
''Asil ilaç etkisini göstermiyor dozunu arttırman gerek.''
Asil sedyede bağlı yatan kızının yanına yaklaşır.
Kız yarı baygın bir şekilde yanına yaklaşan babasına bakar. '' Bunlar ne zaman son bulacak Baba. ''
Asil kızının sedyeye dağılmış saçlarını okşar ve : '' Az daha dayan kızım, çok az kaldı. '' diyerek elindeki iğneyi tam boğazından batırır. Kız acı dolu bir inlemeyle başını geriye atar. Asil iğneyi yaptıktan sonra birkaç adım geriye döner ve camın ardından kendisini seyredenlere döner.
''Bugün çok fazla iğne yaptık, bedeni bunu kaldıramaz.''
'' Kaldırmak zorunda, bizim kurtuluşumuz buna bağlı.''
Asil eldivenlerini çıkarır ve eldivenlerini iğneyle birlikte çöpe atar. Asil, kızının yanına giderek onun ellerini ve ayaklarını çözer. Kızını sedyeden kaldırıp kucağına alır.
'' Ne yaptığını zannediyorsun sen? '' diyerek odanın kapısı açılır ve içeriye iblis girer.
'' Yeter artık, yıllardır peşimi bırakmadınız sizin yüzünüzden eşim gözlerimin önünde can verdi ve şimdi ise kızımı mı elimden alacaksınız? Daha fazla ailemin kaderini sizin ellerinize bırakmayacağım!! '' diyerek odanın kapısından çıkar.
İblis öfkeyle sedyeyi duvara fırlatır ve diğer iblislere seslenir. '' Derhal o kızı getirip bu sedyeye bağlayın, babasını da zindana atın.'' ,
*********Bayan Alinda'nın Ofisi**************
Savaş, Bayan Alinda'nın ofisine giderek kapısını çalar. Bayan Alinda' dan gel sesiyle içeriye girer ve Bayan Alinda'yı selamlar.
'' Hoş geldin Savaş'cım, ayakta kalma gel otur. '' diyerek masanın karşısındaki koltuğa oturması için Savaş'a işaret eder. Savaş koltuğa oturunca Bayan Alinda masasının üzerinde ellerini birleştirir ve : '' Ciddi bir şeyler döndüğünü hissediyorum Savaş, anlat bakalım. '' Savaş oturduğu yerde dikleşir bir pozisyona gelir ve Barlas'ın dediklerini anlatmaya başlar. Bayan Alinda, Savaş'ın anlattıklarını dikkatlice dinler.
''Barlas'ın dediklerinde uyuşmayan bir şey var. Her elementin ve kademesinin farklı zayıflıkları olur bir ateş elementini çözer ancak bunlar kişiden kişiye farklılık gösterir. İblisler bunun çok iyi farkında her sene yeterli eğitimden geçen herkesi uzman yaptık ama umarım ki Barlas'ın dediği gibi zayıflıklarını çözüyolardır eğer o kızı bir iblise dönüştürürlerse bu bizim ırkımız için hiç iyi olmayacak. Yıllar boyu süren bu savaşta son günlerimizi yaşıyoruz demektir.'' diyerek önüne gelen uzun kırmızı saçını geriye atar.
'' O kızı oradan kurtarmam gerek Bayan Alinda.''
'' Senin için ne yapabilirim Savaş. '' Savaş, Bayan Alinda'nın bu sözüyle gülümser.
'' Yarın gece benim öğrencilerim ilk görevlerine çıkacaklar. Yanlarında olup onları kontrol etmem gerek ama ben o gün olamayacağım ve göreve çıkacağımızın Akademide duyulmasını istemiyorum. '' Bayan Alinda kaşları hayretle havalanır. '' Akademide casus olduğunu mu düşünüyorsun?''
''Akademide casus olduğuna eminim. Görevimi de yanımdaki kişileri de tehlikeye atamam. ''
Bayan Alinda, Savaş'ı bakışlarıyla onaylar ve : '' Eminim öğrencilerin benim onlarla ilgilenmemden onur duyacaklardır. ''
''Bayan Alinda anlayışınız için çok teşekkür ederim. ''
''Ne demek Savaş'cım sana yardım edebildiysem ne mutlu bana Ancak senden ufak bir ricam olacak.'' Savaş, Bayan Alinda'nın sözünü dikkatli bir şekilde dinlemeye başlar.
'' Bu ufak operasyonunuza Kuzey'i de dahil etmenizi istiyorum. '' Bayan Alinda'nın sözüyle Savaş'ın kaşları havalanır.
'' Kuzey bir uzman değil Bayan Alinda. ''
Bayan Alinda önüne gelen kırmızı uzun saçını kulağının arkasına sıkıştırır. : '' Kuzey uzman olmak isteseydi, olurdu unvanı olmaması onu diğerlerinden geride olduğu anlamına gelmez Savaş 'cım. ''
'' Ama Bayan Alinda... ''
'' Aması yok Savaş, Kuzey de sizinle gelecek.''
'' Pekala Bayan Alinda iyiliğiniz karşılığında bu seferlik mazur görebilirim. '' diyerek Bayan Alinda'nın ofisinden çıkar.
Savaş odadan çıkarken Bayan Alinda gülümser ve fısıldar : '' Öyle olsun bu seferlik mazur göre bakalım. ''
**************************
Bayan Alinda kalabalığın içinde kürsüye çıkarak mikrofona yaklaşır.
'' Akademimizin biricik öğrencileri bugünkü görevinize hoş geldiniz. Bugün Savaş'tan özellikle ricacı oldum. Bugün görevdeki potansiyelinizi bizzat ben denetleyip kontrol edeceğim. ''
Cümlesini bitirmesiyle kalabalıktan ıslık ve alkış sesi gelince Bayan Alinda gülümser ve : '' Göreviniz an itibariyle başlamıştır. 4 Kişilik ekipler halinde dağılacaksınız. Her ekibin bir iblis yakalayıp getirmesini istiyorum. İblislere ulaşabilmeniz bazı ipuçları bıraktık, bu bölgenin dışına çıkmayın.'' der ve eline kürsüde duran kavanozu gösterir. ''Bu kavanozun içindeki kağıtlarda renkler var ve bu renkten sadece dört tane var seçtiğiniz kağıttaki rengin sizin hangi takımda olduğunuzu belirtecektir. '' diyerek kavanozu da alarak kürsüden iner ve kavanozu öğrencilerin arasında gezdirir. Kavanozdaki kağıtlarda çıkan renklere göre öğrenciler ekiplerini bulmaya başlar. Takımını tamamlayan öğrenciler iblisi bulmak için oradan uzaklaşır.
Afra, Masal'a yaklaşır : '' Masal sen hangi takımdasın. '' Masal elindeki kağıdı gösterir ve : '' Lacivert takım. ''
Afra, Masal'ın elindeki kağıdı görmesiyle sevinir ve Masal'a sarılır: '' Seninle aynı takımda olduğumuza çok sevindim. ''
Afra, Masal'dan uzaklaşır ve Masal'ın elinden tutarak götürmeye başlar. '' Hadi diğer 2 ekip üyemizi bulalım. ''
Afra önde Masal bir adım geride diğer takım üyelerini ararken Afra'nın önüne Berk'in atlamasıyla Afra, Berk'e çarpar.
Berk kaşlarını çatar ve : '' Dikkat etsene bücür. '' Afra anlamsız bakışlarla Berk'e bakar. '' Berk kendin önüme atladın bir de bana laf mı ediyorsun. ''
Berk göz devirir ve : '' Her neyse Masal ile konuşmalarınıza kulak misafiri oldum. Bana ve Uzay'a da lacivert çıktı. ''
Masal, Afra'nın yanına geçer. : '' Geçen arena müsabakasında Dolunay'a zarar veren eleman sendin değil mi? ''
Berk bakışlarını Masal'a çevirir ve alayla sırıtır : '' Arena müsabakalarında her zaman ufak tefek yaralanmalar olur. Bunları duymaya alışsan iyi edersin. '' der ve Masal'ın yüzüne doğru yüzünü yaklaştırır. '' Çünkü arenada senin gibi basit bir telekinezi gücü kullanan biri rakibim olursa Dolunay kadar şanslı olmayabilir.'' Berk'in bu sözüyle Masal kaşlarını çatar ve öfkeli bir şekilde Berk'e bakmaya başlar.
Berk ve Masal arasındaki gerilmeyi fark eden Uzay araya girer ve : '' Arkadaşlar tatlı sohbetinizi bölüyorum .ama herkes görevleri için dağıldı. Sizin yüzünüzden görevimde başarısız olmak istemiyorum, gidebilir miyiz artık!! '' diyerek aradaki gerilimi yok eder ve ekip halinde iblisi aramak için iblis bölgesine girerler.
'' Arkadaşlar bakın ne buldum. '' Afra ağaç kavuğunun içindeki ölü bir kuşu gösterir. Berk '' Vayy canına demek iblisimiz yakınlarda. ''
Masal kuşu incelerken sorar. : '' Hangi tarafa gideceğimizi nereden bileceğiz. ''
Uzay Masal'ın sorusuyla parmağıyla kuşun arkasındaki işareti gösterir. '' Bakın kuşun arkasında sağa doğru bir ok işareti var. ''
Afra heyecanla : ''İlk işaretimizi bulduk hadi yola devam edelim. '' diyerek işaret yönüne doğru Uzay ve Berk önden Afra ve Masal arkadan yürümeye başlarlar.
Uzay ve Berk ikinci işareti bulurlar ve incelemeye başlarlar. Taşın üzerinde kan izleri bulunmaktadır. ''Ağır bir koku sanırım bu kan bir iblise ait. '' Berk, Uzay'ı başıyla onaylar ve : '' Bir iblisi daha uzman bile olmayan öğrencilerin önüne sağlam bir şekilde atamazlardı. Sanırım salmadan önce kolay yakalanmaları için onlara zarar verdiler. '' Uzay taşın üzerindeki minik ok işaretini gösterir ve '' İşaret sol çaprazı gösteriyor. '' der ve o tarafa doğru yürümeye başlar. Berk, Uzay'ın uzaklaşmasını fırsat bilerek taşın üzerindeki işareti sağ çapraz olarak çevirir ve Uzay'ın gittiği tarafa doğru yürümeye başlar. Uzay'ın yanına varınca Uzay, Berk'e bakar ve : '' Kızlara ikinci ipucuyu gösterdin mi? ''
''Elbette kızlara seslendim. Anlaşıldı diye ses gelince kızların iğrenç sohbetleri arasında sıkışıp kalmamak için ben de senin yanına geldim.'' Uzay başını tamam anlamında salladı ve etrafta bir ipucu görmek adına etrafına dikkatli bir şekilde bakarak yürümeye devam etti.
********************************
Masal aldığı kokuyla yüzünü buruşturur ve : '' İpucumuz yakınlarda galiba. ''
Afra merakla : '' Nerden anladın? ''
Masal taşın üzerindeki kan izlerini görünce taşın yanına gelir ve Afra'ya gösterir. '' Çok ağır bir kokusu var. ''
Afra heyecanla: ''Aaa bak işte ipucumuzda hemen orada ok sağ çaprazı işaret ediyor. ''
''Biraz hızlı gidelim, yoksa Berk ve Uzay iblisi tek başına yakalayacak.''
Afra ve Masal sağ çapraz yola girerler ve hızlı bir şekilde yürümeye başlarlar.
******************1 SAAT SONRA***********************
Afra ve Masal ormanın derinlerine indikçe sisler belirir ve sis yoğunlaştıkça göz gözü görmez bir hal almaya başlar.
Afra korkuyla Masal'ın kolunu tutar. ''Masal geri mi dönsek kaç saattir bir ipucu bulamadık üstelik Uzay ve Berk'i de hala bulamadık.''
Masal endişeyle başını kaşır: '' Sanırım ipucuyu yanlış yorumladık. Hadi geri dönelim. ''
Masal ve Afra geri geldikleri yolu yürümeye başladıklarında ise karşılarına çıkan büyük Kara Gölge ile şaşkına dönerler ve Kara Gölgenin üzerlerine doğru hızla gelmesiyle korkuyla koşmaya başlarlar.
Afra endişeyle : '' Masal ne yapacağız? '' diye sorar.
Masal nefes nefese bir şekilde : ''Elbet peşimizi bırakacaktır, sadece koş.''
Masal ve Afra uçurumun ucuna gelmesiyle duraksarlar.
Afra : '' Bittik biz, yolun sonuna geldik.''
Masal göz ucuyla arkasına baktığında Kara Gölgenin hızla Afra'nın üzerine geldiğini görür. Masal, Kara Gölgenin Afra'ya zarar vereceğini anladığı an Afra'ya uzanır. Ancak Kara Gölgenin Afra'yı itmesiyle Afra'nın uçurumdan düşmesi bir olur.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |