabileceğim en ufak bir olay dahi yaşayamadık. Öylece bırakıp geldim işte ufak tefek tesadüflere kapıldım sadece. Ayrıca korkma beni bir daha kimse düşüremez. Ben bunu kendime asla yaşatmam.

Annem : Tesadüf sandıkların Allahın senin karşına çıkardığı bir yoldur Aden bu yol daha ilk doğduğun gün bellidir ama nasıl ilerleyeceğine sen karar verirsin güzel kızım. Asla isyan etme şükretmesini bil her zaman. Eğer daha detaylı konuşmak istersen ben seni dinlemek için hep buradayım sen hazır olduğun sürece.

Annemin yanına geçip ona kocaman sarıldım. Ah annemmm benim idolüm ilerde senin kadar güzel bir anne olabilmeyi çok istiyorum. Hem kendi ayaklarının üstünde durmanı , ailenin arkasında en çok da benim her zaman arkamda olduğunu bilmek bana güç veriyor.

İstanbul’da olduğum süreçte bütün arkadaşlarımla görüşmüştüm burayı sadece arkadaşlarım yüzünden özlüyordum sanırım çünkü çoğu hala istanbul’da kalmıştı.

Cuma olmuştu bile çoktan yarın sabah yola çıkacaktım. Birden odamın kapısı çalındı içeri giren Abim , Irmak ve Barandı.

-Aaa geldi benim mutluluk kombom dedim gülümseyerek.

Yarın yola çıkacağım için hep beraber oturmak istemişler ve benim evcimen bir insan olduğumu bildikleri için en uygun yeri benim odam olarak seçmişlerdi.

Gülüp sohbet ediyorduk işte bu anı bile özlemiştim resmen. O sırada telefonuma bir bildirim geldi tabiki Denizdi

Deniz : bebeğim ne zaman dönüyorsun özledim seni

- Yarın sabah yola çıkacağım canım bende özledim seni

Deniz : neler oldu neler Aden geldiğinde hemen görüşmemiz lazım

- o zaman yarın akşam bendesin denizcim

Deniz : tamam canım görüşürüz

Yine deniz ve heyecanlı halleri. Neler olmuştu acaba yine okulda olaylar asla bitmezdi ve deniz bunları bana en ince detayına kadar anlatacaktı bundan eminim. Hemen yanımda dönen sohbete döndüm ve saat baya ilerlemişti kalkacaklarını tahmin ediyordum yavaştan fakat abim kalkmadan konuya girdi şimdi anlamıştım bu günkü toplanmamızın nedenini birileri abime bir şeyler fısıldamış sanırım

Abim : Aden sen benim hala küçük kız kardeşimsin ve asla gözümde büyümeyecek olansın ben hala seni koruyup kollayabilirim tabi ki. Ama artık karşımda dimdik duran ve her şeyi halledebilecek bir genç kadın duruyor bu beni tabi ki çok mutlu ediyor fakat dediğim gibi ben hala buradayım tek bir telefonunla da yanındayım. Seni üzen kişi her kimse karşısına çıkmaya hazırım. Sen sanıyorsun ki gülüyorum mutlu görünüyorum ama biz anlıyoruz bak bu karşındaki üçlü varya seni senden daha iyi tanıyor. Sen oraya yeni bir başlangıç için gittin kendini bitirip dönmenden korkuyoruz. Detay bilmiyorum bir abi olarak da çok bilmem istemem tabi ama uzaktasın ve biz korkuyoruz bize içini biraz dökerek gitmeni istiyorum ve anlattıkların bu gecede kalacak her zamanki gibi.

Abim her zamanki gibi tüm endişesi ve sonsuz sevgisi ile beni kırmadan sorularının yanıtını bulmaya çalışıyordu. Artık anlatmam gerektiğini fark ettim. Olanlardan kısa bir özet geçtim

- Anlattığım gibi abi doğru düzgün tanımıyorum , herhangi bir sohbetimiz olmadı karşılıklı , ama aklımdan çıkartamıyorum nedenini gerçekten bilmiyorum. Sanki senelerdir tanıyormuşum da kaybetmişim gibi bir his. İzmir’den yola çıktığımda içim sıkıştı benim abi , sanki kalbimi orda bıraktım ben. Sorularının yanıtı maalesef bende de yok. Peki sen benim sorumu yanıtlayabilir misin ? İnsan tanımadığı birine aşık olur mu abi ? Yoksa ben deliriyor muyum ?

Abim cevap vermek yerine sessizliğini korudu ve ırmağın hamlesiyle dördümüz birbirimize kenetlendik. Bu zamana kadar içimde tuttuğum tüm gözyaşlarının akma vakti gelmiş gibiydi durduramıyordum durdurmak da istemiyordum belki. Burası benim güvenli alanımdı.

Biraz daha sohbetten sonra herkes dağılmıştı. Bende kafamdaki susturamadığım düşüncelerimle uykuya daldım.

Sabah kahvaltıdan sonra yola çıktım ve izmir’e vardım. Eve gittiğimde güzel bir temizlik yaptım duşa girdim ve fark ettim ki ben evimi özlemiştim. Peki evim içinde bulunduğum ev miydi ? Yoksa izmir’in içinde bulundurduğu kişi miydi ?

 

Akşam olmak üzereydi Denizin gelmesini beklerken biraz notlarıma bakmıştım. Hangi sınıf ile ne yapacağım konusunda notlar alıyordum ki zil çaldı ve o beklenen misafirim geldi.

Deniz : kızım nerde kaldın ya özlettin valla

- ooo deniz hanım hoşgeldiniz bende özlemişim buraları

Deniz : hemen başlamak istiyorum ben kahveleri hazırlayalım mı ?

- hemen yapıyorum kahvelerimizi

Kahveleri yapıp yerimize oturduktan sonra Deniz başladı anlatmaya

Deniz : Pazartesi günü çıkışa Rüzgar geldi gözleriyle seni aradığı çok belliydi baya bir bakındı etrafa.

- Eee olabilir bana baktığını nerden çıkardın deniz buğrayı almaya gelmiştir?

Deniz : Off Aden bi kesme lafımı. Salı günü buğra geldi yanıma seni sordu bende bilmediğimi söyledim. Kesinlikle rüzgar sordurmuştu onu da. Çıkışta ise yine rüzgar kapıdaydı...

- neden bilmediğini söyledin ki anlamıyorum deniz ne oluyor

Deniz : Sadece dinle en son konuş aden. Çarşamba günü öğle arasında Rüzgar müdürün odasından çıktı. bende o sırada nöbetçiydim katta yanıma geldi “Deniz Hanım rahatsız etmiyorsam kısa bir soru soracaktım” dedi. “ tabi”dedim “Aden Hocayı göremiyorum birkaç gündür bir sorun mu var” dedi bende “bu hafta izinli ama izmirde değil nerde olduğunu da bilmiyorum kafasını dağıtmaya ihtiyacı vardı” dedim.

- ne dedin ne dedin!!!!

Deniz : Dur dur kızma. Sonra biz konuşurken Kayra geldi yanımıza

- heh bir o eksikti

Deniz : kayra bir anda Rüzgara “sen ne biçim bir herifsin lan hala yüzün var mı buraya gelmeye” dedi Rüzgar hiçbirşeyin farkında olmadığı için bu tepki karşısında biraz sert çıkıştı kayra hocaya. Ve bana akşam görüşmek istediğini senin hakkında konuşmamız gerektiğini söyledi bende kabul etmedim Aden ile konuşman daha doğru olur dedim. Ve hazır mısın bomba geliyor. Rüzgar Kayraya Kınama aldırdı.

- ne nasıl birşey mi oldu ?

Deniz : işte bende tam olarak orayı kaçırdım sadece onlar bağırışırken alt koridordaydım ve kayranın bağırışını duydum “ Senin yüzünden bu halde kendinle gurur duy binbaşı sevdiğimi kaybettim”

Şaşkın bir ördek gibi denize baka kalmıştım ne demişti Kayra sevdiğim mi ? Ben mi oluyorum yani o. alt tarafı bir hafta yoktum neler olmuş böyle. Deniz tüm detayları bana verdi. Ayrıca okulda olan diğer olayları da anlattı. Saat ilerleyince ikimizde uyumuşuz.

Bu gün pazardı ve ben başıma geleceklere şimdiden hazırdım. Deniz tüm enerjisiyle uyanacak ve dışarı çıkmamızı isteyecekti o yüzden hemen bir duş aldım o uyanana kadar. Çıktığımda tam da dediğim gibi Deniz gideceğimiz yeri bulmuştu bile.

Hazırlanıp evden çıktık mekana gelmiştik dışarıdan fazla şık bir mekan gibi duruyordu arabamın anahtarını valeye verip içeri yöneldim. Benim bunu anlamam gerekiyordu tabi ya Rüzgar tam karşımdaydı ve sinirle arkamı döndüğümde deniz bana öpücük atarak arabaya geçiyorum dedi.

Rüzgar : Kızma ona , çok ısrar etttim kıramadı.

- Buyrun Rüzgar bey neden buradayım

Rüzgar : Oturup konuşalım Aden , sende farkındasın aramızda bir çekim var ve bunu konuşmadan halledemeyiz.

-Daha öncede söylemiştim konuşacak bir şeyim yok diyip arkamı döndüğümde Rüzgar hızlıca gelip kolumdan tuttu ve

Rüzgar : bu sefer izin vermem , bu sefer gidemezsiniz Aden hanım beni dinlemek zorundasınız.

Normalde bu haraketine çok sert bir cevap alırdı benden fakat nedense içimden bir ses kal aden dedi ve hemen sandalyeye oturdum , karşıma oturmasını bekledim. Rüzgar söze girdi

Rüzgar : Konuşmamı sonuna kadar dinlemeni istiyorum söyleyeceklerini ben bitirince söyle ben bir anlatayım dedi.

Başımı onaylarcasına salladım.

Rüzgar : o ilk çapıştığımız günden itibaren çıkmıyorsun aden bak buradan ben seni çıkartamıyorum ( kafasını göstererek).Ben ne söyleyeceğimi de bilmiyorum ama. Yapamıyorum ben seni görmeden duramıyorum seni o gün mekanda öyle görünce çok yanlış düşüncelere kapıldım ve bunu sana yansıttım farkındayım. Engel olamıyorum ben seninle konuşamazken o herif seni elinden tutup dışarı çıkardı, belinden tuttu ( yine sinirlenmişti). O da yetmezmiş gibi başka biri geldi elinde kocaman çiçek sen boynuna atladın herifin. Öyle abi mi olur kızım. Sevgilin sandım dayanamazdım daha fazla sizi izlemeye. Bende ayrıldım ordan. Sonra görev çıktı gitmem gerekti zaten. Döndüğümde beni çoktan unutmuşsundur diye düşünüyordum. Bende sana bakarsam dayanamazdım o yüzden okulda bakmadım yüzüne. Sonra söylediğin şarkıyı duydum içimden “ olum kızın sevdiği var sen ne peşindesin “ diye çoğu kez uyardım kendimi. Gelen o çiçek falan derken kısaca senden uzak durmam gerektiğini düşündüm. Ama düşüncelerime engel oluyordu kalbim o kahve almaya çıktığın gün , aslında ben 2-3 gece sen ışığını kapatana kadar kapında bekliyordum. Bilmiyorum neden ama teksin korkuyordum. Bir yandan kalbim bir yanda beynim ikisi savaş içindeydi. Sonra... o baranlarla buluştuğumuz gün anladım her şeyi işte seni dinlemediğime pişman oldum. Çok geç kaldığımın farkına vardım. Ama konuşmakta kararlıydım okula geldim yoktun diğer gün geldim yoksun artık kafayı yemek üzereydim kimse nerede olduğunu bilmiyordu , bilse de söylemiyordu. Sonra o herif karşıma çıkıp sana sevdiğim dedi. Tuttum bak bu zamana kadar kendimi sırf senin için ama sana sevdiğim diyemez aden. İşte orda tutamadım. Ve o gün anladım ben her şeyi.

( bir süre sessiz kaldı)

Yapma aden gitme ben bir daha senden haber almadan görmeden yapamam. Ben yüzlerce askeri yönetiyorum. Sözümü geçiriyorum. Ama sen... sana yenik düşüyorum. Fakat beni hayatında istemezsen de sana saygı duyarım ve bir daha beni asla görmezsin. Şimdi ben seni dinlemek istiyorum.

 

Rüzgar konuşurken çoğu kez gözyaşlarıma hakim olamamıştım. Kendimi toparlayıp söze başladım.

Rüzgar bak ben o gün sana hak verdim ve peşinden geldim hatta çoğu kez kendime sordum kim ki açıklamak için peşinden gidiyorsun ? Neden yapıyorsun dedim kendi kendime. Ama cevabını bulamadım. Sende beni dinlemedin. Ilk başlarda kendimi sana açıklayamadım yanlış anlaşılma oldu düzeltmem gerekiyor diye düşünüyordum fakat bir süre sonra anladım ki yanlış anlaşılma olduğu için değil sen beni yanlış anladığın içindi seninle konuşmak istemem.

Beni tersledin , yüzüme bakmadın evet haklı olduğun yerler var fakat binbaşım. Bir insanı daha tanımadan cezasını kesmek ne kadar doğru? dedim ona bakarak

Başını öne eğdi cevap vermedi. Ama ben almıştım cevabımı. Aslında söylemek istediğim çok şey vardı , ona çok kızgındım sinirliydim ama karşımda oturan adama zaafım vardı sanırım. Tüm cümlelerim uçtu gitti aklımdan.

Ayrca bende seni bir kadınla gördüm ama sana karşı tepkim olmadı binbaşı.

Rüzgar şaşırmış bir şekilde Kadın mı ne kadını ? Dedi

.... markette alışveriş yapmıştım arabaya binerken gördüm esmer çok güzel fiziği olan bir kadın vardı yanında

Rüzgar : üzgünüm aden hanım sizi gördüğüm ilk günden beri gözüm diğer kadınların fiziğiyle ilgilenmeyi kesti.

Öncesini inkar etmemeniz ne hoş binbaşım dedim samimiyetsiz bir tebessüm ile.

Rüzgar bak seninle açık konuşacağım hatta buradan çıktıktan sonra pişman olacağım söylediklerim için ama belki de son kez konuşuyoruzdur. Ben içimde seni anlamlandıramıyorum. Ben seni kendimle bile konuşamıyorum. Beni görmediğin hafta İstanbul’a gittim ailemin yanına ve yola çıktığımda kalbim sıkıştı içim acıdı benim. Ben İstanbul’dan İzmir’e yerleşirken bile böyle bir acı yaşamamıştım. Sen benim yüzüme bakmadın ya ben o sıra senin yüzünü, gülüşünü ezberlemekle meşguldum. Ben o şarkıyı da seni düşünerek söyledim. Ben gecelerce tanımadığın birini sevebilir misin sorusunun cevabını aradım. Ama bize yazılan buydu binbaşı bu kadardı demek şarkıda söylediği gibi sana ben hummalı gizler büyüttüm söyleyemedim. Şimdi ise geç kalınmışı konuşmanın bir anlamı yok.

 

 

Rüzgar : Hayır hoca hanım o kadar kolay değil. Geç kalınmışı konuşmayalım zaten baştan başlayalım. Yapma hoca yapma. Bak herkesin karşısında titrediği adam senin karşında yalvarıyor sana. Yapma .

 

Ben gözyaşlarıma daha fazla engel olamıyordum ve hızla arkama bakmadan arabaya geçtim. Deniz beni gördüğünde çok şaşırmıştı sanırım o da her şeyi unutup yeniden başlayacağımızı düşünüyordu. Aslında doğruydu öyle yapmam gerekiyordu. Ama sanırım kırılmıştım ve bunu anlamasını istiyordum.

 

Kendimi eve attım. Ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım. Hiç bir şey yaşamadığım , doğru düzgün tanımadığım adam beni nasıl bu hale getirebilmişti? Nasıl oldu da beni bu kadar bağlamıştı kendine?

Bölüm : 27.11.2024 14:06 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...