
Doğandan
Atlas albay ve Arif albay yan yana bizi bekliyorlardı lakin sinirleri yüzlerinden okunuyordu aslında oda da kim varsa sınırlı ve durgun du
Atlas albay : " pençe kıran timi bu gün şaka yok ciddiyet var "
Pençe kıran : " EMREDERSİNİZ "
Arif albay: " bir askerimiz düşmanın pençesine düştü pençe kıran timi olarak sizden istediğimiz timinizin isminin hakkını verin ,o pençeyi kırıp askerimi getirin "
Arif albay sözünü tamamladığında bilgisayar ile uğraşan asker den bir ses yükseldi
Asker : " komutanım bir görüntülü arama mevcut"
Atlas albay : " yansıt "
Arama açıldığında bir adamın yüzü belirdi düşmanımı unutmazdım harun du bu
Harun :" komtann nasılsen "
Dedi iğrenç Türkçesiyle
Arif albay : " nerde lan askerim ,nerde lan "
Harun telefonu içeri doğru götürdüğünde bir kadının sesi duyuldu
Burçin : " İNSAN BÜYÜR BEŞİKTE MEZARDA YATMAK İÇİN ,
VE KAHRAMANLAR CAN VERİR YURDU YAŞATMAK İÇİN "
Terör üyesi : " sus be kadın sus "
Harun telefonu o yöne çevirdiğinde üniformalı üstü başı yara içinde bir kadın görüldü ama kadın bu haline rağme sırıtıyor hatta gülüyordu
Arif albay : " burçin nasılsın kızım "
Burçin : " iyiyim komutanım güzel bir tatil yapıyorum yerimde rahat "
Atlas albay: " bu Tatil kısa sürecek merak etme üsteğmen "
Bunun üzerine harun şerefsizi kızın omuzundaki bayrağa doğru elini uzattı
Burçin : " SAKIN HA DENEME BİLE "
Harun : " sakın ol yırtıcı kuş"
Arif albay: " askerinin kılına zarar gelirse seni oraya gömerim "
Bunun üzerune harun bulunduğu yerden dışarı adımladı
Harun : " adamımı ver askerini al Yarına kadar mühlet" dedi ve kapattı
Atlas albay : " derhal yola çıkın askerimi almadan gelmeyin "
Pençe kıran : " EMREDERSİNİZ "
.
.
.
Mühimmat odasında hazırlanıyorduk
Galip : " olum kadına neler çektirmişler "
Ahmet : " burçin üsteğmeni tanırım kaybedecek birşeyi yok o kadının "
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |