50. Bölüm

üşüyorum

Sena şahin
asen24

Rüzgarın seslenişi üzerine irkildim “hazır mısın?” Dediğinde “evet” diye yanıtladım. Olduğum yerden ayaklanıp , bavullarımı kapıya doğru sürüklemeye başladım. Rüzgar yanıma gelip bavulları tek hamlede kaptı elimden. Çıkacaktım , son kez göz gezdirdim. Ve kapıyı kapatıp çıktım o kapattığım kapı anneme çarptığım kapıydı.şimdi yeni nir evde yeni bir başlangıç yapmaya hazırdım.

Yola koyulduğumuzda arabanın camını açıp derin bir nefes aldım

Rüzgar : iyi misin ?

Çok iyiyim

Rüzgar elini yüzüme götürüp okşadı yüzündeki tebessüm , mutluluktandı. Eve vardığımızda çalışanlar hemen yanımıza geldiler bavulları içeriye taşımaya başladıklarında rüzgar semiha ablaya seslendi

Rüzgar : Abla hazır mı oda ?

Semiha abla : Hazır oğlum , hoş geldin güzel kızım

Semiha ablanın burada olması mutlu etmişti beni gülümseyerek karşılık verdim ona. Önüme geçerek bize odayı göstermek için yönelendirdiğimde daha önce gelmiş olduğum fakat bana yabancı o evi ezberime kazımaya başladım. Odaya girdiğimde çift kişil bir yatağa serilmiş misler gibi kokan temiz nevresimlerin kokusu karşıladı bizi.

Rüzgar : Güzelim ben bu kadar yapabildim , odayı istediğin gibi düzenlemek senin elinde.

Hayır çok güzel teşekkür ederim

Rüzgar bir an kaşlarını çattı dediklerim karşısında semiha ablaya işaret ederek odadan çıkmasını istedi.

Rüzgar : burası senin de evin yabancı gibi davranma. İstersen gidip yeni eşyalar bakalım odamıza

Hayır gerçekten çok güzel

Başıyla onayladı bu dediğimi. Elleriyle sardığı bedenim onun sıcaklığı karşısında tüm yorgunluğunu atmıştı üstünden.

 

Odama eşyalarımı yerleştirmek için valizimi elime aldığımda dolabın da kapağını açtım fakat dolapta birkaç kadın kıyafeti asılı duruyordu. Bir süre diğer dolaplara ve çekmecelere göz gezdirdim. Bu odada daha önce bir kadın kalmıştı. Çok net anlaşılıyordu bu.Sanki bir şey bulacakmışım hissi ile karıştırdım birkaç çekmeceyi hiçbir şey yoktu. Son olarak makyaj masasının en alt çekmecesinde duran poşete takıldı gözüm. Sanki o an kalbime bıçak saplandı , bu his beni daha da meraklandırmıştı. Poşetten birkaç kağıt ve bir fotoğraf çıktı. Rüzgarın eski bir fotoğrafı yanında ise ilk karşılaştığımız zamanlarda yanında gördüğüm o kadın.

Beynimde patlayan şimşekler durmadı , git gide daha fazlalaştı. Mide bulandırıcı bu durum karşısında ne öfkeme ne sinirime engel olabiliyordum. Beni nasıl yerleştirmişti bu odaya. Bu odada kalan kadın kimdi? Ve hala neden eşyaları buradaydı. Hızla açtığım bavulumu geri toparladım. Elime aldığım gibi kapıya yöneldim , hiç kimseye görünmeden dış kapıya kadar çıkmıştım. Demir kapıda duran amcaya “açın kapıyı” diye bağırdığımda çıkan o ses tonuma ben bile acımıştım.

 

Kapıyı açmışlardı fakat rüzgara haber veriyolardı , adımlarımı hızlandırdım tek bir bavulumla bir süre yürüdüm taksi bulana kadar rüzgar çoktan gelmişti arkamdan kolumu bir anda tutarak beni kendine çevirdi

Rüzgar : Dur diyorum sana nereye ne oldu ?

Beni arama rüzgar , bir daha karşıma sakın çıkma.

Kolumu ondan kurtarıp tekrar yürümeye devam ettiğimde rüzgar arkamdan bağırdı

Rüzgar : Dur diyorum lan dur artık dur !

Onu dinlemeden hemen gelen taksiye bindim. Nereye gidecektim şimdi ? Kasabaya gitsem ilk oraya gelecekti biliyorum. Taksiciye abimin adresini verdikten sonra hemen denizi aradım

Deniz evde misin ?

Deniz : Evet sen iyi misin ne oldu aden akşam akşam ?

Benim gidecek bir yerim yok , size gelebilir miyim birkaç günlüğüne.

Deniz: saçmalama çabul gel bekliyorum.

Telefonu kapattıktan sonra düşüncelerim durmak bilmedi. Nasıl yapardı o odada başka bir kadınla mı kalmıştı yani ? Nasıl beni yerleştirmişti o odaya. Gözyaşlarım benden bağımsızlığını ilan etmişti.

Animlere geldiğimde taksiden inip hızla eve çıktım , deniz beni gördüğünde şaşkınlığını gizleyemeyerek “ ne oldu sana ne bu halin !” Diye üst üste sorularını yöneltmeye başlamıştı.Cevap veremeyecek kadar iğrenç hissediyordum. Abim tüm merakı ile yanımıza gelip bağırmaya başladı

Aras : Aden ne olduğunu anlatmazsan gider rüzgarın yakasına yapışırım. Yeter lan bu ne böyle olmasın kardeşim bitsin bu şekilde sen sürekli ağlayacaksan. Siktirsin gitsin a***k****

Abimin bu siniri karşısında anlatmam daha da zorlaşmıştı. İlk defa bu kadar sinirli görüyordum onu. Bir süre sakinleşmek için bekledim , abim tüm salonu onlarca kez turlamıştı. Derin bir nefes alarak başladım

Bu gün evimi boşalttım , rüzgarın ısrarı ile onun evinde yaşamaya başlayacaktık birlikte. Evine gittiğimizde eşyalarımı dolaba yerleştirmek için açtım dolapta

kadın kıyafetleri vardı. Yenik düştüm merakıma tüm odayı kurcaladım. Bir fotoğraf buldum. Rüzgarla henüz tanışmamışken bir kadınla görmüştüm onu, o kadınla birlikte olduğu bir fotoğraf. Sonra da işte çıktım geldim.

Aras : Bitti mi ?

Başımla onayladım abimi anlattıkça daha da ağlamaya başlamıştım.

Aras : O herifin adını bir daha ağzına almayacaksın. En kısa sürede annemlerin yanına gidiyorsun. Üzgünüm bunu söylemek istemezdim ama Annem haklıydı onu istememekte.

Deniz: ikiniz de mantıklı düşünmüyorsunuz , ben rüzgarın böyle bir şey yapacağını düşünmüyorum. Bir terslik var bu işte. Adne keşke rüzgarı dinleseydin.

Neyi dinlicektim deniz. O kadınla birlikte olduğu odaya, eve beni götürmesini mi.? Hadi onu da geçtim ben ona sormuştum o kadını geçiştirmişti beni , anlamalıydım bir şeyler olduğunu.

Deniz : Aldatmaz , rüzgar adeni aldatmaz.

Denizin sesi yükselmeye başlamıştı

Aldatmadığını biliyorum , yani ona inanmak istiyorum ama yine de bu yaptığının doğru olduğunu göstermiyor.

Deniz : Konuşman gerekiyordu , aras sen de o çeneni kapat sinirlisin anlıyorum ama annen asla haklı değildi bunu sende çok iyi biliyorsun. İkiniz de rüzgarı tanımıyor gibi davranmayı bırakın. Sen sakinleş önce sonra konuşalım. Ben kahve yapıp geliyorum sana.

 

Deniz öurfağa geçtiğinde abim yanıma gelerek sarılmaya başlamıştı , buna ihtiyacım var gibi

Çok yoruldum ben abi , benim artık konuşacak halim bile yok. Ne yapsam , nereye adım atsam uçurumda buluyorum kendimi. Sevdiğim adam , annem , babam , ırmak , mesleğim ben bu hayatta değer verdiğim herkesin , her şeyin yokluğuyla sınandım abi. Bana yol göster , ben ne yapacağımı ne düşüneceğimi şaşırdım artık.

Abim hiçbir şey diyemeden sadece sarıldı . Denizin kahvemi getirmesi ile birlikte balkona çıkıp hava aldım. Rüzgar gelmişti , kapıdaydı. Onu gördüğümde hızla içeri girdim

Gelmiş aşağıda

Aras : ikiniz de aşağı inmiyorsunuz

Abim bir hışımla çıkmıştı evden denizle merakımıza yenik düşüp cama yöneldik. Abim rüzgara yaklaştığında hiçbir şey demeden yumruk attı. O yumruk sanki bana atılmış gibi hissettim. Hemen camdan ayrılarak kapıya yöneldiğimde

Deniz : bırak konuşsunlar

Yerimde duraksadım. Tekrar cama yöneldim rüzgarın bağırdığını duyabilsem de ne dediğini anlamıyordum. Abim ise sürekli rüzgarın yakasından tutup sikeliylordu resmen. Artık inmem gerektiğini anladığım an denizin sözlerine kulaklarımı kapatıp üzerime ceketimi alıp indim.

Rüzgar beni gördüğünde duraksadı gözlerini bana kenetledi , abim ise haykırarak “ yukarı” diye bağırmaya başlamıştı.

- Abi derdi ne bana anlatsın bırak , sonra da defolup gidecek.

Rüzgar : Beni dinleyeceksin sonra gideceğim.

Aras : Rüzgar ne anlatıyorsan anlat sonra bir daha kardeşimin karşısına çıkma.

Abim adımlarını binaya yönelttiğinde

Anlat dedim kısık bir ses tonu ile.

Rüzgar : Sen anlatacaksın lan sen. Ne oluyo birden bire çıkıp gidiyorsun bitti diyorsun. Sen anlatacaksın ne olduğunu.

Ne mi oluyor ? Ben anlatayım hemen o odada daha önce birlikte kaldığın veya olduğun kadının eşyaları ile dolu. Ve sen beni o halde o eve o odaya soktun. Nasıl yapabilirsin bunu sen ya ? Nasıl iğrenç bir adamsın sen. Ben böyle bir adamı sevmedim.

Rüzgar : Ne eşyası aden neyden bahsediyorsun sen kafayı yedirteceksin artık bana

Odadaki dolapta diyorum o kadının eşyaları vardı bilmiyormuş gibi davranma rüzgar. Seni seviyor oluşum kendimi küçük düşüreceğim herseyine evet diyeceğim anlamına gelmiyor. Sen herseyi çok yanlış anlamışsın.

Rüzgar : lan a**** k***** odasına ben girmedim bile nerden bileceğim ne eşyası. Bana bak aden sormadan benle konuşmadan yargılıyorsun yanlış yapıyorsun haberin olsun.

Senin evinde senin odanda olan eşyaların hesabını kime sormam gerekiyordu? Rüzgar git artık ben gerçekten çok yoruldum.

Rüzgar : Beni dinleyeceksin

Dinleyecek bir şey yok , bırakmadın

Rüzgar : yürü gidiyoruz

Nereye ben gelmiyorum hiçbir yere.

Rüzgar : yürü dedim bak delirttin beni artık yürü.

Rüzgar kolumdan tutarak arabasına bindirdi , kapıları kilitledi ve sinirini yoldan çıkarmak istercesine hızla evine sürdü. Eve vardığımızda tekrar gelip kapımı açtığında “bırak ben yürürüm” desemde dinleyecek kadar sakin bir adam yoktu karşımda.

Hızla merdivenleri tırmanıp üst kata çıkardı odaya girdiğimizde

Rüzgar : Ne gördüysen göster bana.

Dolabın kapaklarını açtım birkaç çekmeceyi de açtıktan sonra en sona fotoğrafı elime alarak göğüsüne doğru “al” diyerek fotoğrafı bastırdım. Fotoğrafı elime aldığında etrafa göz gezdirdi şaşırmış gibi görünüyordu. O an tüm siniri ile evi inletti adeta

Rüzgar : Semiha abla !!!!

Semiha abla çabuk yukarı gel !!!

Rüzgarın ikinci seslenişinden sonra odaya giren semiha abla ikimize de ne oldu der gibi bakıyordu.

Rüzgar : Bu oda ne zamandır kapalıydı ?

Yaklaşık üç dört senedir kapalı oğlum.

Rüzgar : Peki ben sana bu odayı hallet demedim mi ? Bu eşyalar ne ?

Semiha abla etrafa bir göz gezdirdiğinde mahçup bir ifade vardı suratında

Semiha abla : Oğlum ben bakmadım dolaplara temizledim , nevresimleri değiştirdim havalandırdım çıktım. Bu oda kapandığı dönemde ben yoktum burda , boştur diye düşündüm.

Rüzgar : Düşündün öyle mi ? Siz beni artık delirttiniz , harbi diyorum artık kafayı yemek üzereyim. Tamam çık semiha abla.

Semiha abla : çok özür dilerim oğlum görsem halletmez miydim ben.

Rüzgar : tamam abla çık

Semiha abla odadan çıktığında peşinden bende çıkıyordum ki rüzgar kolumdan tuttu

Rüzgar : Sen bir dur

Eline aldığı telefonundan rehberini açtı

Rüzgar : bir tane kadın ismi var mı bak. He yine mi güvenmiyorsun rastgele ara istediğini bekliyorum.

İstemiyorum

Rüzgar kolumdan sıkıca tutup bana doğru yaklaştı

Rüzgar : Aden çok zor duruyorum , karşımda sen olmasan yakıp yıkmıştım şu an. Beni zorlama.

Bu odanın kapalı olması bu kadının eşyalarının burda olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Rüzgar : Senden önceydi , çok eski. Oda kapalı olduğu için görmemişim bile.

Eskide kalmamış gibi.

Rüzgar : la havle kızım sen beni mi deniyorsun ?

Mertin eşyalarını evimde görsen ne yapardın.

Rüzgar: o şerefsizin adını ağzına alma!

Rüzgar etrafta duran objeleri fırlatmaya başlamıştı

Bende öyle hissettim işte

Rüzgar : Hayatımda sadece birkaç kez gördüğüm bir kadındı.

Birlikte oldun mu o kadınla

Rüzgar : oldum lan oldum ne duymak istiyorsun , ben sana senden öncemin temiz olmadığını söyledim zaten neyin peşindesin sen ?

Rüzgar gitmek istiyorum

Rüzgar : gitmek mi istiyorsun ?

Evet  

Rüzgar : yürü !

Diyerek önden çıkmaya başlamıştı. Şu an gerçekten iyice kör düğüm olmuştum. Evet o odanın öyle durmaması gerekiyordu ama haberi yoktu. Yine mahvetmiştim her şeyi. Yine rüzgarın en hassas noktası olan güvenden yaralamıştım. Ne hissetmem gerekiyordu şu an onu bile bilmeyecek kadar kötü bir haldeydim.Özür dilesem adam benimle dalga mı geçiyorsun diyecek. Girdin bir çıkmaza çık bakalım Aden. Rüzgar arabyı çalıştırdığında hızla yola koyulduk abimlerin kapısına geldiğimizde arabayı durdu

Bir şey diyor musun?

Rüzgar : Allah gönül rahatlığı versin ne diyeyim.

Sana da

Arabadan indiğimde hızla yukarı çıktım , kapıyı peş peşe çaldım. Deniz yarı uyuklar bir şekilde sessizce kapıyı açtı

Deniz : Abin yatıyor sessiz ol.

Deniz ben bir çıkmaza girdim yine. Sen beni niye uyarmıyorsun ya ?

Deniz : Uyarmadım ben çünkü dimi?

Of yine kendim ettim kendim buldum.

Deniz: geç de anlat artık ne olduğunu.

Önce kahve yapayım geliyorum sen ayakta kalma geç içeri.

Kahvemi yapıp denizin yanına gittim. Meraklı gözlerini bir an olsun ayırmıyordu üzerimden. Tüm olanları anlattıktan sonra

Deniz: Haklılık payın var yok demiyorum. Evet o eşyaların orda olması bile hata ama aden oda kitli olmasaydı bile ne düşünmüştün rüzgarın bilerek tuttuğunu falan mı? Bak anlıyorum kaybetmekten çok korkuyorsun ama bir gün yaşamaktan korktuğun her şeyi yaşarken bulursun kendini. Ve bu sefer gönül alması gereken sensin. Başarabilirsen tabi.

Ne yapacağımı da söyle o zaman

Deniz : Onu sen düşün , güven olmazsa hiçbir şey olmaz. O merti senin evinde bulduğu zaman sana tek bir soru bile sormadı. O da düşünebilirdi evine nasıl geldi aden duymadın mı veya nerden buluyor bu yüzü diye sorabilirdi ama rüzgar sana güveniyordu.

Ya bu kadar haklı konuşamayı bırakın ne yapacağım ben şimdi kahretsin !

Deniz: mesaj at konuş, yarın çık git yanına ne bileyim yap bir şeyler. Sen otur düşün ne yapacağına karar ver ben yatıyorum bebeğim. Kolay gelsin sana.

Deniz yanımdan ayrıldıktan sonra bir süre düşündüm. Mesaj atmalı mıydım ? Hatalı olduğumu hala düşünmesem de yanlış anlayıp ceza kesmiştim ona. Düşüncelerimi bırakıp hemen mesaja attım.

-İyi misin ?

- çok.

- sorduğun için sağol bende iyiyim.

- harika.

- eee iyi geceler o zaman.

- üstünü güzel ört.

- kalbim üşüdü benim , üzerimi örtmek ısıtmaz beni.

Görüldü atmıştı , kafasını dinlemesi gerektiğinin farkındaydım ama benden vazgeçmemeli. Yaptığım hata karşısında onu kaybetmeyi göze alamam.

Kalbimi ısıtmaz mısın ?

Yine görüldü atmıştı.

Hiç mi ?

Tamam bende üşürüm o zaman hep.

Neyse ben gideyim de üşümeye devam edeyim.

Bölüm : 07.03.2025 21:19 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...