Saate baktığım da 22:34 'tü. Biz de Elisa ile Berkay'ları bekliyorduk ki tam da gelmişlerdi.
Elisa hemen söze atladı tabii.
Kerem Elisa'ya bakarak "odadan çıkmak zor oldu biraz"dedi.
Elisa yavaşça başını salladı. Ben de o esnada göz ucuyla Berkay'a baktım. Kafasında binlerce soru vardı çok düşünceli gözüküyordu.
-Şimdi hızlıca konuşup hemen ayrılalım kimseye görünmeden, dedi. Biz de pür dikkat onu dinledik.
-Bu katil belli ki canına susamış, herkesi tek tek öldürmeye çok kararlı ama biz onu engelleyebiliriz, dedi ben dahil kimse bir şey anlamamıştı. Berkay herkese baktıktan sonra mavi gözlerini bana çevirdi ve konuşmaya devam etti. "Katil bazı kişilere not göndereceğini söylemişti, eğer o not dördümüzden birine ulaşırsa hemen söylüyoruz, biraz riskli olabilir ama mecburuz.
-Kafam karıştı, dedi Kerem " Yani söylersek ne yapıcaz ki?
Olayları şimdi anlamıştım.Berkay o bize oyun oynuyorsa biz de ona oynarız demişti.
-Yani Berkay diyor ki eğer katil bize oyun oynuyorsa biz de ona oynarız.
Berkay'a baktığım da başını sallıyordu.
-Tamam hadi şimdi herkes dağılsın, iyi geceler.
-İyi geceler, dedi Elisa ve hepimiz odamıza döndük.
Sabaha karşı kötü uyanmıştım, hatta bazen katilin buraya gelip bize zarar vereceğini bile düşünmüştüm.
Aslında en mantıklısı hocalara hiç bir şey demeden burdan kaçıp gitmek sonuçta katil nerden anlayabilir ki? (!)
Peki neden bu yıl, neden biz ya da ben mi şansızdım ya? Zaten ben nerde olsam bela oraya gelirdi, resmen belayı kendime çekiyorum!
Kahvaltıya yetişmek için hızla elimi yüzümü yıkamak için banyoya doğru yürüdüm, işlerimi hallettikten sonra dolabımın önüne geçip rahat bir şeyler giyinmeye karar verdim. Zaten ilk dersimiz bedendi ve bahçeye çıkacaktık. Temsili Kıyafet
Kırmızı eşofman takımımı giydiğim de içimden bir ses açık ve abartılı bir şey giydiğimi düşündürdü, saçma düşüncelerimi bir kenara bırakıp Elisa'yı kaldırmak için yatağının yanına gittim.
Yüzü o kadar çok güzeldi ki... Hangi katil bu kıza zarar verebilirdi ki? Ya da öldürebilirdi... Bir aralar yüzü benimkisinden güzel diye kıskanıp küsmüştüm, tabii ki o aralar küçüktüm canım.
Vakit kaybetmeden Elisa'yı uyandırmaya çalıştım.
-Kızım kalksana geç kalıcaksın!
Bana sırtını dönerek uyumaya devam etti. Ama yeter artık!
-Elisa çabuk kalk Kerem geldi!
Dememle yataktan aşağı düşmesi bir oldu. Ben onun bu haline gülerken o da şaka yaptığımı yeni anlamış olacak ki yatağında ki yastığı alıp bana fırlattı. E tabi reflekslerim güçlü olduğu için tek elimle yakalamıştım.
-Ya kızım manyak mısın? Hiç bir insan öyle kaldırılır mı?
-İnsan gibi kaldırmaya çalıştım ama sen anlamayınca ben de senin anlayacağın dilden kaldırdım.
Dedim ve kıkırdamaya başladım, konu Kerem olunca..
Sonunda uykulu gözlerini aralayınca Elisa şaşkım gözlerle bana baktı.
-Ne oldu, niye öyle bakıyorsun uykun mu açılmadı yoksa?
-Yok kızım sen çok güzel olmuşsun, seni böyle görmeye alışkın değildim de.." Dedi ve yalandan göz yaşını silmiş gibi yaptı.
Beraber kıkırdayarak işlerimizi halletmeye koyulduk. Elisa banyoya giderken bende makyaj masasına gidip hafif bir makyaj yapıp Elisa'yı çağırdım.
Dedi ve banyodan çıkıp yanıma geldi, b-bir saniye Elisa kızım ne yaptın sen yaa!
-Herhalde sen buraya erkekleri etkilemeye geldin, erkek olsam benimdin he yavrum.
Dedim, Elisa kıkırdayınca bende ona katıldım.
Aslında biraz tırsıyordum. Çünkü beden öğretmenimiz erkekti ve üstelik gençti.
-Hadi gidelim, dedim ve kapıyı açıp aşağıya doğru inmeye başladık.
Merdivenden inince bir anlık düşünceyle öğrencilerin bize baktığını düşündüm.
Sana niye baksınlar burda güzel olan sen misin yoksa Elisa mı?
İç sesim beni yine delirtirken kendi kendime ofladım.
Kahvaltı yapmak hiç istemiyordum ama dersimizin beden olduğunu hatırlayınca biraz bir şeyler yiyesim gelmişti.
Elisa ile tabaklarımızı aldıktan sonra arka masalardan birine geçtik ve yemeğimizi yemeye başladık. Tam Elisa'ya bir şey diyecektim ki yanımıza Ayaz geldi.
Etrafına baktıktan 5 saniye sonra bize döndü ve fısıldayarak "bu katil size not falan verdi mi diğerlerine sordum ama hayır dediler."
Ayaz da korkuyordu... Normalde böyle şeylerin ona saçma geldiğini söyleyip dururdu, ama o kendi için değil bizim için korkuyordu.
-Tamam ben sizi daha fazla oyalamayayım derste görüşürüz, dedi ve gitti.
O anda babamın bana 6 yaşımdayken söylediği bir söz geldi aklıma;
-Kızım.. Dedi, ne zaman ne olacağını hiç kimse bilemez dedi belki bir anda kendini ölümle burun buruna bulursun belki de en sevdiğin birini kaybedersin ama bunlar olurken zaman kimsenin umrunda olmaz, o yüzden eğer böyle bir şey olursa ki olmamasını isterim ama sen yine de bil böyle durumlarda kendine sığın, sığın ki senin acını başkası bilmesin, inan olur olmadık kişilere içini dökersen döktüklerini toplamak yine sana düşer.
Normalde o durumlarda küçük olduğum için bir ders çıkaramamıştım ama babamın şimdi bana ne demek istediğini şimdi anlıyordum, kötü durumlarda kimseye çok bağlanma demek istemişti ama bir yandan da kendime sığınmamı çünkü kötü bir şey olduğun da yine üzüleceğim kişinin ben olduğu mu söylüyordu.
O yüzden sen bana sığın senin içini de dışını da en iyi ben bilirim.
Off iç ses ya yine dedin diyeceğini.
-Bade hadi kız geç kalıcaz derse?
Elisa'nın bana seslendiğini duyunca hemen başımı kaldırdım ve "tamam tamam geliyorum, diyerek konuyu kapattım.
Bahçeye çıktığımız da Berk Hoca yoklama almak için bizi bekliyordu, yani ben ve Elisa'yı tek biz kalmıştık.
Sıraya geçtiğimiz de Berk Hoca'nın göz ucuyla bana bakıp gülümsediğini gördüm. Bu adamın amacı neydi?
Berk Hoca yoklamayı aldıktan sonra hepimize teker teker baktı ve konuşmaya başladı.
-Evet gençler ilk dersimiz de voleybol maçı yapıcaz ikinci dersimiz de serbest bırakıcam.
Dedi ve topu almak için Burak'ı çağırdı, Burak'da hızlı bir şekilde topu almaya gitti o sırada Berk Hoca takımları oluşturmak için herkesi dizdi, Berk Hoca takımları kendi oluşturmak istemişti.
Beril'le aynı takımda olursam yere oturup ağlardım vallahi.
-Hm Efe sen A grubunda ol oğlum, Beril sende B grubundasın."
Efe'nin takımına Ayaz, Kerem, Buse, ben, Defne, Berk Hoca ve Berkay seçilmişti.Beril'in takımında ise Elisa, Mert, Burak, Naz, Emre, Mete ve Yaren vardı.
Herkes yerine geçerken Efe, Defne ve Kerem öne geçmişti, bir arkalarında ben ortalarında, Berk Hoca solumda, Berkay'da sağıma geçmişti. Geriye kalanlarda bizim arkamızdaydılar.
Yazı tura atmıştık ve topu ilk karşı takım başlatacaktı.
-Beril servis atıcaktı - ki atamadı top fileyi bulamadan yere düşmüştü.
Sıra bize geldiğin de Efe servis atmak için yerine geçmişti ve topu karşı takıma atmayı başarmıştı. Top Beril'e geldiğinde bana bakarak sırıtmıştı ve topa tüm gücüyle vurup bana yollamıştı bende ani bir hareketle topa manşet atarak karşı tarafa yollamıştım.
Son 35 dakikadır son sürat biz önde gidiyorduk 2-1 di durum set sayısı bizdeydi. Dersin bitmesine azıcık kala Berkay Hoca biraz daha hızlanmamızı söylemişti ama Beril bu cülmeyi başka bir yerinden anladığı için topu sert bir şekilde bana atmıştı, top yüzüme sert bir şekilde inince sendeleyerek yere düştüm ve acı içinde bir çığlık attım.
-Ay pardon tatlım ya, görmeden oldu, dedi Beril hay ben senin..
-Zaten ne zaman gözün gördü ki?, Dedim bende onu tersleyerek. Sinirle bana baktı.
Berk Hoca hemen yanıma gelerek"iyi misin Badecim?" Diye sordu başımı sallayarak ayağı kalkmaya çalıştım fakat başarısız olmuştum, top yüzüme doğru gelince başımın dönmesinden kalkamamıştım.
-Gel bakalım, dedi Berk Hoca. Bu kadar samimilik fazla mıydı ya?
Elimden tuttu ve beni yavaşça kaldırdı. Teşekkür ettiğim sırada zil çalmıştı, bende Beril'in yanına giderek insanca (!) konuşmaya çalıştım.
-Bir daha gözünü dört açsan iyi olur bu seferkinden daha yumuşak olmam.
Sözlerim ona iğne batırıyormuş gibi hissediyordu. Ama ne yapayım hakediyor.
-Senin yumuşaklığını da gördük, sinirini de ne değişti ki? Hala aynı haltsın.
O ne.. Bir dakika ne dedi o aptal sarışın bana?
Tam ağzımı aralayacaktım ki Berk Hoca önüme geçerek beni eliyle durdurdu.. Fakat bir sorun vardı eli şuan yanlış yerdeydi galiba.. Tam olarak göbeğimin açık kısmına dokunuyordu ve dokunuşları rahatsız ediciydi.
-Uzatma Beril çık tenefüsünü yap hadi.
-Peki hocam, dedi ve yanımızdan ayrıldı yelloz.
Berkay'a baktığım da gözlerinden sinirli olduğunu görebiliyordum ama neden ki?
-Ben gidiyorum hadi görüşürüz gençler.
-Görüşürüz hocam, dedi Elisa ve yanıma hızlıca geldi.
-Kızım Berk Hoca delirdi mi ya elini malum yerlere koydu!
Kafasına yumuşak bir şekilde vurarak;
-Gerizekalı arkadaşım benim orası malum yerler mi oluyor? Şimdi yanlış anlayacak herkes, sus sen en iyisi.
Tenefüs zili çaldığın da beden dersinden çıkmıştık, üstümü değiştirmek için odaya doğru giderken arkamdan bir el kolumu tutmuştu.. Korkudan ellerim titremeye başlamıştı.. Ya o geldiyse diye içimden geçirirken, kaçmanın kötü bir yol olduğunu düşündüm.Yavaş yavaş arkamı döndüğüm de gördüğüm kişiyle neredeyse dilimi yutuyordum.
-Oğlum mal mısın ne sinsi sinsi yaklaşıyorsun ödüm koptu!
-Ya ne bileyim kızım ben, neyse daha fazla uzatmayacağım, bu gece Bar'a gitmeyi düşünüyorduk Berk Hocayla , arkadaşlarla kafamızı toplarız diye sende gelmek ister misin diye sorcaktım.
Ha? Bar mı aslında fena fikir değildi de.. Her Elisa'yla gittiğim de alkolü fazla kaçırıyordu ve her zaman onunla gittiğim de bana da zorla içiriyordu, bünyem zayıftı alkole karşı.
Neyse zaten yanımızda başkaları da olucak diye geçirdim içimden ve Burak'a bakarak "tabii gelirim yani zaten Elisa gelir."
-Tamam güzel o zaman, saat 21:00 da hazır olun güzelim.
-Tamam, diyip odaya doğru yürüdüm.
-Elisa yeter kızım yeter! Daha ne kadar kıyafet bakacaksın alt tarafı bir bar?
İki saattir kıyafet seçimi yapıyordu onun yüzünden akşam yemeğine gidememiştim.
Bar'da bir şeyler yeriz dediğinde ise konuyu daha fazla uzatmadan tamam demiştim.
-Heh tamam buldum işte bak bu nasıl dediğin de kırmızı bir elbise gösteriyordu, cidden harika bir elbiseydi.
-Çok güzel gerçekten de bence bunu giy.
-Yaa teşekkür ederim tatlım,şimdi sana bulayım ben.
Off Elisa seçecekse kesin açık saçık bir şey olurdu hele hele konu elbiseyse. Bu sefer çok bozuntuya vermeden "senin istediğin olsun" dedim ve kararı ona bıraktım.
Yaklaşık 15 dakika sonra elinde crop etek beyaz bir takımla yanıma geldi.
Ama bir saniye bu elbise harikaydı!
-Tamam hadi ver bu güzel daha fazla oyalanmayalım geç kalırız sonra.
dedim ve cevabını bile duymadan hızlıca banyoya doğru ilerledim.
Banyodan çıktıktan sonra Elisa'ya baktığım da hazırlanmıştı ve beni bekkiyordu, hemen yanına gittim.
Elisa makyajını yapmıştı bende hızlıca makyaj masasının yanına geçip fondöten, kapatıcı, ruj, gibi şeyler kullandıktan sonra altıma beyaz topuklumu geçirip Elisa'yla beraber hızlıca merdivenlerden indik.
-Sonunda gelebildiniz, dedi Burak.
-Elisa biraz geç hazırlandı ya bilirsin, diyerek Burak'a göz kırptım. Başıyla onayladı ve gülmsedi.
-Ne! Ya Bade seni 15 dakikadır kapıda bekliyorum niye uyduruyorsun şimdi?, dedi Elisa dalga geçtiğimi hala anlamamıştı. Ah aptal hatunum benim.
-Kız zaten şaka yapıyor kendinde değilsin herhalde Bar'a gidelim seni kendine getiricem ben, diyerek göz kırptı Elisa'ya Kerem.
Elisa'ya baktığım da yüzü kıpkırmızı olmuştu utançtan.
Cidden beklemiyordum vay be...
☆
Vakit kaybetmeden bahçeye çıktığımız da koca bir Volkswagen karşıladı bizi. Kapı açıldıktan sonra herkes içeri girmeye başladı, Bar'a gitmemizin yaklaşık 20 dakika süreceğini öğrenmiştim Ayaz'dan.
Bende kafamı cama yaslayarak yolu izledim.
Araba durduğun da geldiğimizi anlamıştım. Eteğimi aşağı doğru çekiştirince Elisa elime vurup bırak öyle kalsın demişti, ona şaşkın gözlerle bakarken bu kızın gerçekten de iyi olmadığını düşündüm bir an.
Bar'da yaklaşık 35-40 kişi vardı biz de aralardan geçerek yuvarlak bir masanın etrafına oturmuştuk.
Garson yanımıza gelince ne içeceğimizi sormuştu, ben tam ağzımı aralayacaktım ki, Elisa benden önce davranıp bana ve kendisine iki kadeh viski söylemişti. Cidden inanamıyordum!
Diğerleri de kendilerince bir şeyler almıştı.
Berkay Hoca göz ucuyla bize baktığın da yarım ağız gülüyordu.. Hey bu adam delirdi mi eğer amacı Elisa'ya dokunmaksa onun ağzını burnunu kırarım yemin ederim!
-Vay..Elisa sen viski içer miydin? , diye sordu Ayaz.
-Eh bir kaç kere içtiğim olmuştu., diyerek yalan söyledi Elisa.
Asla içmezdi viski falan, sadece Kerem'i kışkırtmak için yapıyordu.. Ama yanan kim oluyordu tabii ki ben!
Garson elinde içeceklerimiz ile gelince bir an viski denen şeyden soğudum, cidden neydi o öyle?
Garson içecekleri bırakıp gittikten sonra Elisa viskiyi tek dikişte içmişti. Elinden hızla bardağı aldım.
-Kızım delirdin mi sen, o kadar içilir mi manyak!
-Bırak içsin gece uzun sürecek gibi duruyor., dedi Kerem
Tek kaşımı kaldırıp Kerem'i baktığım da hiç umrunda değilmiş gibi içkisini yudumluyordu.
Berkay zaten bar çocuğuydu, içip içip duruyordu. Galiba bir tek ben içmemiştim ama alkole bünyem baya bir zayıftı.
Berk Hoca'nın neden böyle bir şey dediğini anlamak zor olmadı, aklı sıra bizi oynatacaktı.
-Evet hadi Bade yağğ, Elisa ağzını yamulta yamulta bir şeyler söylüyordu onu daha fazla çekmemek için bende bir kaç yudum aldım.
Tadı garipti fakat insanın içtikçe içesi geliyordu. Bünyem daha fazla kaldırmadığı için bardağımı masaya bırakmıştım.
-Ben bir tuvalete gidip geliyorum, dediğini duydum Berkay'in.
-Bende bir kadeh daha alıp geliyorum. Dedi Ayaz.
Burak'a baktığım da ortalıklarda görünmüyordu, daha dikkatli baktığım da bir kadınla sarmaş dolaş dans ediyordu, pezevenk işte ne beklersin!
-Bende bir tuvalete gidip geliyorum. Diyip ayağa kalktım.
Berk Hoca başını salladığın da acaba onu Elisa'yla bırakmam doğru muydu diye düşünmeden edemedim.
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra kapıyı açıp masaya doğru ilerlerken, Berk Hoca elimi tutup duvarla kendi arasına almıştı, gözlerim fal taşı gibi açıkken ne diyeceğimi bilemedim.
-Hocam n'apıyorsunuz çıkar mısınız önümden.
-Ölüyorum sana Bade'm, diyip yüzüme daha da yakınlaştı, dudaklarımızın arasında bir kaç santim kalmıştı.
-Hocam bırakın beni, dedim ama faydasızdı kımıldamıyordu bile Allah'ın davarı!
Sarhoş diye mi böyle yapıyor yoksa amacı gerçekten beni baştan çıkarmak mı?
Berk Hoca tam da dudaklarıma yaklaşırken tanımadığım bir erkek sesinin "Bırak o kızı" Dediğini duydum. Sol tarafıma baktığım da 21 yaşlarında kumral bir erkeğin Berk Hoca'nın üstüne yürüdüğünü gördüm.2
-Olacaklardan ben sorumlu değilim.
-Dua et ki şu kızın hatrına yapmıyorum yoks-
-Yoksa ne yalaklaşma da s*ktir git, dedi adını bilmediğim bir çocuk ve Berk Hoca hemen yanımızdan uzaklaştı.
-İyi misiniz?, diye sordu kumral çocuk.
-İyiyim teşekkür ederim yardım ettiğiniz için.
-Rica ederim de ben sizin hayatınızı kurtardım bana bir borcunuz var.
Oyun mu oynuyoruz biz ya sabır.
Hiç uzatmadan "tamam e şuan müsait bir zaman da değilim ben size telefon numaramı vereyim daha sonra konuşuruz." Dedim demesine de ne diye numaramı verdim ben?
Salak salak konuşma daha adını bile bilmiyorum.
-Bu arada ben Arda, uzattığı elini sıktım ve karşılık vererek "bende Bade" Dedim ve karşılıklı gülümsedik.
-Arkadaşlarım beni bekliyor gitmem gerek görüşmek üzere.
Ciddi anlamda çok yorulmuştum, her şey bu salak Elisa'nın yüzündendi. Orda uyuyup kalmasaydı her şey yolunda giderdi.
Bar'dan sonra eve dönmüş sıcak bir dış alıp hemen uyumuştum ama tabi ki uyumadan önce Berk Hoca'nın yaptıkları hala aklımdaydı, acaba gerçekten de benim hakkımda böyle düşünüyor muydu? Her şeyi bir kenara bırakıp yaşadığım için katile teşekkür ettim... Ben cidden kafayı bozdum he.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |