9. Bölüm

9. Bölüm

Gizliyazar_1907
ay.gece

9. BÖLÜM

Derin şaşkın bir şekilde uyuz uyuz bakan İlyas Üsteğmen'e baktı.

" Sebep? "

İlyas kollarını göğsünde birleştirdi ve gözlerini odada gezdirdi, " Es geç sen sebebi. Nasıl hissediyorsun? Ağrın sızın varmı? " Diye sordu.

Derin göz devirerek " Konu kapatmada da üstüne yok sanırım? " dedi İlyas'a yandan bir gülüşle.

İlyas aynı şekilde ona baktı. Derin içinde buz tutmuş bir yerin sızladığını hissetti o an için. Bakışları Derin'i titretmişti.

" Ne bakıyorsun? "

Derin ona karşı bir saniye bile olsa hissettirdiği anlam veremediği duyguyu hissedince sinirlenmişti. Herşey onun kontrolü altında olmalıydı. Herşey.

Zaman akışı, hayat, düşünceler ve duygular... Hepsi.

Eğer bunlar Derin'in kontrolü altında olmazsa herşey biterdi. Derin o eski halini içine gömmüştü. Birdaha diriltemezdi.

" Bakmıyorum " Dedi İlyas onun sert tavrına nazaran.

" Bakıyorsun " Derin çenesini dikleştirerek gözlerini işaret etti.

" Bakmayayım mı? "

" Bakma "

İlyas sandalyeyi biraz daha yaklaştırdı ve bakışlarını daha da derine iletmek istercesine gözlerini kıstı.

" Ne bakıyorsun öyle be adam!? "

" Allah Allah bakıyor muyum? "

İlyas dalga geçiyordu galiba Derinle.

" Bana bak Üsteğmen bozuntusu-"

" Şimdi de bana bak diyorsun, derdin ne senin? " Dedi İlyas gülerek.

Derin sabır çekerek elini sehpahaya attı. Sehpahanın üstünden su bardağını kaptığı gibi İlyas'a fırlattı. İlyas gür bir kahkaha atarak bardağı havada yakaladı.

" Bir Keskin nişancı olduğumu unutuyorsun güzelim. " Dediğinde Derin'in kalbi şaha kalktı.

Güzelim? Bu da ne demekti.

Derin onun Keskin nişancı olduğunu kalbini sızlattığı zaman anlamıştı zaten ama şimdi bu egoya ne gerek vardı?

" Ben senin güzelin değilim. "

İlyas dudak büzerek " Tamam " dedi. " Sana gülüm derdim ama güllerin ömrü az olur, ne istersin? " Diye sordu. Şu an maytap geçiyordu ama Derin ölmek üzereydi. Derin de bunu biliyordu ama yanakları kızarmış nefes alışverişleri hızlanmıştı.

" Kıro. "

İlyas tekrar kahkaha atarken odanın kapısından içeri Toprak girdi.

" Çay getirmiştim de... " Odanın içinde Arda Üsteğmeni göremeyince " Arda Üsteğmen nerede? " Dedi. İlyas'ın gülüşü solarken eski sert ifadesine büründü ve " Hasta ziyareti kısa olur dedi, gitti. Sen getir bakalım çayları. " Diyerek bir bardak çayını aldı ve hâlâ ona öfkeyle hakan kadına inat keyifle içti.

" Oh mis mis, tavşan kanı. " Diyerek Derin'e göz kırparak bir yudum daha aldı.

Toprak odada ki garip havayı anlamadı ama televizyondan birşeyler ayarlamak için oraya odaklandı.

Derin dudak oynatarak " Üsteğmen bozuntusu. " Dedi. İlyas odada başka bir insan olduğundan rahatça gülemedi ve tavrını bozamadı. Yalnızca dudağının kenarından piç bir gülüş atmakla yetinmişti.

 

------

" Valla komutanım ben dedim. Bunlar çok panik yaptılar. Diyorum sağlamdır komutanımız birtanedir-" Sinan yağcılıkla üstüne olmadığı için hemen Derin'e olmadık şeyler sıralarken Aslan boğazını temizleyerek ters bir bakış attı.

Tim odaya geleli 5-6 dk olmuştu ancak Aslan önemli bir duyuru yapacağını bildirmişti. Ne yazık ki Sinan ve İlkerin boş lafları yüzünden konuşamıyordu.

" Dinliyoruz biz sizi komutanım. " Dedi Toprak da Sinan'a tip bir bakış atarak.

Aslan söze girerek, " Tesis bundan sonra bizim yuvamız olabilir ama özel hayata dair asla kısıtlama getirmiyor. Tesisin bölgesi gizli olduğu için o kadar girip çıkamazsınız ama dışarı çıkmak serbest. Hatta Albay bizim için bir apartman ile bile konuşmuş. '' dedi.

"Nasıl yani? "Dedi Yakup.

" Yanisi artık başka bir evimiz daha var. " Diyerek Aslan sıcak bir gülümseme sundu.

Albay her evde üç kişi kalacak şekilde timlere apartman bakmıştı. Aslan detayları anlatarak Toprak'ı odada bıraktı ve Tim ile birlikte tesisteki gizli geçitten çıkıp evi görmeyi gitti. Derin iyileştikten sonra gidecekti görmeye kızlar. Dikmen Timi'ne üç ev düşmüştü. Evler 3+1 olmak üzere geniş evlerdi ve hem merkeze hemde tesise yakındı. Tesis normal bir askeri üstün gizli bir geçitinden geçerek ulaşılabilen bir yerdi.

" Komutanım ev gerçekten geniş, kira olarak ne istemişler? " Diye sordu Yiğit. Aslan boş salonda duvara sırtını yasladı ve " Kiranın yalnızca yarısını biz karşılayacağız. Ev eşyalarını da biz alacağız. " dedi.

" Komutanım ne zaman alalım eşyaları? " Dedi düşünceli bir şekilde İlyas. Ne yapacağını pek kestiremiyordu çünkü o hayatı boyunca hep askeriyede kalmış, bir aile ortamında bulunmamak için ev bile tutmamıştı.

O tesiste ki her asker yetimdi ama illa ki bir evleri olmuştu. Bu konuda yalnızca üç kişi vardı ev hissini tatmayan o timde. Ozan, Derin ve İlyas...

" Kızlar şuan tesiste ama biz kendi eşyalarımızı alalım, onlar istediği gibi çıkıp alırlar. " Dedi.

" Peki kimler aynı evde kalacak. " Dedi Ozan. Onun da bakışları durgundu.

" Ben, İlyas ve Yakup bir evde ; İlker, Yiğit ve Sinan bir evde; sende kızlarla bir evde kalacaksın. " Dedi.

Ozan kızlarla aynı evde kalmayı sorun etmiyordu ama bir evde kalmak onluk değildi...yinede o hissi bir kez olsun tatmak istedi.

Onlar alışverişe çıktılar.

 

----------

" Komutanım daha yenisiniz burda ama bakın şuraya, oda çiçekle doldu " Diyen Toprak şaşkın bir şekilde gelen 7.papatyaya bakıyordu.

Oda sağlık ve saflığı temsil eden papatya demetleri ile dolmuştu. Derin papatyaları sevmiyor ve orada bir yerde saklı kalan travmasını tetikliyordu.

" Toprak sana zahmet olacak ama şunları başka bir odaya kapat, çok mutlu oldum beni düşündükleri için ama... "Diyerek çiçeklere bakmamaya çalıştı.

" Alerjiniz mi var komutanım? " Dedi Toprak panikle.

" Onun gibi birşey. " Dedi Derin. Toprak odaya birkaç tane er çağırarak tim ile birlikte olan çalışma odalarına götürmelerini istedi.

Oda kısa sürede boşalırken Derin nefesini rahatlıkla alabildi.

Toprak içeri tekrar girdiğinde Derin sıkıntıyla ofladı.

" Çok sıkıldım ya, çağır doktoru çıkayım artık "

" Komutanım doktor iki gün boyunca istirahat verdi, nereye çıkıyorsunuz? "

" Çıkmak istiyorum banane! "

" Komutanım, Aslan Komutanımın kesin emri var. "

Derin oflayarak ellerini saçlarına attı. Yağlanmış ve kirlenmişti.

" Toprak ben banyoya giriyorum. "

" Komutanım doktor-"

" Toprak! "

Toprak ağzına fermuar çeker gibi yaptı ve Derin'in kalkması için yardımcı oldu. O sırada içeri doktor girdi.

" Aaa Derin Hanım napıyorsunuz hemen oturun yerinize. "

Derin Toprak'a dönerek " Aha siçtuk" Dedi. Toprak ona garip bakışlar atarken " De bakayım baa doktor, banyo yapacağum iznun varmidur? " Dedi Karadeniz şivesi ile.

Doktor başını ya sabır derce salladı ve çekmeceden koruyucu bant çıkardı. " Bunu yaranızın üzerine sarıp o şekilde alabilirsiniz. "

Bir an önce bir delinin kaldığı odadan çıkmak istiyordu.

Doktor çıkınca Toprak, " Komutanım siz nereliydiniz? " Diye sordu.

Derin sırıtarak " Samsun " Dedi.

" Samsun'da böyle şiveli mi konuşuyorlar? "

Derin yarasına bandı takarken

" Yok be, bizim oralarda çarşamba şivesi vardır ve diğer şiveleri benzemez. Ben Trabzon şivesi kullandım. Yetimhanede bir bakıcımız bizim Trabzonluydu ve fuk şiveli konuşuyordu. Bizde o zamanki arkadaşlarla onu taklit eder eğlenirdik. "

" Taklitler aslını yaşatır

komutanım. "

 

Derin, Toprak'a anlamaz bir bakış attı ve " Hadi beni yıka " Diyerek banyoya girdi. Toprak da peşinden girip Derin'e yardımcı oldu.

Onlar banyodayken odaya girip yatağın üzerine bırakılan mektuptan haberleri bile yoktu.

 

--------

Biliyorum bölüm çok gecikti. Bir okuruma wattpad'te bölüm yazıyorum dedim ama inanın ona da yazamadım. Çok yoğun geçti herşey. Halamı kaybettik. Bu beni yıkan bir sebep oldu çünkü onu çok severdim. Şuan bölümü atıyorum ama inanın kendimde o dermanı bulamıyorum.

kendinize iyi bakın. İnşallah diğer bölümle arası bu kadar uzamayacak.

Bölüm : 28.01.2025 08:15 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...