8. Bölüm

8. Bölüm

Gizliyazar_1907
ay.gece

 

Revir bir hastahane katı kadar vardı. Hasta askerlerin raporunun tutulduğu kısım girişteydi. Koridorun sağ tarafında üç oda kalıyordu. Dr. Osman, Dr. Zeliha ve Dr. Ali...

Sol tarafında ise perdeli kısımlarla ayaklı hasta muayene kısmı vardı. Yan taraftan bir koridor dönüyordu, işte oradaydı ameliyathane. İki tane ameliyathane vardı. Bir tane de doktorların ameliyata hazılanmak için steril odası vardı. Küçük bir toplantı odası ve aynı şekilde hemşire odası bile vardı. Revirden çok daha klinik gibiydi.

Helikopterden indikleri anda bu üç doktor onları karşılamış ve hızla revize götürüp ameliyathaneye sokmuşlardı. Aslan, Ahmet Albaya durum raporu vermek için gitmişti ama diğerleri üstlerini bile değişmeden kapının önünde bekliyordu. Çok sessiz bir timdi zaten, şimdi hiç sesleri çıkmıyordu.

Ahmet ve Taner Albay Aslan ile beraber koridorun başından gözüktüğü vakit, tim hazır ola geçti.

" Rahat asker " Dedi Ahmet Albay.

" Durumu nedir Üsteğmenin? " Dedi Taner Albay da.

" Şuan bir bilgimiz yok komutanım, bekliyoruz. " Dedi İlyas. Hepsinin üstü başı leş kanlarıyla doluydu. Kirli ydi, pisti, rahatsız olmaları gerekiyordu bu hallerinden ama onlar daha yeni tanıştıkları ekip arkadaşlarını dört gözle kapının önünde bekliyordu.

" Gidin, banyo yapın, üzerinizi değişin. " Dedi Ahmet Albay.

İlyas hemen kafa atlayarak, " Emir çiğnemek gibi olmayacakda komutanım ben iyi bir haber alana kadar buradan ayrılmam. " dedi.

Aslan'ın gözleri kısılırken timin diğer üyeleri de " Bizde komutanım " Dedi. Ahmet albay birşey demeden kenarda oturma kısmına gitti ve oturdu. O sırada bir hemşire çıktı ve " Acil AB rh- kana ihtiyaç var " Dedi. Ahmet Albay kaşlarını çattı ve

" Tesisin kan stoğuna noldu? " Diye sordu. Hemşire, " Diğer kanlar geldi ama bu grup kan zaten zor bulunulduğu için az sayıda geldi. Hastaya yetmeyebilir. " Dedi.

Ahmet Albay düşünceli bir halde time baktı. " Sizin aynı mı? " Diye sordu.

Timde kimse AB kana sahip değildi.

Taner Albay, " Benim kanım uyuşuyor hemşire hanım, ne kadar lazımda alın " Dedi. Tim minnettar bir ifade takınırken Taner Albay odaya girdi ve hemşire kanı almaya başladı.

Taner Albayın kanı Derin'e can olurken dakikalar dakikaları kovaladı.

 

------

Dr. Ali bir saatin sonunda kapının önüne gelirken Tim ve Albaylar merakla dolmuştu.

" Durumu nedir Üsteğmenin Doktor Bey? "

" Askerimizin durumu çok şükür iyi. Zaten kurşun hayati bir organına denk gelmemiş ama çok kan kaybettiği için bizi biraz zorladı. Normal odaya aldığımız zaman görebilirsiniz. "

Askerler için derin bir rahatlamayla dolu nefes çekti.

" Ben zaten biliyordum Derin komutanıma birşey olmayacağına ya. Siz boşuna telaş yaptınız " Dedi İlker. " Al benden de o kadar " Dedi Sinan. Diğerleri onlara bişey demeden Aslan konuştu.

" Derin normal odaya alınana kadar gidin üzerinize başınıza çeki düzen verin. Hayde. " Diyerek onları kapının önünden kışkışladı. Erkekler ortak banyoya giderken Toprak da kızlarla olan ortak banyoya gitti. Bir kadın askere rastlamamıştı ama.

Odaya gidip normal askerî eşofmanlarını giyen tim Derin'in olduğu odaya gitti. Hâlâ uyuyan kızın başında ki Dr. Zeliha ve bir hemşire onları görünce " Çok fazla yanında durmayın. Gece için bir refakatçi yazdırabilirsiniz. Tekrar geçmiş olsun " Diyerek odadan çıktı.

Tim onu uyandırmamaya dikkat ederek iyi olup olmadığını kendi gözleriyle görünce Toprak'ı refakatçi yazdırıp birikmiş dosyalarının başına gittiler. Giderken Derin uyandığı zaman onlara haber etmesi için Toprak'ı bol bol tembih etmişlerdi.

Derin gözlerini açmaya başlayınca su istedi. Toprak ona birkaç yudum dışında başka şu vermemişti. Doktor böyle istemişti çünkü.

" Komutanım nasıl hissediyorsunuz? Konuşacak durumdamısınız? "

Toprak ardı ardına soru sıralarken Derin gülümsedi ve " Dur. Ben daha ölmedim. " Dedi.

Toprak sırıttı ve " Yıkılmadınız ama ayakta da değilsiniz " Dedi. Derin güldüğü zaman dikişleri acıdı. Acıyla inlerken Toprak panik yaptı ve hemen doktoru çağırmak için kapıya koştu.

" Doktor, komutanıma birşeyler oluyor! " Diyerek kapıdan seslenen kıza bakakaldı ama ağrısı vardı.

O sırada Derin'e Timi adına geçmiş olsuna gelen Keskin Timinin Üsteğmeni Arda hızla odaya girdi ve " Ne oluyor " Diyerek Toprak'a baktı.

" Komutanım aniden hareket edince ağrı yaptı galiba. " Diye panikledi olayı anlatınca Üsteğmen o zaman Derin'e bakabildi. Kadını sadece o gün odalara geçerken görmüştü şimdi ise timi adına geçmiş olsuna geldiğinde.

Arda; uzun boylu, kahverengi saçlı, kahverengi gözlü, keskin yüz hatlı, iri yarı yakışıklı bir askerdi. Kapıdan geçmek için doktorun onu biraz iteklemesi gerekmişti çünkü Üsteğmene seslenmiş ama yanıt alamamıştı.

Elinde bir demet papatya ile kadına bakakalmış adam kenara itildiği vakit dalmış olduğu yerden, Derin'in gözlerinden ayrılmıştı.

" Sorun nedir Komutanım? " Diye sordu doktor. Derin acıyla yüzünü buruşturmamak için kendini zor tutarken " Bir an gülerken dikişlerime ağrı girdi. " Dedi. Doktor yaklaştı ve Derin'i kontrol etti.

" Ağrıması çok normal, ağrı kesici iğne vurmuştuk zaten biraz sonra geçer. Ani hareketlerden kaçının, dikişleriniz patlayabilir. "

" Teşekkürler Doktor "

Doktor çıktığı vakit odada ki üçlü arasında garip bir sessizlik oldu. Sessizliği Arda Üsteğmen bozarak "İzinsiz odaya girdim ama... " Diye macupluğunu belirtti. Derin hafifçe gülümseyerek " Ne demek-" Dedi ve adamın apoletine bakarak "Üsteğmen" Diye tamamladı.

Üsteğmen Arda kızın gülümsemesine dalıp gitmemek için büyük çaba sarf etti ve asıl amacını dillendirdi.

" Ben Keskin Timimin Üsteğmeni Arda Yıldırım. Timimin şuanda bir operasyon için hazırlık yaptığı için timim adına geçmiş olsuna geldim. " Diyerek kadına biraz daha yaklaştı. "Bu çiçekleri kabul ederseniz mutlu oluruz. "

Derin hafifçe gülümsedi ve elini çiçeklere uzattı.Demet eliyle buluştuğu anda Derin'in içini ayrı bir hüzün kapladı. Papatyaları sevmeyeli çok olmuştu ama bu genç adamı kıramadı.

" Teşekkür ederim Arda Üsteğmen, Timine selamlarımı ve teşekkürlerimi iletişim. Beni düşünmeniz mutlu etti. " Diye kibarca adamı yanıtladığı vakit hızla Toprak'a döndü ve " Toprak Üsteğmen ile bize birer çay işte. " Dedi.

" Hasta ziyaretinin kısası makbuldür derler sizi rahatsız etmek istemem. " Dedi Arda da ama kadının teklifini deli gibi bir istekle kabul etmek istiyordu.

" Olurmu öyle şey devrem, beni görmeye gelmişsin bir çayımı içmeden salmam " Dedi. Arda devrem lafını duyduğu için üzülse mi onunla biraz daha vakit geçireceği için sevinse mi bilemedi.

" Madem öyle... İçerim bir çayını "

Toprak odadan çıkarken İlyas Üsteğmen odaya giriyordu.

" Teğmen nereye kayboluyorsun? "

Toprak, " Derin komutanıma ve Arda Üsteğmenime çay götüreceğim. " Dedi.

İlyas kaşlarını çattı ve " O kim lan? " Diye sordu.

Odanın dışında oldukları için içerisi gözükmüyordu.

" Keskin timinden. " Diye kısaca yanıtladı Toprak.

İlyas kaşlarını düzeltemeden" Tamam bana da getir bir çay " Dedi.

" Emredersniz Komutanım. "

Toprak gözden kaybolurken İlyas içeriye girmek için adım atmıştı ama erkeksi bir kahkaha duyunca kapının önünde kalakaldı.

Ne konuşuyordu bunlar da adam böyle bir kahkaha atmıştı?

" Üsteğmenim sizinle takılan hiç sıkılmaz. " diyordu gevşek bir ses. O an İlyas'a bu adam çok itici geldi. Muhtemelen konuşma tarzını beğenmemişti.

" Aman kalsın Üsteğmen, bana göre değil takılma işleri. " Dedi Derin de.

İlyas gülümsemesini bastırarak kapıya bakakaldı.

" Papatyaları sever misiniz Derin Hanım? "

Derin Hanım? Üsteğmene ne olmuştu böyle?

" Sevmem. " Dedi Derin.

İlyas bir arkadaşının yavşama taktiklerini hatırladı. Damarları nedensiz bir kıskançlıkla doldu.

Eğer Derin papatyaları severim deseydi bu yavşak adam da doğruymuş, özdemir asafın dediği gibi güzel kadınlar papatyaları sever diyecekti.

İlyas aklına gelen bu düşünce ile sinirden kabarırken Derin'in papatyaları sevmem dediğini hatırladı. Bunu nedensizce zihninde tutarken adamın orada göt gibi kalışı İlyas'ı memnun etti.

Daha fazla dayanamayarak kapıyı çaldı ve Derin'in "gir" Diyen nazik sesini duyunca içeriye adım attı.

1.80 boylarında ki Üsteğmeni kısaca süzdükten sonra Derin'e yaklaştı. " Uyandığını duyunca Toprak haber verdi. Tim de gelir birazdan. Nasıl hissediyorsun? "

Derin yüzünde az öncekilere nazaran gerçek bir gülümseme ile "Vurulmuş gibiyim Üsteğmenim " Dedi. İlyas sırıtarak " Allah Allah bak sen şu işe " Diye dalga geçince Derin gülümsemesini bozamadan göz devirdi.

Derin'in aklına Arda geldiğinde " İlyas Üsteğmenim, bu devrem de Keskin Timi adına geçmiş olsuna gelmiş. " Diyerek kısa bir açıklama yaptı. İlyas yavaşça anladığını belirten mırıltılar çıkarttı.

İkilinin konuşması boyunca dikkat onun üzerinden çekildiği için Arda rahatsız olmuş ve biraz da kıskanmıştı. Dikkati tekrar kendi üstüne çekmek için elini İlyas'a uzattı.

" Üsteğmen Arda Yıldırım, memnun oldum. "

İlyas adama baktı ve elini sıkıca tutarak " Üsteğmen İlyas Kalaycı, memnun oluruz... İnşallah. " Dedi.

Bozulduğunu belli etmemek için çabalayan adam öylece kalakaldı.

Derin ise ikili arasında ki bu şeyin ne olduğunu anlamdırmaya çalışıyordu.

Arda elı kırılmak üzereyken zor çekti ve kendini gülümsemeye zorladı.

" Ben gitsem iyi olacak. Tekrar geçmiş olsun " Diye kapıya yöneldi adam. Derin " Çay? " Dediğinde adam ona dönüp yavşakça sırıttı.

" Sözüm olsun. "

" Peki. "

Adam odadan çıkınca İlyas'ın adamın arkasından nedensizce(!) gözü seğirmeye başladı.

" İyi misiniz Üsteğmenim? "

Derinin sesiyle yavaşça ona döndü.

" Harikayım, neden sordun? "

Derin sırıtarak " Bir gözünüz seğirdi sanki. " Dedi.

İlyas sinirle dişlerini sıktı ve az önce adamın diken üstünde otırduğu koltuğa yayılarak oturdu. Sağ elini yumruk halinde çenesine koydu. Derin'in olduğu yerde şuan hem bir çocuk hemde yetişkin seksi bir adam olarak görünüyordu.

" Hiç sevmedim ben bu lavuğu! " Diye en sonunda patladığında Derin şoke oldu.

" Neden? "

" Sevmedim işte, gözüm tutmadı. Görüşme birdaha sen bu adamla? "

" Ha? "

 

--------

Kıskanç bir ana erko karakter istemişsiniz. Yazarınız gerekeni yaptı. Neyse ben okula geç kalcam. Bölümü atıp kaçıyorum. Boş geçmeyin lütfen beğenin ve yorum bişi yapın.

sizi seviyore❤

Bölüm : 02.01.2025 07:38 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...