
Not: Lütfen oy ve yorum yapın hangi şartlarda yazdığımı bilen bilir en önemlisi iki senedir emek verdiğim ıstgram sayfam şikayet edilip çalınmaya çalışılıyor bıktım artık ve bunun için tiktok açtım ama pek anlamam doğrusu ondan bana destek olurmusunuz lütfen benim sizden başka kimsem yok Allah aşkına artık çıkmaz bir yoldayım ve yoruldum
Tiktok : avinmirza12
İstgram:evin.elif/penumbra36
GÜLMEK İSTEYENLER : SÜRGÜN SEVDAM ADLI KİTABIMA BUYURSUN ÖZELLİKLE SON BÖLÜM
....İYİ OKUMALAR....
Kerim ellinde silahla karşısında durdu.
"Aziz dostum dedim sırtımı sana dayadım ama yüreğimi sana feda
Ettiler "
Silahtan çıkar mekanik ses bir kararın başlangıçıydı.
Bir kaç saniye önce...
Aziz karşısına silahla dayanan dostunun iki kelamıyla derdini anlamıştı.
Artık yüreği bir günaha feda edilen veballerin isyanındaydı.
"Yapma dostum bari bu acıyı yaşatma bana yapmadıklarımın bile yükü üstümdeyken senin acın "
Bu sefer namlunun ucunu şah damarına tutmuştu hiç bir kurtuluşun umut olmaması için.
"Söz verdim dostum tutamadım sana gelin gelen yarin , bende bitişidir .Bir yabancıya yarken ben günden güne tükenmişim.Unutma kardeşime yar olan yüreğime mezardır"
Aziz'in gözü bir tetik, bir kardeşinin acı çeken kömürleri arasında gidip geliyordu.
"Yarim sana emanet "
Parmak tetiğe geçmiş kaçınılmaz sona imzasını atmaya hazırdı.
"Aziz dostum dedim sırtımı sana dayadım ama yüreğimi sana feda
Ettil-"
Silahtan çıkar mekanik ses bir kararın başlangıçıydı.
"Hayır lannn" diye bağırmıştı dostunun ardından Aziz sadece bağırmakla kalmamış kardeşinin ölümüne seyirci kalmamıştı kendini feda etmişti.
Kurşunun hedefi şaşmış Aziz'in belinden sıyrılıp geçmişti.
Canının acısını bu unutmuş dostunu kaybetme korkusu sarmıştı bedenini
Öyle ki vücudu titriyordu .
Çocukluktan bu yana Aziz hep olmayan kardeşi yerine koymuştu.
Kerim'i her derdine koşar her yükünü üstlenirdi bir kavga varsa bile kardeşini arkaya alır öne hep o atılırdı.
Kerim'in elindeki silahı alıp beline takmıştı olurda yine bir delilik etmesin diye .
"Bıraksaydın ya oğlum geberip gitseydim"
Aziz elini kardeşim dediği adamın ensesine atıp kedine çekip sarıldı .
"Bırakmam nerde görülmüş Aziz'in
kardeşini yarı yolda bıraktığını "
Kerim arkadaşından ayrılıp duvarın dibinde ki taşa oturdu içinde atan kalbi gibi bedenide titrekti.
" Demesi kolay ben durabilir miyim lan..
dilimin varmadığını gözlerim nasıl görür kendini benim yerime koy "
Aziz sinirle yumruk yaptığı elini duvara ard ,arda vurup.
"Birinizdemi tanımadı be beni bacım diyorum lan ona edermiyim bunu bırak ona sevdiğme kıyarmıyım lan yanımda sırf canı yanıyor diye vazgeçtim ondan."
Yaralı elini kalbine vurup haykırdı.
"Bir damla gözyaşına yüreğimi cehennem etmişim sen gel onu o cehenneme koy yak diyorsun etmem lan kimseye değil sevdiğime etmem bu kötülüğü. dostumun yarini karım diye alıp ne yarı ne canı yakarım"
Parmağını dostuna sallayıp:
"Senide bunca yıl tanımamışsın ye helal olsun"
Der demez arkasını dönüp amcasının konağına doğru gitti bu işe son noktayı koymanın vakti gelmişti.
Belinden arkadaşın silahını çıkarıp konaktan içeri geçti yolunu bildiği kata doğru çıktı.
Yemini vardı dostunun kalem dışında hiç birşey tutmayacaktı ellerini adaleti kalemi olacaktı.
Yemininide bozdurtmuşlardı sonunda .
Elinde ki silahım kamçasını sıkıca tutmuş cımhanın yapıldığı ortaya öfkeyle girmişti.
Girdiği gibi hüküm kokan sesiyle silahı hiç çekinmeden hayatının üzerine sanki hakları varmış gibi hüküm sürmeye çalışan insanlara doğrultmuştu.
"Size ne dedim ben ha olurda değil saç teli tırnağının ucuna zeval gelse yakarım Mardin'i demedim mi ha"
Ali Ağa oğlunun saygısız tavrı karşınıda öfkelenmiş hiddetle bağırmıştı.
"İndir o silahı Aziz Ağa kime çektiğin farkında değilsin herhal kendine gel"
Bu sefer namlunun ucunu konuşan babasına doğru hedef aldı .
"Siz değil tırnağa incilerini akıttınız"
Halef ağa :
"Karın kadın olsaydı sana evlat vereydi o halde"
Aziz konuşan yaşlı ağaran sonra.
"Lan nerden biliyorsunuz suçun onda olduğunu "
Hepsi şaşırmış içlerinden Muş'un en büyük aşireti olan xersan aşiretinin ağası olan pir Mehmet herkesin aklında ki soruyu sormuştu .
"Yani senin mi çocuğun olmuyor"
Bir karar vermesi gerekiryordu ya yakacaktı ,ya da yanacaktı ama şüphesiz bu hayatta onun için tek bir şık vardı oda sevdiği kadın .
O kafasından ne diyeceğini tartarken içini kaplayan korkuyla bu sefer Ali Ağa sormuştu.
",Kısır olan sen misin ,yoksa karın mı? Söylede sende bizde kurtulalım"
Aziz ilk babasına sonra odadaki herkeze tek ,tek baktı ve konuşmak için arayan duraklarından sonunda herkesin beklenen cevabı aldı.
"Kalbim kusurlu değil Ali Ağa şükür soyum sen yüreğim sen değil"
Öyle bir ezip geçmişteki Aziz Ağa çekip vursa belkide bu kadar yanmazdı canı babasının.
"Şimdi ben bacımı size ve törelerinize bir kez daha kurban etmeyeceğim bu hayatta tek güvendiğim adama emanet edeceğim hatta benim konağımda ona mahrum ettiğiniz gelinliğinle kuşağıyla"
Herkes şok olmuştu nerede görülmüştü duyulmuştu .
Fikret ağa hiddetle kalkıp yiğenin kaşısına dikildi .
"Nerde görülmüş oğlumun haftası olmadan törenleri ez geçip bir başkasına gelin gitmek sen varken"
Amcasının söyleriyle dimdik mertçe adalet hüküm kokan sesiyle konuşmaya başladı Aziz.
"Yıllar önce bu konağa yine gelmiştim amca o zaman mahrem demiştin karı koca arasına girilmez yoksa millet yanlış anlar diye bende sana and içmiştim hatırla gün gelecek bacım kediğim kızı sizin ellerinizden kurtaracağım diye"
Fikret ağa asla utunmamıştı günü ve yiğenin sözlerinin arkasında durduğunu hep bilirdi.
"Elif bu konağa gelin geldi bu konakta kalacak o kadar "
Aziz bir adım atıp amcasının karşısında dimdik bir şekilde durdu.
"Sırf ezin hor görün diye değilmi ama o devir kapandı sadece üçgün amca üçgün içinde benim avlumda Elif ve Kerim'in düğünü olacak buna engel olamazsın ola ki"
Diyip elindeki silahı amcasının avucuna bırakıp.
"Yüreğin yetiyorsan çeker sıkarsın çünkü ben o düğünü yapacağım "
Şeyh İsmail bütün konuşmalara tanık olmuş hiç bir şekilde müdahale bulunmamıştı zira Aziz'in duruşu yetiyordu .
"Demişlerdi de inanmamıştım Ali Ağa oğlun sana hiç çekmemiş Adı gibi Aziz
duruşu gibi mert bir adam"
Sonra Aziz ağaya bakıp .
"Helal olsun delikanlı yüreğin adalet diye kavruldukça yolun yanlışa sapmaz"
Aziz saygıda kusur etmemek adına yaşlı adamın yanına gidip ellerini öpüp anlına koyup:
"Terbiyesizlik etmişsen affola şeyhim"
Şeyh İsmail Aziz'in omuzlarını sıkıp.
"Her yılan tatlı dilden anlamaz bazen zehrini akıtman gerek"
Ve ikisinin duyacağı bir tonda Aziz'e biraz yaklaşıp.
"Şimdi git var müjdeli haberi ver mecnuna"
Ve uzaklaşmıştı Aziz şeyhin yüzüne bakışından bir çok şeyi anlamıştı aslında herşeyi biliyordu eğer ki o birşey yapmasa şeyh devreye girecekti bir nevi onu test etmişti.
Meclisin tozunu dumana katıktan sonra kapıda perişan halde bekleyen dostunun yanına gitmişti.
Ve yanılmamıştı konakta sedirde perişan halde elinde tütün tabakası titreyen elleriyle sigara sarmaya çalışan Kerim'in hali içler acısıydı.
Bir adamın sevdasının yası sigarasının dumanı tütünce başlarmış
Sevdalı adamın yüreği tütün tabakasıdır sevdası başladığında kapanır bitince ardın sıra açılır.
"Sabaha kadar iç o seni yakar sen onu ama yüreğindeki ateş daim baki kalır"
"Demiştin ya bazen korumak için vazgeçmek gerek ben vazgeçtim dostum gidiyorum "
Dostunun herşeyi kabullenişi farkında olmadan aralarındaki köprüleri yıkmıştı.
Aziz ellerini ceplerine koyup uçsuz bucaksız Mezopotamyanın hüküm kokan topraklarına baktı.
"Olmaz"
Kerim oturduğu yerden kalkıp tütün tabakasını hırsla yere fırlattı.
"Lan anlamıyor musun seviyorum lan sana gelin edecekleri kıza deli gibi sevdalıyım kalkıp nikahına şahitlik mi edeyim"
Aziz ciddiyetini bozmadan dostuna doğru döndü işte şimdi tepkilerini merak ediyordu.
"Yok şahit olacak olan benim senin fazifen başka"
İçtiği sayısız sigara onun süre sersemletmişti artık.
"O ne demek "
Kendinden ödü vermeden.
"Üç günün var o zamana kadar Elif'i ikna et seninle evlenmeyee."
Kerim yanlış anlayıp anlamadığını teyit etmek için .
"Az önce ben doğrumu anladım yani.-"
"Doğru anladın üç gün içinde düğününüzü yapacağım o zamana kadar Elif'le konuş gönlü yoksa düğünü unutursun"
Kerim dostuna sarılmak için bir adım atmıştı ki Aziz durması için elini kalrıp ona engel olmuştu.
"Ben bunu bana silah çekmiş güya dostum olan adam için yapmadım olmayan bacım yerine koyduğum kız için yaptım"
Kerim'in içinde yağızlar kopmuştu en iyi o anlamalıydı onu konu sevda olunca kalem şaşar insan yoldan çıkardı.
"Ben o silahı kendim için kaldırdım senin için "
Demişti Kerim kendini ifade etmek adına ama kaçırdığı en önemli şey kendine sıkacağı kurşunu Aziz kendine sıkmış sayardı.
"Ne fark eder lan ha söylesene arada ki farkı "
" Kardeşimsin lan silah kalksa parmak tetiğe gitmez" kardeşine doğuru haykırmıştı konaktakinler meraklanıp üst katta çıkmak isteselerdi korkudan hareket edemedi.
Aziz Ağa baş parmağıyla dostunun salladı.
"Kardeşim deme lan bana kardeşin olsaydım bana güvenir yapmacağımı bilirdin hoş sevdiğim kız bile yıllardır tanıyamamış ya"
O an bömleğinine bulaşan kanı gören Kerim gerçekle yüzleşmiş ne yaptığının farkına varmıştı.
"Kardeşim yaralanmışın
Lan"
Yaramı birde yüreğinde ki yarayı görselerdi ya.
"Canın sağolsun dostum bu yara ileşir "
Elini kalbine vurup kırgınlıkla.
"İşte burda ki yara iyileşmez"
Dostunu ardından bırakıp konaktan çıktı olurda sevdiği kadın üstüne bulaşan kanı görürde korkar diye .
Arabasına bindiği gibi çifliğe gitmişti
bir kaç gün orda kalmak herkesten uzakta kafasını dinlendirmek istiyordu.
Kaldıkça sevdiği kadını daha çok kıracak kırılacaktı.
🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤
Xece hanım olanları duyduğu an hep yaptığı gibi hırsını almak için gelininin olduğu odaya çıkmıştı.
Gelini yatağında iki büklüm oturmuş ağlıyordu sanki çok hakkı varmış gibi tüm Mardin'e rezil oldukları yetmezmiş gibi tüm ağaların diline dolanmıştı soyları .
Kapıyı çarpıp yatakta ki kızın saçından tutup yattığı yerden kaldırmış saçlarından sürüklemiş
Avluya getirmişti.
"Hep senin yüzünden seni nağlet gelsin seni is bu konağa gelin diye getirdiğim günü "
Konaktakinler bir kez daha Xece hanımın zalimliğine şahit olmuştu.
Kimsenin onu elinden almaya cesareti yoktu vicdanlarının sesini bastıran yokluk onları buna mecbur bırakıyordu.
Ama yeterdi susmayacaktı Ayşe bu eve gelen küçük kız değildi olanları anlamacak kadarda hasta değildi.
"Yeter artık Xece hanım ben senin o eziyet ettiğin küçük kız değilim anladınmı?"
Ona diklenen gelinini görünce öfkesi dahada körüklenmişti taştan kalbi öfkeyle dolup taşmıştı.
"Vay vayy dünkü bitli kız gelmiş bana dikleniyor unutma ki seni bu konağa oğlumun koynunu süsle diye getirdim bakıyorum da sen kendini bu konağa hanımı olduğunu sanan olmuşsun"
Ayşe pes etmeyecekti direnmeyi öğrenecekti artık kararını vermişti okulu bitirip küçük kızlar töreye kurban verilmesine izin vermeyecek hiç bir çocuğu kimsesiz bırakmayacaktı.
Aziz yokluğuyla ona ayakta durmayı savaşmayı öğretmişti her vazgeçiş bitiş değildir sonun başlangıcıdır aslında.
"Ben Ayşe bu konağın kapısında iki örgüsü elinde bebeğiyle girmiş kızım Xece hanım ben kimseye değil kendime güveniyorum sen "
Elindeki bilezikleri tüm takıları çıkarıp önüne fırlattıp elleriyle kendini gösterip
"Bak bunlar olmadan da varım "
Sonra onu gösterdi .
"Ama sen bu hayatta ne hanımağa nede malın mülkünle anılacaksın ölürken bile insanlar zalim oluşunu zikredecek"
Xece hanım elini kaldırıp geline vuracağı vakit başka bir en engel olmuştu bu Ayşe değildi hırsları yüzden enkaza çevirdikleri başka bir kadındı.
"Aziz abim duyarsa sizinle beraber bu konakğı yakar Xece hanım" demişti Elif .
Ayşe Elif'e bakmıştı ablası canlıydı belkide yeni kuması ama bir tuhaflık vardı abim demişti ama niye insan evleneceği insana abim demişti ki .
" Kim oluyorsun da bana karşı geliyorsun bu konakta kalmayada hakkın kalmadı maddem Karim'le evleneceksin al pılını pırtını defol git burdan"
Artık onlara muhtaç değildi Elif alacaklarını almışlardı zira .
"Ben gederimde unutma cümle alem anladı Aziz ağamın kuma getirmeyeceğini sende anla artık vazgeç bu sevdadan"
"Bana akıl mı veriyorsun sen ha "
Elif gülümseyip Xece hanıma baktı artık boyun eğme devri bitmişti.
"Sende bilirsin ki hırs insanın gözünü kör eder ve o insanı yok etmeden dinmez bunu en iyi sen bilirsin Yusuf Ağa'nın eceli hırsıydı senin gibi"
Xece hanım tam birşey diyecekti ki Elif umursamadan bacısı yerine koyduğu kıza doğru döndü .
Bu sefer unatmadan çekinmeden bakmış.
"Aziz abi izin vermedi sevdasını kurban vermedi töreye sadece o değil kimsenin yapamadığını yapıp arkanda durdu kimse bundan sonra kumadan bahsetmez artık"
Ayşe bu sefer gözyaşları mutluluktan akıyordu kıymamıştı bir kez daha yüreği kıymamıştı onlara herşeye rağmen onca söylediğine arada olan kırgınlıklara rağmen onları ziyan etmemişti.
Ellerine dudaklarına getirip usulca.
"Ben ne yaptım demişti "
Tüm olanları boş verip kardeşini kollarının arasına alıp sarılmıştı ablalık her koşulda afetmektir.
" Herşeyi boşver git sevdiğin adama sahip çık seviyorsan adım atmaktan çekinme seven hiç bir adam karısının üstüne kuma gelmesin diye adını kısıra çıkarmaz "
Ayşe yıkımı iliklere kadar hissetmişti doğru ya Xece hanımın hırsı bu yüzdendi tüm kini öfkesi bundan mütevekkildi.
Elif kızdan ayrılıp omuzunu okşadı destek vermek adına.
"Ya çıkar bu kapıdan sevdiğin adama sahip çıkarsın yada kendi ellerinle onu yok edersin "
Anlacağını anlamıştı yok demişti köprüleri onun uğruna yıktığı köprülere senin yıktıkların neydi ki.
Elif ablasına bakmış sonra Xece hanıma daha sonra konağın girişine bu gün adılacak adımlar geleceğinin pusulasıydı .
Seviyordu delice olunmayacak bir insana dönülücek kadar hemde.
Yeterdi bitsindi artık bu hasret neyi bekliyordu.
Yeni hayata ilk adımını atmış konaktan çıkmıştı dışarda çıktığı an sanki ayaklarında ki prangalar kırılmış kendini özgür hissetmişti.
Gideceği yeri çok iyi biliyordu adresi huzur buldukları en güzel anlarını biriktirdikleri çiflik eviyddi Aziz gitse bir tek oraya giderdi .
Kendi elleriyle çikceklerini diktirdikleri duvarlarını kendi boyadıkları her bir köşesinde Ayşe'nin gülüşünün saklı olduğu Aziz'in limanı olan evdi.
Arabaya binip şoföre.
"Mustafa abi beni ona götür "
Adam gülümseyip başını sallamıştı Xece hanımın aksine tüm çalışan onların gözlerinde ki sevdayı görebiliyordu .
Yıllardır Ayşe okulunu bitirsin diye gizlice sınavlara götürdü.
Aldığı karneleri çocukları gibi ona getirir bir afferimi beklerdi.
Keşke derdi benim kızım olsaydı bırakmazdım Xece Hanım'ın ellerine ziyan etmezdim .
"Ee kızım bittimi sınavlar"
Ayşe daldığı düşüncelerden sıyrılıp.
"Bitti artık iki sınav kaldı Mustafa amca "
Adam aynadan gururla baktı küçük kıza.
"Desene artık avukat hanım diycen kesin ilk Xece hanımı şikayet edersin"
Ayşe herşeye rağmen gülümseyip başını salladı yol boyunca sohbet edip atıştılar adamın maksatı kızı biraz olsun güldürmekti.
🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤
Artık kendileri için bir adım atma vaktiydi.
Çifliğe gelince yanan ışıklar daha sevdiği adamın burada olduğundan emin olmuştu çiflik evine doğru gidip
kendini atacağı adımlar için temkiler vermişti.
En sonunda cesaritini toplayıp kapıyı çalmıştı bir süre kapı açılmıştı.
YAZAR ANLATIMI:
Kapıyı açtığı gibi karşısında sevdiği kadını görmeyi beklemiyordu Aziz ağa.
Soğuk bir tonda kapısına dayanan kadına sorusunu yöneltti .
"Ne arıyorsun burda kim getirdi seni?- niye haber vermiyorlar "
Ayşe adamı umursamadan omuz silkip içeri geçti.
"Evime geldim kötümü ettim "
Aziz ağa kapıyı kapatıktan sonra içeri girip kadının karşısına dikildi.
"Ayşe niye geldin diyorum hem konaktakinlerin haberi varmı ."
Bu gün kadın cesur olmak istiyordu hep sevdiği adam onun için çabalıycak değildi ya.
"Kocamın yanına gelmek için izin isteyemem ya"
İşte bu cesur tavırlar adamın beklemediği tavırlardı istemsizce beklenmedik olay karşısında dumura uğradı.
Elini karısının anlına koyup kontrol etti acaba ateşimi var diye.
"Ateşinde yok birşeyler mi içtin sen hiç normal değilsin bu gün"
Adamın daha çok şaşırmasına sebep olacak hamleyi sona bırakmıştı.
Kocasına yaklaşıp parmak uçlarında
yükselip .
"O zaman daha çok normalleştirelim değilmi?"
Aziz ağa daha kadının ne demek istediğini kavrayamadan dudağının üstünde bir baskı hissetmişti.
Ayşe acemice sevdiği adamın dudaklarını bir kaç saniye öpüp çekilmişti.
Aziz şok olmuş bir şekilde dona kalmıştı şuan için derûb-ı emsalı
anlatacak hiç birşey yoktu.
Aziz kapıldığı şoktan çıkmış sevdiği kadına bakmıştı anlamsızca.
"Neden yaptın bunu"
Bu sözler karşısında Ayşe kırılmışsada belli etmedi zira o daha çok kırmıştı sevdiği adamı.
"Kocamı öptüm olamazmı?"
Karısının ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordu sırf ona kırıldı diye suçlu hisedip gelip onu öpmüştü ama öperek ileştirmek çoçukluktü ki bir avuntuydu topkı bazen onun Ayşe'ye yaptığı gibi.
"Sakın bunu yapma anladın mı şimdi geç olmadan konağa dön"
"Teksindin mi " diye sordu Ayşe yoksa başka açıllaması olamazdı.
"Tiksinmek mi bunu nasıl dersin ya şimdi dediğimi yap ve konağa git yada ben şöföre söyleyeyim arabayı hazırlasın"
Ayşe Sevdiği adamın kollarını tutup engel oldu.
"Maddem tiksinmiyorsun neden beni göndermeye çalışıyorsun herşeyi boş verip bir adım atmışken niye bu hiçten duvarların"
"anlamıyorsun "diye haykırdı Aziz Ağa sevdiği kadının gözlerine bakıp.
Ayşe'nin pes etmeye niyeti yoktu yıkalacaktı artık tüm duvallar ne olacaksa bu gün olacak söylenecek ne varsa bu gün söylenecekti.
"Söyle o zaman yeter görmüyormusun onlar yok etmese bile biz kendimizi yok edeceğiz artık karşında küçük Ayşe yok"
Aziz kolunu sevdiği kadından kurtarıp bir kaç geç volta atıp sakin olmaya çalıştı.
Ayşe dayanamamış .
"Söyle artık susma Allah aşkına " diye bağırmıştı.
"Meselede o küçük kız olmaman "
Ayşe alamsızca baktı evet büyüdükçe herkes değişirdi tıpkı onun gibi ama hasta olduğunu biliyordu o zamanlar elinde değildi ki çocukça davranırdı bir çok yerde bunun için miydi yani .
"Büyüdüm Aziz o küçük Ayşe değilim bile isteye geldim artık evliliği oyuncak sanan o kız yok"
" Sen istemedin mecbur bıraktılar sev demediler,seveceksin dediler.
Çocuk olduğunu unutup abi dediğin adamdan çocuk yap baskı yaptılar biliyorlardı çünkü gitmek istesende ,gidemezdin seni kendilerine bana mecbur bıraktılar anla korkuyorum bir gün bana duyduğun aşkı hayranlık onduğunu anlarsın diye korkum "
Kadın yaralı adam bitkindi ,sevdaları iki yaralı ruhun sığınağıydı.
Adam acizce yanan şöminenin dibine oturmuş bir ayağını uzatmış birini kendine çekmiş bir vaziyetteydi.
Göz yaşları gözlerinden değilde yüreğinden akıyormuş gibi bir -bir,firar ediyordu zira taşıyamıyordu yüreği artık onca acıyı .
"Çocuktun lan insanlar seni koynuma almamı beklerken sen oyun oynamak isteyecek kadar. En önemlisi sana yapılanı anlamayacak kadar yaralıydın"
Ayşe sevdiği adamı bu halde gördükçe kahroluyordu aradaki mesafeyi kapatmış bu hayatta ki tek sığınağına sığınmayı seçmişti bir kez daha usulca sevdiği adamın dibine oturmuş.
Başını omuzlarına yaslamış ve sessizce fısıldamış .
"Ben sende sevilmeyi sevdim yüreğim dedim sana
çünkü gerçekten yüreğimdin , hatırlıyor musun bir keresinde sana gelmiş sevmek nedir diye sormuştum sende beklemek demiştin bizim Sevdamızın vuslatı sabrımızdı."
Mazi bir flim şeridi gibi gözlerinin önünden geçmişti Aziz'in nereye giderse gitsin küçük karısını hep dibinde bekliyordu .
Bir kuş kadar ürkekti sokakta her an kaybolacak küçük bir çocuk gibi bakardı Aziz sadece kocası değil babası,abisi sırdaşıydı yeri geldiğinde.
Ayşe başını sevdiği adamın omuzlarından kaldırıp gözlerinin en derinlerine baktı .
Sol elini kaldırıp aşık olduğu kirli sakalları usulca okşadı hep hasreti bir dokunuşa .
Kimi zaman birşey bulaşmış bahanesiyle dokunmuştu sevdiği yüze o büyüdükçe iyileştikçe sevdiği adam her gün bir adım ondan uzaklaşıyordu bu canını yaksada sesini çıkarmaya hakkı yokmuş gibi hissetiriyordu .
İkiside bir birlerinin hayatlarında geçici olduğuna inanmıştı
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 74.02k Okunma |
5.43k Oy |
0 Takip |
54 Bölümlü Kitap |