
Sabah kalktığımda Çağrı ve Sinan hala uyuyordu. Kahvaltı hazırlamalarını beklerken onların hala uyuması ne kadar moralimi bozsa da keyfimi kaçıramadı ve haince planımı uygulamak için onların telfonlarını aramaya koyuldum ikisi de şifre koymamıştı ama bundan sonra kuracaklardı. İkisinin de telefononu alıp alarm kurmaya başladım on dakika sonraya alarm kurduktan sonra kendi telefonum haporlöre bağlayarak kendi telefonuma da alarm kurdum. Ve tam şuanda alarmların çalmasına bir dakika kala bütün telefonları ve haporlörü onların baş uçlarına koydum.
"Ne oluyor be!"
"Çağrı kapa şu alarmını ya!"
"Günaydın gençler."
İkisi de yatağından kalkmış alarmları kapamaya çalışıyorlardı. Ben seslenince ikisi de aynı anda bana döndü.
"Eeee uyandığınıza göre hadi bana kahvaltı hazırlayın."
"Biz mi?"
"Tabi ki de siz aşçı olan ben değilim ya. Tabi kahvaltıda dava yemek istiyorsanız o ayrı."
"Tamam da neden sen hazırlamıyorsun? Eminim kahvaltı için bir yumurta kırmayı başarabilirsin."
"İki aşçı ile aynı odada kalırken, bana kahvaltı hazırlamak düşer mi? Ayrıca sizde kavga ederseniz avukatlığınızı ben yaparım."
Diyerek göz kırptım. İkiside aynı anda kahkaha atmaya başladı.
"Kahvaltıyı ne zaman hazırlayacaksınız?"
"Abi gel şu kıza bir kahvaltı hazırlayalım yoksa bizi yiyecek."
"Sinana katılıyorum eğer bir an önce kahvaltı hazırlamazsanız sizi yiyebilirim."
Dedim ve bir şeyi ısırıyormuş gibi yaptım. Odada yine bir kahkaha tufanı yaşanırken, araya girdim.
"Eeeee ne zaman kahvaltı hazırlayacaksınız acıktım."
"Tamam tamam, hazırlıyoruz. Demi Çağrı?"
Çağrıya döndüğümüzde çoktan uyuduğunu gördük. Sinan ile aynı anda birbirimize baktık ve ikimizin de yüzünde pis bir gülüş belirdi.
"Sende mi benimle aynı şeyi düşünüyorsun?"
"Sanırım, evet."
İçeriden bir keçeli kalem alıp getirdim ve çağrının yüzüne bir şeyler yazmaya başladım. İşim bittikten sonra kalemi Sinana verdim ve tekrar içeri gittim. Geldiğimde elimde bir bardak su vardı. İkimiz tekrardan birbirimize baktık ve elimdeki bir bardak suyu çağrının yüzüne boşalttım.
"Bu sefer sizi elimden kimse alamayacak."
Bir anda yataktan fırladı. Ben çığlık atarak kaçarken Çağrı Sinanı kıstırmış Sinan onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Bu fırsatı kaçırmadan telefonu mu aldım ilk ikisinin bu halini çektikten sonra çağrıya seslendim ve onun bu komik halini de çektim.
"Çok iyi çıktın çağrı."
"Sil şu fotoğrafı!"
"Olmaz çok iyi çıktın."
Çağrı yavaş bir şekilde bana yaklaşmaya başladı. Tam beni korkutmak için duvara yumruk atacağı sırada reflexle yana sıçradım ve duvara inmesi gereken yumruk yüzüme indi.
"Yağmur, iyi misin?"
"Yağmur bizi duyuyor musun?"
O sırada gözlerim karardı ve tam düşeceğim sırada birisinin beni yakaladığını hissettim. Sonrası ise karanlık.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |