48. Bölüm

güncelll

Sena şahin
asen24

Arabaya bindiğimizde çalıştırmadan rüzgara doğru dönerek

Sevgilim ne yaşadık tam olarak şu 2-3 saat içinde

Rüzgar : Aden ben gidebilirim

Ne , nereye?

Rüzgar : Ankaraya

Göreve mi ?

Rüzgar : Evet ama bu görev kısa süreli olmayabilir.

Nasıl ?

Rüzgar : Bize gelen yeni ekibin yerine beni ve ekibimi istemişler.

Hayır , gitmeyeceksin ama değil mi ?

Rüzgar : Netleşirse gideceğim.

Gitme  

Rüzgar : Ben gitmek durumunda kalırsam sen burada kalacaksın.

İşte şimdi belli olmuştu rüzgarın son birkaç gündür olan değişiminin nedeni.

Rüzgar ne demek gidebilirim ne demek kısa süreki olmayabilir.

Rüzgar : Aramıza kilometreler girecek , sık sık görüşemeye biliriz , konuşamaya biliriz. Bu şekilde devam etmeye var mısın ? Ben yanında olmadan da devam ettirebilir miyiz?

Duyduklarım karşısında bir an ne yapacağımı bilemeyerek rüzgara bir tokat attım.İçim rahatladı….

Sen salak bi adamsın , kaç gündür burnumdan bu yüzden getiriyordun değil mi ? Diyorum ki kendi kendime ne oluyor başa mı sarıyoruz. Ama rüzgar bey kafasına kurmuş kurmuş geldi benim burnumdan getirdi.

Rüzgar hala şok içinde beni dinleyip izliyordu

Ben seni görmeden duymadan iki sene bekledim , sen benden şüphe mi ediyorsun. Kimseye bir şey kanıtlamaya ihtiyacın yoktu , kimseye sevgilim olduğunu göstermeye de… kalbimde sen vardın ve çevremdekileri görüp duymuyordum.

Neymiş çocuğa sakin davranmışım güler yüzle tepki vermişim. Yanımda sen vardın ben bir tepki versem sen on katını verirsin bilmiyor muyum ben. İstersen git 2-3 sene gelme ben yine aynı sabırla beklerim seni. Ama sen bunu görmeyecek kadar salak bi aadamsın Rüzgar Demirhan.

Sinirdem dolan gözlerime engel olmakta fazlasıyla güçlük çekiyordum. Rüzgar bir an boynumdan beni kendine çekerek sarılmaya başladığında ağlamaya başlamıştım kulağıma yaklaşarak

Rüzgar : Seni çok seviyorum

Salaksın sen

Rüzgar : çok seviyorum

Gıcık oluyorum sana

Rüzgar : Eriyorum senin karşında

Nefret ediyorum senden

Rüzgar : Beni çok seviyorsun

Seni çok seviyorum.

Göz yaşlarımı durdurmaya çalışsam da artık sinirlerime hakim olmakta oldukça güçlük çekiyordum. Rüzgar bir an çenemden tutup kendine bakmam için çevirdiğinde

Rüzgar : Ağlayınca çok çirkin oldun sen

- Hala dalga geçiyorsun benimle

Rüzgar gülmeye başladığında omzuna yavaşça vurdum

Rüzgar : Özür dilerim okyanus gözlüm , çok özür dilerim. Bir an düşüncelerime , hareketlerime söz geçiremedim. Seni kaybedeceğim düşüncesi kapladı bedenimi. Bununla savaşmak çok zordu.

- Baştan konuşsaydın böyle olmazdı

Rüzgar : çok haklısın yavrum valla çok özür dilerim.

- Burnumdan getirdin ya rüzgar artık gerçekten başa sardığımızı düşünmeye başlamıştım.

Rüzgar alnıma bir öpücük kondurup yanaklarımı sevmeye başladı.

- gitmeni istemiyorum

Rüzgar : gitmek istemiyorum , albayla görüştüm cevap bekliyoruz.

- Bende gelebilir miyim peki yanına ?

Rüzgar : Ben sensiz nefes alamıyorken senden ayrı bir şehirde yaşayamam. Bununla uğraşıyorum kaç gündür.

- Senden ayrılmaya gücüm yok

Rüzgar : Seni ardımda bırakacak gücüm yok.

- Nasıl yapacağız peki?

Rüzgar : Bilmiyorum güzelim bilmiyorum . Halletmeye çalışıyorum.

Başımla onayladım rüzgarı , arabayı çalıştırdığında evimize gitmek üzere yola koyulduk.

 

“ Hikayenin isminde yazdığı gibiydi imkansızlardı , imkansızı zorlamak sevgilerinin kanıtıydı.”

 

 

Eve vardığımızda üzerimizi değiştirip salona geçtik ben banyoda yüzümü temizlerken rüzgar ise kahve yapıyordu. Arkasından usulca yakınlaşıp kapıdan izledim. Kahveleri eline alıp döndüğünde beni görmeyi beklemediğinden sanırım irkildi.

Hazırlar galiba ?

Rüzgar : Al bakalım hoca hanım sizinki gibi olmuş mu ?

Kahvemden bir yudum alarak gülmeye başladım

Çok lezettli

Rüzgar : Senden onayı aldıysam sorun yok demektir.

- Sen yaptıysan güzel olmamam ihtimali bile yok.

Salona geçtiğimizde bir film başlattık rüzgarın omuzlarına yaslanmış bir şekilde izlerken dizide olan bir olaya kendimce yorum yaptım

- Kaçırma be kızım güzelim çocuğu.”

Rüzgar bir an dikleşti “ güzelim çocuk mu gerçekten” derken film hakkında konuştuğumuzu düşünüyordum

Seviyor kızı baksana

Rüzgar : güzelim çocuk mu ?

Rüzgar tekrar aynı soruyu sorduğunda fark edip bende dikleştim ve kahkaha attığımda rüzgarın bakışları karşında gülmemi durduramıyordum.

Rüzgar : Ben güzelim kız diyor muyum

Diyemezsin

Rüzgar : sende diyemezsin o zaman hanım efendi

Rüzgara yanımdaki yastığı fırlattığımda beni kendine çekip sarılmaya başladı. Film oldukça mutlu bitmişti kadın ve adam evlenmiş bir de çocukları olmuştu.

- bizimde bir oğlumuz olur mu acaba ?

Rüzgar : Kızımız... Düşüncesi bile kafayı yedirtir

- kız mı ?

Rüzgar : bizim kızımız. Dediğinde rüzgarın gözleri dolmak üzereydi gözlerimi ona çevirdiğimde

- ister miydin

Rüzgar : Belki de en çok istediğim şey sana benzeyen okyanus gözlü bir kız çocuğu.

Rüzgara yaklaşarak dudaklarına ufak bir öpücük bırakacaktım ki o bunu bekliyormuş gibi tek bir hamlesi ile beni kucaklayarak yatak odasına götürdü. Üzgünüm binbaşım henüz anne olmak için hazır değilim...

 

 

RÜZGAR

 

Sevdiğim kadına benzeyen bir kız çocuğu düşüncesi sardı aklımı. Düşünmesi bile bu kadar uçlarda bir duyguyken gerçekleşmesi bir mucize gibiydi. Adenden bir kız çocuğu. Aklımı oynatacak bir düşünce.

Aklımdan geçenleri durduramazken bir an nazikçe yatağa yerleştirdiğim kadının gözlerinde ateş beni daha da körüklüyordu. Onu arzuluyordum. Durmak bilmeyen tükenmek bilmeyen bir histi.

Üzgünüm hoca hanım , henüz baba olmak için hazır değilim...

 

En son duyduğum bir inleme ile çekildim üzerinden , birbirine geçmiş ve önüne düşen saçlarını düzeltmeye çalışırken bir yandan da nefesini kontrol altına almaya çalışıyordu.

Ellerimi boynunda dolaştırırken “Seni seviyorum okyanus gözlüm” dediğimde bir an gözleri bana çevrildi. “ seni seviyorum binbaşı” bu cümle beni hayata bağlayan bir ipti. Tükenirse , anlamını yitirirse ortada bir rüzgar kalmazdı.

 

Yanımdan kalkmak için ayaklandığında meraklı gözlerimi vücudunda gezdirdim

- duş almam gerekiyor.

Başımla onayladım Adeni , önceden saçlarının kapattığı omuzlarını belini detaylı görebiliyordum. Bir kaç saniye sonra ortadan kaybolduğunda başımı geri yasladım. Onu burada bırakamazdım , gerekirse uğruna canımı ortaya koyduğum mesleğimi bırakırdım. Adeni bırakamazdım.

Duştan çıktığında havluyu sarmış olduğu saçları görünmüyor , en belirgin olan zamandı gözlerinin hafif kızarmış ve yorgun. Giyinmek için hareketlendiğinde yanına geçtim saçlarını açtım. Minik bir kaç ufak öpücük kondurdum. Borcum borçtu.

 

Gözleri dolmasın diye engellemeye çalışıyordu. Farkında olmak bir kez daha mahvetti beni. Bakarken kıyamamak mı yoksa baktıkça doyamamak mıydı aşk ?

 

 

ADEN 

 

Duş alıp çıktığımda rüzgar gözlerini bir an ayırmadı , üzerimi giymek için hamle yaptığımda yanıma geldi saçlarımdan öptü. Borcu vardı. Bitmeyecek bir borç. Bu haraketi gözlerimin dolmasına sebep oldu , sevdiğim adam yüzünden kıydığım saçlarım…

Kendimi toparlayıp üzerimi giyerken rüzgar gözlerini ayırmadan izledi beni.

Daha ne kadar izleyeceksin

Rüzgar : Nefes aldığım sürece

Romantikliğiniz üstünüzde binbaşım.

Rüzgar : Hep öyleydi sana denk gelmemiş demekki

Rüzgar oldukça keyifli ve gülüyordu cümleyi kurarken beni sinirlendirmek için söylediiğini biliyordum. Bende karşılık olarak yüzüme yansıttığım sahte gülümseme ile

Demekki

Dediğimde yerinden ayaklanarak bir anda kendine çekti

Rüzgar : Gel buraya gel

Sarılmaya başladığımızda dizine oturdum

Sinir bozucusun

Rüzgar : sinir bozucu olsam da yakışıklıyım

Ve bunun farkındasın

Diyerek elimi yüzüme götürdüm , bu haraketime gülmeye başlamıştı. Dudağına bir öpücük bırakıp

Uyuyalım mı ?

Rüzgar : gel bakalım

Yatağa uzandığımda rüzgarın kolları arasında kaybolarak uykuya dalmıştım. Gece birkaç rüya gördüm , az çok hatırlıyordum. Hatırlamak istemediğim bir kabustu.

Sabah gözlerimi açamıyordum , rüzgarın sesi kulaklarımda yankılandı

Rüzgar : güzelim günaydın kalk hadi.

Saçlarımı okşuyordu , o okşadıkça gözlerimi açmakta zorlanıyordum.

Rüzgar : Birtanem , güzelim , sarı papatyam…

Rüzgar güzel sözler söylerken gözlerimi hafif araladım ,

Rüzgar : Günaydı işte şimdi , hadi kalk bakalım seni bekliyoruz.

Bekliyoruz derken

Rüzgar : Hande ve Ali aşşağıda bizi bekliyorlar.

Nereye sabah sabah

Rüzgar : kahvaltıya gidiyoruz

Ama ben çok yorgunum

Diyerek üstümdeki yorganı kafama çektim.Rüzgarın güldüğünü duyabiliyordum.

Rüzgar : ben tek gideyim o halde

Bensiz bir yere gidemezsin binbaşı

Rüzgar : o zaman benim güzel sevgilimin artık kalkması gerekiyor.

Oflayarak yattığım yerden doğruldum

Siz neden haftasonları uyumuyorsunuz ? Derdiniz ne uyku ile anlamıyorum.

Rüzgar : sabah sabah ne konuştun be güzelim hadi ben kahve yapıyım sana sende hazırlan

İşte bu güzel bir teklif

Kalkıp elimi yüzümü yıkadım hemen hazırlandım asla süslenmek istemediğim bir pazardı altıma siyah bir tayt giyip üzerime beyaz bir crop giydim , üzerime ise deri ceketi aldığımda tamam olacaktı. Saçlarımı açık bırakıp hafif dalgalandırdım. Rüzgar içeri girdiğinde bir ıslık çaldı

Rüzgar : Allahtan yorgundun ve çıkmak istemiyordun

Olmuş mu

Rüzgar : Elini asla bırakmamam gerekecek

Rüzgar siyah pantolonu ve açık kahve tonlarındaki kazağı ile muhteşem göründüğünün farkında değildi. Binadan çıktığımızda handeve ali ile görüşüp arabaya yerleştik. Bir süre yol gittikten sonra

Hande : Abi yeni ekipteki kızı göndermişsin

Dediğinde bir an rüzgara baktım

Ali : Kesinleşmiş mi ?

Hande : Evet sonmuş Cuma günü.

Rüzgar : Yaptığı saygısızlıktı , bunu affı yoktu.

Hande : sana yaptığının mı ? Adene yaptığının mı ?

Rüzgar : ne fark ediyor ha aden ha ben ?

Hande : en iyisini yaptın abi valla.

Rüzgarın elini tuttup ona gülümsediğimde ne demek istediğimi anlar gibi karşılık vermişti. Hiç bir şey söylemese de olurdu , onun yaptığı bu haraket kalbimin ritmini değiştirmeye yetmişti.

Mekana geldiğimizde yerlerimize yerleşip siparişleri verdik. Kahvaltımızı yaparken bir yandan da sohebete devam ediyorduk

Ali : haftaya kendi aramızda yüzük takacağız

Rüzgar : hadi be , hayırlısı olsun sevindim.

Hande : yüzüklerimizi sen keser misin abi ?

Ali ve hande gözlerini rüzgardan ayırmıyorlardı

Rüzgar : Bana düşmez o iş büyükler varken

Ali : Ortada büyük mü var rüzgar ?

Rüzgar : Ailen hande ?

Hande : Gelmiyorlar

Rüzgar başıyla onayladı handeyi , Bildiğim kadarıyla zaten Alinin ailesi yoktu. Bir tek kardeşi vardı.

Rüzgar : Ee o zaman bana düşüyor bu iş.

Dediğimde hepimiz güldük , hande ve ali mutlu olsalar da bir yanları eksikti.

Hande : Sen de tepsimi tutarsın artık

Seve seve

Ali : yenge hemen geçti kız tarafına

Hande : başından itibaren benim tarafımdaydı zaten.

Hepimiz bu güzel haber sayesinde mutlu olup , sohbetimize düğün hazırlıkları adı altında devam etmiştik.

Ali : kardeşim bu Ankara olayı me zaman netleşecek ?

Rüzgar : Bilmiyorum ali bilmiyorum.

Ali : Ona göre düğünü erkene çekeceğiz biz . Bir ayrılık daha kaldıramayız.

Rüzgar : yok zaten sizi ayıramazlar benim ekibi komple istemişler.

Konuşurlarken yüzümün düştüğünü hande fark etmişti

Hande : siz , siz ne yapacaksınız ?

Rüzgar : Ben gerekeni albaya söyledim , devamını o halletsin ben karışmıyorum.

Ali : ne söyledin anlamadım ?

Rüzgar : söyledim işte boşver.

 

Rüzgarın albaya ne söylediğini merak etsem de az çok tahmin ediyordum. Ama artık netleşmesini istiyordum bu durumun. Rüzgar bana döndüğünde üzüldüğümü fark etmiş olacak ki kolunu omzuma atarak

Rüzgar : Bir çaresi bulunacak bulunmak zorunda , artık ayrı kalmak yok.

 

Zaten daha ne kadar dayanılırdı ki , yeterince sınavdan geçmemiş miydik ? Yeterince hasret çekmedik mi ? Çok bir şey istemiyordum sevdiğim adamın yanında olmak…çok muydu sahi ? Yeterince özlem , kıskançlık ve hasretle dolmuştu içimiz taşmıştı. Daha fazlası bizi ziyan etmekten başka bir şey değildi.1

Ali ve hande lavaboya gitmek için kalktıklarında

Rüzgar : İyisin değil mi ?

İyiyim

Rüzgar : sen iyi olursan bende iyi olurum bunu da halledeceğiz. Biz neleri aştık seninle.

Hallederiz

Rüzgar : Her zaman olduğu gibi

Rüzgar sözünü bitirdiğinde saçlarıma bir öpücük kondurdu, ali ve hande geldiğinde ise kahvelerimizi içmeye başlamıştık. Telefonumun çalmasıyla çamtamda aradğım telefonu elime aldım

Aras : Abicim günaydın

Günaydın abi nasılsın sabah sabah bir sorun yok değil mi?

Aras : yok güzelim akşam oturmaya davet etmek için aradım müsait misiniz?

Müsaitiz diye biliyorum abi bir saniye

Telefonu kulağımdan uzaklaştırarak rüzgara söylediğinde başıyla beni onayladı

Geliriz abi , denizin annesi gitti mi ?

Aras : evet dün gece döndü , akşam bekliyoruz güzelim görüşürüz

Telefonu kapattığımda kalan sohbetimize kaldığımız yerden devam etmeye başladık.

Saat ilerlemeye başladığında Hande ve Aliyi evlerine bıraktık. Abimlere geçtiğimizi düşünürken rüzgar farklı bir yöne gidiyordu

Nereye sevgilim ?

Rüzgar : Yakışıklı yeğenin yanına elin boş mu gideceksin ?

Ya senin düşüncene kurban olurum.

Rüzgar çnümdeki elimi alıp tuttuğunda yolu izlemeye başlamıştım. Ne ara bu kadar olay yaşayıp bu hale gelmiştik ? Ayrı geçen 2 senenin ardından tekrar el ele yürüyorduk sorunların üzerine.

AVM’ ye vardığımızda hemen bebek mağazasına girerek birkaç şey aldıktan sonra tatlımızı da alıp abimlere doğru yola koyulduk. Kısa bir mesafe olduğu için hemen varmıştık. Abimlerle sohbet ederken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım bile. Çaylar içildi , kahveler içildi , saat oldukça ilerledi.

Rüzgar : kalkalım artık biz

Aras : Bir dakika bir şey konuşacağım sizinle , daha doğrusu aden seninle.

Bir sorun mu var abi ?

Aras : Annemle konuştum.

Abim lafını bitirmeden elimle dur işareti yaptım

Dinlemek istemiyorum

Aras : biliyorum ama ben söylemiş olmak istiyorum. Dinle. Annemle konuştum dün , evleneceğinizi söyledim

Rüzgar derin bir nefes alarak arkasına yaslandı.

Aras : o adamla evlenirse mirasımdan men ederim dedi. Karşı çıktım tabi ama annem işte biliyorsun. Birde şey o evde o adamla kalamaz dedi.

Bitti mi abi ?

Aras : Bilmen gerekenler evet detay istersen verebilirim.

Gerek yok , İster anneme söyle ister söyleme ilgilenmiyorum. Mirası falan da umrumda değil. Kendi ayaklarımın üstünde durabiliyorum. Beklemesin evlenmemi şimdi etsin bu gerçekten yıkmaz beni. Ama o gün geldiğinde , düğünümde Annemin eksikliğini hissetmek yıkar. Bunu anlamak çok zordu onun için hala miras diyor. Evden de çıkarım yakın zamanda haber edersin.

Aras : Aden ben zaten vereceğim sana annem istediğini desin.

Abi istemiyorum , ben bir adamı sevdim diye annem benden vazgeçebiliyorsa ben ondan gelen hiçbirşeyi istemiyorum.

Abim yanıma gelerek yanıma oturdu

Aras : Ben senin maddi manevi her zaman yanındayım unutma tamam mı ? Sen hala benim küçük kız kardeşimsin.

Biliyorum iyiki varsın. Sevgilim kalkalım mı artık ?

Rüzgar : kalkalım

 

Deniz be abimle vedalaştıktan sonra arabaya binip evimize geldik

Sevgilim ben duşa giriyorum

Rüzgar : tamam güzelim

Annem hep sert bir kadındı ama bir o kadar da merhamet doluydu nasıl oluyordu da bana böyle davranabiliyordu? Beni düşündüğünü sanıyordu , ama benim rüzgarsız yapamayacağımı anlamıyordu. Yada vazgeçirmek için oynadığı bir oyundu. Umrumda değildi mirası , evi söylediği cümlelerdi canımı yakan.

Bölüm : 06.02.2025 01:27 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...