9. Bölüm

9.Bölüm

Atom
atomparcalar

Afra'nın uçurumdan düşmesiyle Masal Afra'ya doğru uzanarak tutmaya çalışır ama tutamaz.

Afra elini Masal'a uzatır ve : '' MASAL BANA YARDIM ETT!! '' diyerek uçurumdan düşmeye devam eder.

Masal, Afra'yı kurtarmak için uçurumdan hızla zıplar ve Afra'nın elinden tutup kendine yaklaştırır.

''Afra, sakin olmanı istiyorum. Telekinezi kullanacağım sakın korkma tamam mı? ''

Afra endişeyle başını olumlu anlamda sallar. Masal telekinezi gücünü kullanmadan şelalenin akıntısına kapılır ve gücünü etkisizleştirir. Masal ile Afra suyu hissetmeleriyle birlikte nefeslerini tutarlar ve akıntıdan kurtulmaya çalışırlar. Masal suyun yüzeyine çıkar ve derin bir nefes alır. Masal etrafına bakar ve su yüzeyinde Afra'yı göremeyince endişeyle ''Afra , Afra neredesin? '' diyerek suyun içine dalar. Suyun dibinde Afra'yı hareketsiz görmesiyle elinden tutar ve su yüzeyine çıkarır. Suyun yanında çimenlik alanı görünce oraya doğru yüzer ve Afra'yı sudan çıkarır. Afra'yı çimenlere uzandırdıktan sonra kendisi de sudan çıkarak yanına gelir ve su kıyısından biraz Afra'yı uzaklaştırır. Afra'nın nefes alıp almadığını anlamak için kulağını Afra'nın göğsüne yerleştirir ve kalbinin sesini dinlemeye çalışır. Masal, Afra'nın kalbinin sesini duyunca rahatça derin bir nefes alır. Masal, Afra'nın ağzını açar ve dudakları ile temas ederek üflemeye başlar. Afra'nın kendine gelmesiyle aniden ciğerlerine kaçan suyu öksürmeye başlar. Masal, Afra'nın rahat etmesi için elleriyle sırtını destekler ve sırtını sıvazlar.

'' Şükürler olsun iyisin, sana bir şey olacak diye çok korktum. ''

''Sizin Akademide olmanız gerekmiyor muydu!! '' Masal kulağına gelen tanıdık öfke dolu ses ile birlikte sertçe yutkunur ve hiçbir şey olmamışcasına arkasına gülümseyerek döner.

''Hocam, sizinle karşılamak ne güzel bir tesadüf.''

''Merak etme yüz mimiklerinden anlaşılıyor güzel olup olmadığı...''

Masal bozuntuya vermeden cevap verdi. :'' Görevimizi yaparken aklımıza bir şey takıldı, biz de yakınlarda olduğunuzu öğrenince hemen yanınıza geldik. ''

Savaş, Masal'ın yalan söylediğini gördükçe daha da sinirleniyordu.

''Yalan söylemeyi derhal bırakın!! Aptal yok sizin karşınızda, burada ne işiniz var?''

Afra, Savaş'ın gittikçe sinirlendiğini görünce dayanamaz ve konuşmaya başlar. '' Şeyy hocam aslında biz yolumuzu kaybettik. ''

''Anlayabileceğiniz şekilde ipucular bırakmıştım, nasıl karıştırabilirsiniz Afra!! ''

Savaş'ın ses tonuyla Afra bir tık gerilir ve onun yerine Masal konuşmaya başlar. ''Önde Uzay ve Berk arkadan ise Afra ile ben gidiyorduk. Sanırım işareti yanlış yorumladık, aslında sağ çapraz yolu gösteriyordu, biz de ne olduğunu anlayamadan kendimizi burada bulduk.''

Savaş Masal ve Afra'dan başka kimseyi göremeyince merakla sorar. '' O zaman Berk ile Uzay neden yanınızda değil? ''

''Onlar bizden çok öndeydi sanırım sadece biz yanlış yorumladık. '' diyerek söze girer Afra.

Savaş arkasını döner ve sinirle kendi kendine konuşur. : '' Nedense bu işin içinde Berk'in parmağı olduğunu düşünüyorum. Umarım bir parmağın yoktur Berk yoksa seni benim elimden kimse kurtaramaz. ''

'' Hocam biz biraz kaybolduk da akademiye nereden gidebiliriz? ''

Masal'ın sorusuyla birlikte Masal'a döner ve düşünmeye başlar. Düşündüğü sırada diğer nehrin çalıları arasında iki iblisi gördüğü sırada tedirginlikle: ''Sessizce beni takip edin!! '' der ve eğilir Masal ve Afra 'da Savaş'ın yaptıklarını yaparak eğilir ve sessiz bir şekilde Savaş önde kendileri arkada nehrin kıyısından uzaklaşmaya başlarlar.

Savaş; Melek, Barlas ve Kuzey'i görmesiyle durur.

Melek ve Barlas şaşkın gözlerle Savaş'ın arkasından gelen kişilere bakar.

Melek ve Barlas aynı anda : '' Masal senin burada ne işin var ?! ''

Kuzey ortamın karıştığını anlayınca keyiflenir. '' Gelmemek için Bayan Alinda' ya karşı çok direndim ama iyi ki gelmişim. ''

Savaş, Kuzey'in cümlesiyle ters bir bakış atar ve tekrar bakışlarını Melek ve Barlas'a çevirir.

'' Ufak bir aksilik sonucu buraya gelmişler. ''

Melek endişeyle : '' Savaş onları yanımıza alamayız, içerisi iblislerle kaynıyor. ''

'' Biliyorum, biliyorum ama onları burada tek bırakamayız. ''

Savaş, Melek ve Barlas ; Kuzey'e aynı anda bakmaya başlar.

Kuzey üçününde kendisine bakmasıyla kaşlarını çatar. : '' Hayır, hayır. Aklınızdan ne geçtiğini biliyorum ama Bayan Alinda, beni buraya bunun için göndermedi. ''

Melek, Kuzey'e yaklaşır. '' Bak Kuzey 'cim normalde sen bir uzman sayılmazsın. Seni de bir göreve dahil etmek usulsüzlük, o yüzden kızlarla senin burada kalman daha mantıklı olur. ''

'' Melek 'cim uzman olmak isteseydim olurdum. Uzmanları ve hatta bir iblis ordusunu yenecek güce sahibim. O yüzden kız kıza sizin burada kalmanız daha doğru olur. '' Melek, Kuzey'in cümlesiyle kaşlarını çatar.

''Bana bak ateş topu seni şurada yok ederim.''

''Senin bir avuç suyun bir yanardağı söndürmeye yetmez.''

Melek, Kuzey'in sözünü duyunca sinirlenir ve Kuzey'in üstüne doğru yürür. Savaş; Melek ile Kuzey'in arasına girer.

'' Bu kadar tartıştığınız yeter, Kuzey kızların yanında sen kalıyorsun. Ben üst kattan içeriye girdiğimde bütün iblislerin dikkatini çekeceğim ve onları üst kata çekeceğim. Ancak esir tuttukları kişi bodrum katta ve yanında kaç kişi olacağını seçemiyorum. O yüzden Barlas sen Melek'le gideceksin. Melek önceliğimiz o kişiyi kurtarmak, onu kurtarıp Kuzey'in yanına geleceksiniz. Barlas sen de Melek'in önünden bodrum kata gireceksin ve iblisleri üzerine çekeceksin. Planda anlaşılmayan bir yer var mı? ''
Kuzey bir şey söyleyecekken Savaş lafa atlar : '' Anlaşılan yok herkes görevinin başına. ''

Kuzey, Afra ve Masal' ın yanına geçer. Savaş, Barlas ve Melek planı uygulamak üzere binaya yaklaşırlar.

Savaş, Melek ve Barlas'a döner ve : '' Binanın arka tarafında bir cam var. İblisleri kendime çekmeye başladığınızda oradan giderseniz daha hızlı bodrum katına ulaşırsınız. ''

Melek ile Barlas, Savaş'ı onaylar bir şekilde başını sallar ve binanın arka tarafına geçerler.

Savaş camın kenarında dikilir ve içeriyi gözetlemeye başlar. Kimsenin olmadığını fırsat bilerek camı kırar ve içeriye girer. İblisler camın kırılma sesiyle birlikte sesin geldiği yere doğru koşuşturmaya başlarlar. Savaş camın önünde dikilir ve iblislerin kendisine doğru geldiğini anlayınca dudağının kenarı hafif kıvrılır. Sol elindeki siyah eldiveni düzeltir ve '' Gelin bakalım. '' Bir iblisin üzerine atlamasıyla İblisi boynundan tutarak camdan fırlatır. Savaş kafasına gelecek darbeyi hissetmesiyle arkasını döner ve gözünün önünde duran yumruğun kendisine gelmesini tutarak engeller. Tuttuğu yumruğu ters çevirir ve iblisi önünde tutarak karşıdan gelen iki iblisin üzerine doğru fırlatır. Koridora geçmesiyle etrafını iblisleri sarmasıyla Savaş siyah eldivenlerini çıkartır.'' Bu kadar dövüş antremanı yeterli. '' diyerek sol elini havaya kaldırır.

************************Melek ile Barlas***********************

Melek, üst kata çıkan iblisleri görmesiyle birlikte Barlas'a döner ve : '' Savaş dikkatlerini çekmeyi başardı, sıra biz de. ''

Barlas, Melek'i başıyla onaylar ve yerdeki tahta kapıyı gösterir. '' Bodrum katına giden kapı bu ama sessiz bir şekilde nasıl açabiliriz. ''

Melek çömelir ve yerdeki tahta kapının üzerinde parmaklarını gezdirir. Melek tahta kapıyı inceledikten sonra başını Barlas'a doğru kaldırır ve : '' Sanırım ben bir yolunu buldum. ''

Melek işaret parmağını tahta kapının üzerinde gezdirirken anahtar deliğinin üzerinde gücünü aktifleştirir ve parmağından bir su akışı gerçekleşir. Anahtar deliğinin içini dolduracak şekilde su aktarır ve suya form vererek su formundaki anahtarı çevirir. Tahta kapının açılmasıyla gülümser ve Barlas'ın önden gitmesi için eliyle kapıyı işaret eder.

Bodrum katının merdivenlerini tek tek inerken Melek, Barlas'ın kulağına yaklaşır. '' Eğer önümüze İblis çıkarsa olabildiğince sessiz icabına bak ki diğer İblislerin odaklarını üzerimize çekmeyelim. ''

Barlas, Melek'in dediklerine karşı kafasını olumlu bir şekilde sallar. Büyük kapının önünde iki tane İblis görmesiyle Barlas, Melek'i İblisler görmeden yanına çeker.

'' Sanırım Savaş'ın bahsettiği bu kapı. ''

Melek, kapıyı görmek için başını hafif çıkarır ve Savaş'ın bahsettiği kapıya ulaştıklarını anlayınca başını geri çeker.

''Barlas onları kapıdan uzaklaştırmamız gerek.''

Barlas kılıcını çeker ve '' Ben onları oyalarken, sen de içeridekileri kurtar. ''

''Tamam, hamleni başlattığın anda kapıya gideceğim. ''

Melek duvarın dibinde dururken Barlas, koridorun ortasına geçer ve elindeki kılıcı havaya kaldırır.

Birden yerin sert bir şekilde sallanmasıyla Barlas ve Melek dizlerinin üzerine çöker.

Melek korkuyla '' Barlas alt tarafı oyalamak için hamle yapacaktın, ne yapıyorsun böyle !! ''

Barlas da endişeyle Melek'e cevap verir. ''Ben yapmadım ki ! ''

Melek, Barlas'ın cevabıyla daha da endişelenirken patlama sesiyle mavi gözlerini korkuyla tekrar açılır.

Barlas ayağa kalkmaya çalışırken patlamayla tekrar yere düşmesiyle sinirle söylenir. '' Savaş ne bokum yiyorsun orada! ''

*************** Kuzey, Masal ve Afra********************

Kuzey yaslandığı ağaçtan kızlara bakarak konuşur. ''Demek Berk'in yüzünden buraya düştünüz. ''

Afra, başını kaldırarak Berk'e bakar. '' Berk'i suçlayamam, sanırım ipuçlarında gözden kaçırdığımız bir şey oldu. ''

Kuzey histerik bir şekilde güler. '' Afra, düşüncelerin ne kadar da masum. Umarım iblislerin ilk avı sen olmazsın. ''

Afra şaşkın bir şekilde bakar. Masal yerdeki taşı alarak Kuzey'e fırlatır. '' Senin kadar kolay birini suçlamadığı için onunla alay edemezsin. ''

Kuzey, Masal'ın fırlattığı taşı tutar. Taş parmakları arasındayken '' Senin yerinde olsam buna alay etmek demezdim. Sadece bir öngörü. '' der ve gözlerini kısarak taşı inceler. Biraz daha taşı inceledikten sonra taşı cebine koyar.

Masal, Kuzey'in bu hareketine anlamsız bir şekilde bakar. '' O taşı niye cebine koydun ki? Zaten her yerde var o taştan, götürmene gerek yoktu.'' Kuzey, Masal'a bakar. '' Belki onda senin göremediğin şeyleri görüyorumdur.''

Masal tam bir şey söyleyecekken yerin sallanmasıyla dengesini kaybeder ve Kuzey'in üstüne düşer.

Masal, Kuzey ile burun buruna gelince yanakları kızarır ve utanır :'' Ben çok özür dilerim istemeden oldu. ''

Kuzey, Masal' ın utanmış halini görünce sırıtır ve : '' İsteyerek de olabilir, sıkıntı değil''

Masal, Kuzey'in lafıyla daha da utanırken ayağa kalkmaya çalışır ve bir kez daha yerin sallanmasıyla düşer.

Kuzey : '' Bu iyiye işaret değil. ''

Afra endişeyle binayı gösterir. Masal ve Kuzey binaya doğru baktıklarında binanın tepesinde kara dumanların binayı sarmaya başladığını görür. Kuzey binayı görmesiyle Masal'ı kucağına alır ve yerden kalkar. Ayağa kalktıktan sonra Masal'ı kucağından indirir ve : '' Sakın buradan ayrılmayın. '' diyerek Masal ve Afra'nın yanından koşarak uzaklaşır.

Masal, binadan patlama sesleri geldiğini duyunca dayanamaz ve Afra'ya döner. '' Ben de Kuzey ile gidiyorum. ''

Afra : '' Masal uzman olmayan kişiler göreve gidemez, ağır ceza alırsın. ''

Masal : '' Melek ve Barlas'ın başına bir şey gelirse, işte o zaman en ağır cezam bu olur. '' der Kuzey'in peşinden koşar. Masal, Kuzey binaya girmeden Kuzey'e yetişir.

Kuzey, Masal'ı görünce kaşlarını çatar. '' Burada olmaman gerekiyordu. ''

'' Melek ve Barlas'ın iyi olduğunu anlar anlamaz uzaklaşacağım, söz veriyorum. ''

Kuzey işaret parmağını kaldırır ve Masal'a doğru sallar : '' Yanımdan asla ayrılmayacaksın. ''

Masal olumlu anlamda başını sallar. '' Ayrılmayacağım. ''

İçeriden çığlık sesleri gelince Masal korkuyla yutkunur. ''Melek... ''

 

Bölüm : 12.02.2025 22:25 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...