14. Bölüm

14. Bölüm

Gizliyazar_1907
ay.gece

13. BÖLÜM

Dikmen Timi esir alınmıştı ama hiçte esir alınmıştı gibi değillerdi. Gayet rahatlardı ve hatta goy goy bile yapıyorlardı.

" Sesinizi kesin lan! Ağzınızı kırdık hâlâ car car konuşuyorsunuz. " Dedi hevallerden bir tanesi.

" Asıl sen kes lan! Daha kaleci tutmayı bilmiyorsun birde bize laf atıyorsun! Senin yaptığın gider anca tuvalet borusuna gider. " Dedi Derin kahkaha atarak. Sonra ona sırıtarak bakan time döndü.

" Götümü görüyor musunuz? Ağzımızı kırmış? Peh! Eli kırıldı yine ağzımı kırılmadı ne anlatıyor bu am biti? "

Heval sert bir yumruğu Derin'in karnına geçirdi. Timden kimse kurtarmak için bir hamle yapmadı çünkü yaparlarsa, zaaflarını, yani bir askeri daha da çok döverlerdi. Gözlerinin önünde.

İlyas dişlerini sıkarak okları kendi üzerine çekmeye çalışrı.

" Anca gücünüz kadınlara yeter zaten. Amcık herif! Çöz ellerimi de hepinizi nasıl düzüyorum bir gör. " Dedi. Normalde Derin'in on erkeğe bedel olduğunu biliyordu ama şuan sırası değildi. Düşündüğü gibi dikkati kendi üzerine toplamıştı.

Başka bir heval elinde demir sopayla geldi ve üst üste vurmaya başladı. " Başkan daha gelmedi. Gelince o görecek sizin işinizi. Bu nedenle sizi bırakıyoruz. "

Heval İlyas'a çok yakın olduğu için İlyas elleri yukarıdan bağlı olmasına rağmen kafayı gömdü onun suratına

" Bırakmasanız kaç yazar lan! He?! "

Aslan ayağıyla onu dürttü. Daha fazla kışkırtmanın mânâsı yoktu.

Adam daha da sert vurmaya başlarken, Derin dayanamadı ve İlyas'a çok yakın olduğundan hevale ayaklarını dolayı. Hevaller ne olduğunu anlamazken İlyas'a vuran Heval'in boğazları Derinin iki bacağının arasından kırılıyordu. Hevaller elinde sopalarda Derin'e vurmaya başladılar. İlyas dikkati üzerine çekmeye çalışsa da nafileydi.

Derin Heval'i öldürürken ortalık karıştı. İlyas ulaşabildiği kadar hevale tekme atıyor, kafa atıyordu. Keza diğerleri de. Odaya yardım için başka hevaller de girdi. Tim olarak toplu bir dayak yediler ama yine de onurluydular. O kargaşa da üç tane daha heval can vermişti.

❄❄❄

" Keskin Timi'ni hazırlayın! Dikmen Timi esir düştü. Gönderilen koordinata gitsinler. " Dedi Ahmet Albay rahatça. O kadar sakindi ki ona bakan Er ürkmüştü.

Sakin olmasının sebebi, herşeyin planlı olmasıydı. O başkan denilen adam o mağaradan askerlerin gelebileceği hiçbir yere gelmiyordu. Madem öyleydi. O mağaraya kadar gitmek hedefti artık. Dikmen Timi esir düşmüş olabilirdi Ama operasyonun sonunda esir olarak değil kırmızı kod ile aranan bir teröristi yakalayan onurlu bir Türk Askeri olarak anılacaktı.

❄❄❄

Tim alayla ayaklarına da bağlanmış zincirlere baktı. Onlardan korktukları için doğru dürüst yaklaşamamışlardı bile.

Aslan Timde herkese baktı. En hasarlı kişi net olarak iki arıza askerindeydi. İlyas ve Derin önceden atışırlardı, huyları bile farklıydı ama Samsun'dan dönünce ikisine birşey olmuştu. Sanki evrim geçirmişlerdi. Huyları aynıydı resmen ve yaptıkları şakalar sadece onlar gülüyordu. Çok garipti.

Aslan, Toprak ile göz göze gelirken hızla bu sefer de onun bedenini kontrol etti. Onun birşeyi yoktu. İçi nedensizce rahatlarken kendisine kızdı. Onun da diğer askerlerden bir farkının olmaması gerekiyordu ama onu koruma isteği de neydi böyle?

Odada şuan hiç heval yoktu. O yüzden herkes rahat rahat konuşabilirdi.

" Oğlum o değil de galiba bir dişim gitti. " Dedi Sinan yüzünü buruşturarak.

" Nasıl lan? " Dedi İlker.

Sinan yere dişini tükürdü. Herkes yüzünü buruştururken Sinan ağlama raddesindeydi.

" Bir diş acısı yüzünden mi ağlıyorsun? " Dedi Yakup kınarca.

" Ne acısı abi? Bu dişin yerine tekrar yaptırırken bana girecek olan tutarı gör sen. Sen bile ağlarsın benim halime. " Dedi Sinan. Toprak sabır çekerek güldü.

" Hak sana! Televizyondan izlersen öyle pis şeyler, dişin de kırılır, kafan da! Sana gel iki rekat namaz kılalım diyorum ama nerede?! " Diye homurdandı Yakup. Herkes o olayı duyduğu için gülmüştü.

" Ya abi valla kanal takılı kaldı. " Dedi İlker arkadaşına destek olurcasına.

" Takılı kalana kadar neredeydi? " Dedi Toprak. Sinan ve İlker harici ona hak verirken onlar bu kara lekeden nasıl kurtulacağını hesaplamaya çalışıyordu.

" Siz neden itleri kışkırtıyorsunuz? " Dedi Aslan. İlyas ve Derin aynı anda omuz silkip aynı anda konuştu.

" Onlar kaşınmasaydı. "

Herkes sabır çekerek onları kendi haline bıraktılar.

Odaya giren bir grup heval ile sustular. Hevallerin arkasında ise 30'lu yaşlarda kart bir adam vardı.

" Biz gelince neden sustunuz. Konuşun siz biz dinleriz. " Dedi. Başkan dedikleri adam buydu.

Aslan sırıtarak, " Siz hep susacaksınız, Türkler konuşacak zaten. Konuşun aslanlarım. " Dedi.

Aynı anda plevne marşı okumaya başladılar.

" Tuna nehri akmam diyor

Etrafımı yıkmam diyor

Tuna nehri akmam diyor

Etrafımı yıkmam diyor

Ünü büyük Osman Paşa

Plevne'den çıkmam diyor

Ünü büyük Osman Paşa

Plevne'den çıkmam diyor "

Hevaller sinirden kudurup ellerinde ki demir sopalarla Dikmen Timi'ne vurması onları durdumadı. Sesleri mağaranın dört bir yanına dağıldı. Başkan sinirdej kudurup onlara köpek gibi saldırdı ama yine de susmadılar. Kaşları patladı, dudakları patladı, karınları mosmor oldu ama susmadılar.

" Kılıcımı vurdum taşa

Taş yarıldı baştan başa

Kılıcımı vurdum taşa

Taş yarıldı baştan başa

Ünü büyük Osman Paşa

Askerinle binler yaşa

Ünü büyük Osman Paşa

Askerinle binler yaşa "

 

Marş bitince Dikmen Timi bedenlerinde ki acıya rağmen kahkaha atarak güldüler. Onları gülmesine dayanamayan Başkan gözüne kızları kestirdi.

Kendisi Derin'in karşısına geçip, sağ kolu olan Heval'e de Toprak'ı işaret etti.

" Bakalım arkadaşlarınızın tadına bakarken de böyle kahkaha atabilecek misiniz? " Dedi Başkan denilen it. Derin'in üniformasının önünü bıçağı ile kesti. İçinde askerî tişört vardı. Keza Toprak'ın da öyle. Timin erkekleri sinirden kükrerken zincirler kırılacak gibiydi her an.

" Eğer onlara dokunursan seni kazığa oturur hevallerin bayrağı diye sallandırırım! Orospu çocuğu! Bırak lan onları! " Dedi Aslan. Kızların tişörtü kesilip sütyenleri ortaya çıkarken ikisi de direniyordu. Elleri ve ayakları beğlıyken en fazla kafa atabilirlerdi ama itler onu hesaba katarak uzaktan hallediyordu işi.

Derin'in siyah sütyeninden taşan beyaz göğsüne hevaller aç gözlerle bakıyordu. Başkan denilen it bıçağı kızın göğsünün üzerine sürtünce İlyas çıldırdı.

" Eğer benim helalim olana dokunursan! Senin yedi sülaleni de siker 81 parçaya böler sarı torbayla 81 ildeki uçurumlardan atarım! Eğer az çok askerleri tanıdıysan yaparım! Bilirsin! " Dedi. Başkan korkudan bir adım geri çekilirken Tim da şaşkındı.

Helalim?

Bir hevali ancak bu durdurabilirdi. Merhamet veya acıma dolayısıyla değil, bir askerin helaline dokunma korkusuyla. Çünkü bilirlerdi ki sonları ölümdü. Derin sinirden ve utançtan kıpkırmızı olurken İlyas şuan konuşmasaydı diye bir sonraki adımı düşündü. Midesi bulandı.

Başkan denilen itin hevesi kaçarken Toprak'ın önünde ki adama işaret yaptı. Toplu halde odadan çıkarlarken Toprak boncuk boncuk ağlıyordu. Onun da siyah sütyeninden göğüsleri meydandaydı ve utanıyordu. Tıpkı Derin gibi...

" Kızlara bir kere bile bakanı meslekten ihraç ederim! " Dedi Aslan. Zaten bakmıyorlardı ama sanki bakmış gibi suçlulukla başlarını önüne eğdiler. Erkekler kendini suçluyordu. Kızlar o haldeyken kurtaramadıkları için.

İlyas Derin'e dişlerini sıkarak bakarken gözleri çok şey anlatıyordu. Onun göğüslerini görmüştü elbette ama bu kez bakmadı. Yalnızca gözlerine odaklandı.

Derin gözleri dolarken, " teşekkür ederim. " diye fısıldadı. Çok yakın oldukları için İlyas Derin'in kafasına bir öpücük kondurdu.

" çok özür dilerim. "

❄❄❄

Keskin Timi mağaranın etrafını sarmıştı. Yüzbaşı Yunusemre'den emir bekliyorlardı. Kurtarma operasyonu içeride ki muhbir gerekli belgeleri getirince başlayacaklardı.

Bir 20 dakika beklediler. Sonra ise muhbir elinde bir torba ile koşar adımlarla geldi.

" Komutanım, bunu Ahmet Albay'a ağzını hiç almadan ulaştırmanız lazım. " Dedi muhbir.

" Aferin koçum. Geri dönme mağaraya az sonra ortalık karışacak. " Dedi Yunusemre.

" Yok komutanım, rota başka biryer. Vatan size emanet. Hadi eyvallah." Dedi Muhbir ve ortadan kayboldu.

Yunusemre kulaklıktan konuştu.

" Ela'nın atışı başlayacağız. " Dedi. Ela timin Keskin nişancısıydı.

Ela bir iti hedef aldı ve indirdi. Oyun daha şimdi başlıyordu. Ortalık mahşer yerine dönerken mağaranın içinde itlerin ellerü ayakları birbirine dolanmıştı.

" T. C Askerî geldi başkan! " Diyordu bir ses.

Herkes korkudan altına sıçıyordu.

Dikmen Timi ise oldukları yerde rahatça gülümsüyordu. Türk askeri gelmişti. Böylelikle operasyon bitmiş sayılırdı.

Keskin Timi son şerefsize kadar indirmişken Başkan denilen adamı yaralı bırakmışlardı.

Keskin Timi nden Arda, Mustafa, Esra ve Arzu timin bulunduğu odaya girdiler. Kızların o halini gören Arda ve Mustafa çok üzüldü ve onlara bir kez daha bakmadan diğerlerinin zincirini çözmeye başladılar.

" Komutanım nasılsınız? " Dedi Mustafa Aslan'a.

" Siz geldiniz daha iyi olduk devrem. "

Esra ve Arzu kızlarla ilgilenirken hemcinslerinin o halini görmek onları çok üzmüş ve öfkelenirmişti.

" Soysuz piçler! " Dedi Arzu üzerindeki ceketi Toprak'a geçirirken.

" Amına koyacağım onların. " Dedi Esra da. Derin'e kendi montunu vermişti o da.

" Ağır bir yarası olan var mı? " Dedi Arda. Sesini sakin tutmaya çalıştı ama hoşlandığı kadını o halde gördükten sonra nasıl sakin olabilirse.

" Yok. Teşekkür ederiz. " Dedi İlyas.Hemen Derin ile ilgilenmeye koyulmuştu.

" Derin? "

Derin ona utançla bakarken İlyas kızın çenesinden tuttu ve baş parmağı ile çenesini okşadı.

" Çok özür dilerim gülüm. Çok özür dilerim. Çok özür-" Derin'in ona sıkıca sarılması ile kelimesi yarıda kaldı. Derin herkesin ortasında ona sıkıca sarılmıştı. Ama bu neydi ki İlyas'ın yaptığının yanında. İlyas herkesin içinde ona helalim demişti.

" Gidelim artık helaller. " Dedi Aslan imalı bir şekilde. İlyas göğsünü kabartarak Derin'i bir kolunun altına aldı. Derin sabır çekti ama İlyas'ın kolunun altından çıkmadı.

Bu olay onların birbirinin kalbine attığı onlarca düğümden bir tanesi olacaktı.

 

❄❄❄❄

 

Biliyorum bu bölüm kısa oldu ama mazur görün. Sınav haftam geldi. Onlara çalışmakla uğraştım. Başka kitaplarım da var biliyorsunuzdur belki. Onlara da bölüm yetiştirmekte uğraşıyordum. Bir kitabımı finale hazırlıyorum, inşallah bitince sizlerle daha çok bir arada oluruz.

Bölüm hakkında ki görüşlerinizi alalım lütfen.

Bölüm : 10.03.2025 17:21 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...