Gözlerim benimle savaş içindeydi adeta , onun elleri vücudumda gezdikçe uykum geliyordu ki çok da uzun sürmeden uyuya kalmıştım.
Gözlerimi açtığımda rüzgar yanımda yoktu etrafa kısa bir göz gezdirsem de görememiştim. Üzerimde ise onun örtüğünnü düşündüğüm bir battaniye vardı.
Bir kaç kez seslensem de evden gelen bir ses yoktu. Telefonumu elime alıp hemen rüzgarı aradım
Rüzgar : Markete gelmiştim yavrum beş dakikaya evdeyim
Tamam
Yerimden kalkıp hızla banyoya gittim elimi yüzümü yıkayıp kendime gelmeye çalışırken ağrımın hafiflediğini fark ettim. O sırada açılan kapı ile rüzgarın geldiğini anlayıp kapıya yöneldim
Rüzgar : uyanmışsın , rahatsız etmek istemedim seni
Rüzgar : Akşam için bir şeyler aldım
Rüzgar : Aaa ben sana söyleyemedim , ben bizim ekibi çağırdım ama sorun olur mu senin için?
Rüzgar : tamam ben şunları bırakayım
Rüzgarın peşinden mutfağa gidip aldıklarını yerleştirirken bir yandan da kahve yapıyordum
Başımı salladım olumlu anlamda , bana çok soğuktu haklı olabilirdi ama şu an onun şevkatine çok fazla ihtiyacım vardı ve o benden fazlasıyla uzaktı.
Kahvemi alıp tekrar salona geçtim , elime telefonumu alıp Ankarada özel okullara başvuru yapmaya başladım , rüzgar tam karşımdaki koltuktan arada sırada gözlerini bana yöneltip kaşları çatık bir şekilde beni izliyordu. Ne yaptığımı merak ettiiğinin farkındaydım. Bir kaç başvuru daha yapıp telefonu elimden bıraktığımda
Rüzgar : hayırdır uzun sürdü ?
Okul
Cevap vermeden bakışlarını tekrar televizyona yöneltti , bu kadar soğuk ve mesafeli olması falasıyla can sıkıcıydı. Gözlerim dolmuştu ve sinirlenmiştim yerimden kalkıp elimdeki boş bardağı bırakmak için mutfağa yöneldim. Bardağı makineye yerleştirdiğimde ellerimi tezgaha yaslayıp tuttuğum göz yaşlarım akmaya başlamıştı bile. Yanımda duran sandayleye zorla oturup başımı masaya yasladım. Kısa süre sonra rüzgarın kolları arasındaydım , saçlarımdan öpüyor ve bir yandan özür diliyordu.
Rüzgar: Özür dilerim , sinirliydim
Karnım ağrıyordu , sana ihtiyacım vardı ve sen bana soğuk davrandın
Rüzgar bir anda beni kucaklayarak yatak odasına götürüp yavaşça yatağa bıraktı , üzerimize yorganı çekip yanıma uzandı. Burun burunaydık nefesini hissedebiliyordum.
Gözlerini gözlerimden bir saniye ayırmadan saçlarımı sevmeye başlamıştı
Rüzgar : normal halin yani bu ?
Rüzgar : seni çok seviyorum ama bir daha yüzüğünü unuttuğunu görmicem anladın mı beni ? Bak asla.
Bir süre sarılı kalıp uzandık , başım göğüsünün üzerindeyken fazlasıyla huzurluydu o ise ellerini bir an olsun saçlarımdan ayırmamıştı.
Rüzgar : güzelim birazdan gelirler kalkalım mı ?
Yerimizden kalkıp ilk olarak üzerimi değiştirip rüzgarın laf etmeyeceği bir kıyafet giydim. Saçlarımı da açıp hafif bir makyaj yaptıktan sonra içeri geçtiğimde rüzgar ortalığı topluyordu
Rüzgar : makyaj neden yaptın ?
Rüzgar : Benim askerlerim için makyaj yaptın yani doğru mu anlıyorum ?
Hayır evimize gelen ilk misafirler için hazırlandım.
Rüzgar : Sen sabır ver Allahım , sen sabır ver
Rüzgarı dinlemeden hemen mutfağa geçtim rüzgarın aldığı dondurulmuş ürünleri fırın tepsisine yerleştirip hemen fırına attım. Hızlı bir şekilde ise Anne keki yaptım. Rüzgarın aldığı ürünleri de tabaklara yerleştirdikten sonra içerideki orta sehpaya yerleştirip çay suyu koymaya gittim. Kapı çaldığında rüzgar benden önce davranıp kapıyı açmıştı Hande ellerinde tabaklarla mutfağa yanıma gelmeye başladığında
Hande : Ya bende bir tatlı yapayım dedim hızımı alamadım yaptıkça yaptım. Sen de rahatsızdın zaten
Hande : olur mu öyle şey hadi bunları da yerleştirelim.
Handenin getirdiklerini de yerleştirdikten sonra kapının çalması ile hepimiz kapıya yöneldik. Rüzgar kapıyı açtığında
Hepsine birer göz gezdirdim hepsini en az bir kere görmüştüm fakat içlerinden sadece Emrenin ismini biliyordum. Hepsi hoşbulduk diyerek içeri girdiler , çiçek ve tatlıları hande ve bana verip salona ilerlediler.
Onlar sohbet ederlerken biz de handeyle çayları doldurup getirmiştik , hepsinin hande ile arası oldukça iyi görünüyordu ortama yabancı olan tek bendim. Ve oldukça sessizdim , hande bunu fark etmiş olacak ki
Hande : Artık adeni de ekibe alma zamanı geldi bence bizim kadar hakim konulara
Rüzgarın gözleri bana çevrildiğinde hafif tebessüm ettim içlerinden adının yusuf olduğunu hatırladığım kişi söze atladığında rüzgarın bakışları benden ona dönmüştü
Yusuf : Yenge sen öğretmendin değil mi ? Benim kız arkadaşım da öğretmen
Yusuf : Sınıf öğretmeni o da İstanbul da
Yusuf okulun adını söylediğinde bir çok arkadaşım vardı o okuldan
Melisa çapan demeyeceksin herhalde ?
Melisa benim üniversite arkadaşım
Rüzgar : E bizim nişanda yoktu
Rüzgar bana gözlerini çevirdiğinde
Aramız çok iyi değil şu an üniversiteden sonra koptuk herkes gibi
Rüzgar başıyla onayladığında gözleri bir an emreye çevrildi emre sürekli etrafı inceliyor ve asla benimle göz tamasında bulunmuyordu. Çaylar bittiğinde bardakları toplamak için ayaklandım bardakları elıp tek tek elimdeki tepsiye yerleştirirken emrenin bardağına uzanmak için bir kaç adım yaklaştığımda emre benden hızlı davranıp hemen bardağını uzattı. Onun bardağını da alıp içeri çay koymaya geçtim.
Çayları koyup içeri geçtim onlar sohbete dalmışken onları dinlemeye başladım , oldukça keyifli oldukları her hallerinden belliydi ve bu onların ilk toplanması da değildi anladığım kadarıyla.
Herkes tabaklarını bitirdiğinde
Emre : Ellerine sağlık a...yenge
Afiyet olsun alsana biraz daha emre
Diyerek emrenin tabağını alıp tekrar doldurmaya başladı , gözlerim emrenin üzerindeydi bir haller vardı sanki. Rüzgar da da bir haller vardı ama anlam veremiyordum.
Saat ilerlediğinde ayaklandılar kapıya yöneldiklerinde vedalaşıp ayrıldılar evden. İçeri geçip etrafı toparlamaya başladım , rüzgar ise bana yardım etmeye başladığında kısa sürede halletmiştik etrafı.
Kahve yapacağım kendime ister misin ?
Hızla kahveleri yapıp yanına geçtim aklımdaki soruları susturmam gerekiyordu ve bunların cevapları sadece rüzgardaydı.
Rüzgar : neden taktın emreye bu kadar ?
Rüzgar : Seninle mesafeli olması konusunda
Neden yaptın bunu ? Hande ile arkadaşsın ve bu benim için bir sorun değil , emre ile ben arkadaş olamaz mıyız ?
Rüzgar : olamazsın tabiki bu nasıl bir soru ?
Çocuk tüm gece tedirgindi farkında mısın maadem rahatsız oluyorsun neden davet ettin
Rüzgar : emre benim sağ kolum her an yanımda benim onunla bir sorunum yok , sorun seninle arasındaki mesafe.
Başıyla onayladığında yatağa geçtik başını saçlarımın arasına gömüphızlı bir şekilde uyku pozisyonunu almıştı.
Sabah rüzgarın alarmı ile uyandık , yerinden hızla kalkıp lavaboya gitti ve hazırlanmaya başladı
Kahvaltı hazırlayayım mı sevgilim
Uyumayacağım istersen hazırlayabilirim
Rüzgar : Gerek yok ama bir kahve içecek kadar zamanım var.
Yerimden hemen kalkıp kahve yaptım rüzgar balkonda sigara ile kahvesini içerken üzerime bir şal alıp yanına çıktım
Rüzgar : iyiyiz güzelim neden kötü olalım ?
Rüzgar : seninle alakalı değil yavrum stresliyim
Başımla onayladım , sigarası bittiğinde fincanındaki kahveyi hızla tek yudumda içip montunu giydi.
Rüzgar : Dışarı çıkmak istersen diye arabayı sana bırakıyorum , çıkarsan haber ver ve dikkat et tamam mı yavrum ?
Rüzgar : gerek yok , alilerle giderim
Rüzgar ile vedalaştıktan sonra hemen cama çıktım , hande ve ali rüzgarı bekliyordu onlara el sallayıp içeri geçtim. Hemen evi temizlemeye başladım , dip köşe tüm aklımı susturana kadar temizlik yaptım. Saat öğleni geçmişti. Akşam için yemek yapamaya başladığımda bu yanlızlığa ne kadar katlanabilirdim bilmiyordum. Her gün temizlik ve yemek yaparak rüzgarın gelmesini mi bekleyecektim ?
Derken günler gerçekten sabahtan akşama kadar temizlik yapıp , yemek yaparak ve televizyon izleyerek geçmeye başlamıştı. Her gün denizi görüntülü arıyor ve konuşuyordum. Yiğiti abimi ve denizi çok fazla özlemiştim.
Geleli 1 haftayı geçmişti rüzgar buradaki düzene kolaylıkla ayak uydurmuş ve başlardaki kadar stresli değildi. O gün artık canıma tak etmiş olacak ki hazırlanıp evden çıktım Alışveriş merkezine gidip gezmek iyi gelecekti sanki.
Arabaya geçtiğimde hemen rüzgara haber verip yola koyuldum. Arabayı park edip biraz dolaşmaya başladım , kendime bir kaç parça kıyafet aldıktan sonra kahve içmek için her zaman geldiğimiz kahveciye oturdum. Kulaklığımı takıp müzik dinliyor bir yandan ise elimdeki kitabı bitirmeye çalışıyordum. Kitaba fazla odaklanmış olacağım ki geçen saati rüzgarın araması ile fark ettim
Kahvecide oturuyorum , saati fark etmemişim bile
Rüzgar : gel beni al bi yemek yiyelim dışarda
Telefonu kapatıp kitabımı ve kulaklığımı çantama yerleştirdikten sonra arabaya geçip rüzgarın attığı konuma geldim. Buraya daha önce gelmemiştim , İzmirde herkes beni tanıyordu ama burası fazlasıyla büyüktü ve kimseyi tanımıyordum.
Rüzgardan gelen mesaj ile kapıdaki görevli askerlere Rüzgarın ismini verdiğimde rüzgar da bana doğru geliyordu , askerler onu gördüğünde geçmem için kapıyı açtılar. Arabayı park edip indim
Rüzgar : Gideceğiz ama az bir işim var
Başımla onaylayıp rüzgarın peşine takıldım , burası çok büyüktü git git bitmiyordu ve İzmirdeki o sıcaklık burada yoktu. Nasıl alışmıştı buraya hemen anlayamıyordum ?
Rüzgarın odasına girdiğimizde odada iki masa olduğunu fark ettim. Masayı incelediğimde fazlasıyla derli toplu duruyordu. Rüzgarın masasının önündeki sandalyeye oturup incelemeye devam ettim.
Rüzgar : Kahve içer misin güzelim ?
Olur
Rüzgar birini arayıp iki kahve istediğini söyledi , kısa süre sonra odanın kapısı açıldığında kahvelerin geldiğini sanmıştım fakat gelen bir kadındı. Beni gördüğünde bir an duraksadı elinde iki tane fincan vardı , anladığım kadarıyla bu masada onundu ve rüzgar ile kendine kahve getirmişti.
Memnun oldum bende yüzbaşı Aslı
Yüzümdeki samimiyetsiz gülüşü rüzgar fark etmiş olacak ki bana bakarken kaşlarını çattı ,
Kapıdan hızla çıkıp sinirden kızaran yanaklarımı buz gibi olmuş ellerimle soğutmaya çalıştım. Yan odanın kapısına tıkladığımda içeriden gelen kalın bir erkek sesiydi “ Gir” dediğinde kapıyı açtım , hande beni gördüğünde “Aaa hoş geldin Aden” dediğinde bir an yanlış odaya gelmiş olmanın verdiği korku silinip gitmişti içimden.
Hande : Hiç haberim olmadı ne zaman geldin
Yan masada oturan kişi gözleriyle bizi dinlediğini fark ettirmiş olmalıydı hande hemen söze girdi
Hande : Sizi tanıştırmadım tabi ya Murat , Aden . Aden murat
Hande : Eee geç gelmişsin çıkacağız birazdan
Biliyorum o yüzden geldim almaya. Kapıda iki üç dakika konuşabilir miyiz ?
Hande gözleriyle onayladığında hemen kalkıp kapıya yöneldik
Hande : Yüzbaşı , baya iyi bir kadın hiç tedirgin olma.
Sende yüz başısın neden siz aynı odada değilsiniz ?
Hande : Onu ben bilemeyeceğim işte , önceden öyle olduğu için şu an da devam ediyor. Ama dediğim gibi iyi bir kadın evli bu arada.
Ben gideyim tanımaya çalışayım o zaman
Handenin yanından ayrılıp rüzgarın odasına girdim tekrar hande ile konuştuğumda içime bir su serpilmişti bana yalan söylemezdi ve en ufak bir yanlış hareket görseydi beni uyarırdı. Rüzgarın karşısına oturduğumda kahvelerimiz gelmişti
Dolaştım biraz kahve içip kitap okudum , müzik dinledim. Sıkıcıydı her zaman olduğu gibi bir de birkaç parça kıyafet aldım kendime
Rüzgar : İyi yapmışsın , soğutma kahveni iç hadi
Başımla onaylayıp kahvemi içtim aslında sormak istediğim bu kadar dağılmış olmalarıydı , neden böyle olmuştu İzmirde böyle değildi. Uzun süren sessizlik sonunda
Aslı : Binbaşım bittiyse imzalar devamını ben hallederim siz çıkın isterseniz
Rüzgar: sorun değil bitti zaten
Rüzgar elindeki evrakları aslıya uzattıktan sonra ayaklanıp montunu eline aldı
Diyerek elini uzattığında yanına gidip sıkı sıkı tuttum elini.
Rüzgar ile arabaya binip ayrıldık oradan ,
Neden bana Aslı’yı söylemedin ?
Rüzgar : neyini söylemem gerekiyordu ?
Rüzgar : O izmirdeydi , ve aynı odada olmamızı fazla önemsemediğim için sana söyleme gereği duymadım. Rahatsız mı oldun ?
Hayır ama şaşırdım bilmediğim için
Rüzgar : Bilmiyorum ama evli sanırım çocuğu var.
Rüzgar : telefonda konuştuğu için duyuyorum
Rüzgar : Ah güzelim , ah aden. Nişanlı olduğumu bir kaç ay sonra evleneceğimi uzun süren bir ilişkimiz olduğunu biliyor merak etme. Hande sağolsun tüm Ankara biliyor seni.
Rüzgar : Sevindin demek ? Eve gidelim sevindiricem ben seni
Gülümseyip rüzgarın benim tarafımda olan elini tuttum , handeye gerçekten bayılıyordum , sanki o varken gözümün hiç arkada kalmasına gerek yoktu benim olmadığım ortamda da rüzgarın hayatında biri olduğunu hemen belirtiyordu. Tam bir yakın arkadaştı. Yemek yemek için bir mekana geldiğimizde arabadan inip içeri geçtik. Yerimize oturup sohbet etmeye başladık.
Rüzgar : Sabah soracaktım unuttum karnın nasıl ?
Rüzgar : Bir daha olursa gidelim hastaneye mutlaka ama
Gideriz , nasıl geçiyor anlat bakalım
Rüzgar : Ne öğrenmek istiyorsun ?
Bende gelebilir miyim İzmirde olduğu gibi
Rüzgar : Çok sık olmamak şartıyla evet
Rüzgar : Burada benden rütbeli üslerim var ve böyle durumlar hoş karşılanmaz. İzmirdeyken Albayla senelerdir birlikte olduğumuz için samimiydik ve seni biliyordu ama burada kimseye anlatamam.
Anladım ama arada gelebilirim değil mi ?
Yemeklerimizi yiyip kahvelerimizi içtik ve eve doğru yola koyulduk.
Günler hızla geçiyordu , evde kendime zaman geçirmek için her şeyi almıştım puzzle , kitap , resim çizmek için tuval... Sayısız işler bulup kafamı dağıtmaya çalışıyordum. Rüzgarın işleri burada çok yoğundu , İzmir de olduğu gibi rahat değildi ve onu çok özlüyordum. Geleli bir ayı geçmişti , hafta sonu İstanbula gitmek istiyordum onun için yiğite bir kaç hediye almak istiyordum. Hemen hazırlanıp evden çıktım
Sevgilim ben Alışveriş merkezine geçiyorum , yiğit için bir şeyler bakacağım
Rüzgar : dikkat et dönüşte bana gel
Arabayı çalıştırıp yola koyuldum avm de dolaştıktan kısa süre sonra biraz da dışarıdaki mağzalara bakmak istedim , sürekli buraya geliyordum ama hiç caddede dolaşmamıştım. Hızla avm den ayrıldım ve dolaşmaya başladım. Bir kaç mağzadan rüzgara da kıyafet aldım , arabama doğru giderken karnıma giren bir sancı ile olduğum yere çakıldım. Ne adım atabiliyor ne nefes alabiliyordum , daha önce böyle bir sancı yaşamamıştım. O an sancının etkisi ile aklıma bu ay dönemimin geciktiği geldi. İçimden “kahretsin , hayır” diye geçirsem de olduğum yere yığılmamak için tutgancak bir yer aradım.
Tam o sırada çok tanıdık bir ses duyduğumda içimde bir mutluluk kapladı
Bilmiyorum hastaneye gitmem gerek
Emre tek hamlesi ile beni kucağına alıp kendi arabasına götürmüştü , sonrası mı bayılmıştım.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
46.76k Okunma |
2.53k Oy |
0 Takip |
74 Bölümlü Kitap |