
♠️♠️♠️ KAÇAK GÖÇEK
" biz dağlara atarız pusu
Biz dağlara atarız pusu
Haram oldu gece uykusu
Komandoya bir yudum su
Vermezmisin Azeri kızı "
Bir ritimle koşuyorlar bir ritimle de komando marşı okuyorlardı.
Ejder timi sahalara geri dönmüş ve Azeri olan Tomris Komutana gönderme yapıyorlardı.
Fısıltı Timi ise onları takmadan sahanın kenarında şınav çekiyordu.
" ula bu adam komutanuma mı asılay?" Diyen onur en az diğerleri kadar sinirliydi.
" o zaman Onurcum, sende patlat bir şarkı " dedi Tomris.
O da şınav çekiyordu.
Onur ise sanki 70 şınav çekememiş gibi kendi marşlarını okumaya başladı.
" Gündüzü gecesi Bordo, " diyerek başlayan cümleyi tim tekrar etti.
" Gündüzü gecesi Bordo "
" Etraf sisli eyy komando"
" Etraf sisli eyy komando"
" yol ver geçsin Bordo
Anca gidersin komando "
Diyerek kahkahalarla gülen time sinirle baktı ejder.
Tüm karargâh, Ayyıldız ve Kamer timi ve albay kenarda durmuş onları izliyordu.
Onlar da komandoydu ama alınmıyorlardı çünkü bu sözlerin kime gittiğini iyi biliyorlardı.
Şimdi ise merak ve heyecan ile Ejder timinin namelerini duymayı bekliyorlardı ve atak hemen geldi.
" çok konuşma Fısıltı
Sessiz konuş
Ejderin aleviyle, Fısıltı yok olmuş " dediler hep bir ağızdan.
Sonra ki atağı Alparslan yaptı.
" çek gözlerini ejder
Kara seni yok eder?
Rüzgarımıza kapılma
Ters çevirip düz silker" Dediğinde tüm karargâh kahkahalarla gülmüştü.
Çünkü orada ki son cümlenin gerçeği başkaydı.
Bunu anlayan Ejder timi kudurmuş hir şekilde orayı terk ettiler.
" aferin aslanlarım. Şimdi koş! Başla Yavuz "
Koşarken dillerinde döküldü nameler.
" annem bizi büyüttü bu ellere yolladı.
Çok konuşma çalış dedi hizmet eyle vatana...
Canım kanım feda olsun bu kutsal topraklara..."
♠️♠️♠️
" güzel laf kalabalığı yaptınız aferin " diyerek yan masaya oturan Ejder timinden Salih söylemişti bu cümleleri ama cevabı erken geldi.
" aynen birader, biz en azından laf kalabalığı yapıyoruz sizin gibi görüntü kirliliği, ses kirliliği ve doğaya kirlilik yapmıyoruz "
" dedi Bulut ve gol olduu " diyerek arka masadan bir er söylemişti bunu gülerek.
Ama Tomris daha fazla dayanamadı.
Onlar da bir askerdi ve gururlarının kırılmasını istemezdi.
Salihin başı önüne dönmüştü.
Yemekhane kahkahalarla gülerken Tomris elini ciddiyetle masaya vurdu.
Yemekhane de büyük bir sessizlik oldu.
" bu sabah ki olanları ve şu anki konuşulanları unutun! Eğer ki birinizin daha ağzından duyayım, sağlam ağzı bende görürsünüz! " dedi.
Yemekhanedekiler şaşırmıştı ama sessizce yemeklerini yemeye devam ettiler.
Herkes ayaklandı giderken Ejder Timi Fısıltı timinin masasına gittiler.
" teşekkür ederiz komutanım. Bu iyiliğinizi hiç unutmayacağız " dedi Ufuk.
" ben hiçbir askerin gururunun kırılmasını istemem. Ama isterseniz üstünüze alınabilirsiniz " dedi ve Tuğrula bir baş selamı verip yemekhaneden ayrıldılar.
Tomris kulağının dibinde bir nefes hissetti.
" bodrum katta ki eski oda da seni bekliyorum " diyen Alparslan
" arkadaşlar benim biraz işim var görüşmek üzere " dedi ve yanlarından ayrıldı.
Oturma odalarına girdiklerinde
" çocuklar siz oturun benim bir arkadaşım gelmiş ona bakacağım." Dedi Tomris.
" sizin? Arkadaşınız?" Diyen bulut kaşlarını çatmış ve şaşkınca bakıyordu. Diğerleri gibi.
" evet Bulut, benim arkadaşım olamaz mı?" Dedi Tomris kaşlarını çatarak.
" yok yok olur tabi buyrun..." Dediler ve koltuklara oturdular.
" ben muhtemelen buradan eve geçerim. Siz de geçin" dedi ve tam gidecekken " yemek yapmayı unutmayın " dedi.
Tomris bodrum kata geldiğinde eski eşyaların olduğu odaya girdi ve etrafa bakmaya başladı.
" Alp!" Dedi.
Sonra bir kol arkasından beline dolandı.
" efendim canım? Benim..."
Dediğinde Tomrisi kendine çevirdi.
" ne oldu?" Diye sordu Tomris merakla.
" ne olacak hayatım seni özledim. Özleyemezmiyim " dedi sahte bir sinirle.
" nasıl özledin gece birlikte uyuduk ya?" Dedi Tomris şok ile.
Alparslan burnunu Tomrisin yanağına sürttü.
" 1 sene oldu be kızım! " dedi isyanla.
" neye hir sene oldu."
" seni öpmeyeli 1 sene oldu." Dediğinde şaşırdı tomris.
" nasıl ya?"
" 2 ay koma da kaldın, 2 ay yoktun, 8 ay görevdeydin... 12 ay, 3 gün..." Dediğinde daha da şaşırdı Tomris.
" öpebilirmiyim seni sevgilim, sana susadım... bana suyumu verebilirmisin?" Dediğinde ilk hamleyi Tomris yaparak ortada olan milim mesafeyi kaldırarak dudaklarını birleştirdi.
Birbirlerinin dudaklarında nefeslenirken ayrıldılar ve alınlarını birleştirdiler.
" sensiz ne kadar susuzmuşum meğerse,
Bir çöl gibi, susuzluktan kuruyan çiçek gibi.
İyi ki sen, iyi ki sen... "
Diyen Alparslanın sevgisi Tomrise bir an o kadar çok, o kadar heyecanlı geldi ki gözyaşlarını tutamadı.
Alparslanın göğsüne yasladı kafasını.
Alparslan bir elini saçına, bir elini beline koydu ve kendine yasladı.
" ağlayacaksan burada ağla, dinleneceksen burada dinlen Tomris...
Ama hiçbir zaman tüm yükleri kendine yükleme. Ben varım... ben buradayım...
Kaçak göçek buluşsak da sen benim kalbimde, düşümde buluştuğum tek kadınsın. "
Dedi ve kafasını gözünden ayırdı Tomrisin.
" şimdi bana söyle sevgilim. Sabahtan beri tedirginsin, neden?" Dedi merak ve endişe ile.
Tomris ise anladı. Artık zamanı gelmişti.
" ben omzundan vurulduğumda hayal meyal hatırlıyorum...
Bir kadın, doktor Nazlı.
Bana karşı ' o kadını tedavi etmem, sevdiğim adamın sevdiği o ' demişti. "
Dedi ve derin bir nefes aldı.
" ben yokken o kadınla aranızda-" derken sözü kesildi.
" hayır tabi ki Tomris.
Ben o kadını hayatımda emin ol ki hiç görmedim. Görsem bile hatırlamıyorum." Dediğinde Tomris gülümsedi ve sıkıca sarıldı Tomrise.
O sırada koridordan bağırış sesleri yükseliyordu.
İkili merakla kapının yanından gözetlediler.
" işte o kadın bu..." Dedi Tomris heyacanla.
Sonra susup dinlemeye başladılar. Önünde bağırdığı bir adam vardı.
" sen yüzsüz hir adamsın! Seni sevmeyen kadının peşinde dolanıp duruyorsun!" Dedi ve hıçkırıklara boğuldu.
" sen! Sen peki nazlı! Seni sevmeyen bir adamın, benim peşimde dolanmaktan sıkılmadın mı?! Bırak peşimi! Tomris eninde sonunda benim olacak ama ben asla senin olmayacağım!" Dedi ve merdivenlere doğru yürümeye başladı.
Kadını onun adını seslendi.
" Batu! Gördüm. O kadının sevgilisi var! Sana asla bakmayacak anlıyor musun? " dediğinde Batu durdu.
Onun önünde durduğunda
" o zaman ikimizin de sevgisi karşılıksız kalacak desene Nazlı! Ben başkasını severim ama inan ki sen başkasını sevemezsin! Çünkü hep beni seveceksin " dedi ve gitti.
Arkasında ağlayan bir çift mavi hareler bırakarak.
Arkasından 2 tane sinirli bir kurt bırakarak...
*** BÖLÜM SONU ***
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 44.29k Okunma |
2.72k Oy |
0 Takip |
35 Bölümlü Kitap |