
Sabah uyandığımda yanımda yatan kedim patisu vardı,evet adı Patisuydu biraz garipti ama komikti.Bir anda adama Zülal daldı,o an panikle çığlık attım,çığlığımı duyan Melisa hemen koşarak odaya girdi.Diğerleri sabah erkenden işe gidiyordu,Melisa öğlen vaktinde gidiyordu işe. "Ne oluyor?!" dedi panikle Melisa.Zülal konuya atladı, "Sakin olun bir şey yok." dedi Zülal, "O zaman sabahın köründe neden odama dalıyorsun gerizekalı?!" dedim sinirle. "Kapıda seni birisi bekliyor." dedi Zülal sırıtarak. "Kim bekliyor?" dedim. "Yakışıklı bir bey,askermiş bana öyle dedi,adı da Aybarsmış tanıyormusun?" dedi Zülal. "T...tanıyorum da,neden gelmiş?" dedim. "Vallahi neden geldiğini söylemedi. kız hadi! adam kapıda ağaç oldu.Biraz giyin süslen püslen öyle çık karşısına." dedi Zülal imalı imalı. "Zülal! Lütfen odadan çık,ayrıca senin tahmin ettiğin gibi bir ilişki yok aramızda." dedim,sesimi biraz yükseltmiştim.Zülal ve Melisa odadan çıkınca heyecanla yataktan kalktım,saçımı düzelttim.Odamdan çıkıp kapıya baktığımda şok oldum.Elinde bir peluş ayıcık ile beni bekleyen Aybarsı gördüm.Tabii ya,bugün benim doğum günümdü,ben babam şehit olduktan sonra hiç doğom günü kutlamazdım,ama Aybarsın elindeki peluş ayı bana o günü hatırlattı...Aybarsa baktığımda Aybars beni sırıtarak izliyordu. "Pijaman çok güzelmiş,hele üstünde ki tişörtle tam uymuş." dedi gülerek Aybars. "Ben evde böyleyim,bu arada sen neden geldin?" dedim. "Doğum günün bu gün." dedi Aybars.Yüzüm düştü, "Ben doğum günümü kutlamıyorum ki..." dediğimde Aybsrs içeri girdi,yavaşça elimi tuttu. "Sen askiden çok neşeliydin,hatta döğom gününe daha bir ay kala başımın etini yerdin..." dedi Aybars. "O babam şehit olmadan önceydi..." diye mırıldandım. "Ateş böceği,hayatına renk katman gerek.Hadi git hazırlan beraber bir yerlere gideceğiz,doğum gününü kutlayacağız." dedi Aybars. "Ama..." cümlemi tamamlamamı istemiyormuş gibi beni susturdu. "Aması maması yok,hadi git giyin." dedi Aybars,beni evin içine itekledi.Mecburen odama gittim,üstüme beyaz bir swetshirt giydim,altıma bol olan,vicut hatlarını göstermeyen bir pantolon giydim,siyah bir deri ceket giydim,dudağıma hafif renk veren bir nemlendirici sürdüm.Odadan çıkıp Aybarsın yanına gittim. "Tamam hadi çıkalım,ama bak lütfen çok gezmeyelim,yorgunum." dedim. "Tamam,hadi geç arabaya." dedi Aybars ve beyaz bir volvoyu gösterdi bana.Volvonun kapısını açıp bindim.Yola çıktık.Bir kafeye geldik,kafenin içi bomboştu,müşteri yoktu. "Aybars bu kafe kapalı sanki." dedim. "Yok kapalı değil,sadece müşteri yok.Hadi gel kafeye gir." dedi Aybars.Kafeye girdiğimde bir konfeti patladı,herkes "Doğum günün kutlu olsun!" diye baığrdı.Kardeşim Mert,Melisa,Zülal,İdil,Almila,daha tanımadığım yedi erkek daha.Beni masaya oturttular,çikolatalı bir pasta getirdiler.Gülerek Aybarsa baktım,Aybars benim çikolatalı pasta sevdiğimi biliyordu.Tanımadığım bir adam ortaya atladı. "Dilek tutmayı unutma!" diye bağırdı adam.Aybars güldü, "Karabatak yerinde dur." dedi Aybars."Pardon.Tabi komutanım." dedi Karabatak.Muhtemelen lakabı karabataktı,koyu mavi gözleri olan,sarı saçlı muhtemelen bir doksan falandı.Dileğiğmi tutup mumları üfledim.Pastayı yedikten sonra Aybars beni eve bıraktı.İdil,Almila,Melisa,Zülal ve ben eve girdik.Almila hepimize türk kahvesi yaptı,bu gece hakkında sohbet etmeye başladık. "Kız o adamlar neydi öyle,hepsi dağ gibi.Ayy hepsi çok yakışıklıydı vallahi" dedi Zülal. "Zülal,lütfen bak onlar arkadaş,anlamıyormusun sen?" dedim kahveyi bitirip koltuktan kalktım. "Ben uyuyacağım,hepinize iyi geceler bacılar." dedim.Hepsi bana iyi geceler diyince odama gittim,Aybarsın bana aldığı peluş ayıya sarıldım.Yatağa yattım,ama paluş ayıyı bırakmadım,aynı bir çocuk gibi o peluş ayıya sarılarak uykuya daldım.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |