62. Bölüm

Ankara !

Sena şahin
asen24

Gözlerim benimle savaş içindeydi adeta , onun elleri vücudumda gezdikçe uykum geliyordu ki çok da uzun sürmeden uyuya kalmıştım.

 

Gözlerimi açtığımda rüzgar yanımda yoktu etrafa kısa bir göz gezdirsem de görememiştim. Üzerimde ise onun örtüğünnü düşündüğüm bir battaniye vardı.

Rüzgar ?

Bir kaç kez seslensem de evden gelen bir ses yoktu. Telefonumu elime alıp hemen rüzgarı aradım

Rüzgar : efendim güzelim

Nerdesin ?

Rüzgar : Markete gelmiştim yavrum beş dakikaya evdeyim

Tamam  

Yerimden kalkıp hızla banyoya gittim elimi yüzümü yıkayıp kendime gelmeye çalışırken ağrımın hafiflediğini fark ettim. O sırada açılan kapı ile rüzgarın geldiğini anlayıp kapıya yöneldim

Rüzgar : uyanmışsın , rahatsız etmek istemedim seni

Evet uyandım

Rüzgar : Akşam için bir şeyler aldım

Akşam ?

Rüzgar : Aaa ben sana söyleyemedim , ben bizim ekibi çağırdım ama sorun olur mu senin için?

Yok yok olmaz

Rüzgar : tamam ben şunları bırakayım

Rüzgarın peşinden mutfağa gidip aldıklarını yerleştirirken bir yandan da kahve yapıyordum

Rüzgar : daha iyi misin ?

Başımı salladım olumlu anlamda , bana çok soğuktu haklı olabilirdi ama şu an onun şevkatine çok fazla ihtiyacım vardı ve o benden fazlasıyla uzaktı.

Kahvemi alıp tekrar salona geçtim , elime telefonumu alıp Ankarada özel okullara başvuru yapmaya başladım , rüzgar tam karşımdaki koltuktan arada sırada gözlerini bana yöneltip kaşları çatık bir şekilde beni izliyordu. Ne yaptığımı merak ettiiğinin farkındaydım. Bir kaç başvuru daha yapıp telefonu elimden bıraktığımda

Rüzgar : hayırdır uzun sürdü ?

Başvuru yaptım bir kaç yere

Rüzgar : ne başvurusu

Okul  

Cevap vermeden bakışlarını tekrar televizyona yöneltti , bu kadar soğuk ve mesafeli olması falasıyla can sıkıcıydı. Gözlerim dolmuştu ve sinirlenmiştim yerimden kalkıp elimdeki boş bardağı bırakmak için mutfağa yöneldim. Bardağı makineye yerleştirdiğimde ellerimi tezgaha yaslayıp tuttuğum göz yaşlarım akmaya başlamıştı bile. Yanımda duran sandayleye zorla oturup başımı masaya yasladım. Kısa süre sonra rüzgarın kolları arasındaydım , saçlarımdan öpüyor ve bir yandan özür diliyordu.

Rüzgar : Gel içeri

Istemiyorum

Rüzgar : güzelim gel hadi

Istemiyorum

Rüzgar: Özür dilerim , sinirliydim

Karnım ağrıyordu , sana ihtiyacım vardı ve sen bana soğuk davrandın

Rüzgar : özür dilerim

Dileme

Rüzgar bir anda beni kucaklayarak yatak odasına götürüp yavaşça yatağa bıraktı , üzerimize yorganı çekip yanıma uzandı. Burun burunaydık nefesini hissedebiliyordum.

Gözlerini gözlerimden bir saniye ayırmadan saçlarımı sevmeye başlamıştı

Rüzgar : Sen regl misin ?

Hayır

Rüzgar : Olacak mısın ?

Daha var

Rüzgar : normal halin yani bu ?

Rüzgarrrr

Rüzgar : seni çok seviyorum ama bir daha yüzüğünü unuttuğunu görmicem anladın mı beni ? Bak asla.

Söz

Rüzgar : Anlaştık o zaman

Bir süre sarılı kalıp uzandık , başım göğüsünün üzerindeyken fazlasıyla huzurluydu o ise ellerini bir an olsun saçlarımdan ayırmamıştı.

Rüzgar : güzelim birazdan gelirler kalkalım mı ?

Kalkalım hadi

Yerimizden kalkıp ilk olarak üzerimi değiştirip rüzgarın laf etmeyeceği bir kıyafet giydim. Saçlarımı da açıp hafif bir makyaj yaptıktan sonra içeri geçtiğimde rüzgar ortalığı topluyordu

Rüzgar : makyaj neden yaptın ?

Evimize misafir geliyor

Rüzgar : Benim askerlerim için makyaj yaptın yani doğru mu anlıyorum ?

Hayır evimize gelen ilk misafirler için hazırlandım.

Rüzgar : Sen sabır ver Allahım , sen sabır ver

 

Rüzgarı dinlemeden hemen mutfağa geçtim rüzgarın aldığı dondurulmuş ürünleri fırın tepsisine yerleştirip hemen fırına attım. Hızlı bir şekilde ise Anne keki yaptım. Rüzgarın aldığı ürünleri de tabaklara yerleştirdikten sonra içerideki orta sehpaya yerleştirip çay suyu koymaya gittim. Kapı çaldığında rüzgar benden önce davranıp kapıyı açmıştı Hande ellerinde tabaklarla mutfağa yanıma gelmeye başladığında

Bunlar ne hande ?

Hande : Ya bende bir tatlı yapayım dedim hızımı alamadım yaptıkça yaptım. Sen de rahatsızdın zaten

Niye zahmet ettin ya

Hande : olur mu öyle şey hadi bunları da yerleştirelim.

 

Handenin getirdiklerini de yerleştirdikten sonra kapının çalması ile hepimiz kapıya yöneldik. Rüzgar kapıyı açtığında

Rüzgar : Hoşgeldiniz

Hepsine birer göz gezdirdim hepsini en az bir kere görmüştüm fakat içlerinden sadece Emrenin ismini biliyordum. Hepsi hoşbulduk diyerek içeri girdiler , çiçek ve tatlıları hande ve bana verip salona ilerlediler.

Onlar sohbet ederlerken biz de handeyle çayları doldurup getirmiştik , hepsinin hande ile arası oldukça iyi görünüyordu ortama yabancı olan tek bendim. Ve oldukça sessizdim , hande bunu fark etmiş olacak ki

Hande : Artık adeni de ekibe alma zamanı geldi bence bizim kadar hakim konulara

Rüzgarın gözleri bana çevrildiğinde hafif tebessüm ettim içlerinden adının yusuf olduğunu hatırladığım kişi söze atladığında rüzgarın bakışları benden ona dönmüştü

Yusuf : Yenge sen öğretmendin değil mi ? Benim kız arkadaşım da öğretmen

Aa öyle mi ? Ne öğretmeni ?

Yusuf : Sınıf öğretmeni o da İstanbul da

Hangi okulda görev yapıyor ?

Yusuf okulun adını söylediğinde bir çok arkadaşım vardı o okuldan

Adı ne kız arkadaşının ?

Yusuf : melisa

Melisa çapan demeyeceksin herhalde ?

Yusuf : melisa çapan

Melisa benim üniversite arkadaşım

Yusuf : hadi be

Rüzgar : E bizim nişanda yoktu

Yusuf : gelemedi abi sorma

Rüzgar bana gözlerini çevirdiğinde

Aramız çok iyi değil şu an üniversiteden sonra koptuk herkes gibi

Rüzgar başıyla onayladığında gözleri bir an emreye çevrildi emre sürekli etrafı inceliyor ve asla benimle göz tamasında bulunmuyordu. Çaylar bittiğinde bardakları toplamak için ayaklandım bardakları elıp tek tek elimdeki tepsiye yerleştirirken emrenin bardağına uzanmak için bir kaç adım yaklaştığımda emre benden hızlı davranıp hemen bardağını uzattı. Onun bardağını da alıp içeri çay koymaya geçtim.

Çayları koyup içeri geçtim onlar sohbete dalmışken onları dinlemeye başladım , oldukça keyifli oldukları her hallerinden belliydi ve bu onların ilk toplanması da değildi anladığım kadarıyla.

Herkes tabaklarını bitirdiğinde

Emre : Ellerine sağlık a...yenge

Afiyet olsun alsana biraz daha emre

Emre : sağol

Hande : emre çekinir şimdi

Diyerek emrenin tabağını alıp tekrar doldurmaya başladı , gözlerim emrenin üzerindeydi bir haller vardı sanki. Rüzgar da da bir haller vardı ama anlam veremiyordum.

Saat ilerlediğinde ayaklandılar kapıya yöneldiklerinde vedalaşıp ayrıldılar evden. İçeri geçip etrafı toparlamaya başladım , rüzgar ise bana yardım etmeye başladığında kısa sürede halletmiştik etrafı.

Kahve yapacağım kendime ister misin ?

Rüzgar : çok iyi olur

Hızla kahveleri yapıp yanına geçtim aklımdaki soruları susturmam gerekiyordu ve bunların cevapları sadece rüzgardaydı.

Emre ile bir sorun mu var ?

Rüzgar : neden taktın emreye bu kadar ?

Bir şey olduğu çok belli

Rüzgar : uyardım onu

Ne konuda

Rüzgar : Seninle mesafeli olması konusunda

Neden yaptın bunu ? Hande ile arkadaşsın ve bu benim için bir sorun değil , emre ile ben arkadaş olamaz mıyız ?

Rüzgar : olamazsın tabiki bu nasıl bir soru ?

Çocuk tüm gece tedirgindi farkında mısın maadem rahatsız oluyorsun neden davet ettin

Rüzgar : emre benim sağ kolum her an yanımda benim onunla bir sorunum yok , sorun seninle arasındaki mesafe.

Anladım

Rüzgar : sevindim

Yatalım mı ?

Başıyla onayladığında yatağa geçtik başını saçlarımın arasına gömüphızlı bir şekilde uyku pozisyonunu almıştı.

 

Sabah rüzgarın alarmı ile uyandık , yerinden hızla kalkıp lavaboya gitti ve hazırlanmaya başladı

Kahvaltı hazırlayayım mı sevgilim

Rüzgar : yok güzelim sen uyu

Uyumayacağım istersen hazırlayabilirim

Rüzgar : Gerek yok ama bir kahve içecek kadar zamanım var.

Yerimden hemen kalkıp kahve yaptım rüzgar balkonda sigara ile kahvesini içerken üzerime bir şal alıp yanına çıktım

Iyi miyiz rüzgar ?

Rüzgar : iyiyiz güzelim neden kötü olalım ?

Soğuksun gibi geliyor

Rüzgar : seninle alakalı değil yavrum stresliyim

Başımla onayladım , sigarası bittiğinde fincanındaki kahveyi hızla tek yudumda içip montunu giydi.

Rüzgar : Dışarı çıkmak istersen diye arabayı sana bırakıyorum , çıkarsan haber ver ve dikkat et tamam mı yavrum ?

Çıkmam bu gün al sen arabayı

Rüzgar : gerek yok , alilerle giderim

Tamam o zaman

Rüzgar ile vedalaştıktan sonra hemen cama çıktım , hande ve ali rüzgarı bekliyordu onlara el sallayıp içeri geçtim. Hemen evi temizlemeye başladım , dip köşe tüm aklımı susturana kadar temizlik yaptım. Saat öğleni geçmişti. Akşam için yemek yapamaya başladığımda bu yanlızlığa ne kadar katlanabilirdim bilmiyordum. Her gün temizlik ve yemek yaparak rüzgarın gelmesini mi bekleyecektim ?

 

 

Derken günler gerçekten sabahtan akşama kadar temizlik yapıp , yemek yaparak ve televizyon izleyerek geçmeye başlamıştı. Her gün denizi görüntülü arıyor ve konuşuyordum. Yiğiti abimi ve denizi çok fazla özlemiştim.

Geleli 1 haftayı geçmişti rüzgar buradaki düzene kolaylıkla ayak uydurmuş ve başlardaki kadar stresli değildi. O gün artık canıma tak etmiş olacak ki hazırlanıp evden çıktım Alışveriş merkezine gidip gezmek iyi gelecekti sanki.

Arabaya geçtiğimde hemen rüzgara haber verip yola koyuldum. Arabayı park edip biraz dolaşmaya başladım , kendime bir kaç parça kıyafet aldıktan sonra kahve içmek için her zaman geldiğimiz kahveciye oturdum. Kulaklığımı takıp müzik dinliyor bir yandan ise elimdeki kitabı bitirmeye çalışıyordum. Kitaba fazla odaklanmış olacağım ki geçen saati rüzgarın araması ile fark ettim

Efendim canım

Rüzgar : neredesin güzelim ?

Kahvecide oturuyorum , saati fark etmemişim bile

Rüzgar : gel beni al bi yemek yiyelim dışarda

Tamam sevgilim geliyorum.

Telefonu kapatıp kitabımı ve kulaklığımı çantama yerleştirdikten sonra arabaya geçip rüzgarın attığı konuma geldim. Buraya daha önce gelmemiştim , İzmirde herkes beni tanıyordu ama burası fazlasıyla büyüktü ve kimseyi tanımıyordum.

Geldim kapıdayım

Rüzgar : içeri gir

 

Rüzgardan gelen mesaj ile kapıdaki görevli askerlere Rüzgarın ismini verdiğimde rüzgar da bana doğru geliyordu , askerler onu gördüğünde geçmem için kapıyı açtılar. Arabayı park edip indim

Rüzgar : Hoş geldin güzelim

Hoş buldum gitmiyor muyuz ?

Rüzgar : Gideceğiz ama az bir işim var

Başımla onaylayıp rüzgarın peşine takıldım , burası çok büyüktü git git bitmiyordu ve İzmirdeki o sıcaklık burada yoktu. Nasıl alışmıştı buraya hemen anlayamıyordum ?

Rüzgarın odasına girdiğimizde odada iki masa olduğunu fark ettim. Masayı incelediğimde fazlasıyla derli toplu duruyordu. Rüzgarın masasının önündeki sandalyeye oturup incelemeye devam ettim.

Rüzgar : Kahve içer misin güzelim ?

Olur  

Rüzgar birini arayıp iki kahve istediğini söyledi , kısa süre sonra odanın kapısı açıldığında kahvelerin geldiğini sanmıştım fakat gelen bir kadındı. Beni gördüğünde bir an duraksadı elinde iki tane fincan vardı , anladığım kadarıyla bu masada onundu ve rüzgar ile kendine kahve getirmişti.

Binbaşım nişanlınız mı ?

Rüzgar : Evet , aden...

Memnun oldum bende yüzbaşı Aslı

Memnun oldum

Yüzümdeki samimiyetsiz gülüşü rüzgar fark etmiş olacak ki bana bakarken kaşlarını çattı ,

Hande nerede ?

Rüzgar : Yan oda da

Ben bir ona bakayım

Rüzgar : geleyim mi ?

Gerek yok

Kapıdan hızla çıkıp sinirden kızaran yanaklarımı buz gibi olmuş ellerimle soğutmaya çalıştım. Yan odanın kapısına tıkladığımda içeriden gelen kalın bir erkek sesiydi “ Gir” dediğinde kapıyı açtım , hande beni gördüğünde “Aaa hoş geldin Aden” dediğinde bir an yanlış odaya gelmiş olmanın verdiği korku silinip gitmişti içimden.

Süprizzz

Hande : Hiç haberim olmadı ne zaman geldin

Yeni geldim

Yan masada oturan kişi gözleriyle bizi dinlediğini fark ettirmiş olmalıydı hande hemen söze girdi

Hande : Sizi tanıştırmadım tabi ya Murat , Aden . Aden murat

Memnun oldum

Bende memnun oldum

Hande : Eee geç gelmişsin çıkacağız birazdan

Biliyorum o yüzden geldim almaya. Kapıda iki üç dakika konuşabilir miyiz ?

 

Hande gözleriyle onayladığında hemen kalkıp kapıya yöneldik

Bu aslı kim hande ?

Hande : Yüzbaşı , baya iyi bir kadın hiç tedirgin olma.

Sende yüz başısın neden siz aynı odada değilsiniz ?

Hande : Onu ben bilemeyeceğim işte , önceden öyle olduğu için şu an da devam ediyor. Ama dediğim gibi iyi bir kadın evli bu arada.

Sevemedim

Hande : tanısan seversin

Ben gideyim tanımaya çalışayım o zaman

Hande : git bakalım

 

Handenin yanından ayrılıp rüzgarın odasına girdim tekrar hande ile konuştuğumda içime bir su serpilmişti bana yalan söylemezdi ve en ufak bir yanlış hareket görseydi beni uyarırdı. Rüzgarın karşısına oturduğumda kahvelerimiz gelmişti

Rüzgar : Ne yaptın güzelim ?

Dolaştım biraz kahve içip kitap okudum , müzik dinledim. Sıkıcıydı her zaman olduğu gibi bir de birkaç parça kıyafet aldım kendime

Rüzgar : İyi yapmışsın , soğutma kahveni iç hadi

Senin çocuklar nerede ?

Rüzgar : Buralardadırlar

Başımla onaylayıp kahvemi içtim aslında sormak istediğim bu kadar dağılmış olmalarıydı , neden böyle olmuştu İzmirde böyle değildi. Uzun süren sessizlik sonunda

Aslı : Binbaşım bittiyse imzalar devamını ben hallederim siz çıkın isterseniz

Rüzgar: sorun değil bitti zaten

Rüzgar elindeki evrakları aslıya uzattıktan sonra ayaklanıp montunu eline aldı

Rüzgar : hadi güzelim

Diyerek elini uzattığında yanına gidip sıkı sıkı tuttum elini.

Rüzgar : Kolay gelsin Aslı

-kolay gelsin

- teşekkürler

Rüzgar ile arabaya binip ayrıldık oradan ,

Neden bana Aslı’yı söylemedin ?

Rüzgar : neyini söylemem gerekiyordu ?

Aynı odada olduğunuzu

Rüzgar : Normal bir şey bu

İzmirde tek başınaydın

Rüzgar : O izmirdeydi , ve aynı odada olmamızı fazla önemsemediğim için sana söyleme gereği duymadım. Rahatsız mı oldun ?

Hayır ama şaşırdım bilmediğim için

Rüzgar : Anladım güzelim

Kaç yaşında

Rüzgar : bilmiyorum

Bekar mı ?

Rüzgar : Bilmiyorum ama evli sanırım çocuğu var.

Nerden biliyorsun ?

Rüzgar : telefonda konuştuğu için duyuyorum

Anladım , sohbet ettiniz mi ?

Rüzgar : gerektiği kadar

Ne kadar gerekti mesela

Rüzgar : Ah güzelim , ah aden. Nişanlı olduğumu bir kaç ay sonra evleneceğimi uzun süren bir ilişkimiz olduğunu biliyor merak etme. Hande sağolsun tüm Ankara biliyor seni.

Sevindim

Rüzgar : Sevindin demek ? Eve gidelim sevindiricem ben seni

 

Gülümseyip rüzgarın benim tarafımda olan elini tuttum , handeye gerçekten bayılıyordum , sanki o varken gözümün hiç arkada kalmasına gerek yoktu benim olmadığım ortamda da rüzgarın hayatında biri olduğunu hemen belirtiyordu. Tam bir yakın arkadaştı. Yemek yemek için bir mekana geldiğimizde arabadan inip içeri geçtik. Yerimize oturup sohbet etmeye başladık.

Rüzgar : Sabah soracaktım unuttum karnın nasıl ?

Iyi stresten oldu sanırım

Rüzgar : Bir daha olursa gidelim hastaneye mutlaka ama

Gideriz , nasıl geçiyor anlat bakalım

Rüzgar : Yoğun ve yorucu

Başka ?

Rüzgar : Ne öğrenmek istiyorsun ?

Bende gelebilir miyim İzmirde olduğu gibi

Rüzgar : Çok sık olmamak şartıyla evet

Neden ?

Rüzgar : Burada benden rütbeli üslerim var ve böyle durumlar hoş karşılanmaz. İzmirdeyken Albayla senelerdir birlikte olduğumuz için samimiydik ve seni biliyordu ama burada kimseye anlatamam.

Anladım ama arada gelebilirim değil mi ?

Rüzgar : gel güzelim gel

Anlaştıkkk

Yemeklerimizi yiyip kahvelerimizi içtik ve eve doğru yola koyulduk.

 

Günler hızla geçiyordu , evde kendime zaman geçirmek için her şeyi almıştım puzzle , kitap , resim çizmek için tuval... Sayısız işler bulup kafamı dağıtmaya çalışıyordum. Rüzgarın işleri burada çok yoğundu , İzmir de olduğu gibi rahat değildi ve onu çok özlüyordum. Geleli bir ayı geçmişti , hafta sonu İstanbula gitmek istiyordum onun için yiğite bir kaç hediye almak istiyordum. Hemen hazırlanıp evden çıktım

Sevgilim ben Alışveriş merkezine geçiyorum , yiğit için bir şeyler bakacağım

Rüzgar : dikkat et dönüşte bana gel

Olurrr

Arabayı çalıştırıp yola koyuldum avm de dolaştıktan kısa süre sonra biraz da dışarıdaki mağzalara bakmak istedim , sürekli buraya geliyordum ama hiç caddede dolaşmamıştım. Hızla avm den ayrıldım ve dolaşmaya başladım. Bir kaç mağzadan rüzgara da kıyafet aldım , arabama doğru giderken karnıma giren bir sancı ile olduğum yere çakıldım. Ne adım atabiliyor ne nefes alabiliyordum , daha önce böyle bir sancı yaşamamıştım. O an sancının etkisi ile aklıma bu ay dönemimin geciktiği geldi. İçimden “kahretsin , hayır” diye geçirsem de olduğum yere yığılmamak için tutgancak bir yer aradım.

Tam o sırada çok tanıdık bir ses duyduğumda içimde bir mutluluk kapladı

Emre : aden

Yardım et

Emre : iyi misin ne oldu

Bilmiyorum hastaneye gitmem gerek

Emre tek hamlesi ile beni kucağına alıp kendi arabasına götürmüştü , sonrası mı bayılmıştım.

 

Bölüm : 08.03.2025 01:33 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş