53. Bölüm

doğum günü

Sena şahin
asen24

RÜZGAR

 

Kapıda beni durdurmaya çalışan semiha ablanın ne yaptığı konusunda bir fikrim yoktu ve sabrım da kalmamıştı. Onu aşarak hızla eve girdiğimde karşımda böyle bir güzellik beklemiyordum.

Aden kırmızı balonlar arasında mas mavi gözleri ile beni bekliyordu. Özenle hazırlanmış bir masa ve sevdiğim kadının emek verdiği bir doğum günü. Dahası yoktu , fazlasında gözüm de yoktu. Buydu benim için. Adımlarımı hızlandırarak adenin yanına gidip sarıldım. Elindeki pastayı masanın üzerine bırakıp ellerini boynuma doladığında daha da kapattım aramızdaki mesafeyi.

 

Aden : Doğum günün kutlu olsun sevgilim

- seni çok seviyorum kadın , çok.

 

Uzun süre sarılı kaldıktan sonra

Aden : artık üfle yoksa mum bitecek

Dediğinde pastaya çevirdim gözlerimi , gülümsememe engel olamadım. Pastanın üzerinde

-ama seviyorsun

-ama seni çok seviyorum

Yazıyordu , Adeni de kendime çekerek beraber pastayı üfledik. Dileğim mi ? Çok yakında öğreneceksiniz. Doğum günüm için özenmesi , düşünmesi her şeyden daha değerli. Ve karşımda benden daha fazla heyecanlı olan , çocuklar gibi yerinde duramayan saf bir kadın. Hoş geldin yeni yaşım , sevdiğim kadınla doya doya yaşayabildiğim bir yıl ol.

 

 

Bir kadını sevdim , bana aile oldu , dost oldu , yoldaş oldu , bana yuva oldu. Bir ömür kalsın baş ucumda , kokusu oksijenim olsun. Ben bir kadın sevdim her gece varlığına şükrettiğim.

 

 

ADEN 

Gözleri dolmuştu , belli etmemek için kaçırıyordu benden. Sarıldığımda saçlarımdaki eli bir an gitti gözlerine , ben görmeden temizledi gözyaşlarını. Mutluydu ve benim için de fazlasının bir önemi yoktu. Demeyin koskoca adama genç aşıklar gibi süpriz mi yapılır diye. Yapılır o benim kalbimin çocuk tarafı , ben onun içinde hiç büyümeyen , büyümek zorunda bırakılan çocuk yanı.

 

Yemeklerimizi yedik ve dans etmeye başladığımızda birbirimize kenetlenmiştik adeta. Çalan şarkıya kısa süre eşlik ettikten sonra yerlerimize oturup sohbet etmeye başladık. Herşey çok güzel ilerlerken bizi bölen telefonumun çalması oldu. Arayan abimdi sonra tekrar dönerim diyerek açmadım. O ise ısrarcı şekilde bu sefer rüzgarı arıyordu

Bir şey oldu kesin

Diyerek abimi aramak için telefonumu elime almıştım ki telefonum tekrar çaldı

Efendim abi iyi misiniz ?

Aras : Hastaneye geçiyoruz çabuk gelin

Ne? Ne oldu iyi misiniz ?

Aras : Denizin suyu geldi

Geliyoruz sakin ol abi tamam mı

 

Hemen telefonu kapatım ve rüzgara dönerek

Kalk çabuk denizin suyu gelmiş

Rüzgar : yok ya valla bize mutluluk haram gerçekten bak

Derken bir yandan da ayaklanmıştı

Söylenme söylenme hadi

Rüzgar : Doğum günümde evimde sevgilimle romantik anlar yaşarken şimdi doğuma gidiyorum allahım sabır ver sabır.

Ben sana yaşatıcam daha merak etme

Rüzgar : biz önce bir yatak odasına mı çıksak

Hadi rüzgar hadiiii

Rüzgarı çekiştirerek zor da olsa çıktık evden.Hastaneye vardığımızda abimin yanına gittik , denizi hemen sezeryana almışlar.

Abi erken oldu sanki değil mi ?

Aras : 2 hafta daha vardı

Ama sorun yokmuş değil mi

Aras : yok dediler

Hepimiz mutlu haberi beklemeye başlamıştık , ki kapıdan ellerinde minicik bir dünya ile doktor çıkana kadar. Gözlerim dolu dolu yanına yaklaştım , abim ise çoktan kucağına almış bir yandan ise

Aras : Karım iyi mi ?

Doktor : ikisi de çok iyi hiç bir sorun yok

 

Hala olmuştum. Çok küçüktü , minicikti , hoş geldin yiğit ailemize evimize hayatımıza hoş geldin.

Denizi odaya almak için çıkardıklarında bebeği de kontroller için yanlarına aldı hemşireler. Deniz çıktığında iyiydi fakat narkozun etkisi geçtikçe ağrıları artıyordu. Ne yapılırdı bilmiyordum hemşirelere sorup onlar ne derse onu uygulamaya çalışıyordum. Yiğit yanımıza geldi , gördükçe gözlerim doluyor alıp içime sokmak istiyordum. Hayatımda böyle güzel bir şeye tanık olmamıştım daha önce.

Denizin dikişleri olduğu için elimden geldiğince ben ve abim ilgileniyorduk bebekle. Erken doğduğu için 2 gün burada kalması gerekiyormuş. Rüzgar eve bana kıyafet almaya gittiğinde hastanede yetkililer ile görüşüp bizi büyük bir odaya aldırdı. Abim tek başına korkuyordu yanlış bir şey yaparım diye , benimde kalmam için şu an kaldığımız oda çok küçüktü

RÜZGAR

Aden bebekle ilgilenirken gözlerimi bir an olsun ayıramıyordum ondan , çok güzel bir hala olmuştu ve çok güzel bir anne olacağından da emindim. O kadar güzellerdi ki şu an kelimler kafiyesiz kalıyordu.

İçindeki heyecanı bastırmaya çalışıyor , gözlerini bebekten bir saniye ayıramıyordu. Arada bir bana bakıyor gülümsüyor ve tekrar bebeğe dönüyordu. Gece yarısını geçtiğinde adene birkaç adım atarak

Güzelim gel kantinde bir kahve içelim

Aden : Abi hallede bilir misin ?

Aras : evet evet gidin

Arasın da adenden farkı yoktu beneğin tepesinden bir saniye ayrılmıyordu. Aden ile kantine indiğimizde kahveleri alıp boş bir masaya oturduk.

Sen çok güzel bir anne olacaksın.

Aden : Böyle mi düşünüyorsun gerçekten

Kesinlikle

Aden : rüzgar çok güzel , küçücük. Bizimde bundanımız olmasın mı ?

Bence geç bile kaldık.

İkimiz de kahkaha atmıştık , biraz sohbet edip abimleri bir süre baş başa bırakmak istemiştik aslında.

 

Adenin farkında olmadığı fakat içinde oluşan bir annelik hissi vardı. Çocukları da bu yüzden çok seviyordu , Yiğit ile birlikte daha fazlası olacaktı emindim. “Bizimde bundanımız olmasın mı ?” bir bilse ne kadar istediğimi , evet dediği an evlenmeye hazır olduğumu. Ona benzeyen fakat , baba sevgisini iliklerine kadar hissetiği için hiçbir erkeğe minnet etmeyecek bir kız çocuğu hayalim olduğunu bir bilse. İşte belki de o zaman bu dünyadan her şeyimi almış olurum.

ADEN 

Küçücük ellerin , o minikcik atan kalbin , ağlama sesinin bu kadar huzur verici olması inanılır gibi değildi. Gözlerini açıp açmamak arasında , görmediğini elbette biliyorum ama her hareketlenmesinde sanki buradayız der gibi kendimi göstermeye çalışıyordum.Ben bu haldeysem denizi düşünmek bile istemiyorum. Annelik nasıl kutsal bir şey düşüncesi bile uçsuz bucaksız.

 

2 gün hastanede kaldıktan sonra artık taburcu olmuştuk. Deniz onunla kalmamı istediği için bir süre abimlere eşlik edecektim. Fakat çok uzun bir süre olmasını istemiyor , onların kendi yeni çekirdek ailesine zaman tanımasını ve alışmalarını istiyordum. Eve geçtiğimizde hemen abimle rüzgar alışveriş yapmaya çıktılar ben ise miniğimi beşiğe yatırıp denize de yiyecek bir şeyler hazırladım. Deniz gündüzleri salonda kalmak istediği için ona koltuğun birini hazırladım.

Rüzgar ve abim geldiklerinde ise denize rezene çayı demleyip kendimize de kahve hazırladım.

Rüzgar : ben çok fazla rahatsızlık vermeyeyim , deniz dinlensin yavaştan kalkayım

Deniz : saçmalama kal sorun yok iyiyim ben

Rüzgar : yok yok hem halletmem gereken bir kaç işim var

Aras : Akşam gel o zaman

Rüzgar : Bakarız kardeşim , haber veririm

Rüzgarı geçirmek için kapıya gittiğimde

Sevgilim bana bir kaç kıyafet daha getirir misin ?

Rüzgar : tamam güzelim hallederim. Bi komutanlığa geçmem gerek sonra bakarız

Ne işin var senin , yani işin o mu ?

Rüzgar : hem orada işim var hem de bebeğe hediye almaya gideceğim

- bende sana onu söyleyecektim , benim yerime de alır mısın?

Rüzgar : Halledeceğim güzelim

- bekle kartımı vereceğim

Rüzgar : Saçma sapan konuşma canımı sıkma benim

- rüzgar yeğenime alacağım hediyenin parasını sen mi ödeyeceksin olur mu öyle şey ?

Rüzgar : sen ben yok biz varız.

- Hayır rüzgar

Rüzgar : Aden canımı sıkma benim bak

- alma o zaman istemiyorum ben çıkar alırım

Rüzgar : Hadi güzelim hadi eser bebek üşür gir içeri.

- Sinir oluyorum sana

Rüzgar : bende seni çok seviyorum

Rüzgarın peşinden kapıyı kapatıp içeri geçtim , abim ve deniz beşiği ortalarına almış bebeği izliyorlardı. Onlara görünmeden hemen odama geçtim. Hızlı bir duş alıp bakımlarımı yaptım. O sırada yarın hande ve alinin nişanı olduğu aklıma geldi. Hiç bir şey ayarlayamamış ve handenin yanında olamamıştım. Nasıl da iyi bir arkadaştım ben böyle. Telefonumu elime alıp hemen handeyi aradım

- hande çok özür dilerim , deniz doğum yaptı yanına gelemedim. Bir şeye ihtiyacın var mı ? Nasılsın ?

Hande : evet duydum gözünüz aydın. Yok da aden ben çok heyecanlıyım

- sakin ol diyeceğim ama imkansız galiba

Hande : öyle görünüyor

- hande kimler gelecek yarın ?

Hande : Ya aslında biz bizeyiz bizim ekipten birileri olacak , alinin kardeşi olacak bir de Alinin bir kaç akrabası

- çağırdın mı aileni ?

Hande : anneme ve bir kuzenime mesaj attım ama cevap vermediler sanmıyorum gelmezler. Ben senden birşey isteyebilir miyim ?

- tabi söyle lütfen

Hande : Aden yarın sabah erkenden yanımda olur musun ? Tabi seni zorda bırakmayacaksam

- Aşk olsun hande tabiki gelirim sabah kahvesini beraber içiyoruz tamam mı beni beklemeden başlama sakın.

Hande : iyiki varsın.

- sende iyiki varsın , çok mutlu olacaksın bunu unutma.

Hande ile telefonu kapattıktan sonra içimden “ bu kızı kim kimden isteyecek” diye düşünmeden edemedim. Tek başınaydı benim abim vardı ama o tek başınaydı. hemen içeri geçtim deniz yiğiti besliyor , abim ise mutfakta bir şeyler yapıyordu. Deniz gülümseyerek abimin ne karıştırdığına bakmak için mutfağa yöneldim

- Abi ne yapıyorsun ?

Aras : yemek ne yapacağız ?

- ben hallederim sen geç denizin yanına

Aras : tamam güzelim çok sağol.

Abimin arkasından bende denizin yanına gidip canının bir şey isteyip istemediğini sordum. Doktoru gaz yapmayacak şeyleri yemesini söylediği için dikkat etmeye çalışıyorduk. Mutfağa geçip sebze yemeği yapmak için bakınmaya başladım. Fakat ne yapacaktım ? Adam akıllı tarif de bilmiyordum. Neyse ki internet bize her şeyi anlatıyor.

Önceden annem yapardı ne istersek , hep de yanımızdaydı hiç yemek derdine düşmemiştim bu yaşıma kadar. Şu an ise denizin yanında kalabilecek tek kişi olmamın sorumluluğu ile sanki cesaretlenmiştim.

Yemekleri yapıp kendime de bir kahve yaptım 2 gecedir 2 saate bir uyanıyordum denizle birlikte. Hala olmak zormuş, Allah annelere ilahi bir güç veriyormuş bunu anladım. Abim ve deniz için sofrayı kurup onlara kahvem ile eşlik ettim.

Deniz yarın Hande ve Alinin nişanı var , gitsem sorun olur mu ?

Deniz : Hayır tabi ki git bebeğim olur mu öyle şey

- tamam biraz erken çıkacağım evden , bir şey olursa ara ama mutlaka

Aras : güzelim bende buradayım sen keyfine bak

- abi nedense sana bi güvenemedim şu an

Aras : çok küçük kızım dokunmaya kıyamıyorum ben ne yapayım

- ya şaka gibi değil mi siiz evlendiniz bir de üstüne bebeğiniz oldu.

Ikisi birbirlerine aşkla bakarken benim aklıma ise kendi aşkım geldi. Telefonumu elime alıp mesaj attım

- Birileri beni unuttu.

Rüzgar : Kapıyı aç güzelim

- geldin mi ?

Rüzgar : güzelim açacak mısın daha bekliyeyim mi ?

Hemen ayağa kalkarak “ayy rüzgar gelmiş” diyerek kapıya yöneldim abimin arkamdan

Ilk defa görüyor sanki adamı

Dediğini ise net bir şekilde duymuştum. Rüzgar elleri dop dolu bir şekilde kapıdan geçmeye çalışırken ben hemen boynuna atladım. Bir süre kaldıktan sonra

Rüzgar : yavrum bende özledim ama ellerim koptu

Ne aldın sen böyle

Rüzgar : içeri geçebilirsem izninle göstereceğim

Rüzgarın bu dediği karşısında gülmeye başladım ellerinden bir kaç poşet alarak abimlerin yanına mutfağa geçtik. Ben poşetleri boşaltmaya başlamıştım fakat rüzgar neredeyse tüm manavı almış gibi görrünüyordu

Rüzgar bu kadar meyveyi neden aldığını sorsam ?

Rüzgar : ya ben ne bileyim denizin sağlıklı beslenmesi gerekiyor diyince bende aldım hepsinden.

Peki bu ne ?

Rüzgar : Bilmiyorum semiha abla al dedi aldım

Bir de onu mu aradın ?

Rüzgar : Daha önce hiç yeğenim olmadı bilmiyorum ne almam gerektiğini. Bende ona sordum

Yeğenim mi demişti o ? Kalbini sevdiğim , her şeyi en ince detayına kadar düşünemezsin be adam. Aldığı şey ise kuru dut ben ise bunun ne işe yaradığını asla bilmiyorum. Siğer poşeti açtığımda ise içinden üç dört poşet bebek bezi ve ıslak mendil vardı. Bir diğerinde ise zıbınlar , kıyafetler , eldivenler aklınıza gelebilecek her şeyi almıştı.

Belli etmiyordu ama onun da yiğite içi gidiyordu. Son olarak da küçük karton poşeti bana uzattı. Anlamıştım bebeğin hediyesi olduğunu. İkimiz adına bir şey aldığını düşünerek

Deniz bu bizim yiğite hediyemiz.

Denize uzattığım kutuyu deniz “düşünmeniz yanımızda olmanız yeter zaten dünyaları aldınız.” diyerek sarıldı. Deniz poşetten bir kutu çıkardığında poşet hala dolu görünüyordu bir şey daha vardı.

Deniz ilk kutuyu açtığında yiğit yazan bir bileklik vardı , ikincisini açtığında bir altın ve poşet hala doluydu. Gözlerimi rüzgara çevirdim ne yaptın sen ? Gibi bakarak bana boş boş bakıyordu.

Deniz üçüncü kutuyu açtığında ise bir bilezik vardı. Denize almış olmalıydı.

Deniz : Abartmışsınız ama

Çıtımı çıkarmadan olanları izliyordum

Rüzgar : ya kızlara göre çok güzel kalpli şeyler var ama erkek yok hiç bir şey .

Rüzgar gayet normal bir şekilde devam ederken hayranlık ve şaşkınlıkla onu izliyordum. Abim ve deniz bebeğin yanına gittiğinde hemen rüzgarın yanına oturdum

Çok fazla şey almışsın , benden de kartımı almadın...

Cümlemi henüz bitirmeden sandalyemi kendine doğru çekti

Rüzgar : bak seni çok özledim ve bir süre daha bu durum devam edecek ayarlarım bozuk zaten beni daha da zorlama.

- Bilezik nerden çıktı ? Hadi onu aldın altını almasaydın.

Rüzgar : yahu bilekliği ben aldım , altını senin adına aldım. E sen denize de bir şey almak isteyecektin tanıyorum seni bileziği de ondan aldım. Yani kuyumcu mutlu olur aldığınız kişi dedi.

- beni bu kadar iyi tanıman şirketi batırman gerektiği anlamına gelmiyor. Ayrıca kuyumcu tabi der öyle.

Rüzgar : güzelim bir sorsana kaç kere kuyumcuya gittin hayatında kaç kere bebek bezi aldın diye. Bilmiyorum anlamıyorum da bende ne bulduysam onu aldım. Çok uzatılacak da bir şey yok hadi kahve yap da içelim.

 

Rüzgarın yanından kalkıp kahve yapmaya başladığımda düşünceler yine sarmıştı beni. Denizi abimi ve yiğiti kendi ailesi gibi benimsemiş ve önemsiyordu çok güzeldi bu durum tabiki fakat maddi konularda istemeden de olsa rahatsızlık duymaya başlamıştım. Kocam değildi , nişanlım değildi sadece sevgilimdi. Konuşmaya çalıştığımda ise asla izin vermiyordu. Sinir bozucuydu ama çok seviyordum. Ve bir kere daha anlamıştım bu adam çok güzel baba olurdu. Sanırım rüzgar ile evlenme konusuna eskisi kadar uzak değildim yani en azından artık onunla bir yuva kurabilmeye hazır hissediyordum.

Ama öncelikle aşmamız gereken ufak bir prüz vardı ki o da Ankaraya gidecek olmasıydı.

 

Kahveleri yapıp hemen salona geçtim , sohbet oldukça ilerlemişti odağımız ve tek konumuz ise Yiğit.

-rüzgar yarın ben erken geçicem handenin yanına.

Rüzgar : Hayırdır bir sorun mu var ?

Yok rica etti , heyecanlıymış da

Rüzgar : tamam güzelim.

Deniz : artık bizde o günlere gelelim , sizin için heyecanlanalım diyorum.

Aras : Bu adam benim kardeşimi oyalıyor galiba bir dövsem kendine gelir.

Bölüm : 07.03.2025 21:22 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...