
Gökçe tam ısrar edeceği saniyede kapı çaldı
Er : " komutanım Arif albay sizi odasına çağırıyor"
Doğan : " tamam aslanım sen çık "
Gölçeden kurtulmak işime gelirdi .birşeydemeden yep birlikte yatak haneden çıktık .
Lakin anlam veremediğim şey koridordakı tüm askerler bize bakıyordu
Yüzlerinde garip bir gülümseme ile bize bakan askerlerden sonra nihayet Arif albayın odasının önüne gelmiştik
Doğan komutan kapıyı çaldığında Arif albayın gel diyen tok ve sert sesi duyuldu
İçeriye rütbe sıralaması ile girip yine rütbe sıralaması ile yan yana dizildik
Arif albay: " sizi neden buraya topladığımı merak ediyor olabilirsiniz , söyleyeyim doğan ve burçin rollerinizi çok iyi oynamışsınız şimdi sıra diğer aşamada "
Ne yani bu oyun bitmemişmiydi
Doğan : " şimdi ne yapacağız komutanım "
Arif albay : " siz ikiniz yine İlayda ve harun olarak sevkiyat a gideceksiniz . Tim ise pusuda bekleyecek "
Pençe kıran : " emredersiniz komutanım "
Arif albay : " bu gün isminizin hakkını bir kez daha vereceğiniz gün olsun düşmanın pençesini bir Kurt gibi kırın "
Pençe kıran : " EMREDERSİNİZ "
Diyip odadan yine rütbe sıralaması ile çıktık
Şimdi sırada kıyafet vardı bu sefer açık veya elbise tarzı bir şey giyemezdim aksi takdirde bu operasyonu tehlikeye atardı
Burçin :
Doğan :
Hazırdık artık çıkma vakti gelmişti
Arabaya bindiğimizde tim de farklı araçlara binmişti
Yaklaşık 2 saatlik bir yolculuktan sonra sevkiyat alanına ulaşmıştık
Hazır olduğumuzda ikimizde arabadan indik ve çadır benzeri yapıya ilerlemeye başladık
İçeriye girdiğimizde Cemil kucağındaki kadını kaldırdı
Cemil : " hoş geldiniz İlayda hanımcım"
" Hoş buldum "
Tam Cemil elimi öpecek Ken belimden çekilerek sert bir yüzeye çarptım kafamı kaldırdığımda ise o yüzeyin doğan komutan olduğunu gördüm
Kulağıma doğru evildi
Doğan : " özür dilerim "
" Ne -"
Lafımı tamamlamadan dudağımın üstünde bir baskı hissettim
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |