
♠️♠️♠️ HAYAL KIRIKLIĞI...
Koridorun sonuna doğru seri hareketlerle giden adam bir odanın önünde durdu.
Onu kimsenin görüp görmediğini kontrol ederek odaya girdi ve kapıyı kapattı.
Sırtını kapıya dayayan adam bir süre soluklandı ve orada bulunan bir sandalyeyi çekti ve oturdu.
Bir süre nefeslerini düzene soktu.
O birşeylerden kaçıyordu ama bu kesinlikle var olan bir yaratık değildi.
Yaptıgı ihanet, hainlik sırtına çok fazla yük olmuştu.
Cebinden tuşlu telefonu çıkardı ve kayıtlı olan tek numaraya tuşladı.
Telefon 2.çalışta açıldı.
" alo..."
" nihayet arayabildin be!" Diyerek sitem eden eski dostu ona alayla konuşmuştu.
" ne istiyorsan yaparım ama lütfen kızıma birşey yapma " dedi acıyla.
" merak etme dostum, kızın burada asıl babacığıyla tanıştı. Dert etme " dedi ve o pis kahkahasını patlattı.
" nasıl yaparsın bunu! Hani ona sahip çıkacaktım "
" zaten ona sahip çıktım dostum. Inan bana çok iyiydi. Neyse, eğer kızının ölmesini istemiyorsan Dilsizi istediğimiz mekana gönder " dedi ve kapattı.
Az sonra dokunmatik telefonuna gelen konuma baktı ve gözlerini sımsıkı kapattı.
Ağlamak istiyordu ama ağlayamazdı.
O vatanına ihanet etmişti. Bunun bir açıklaması olmazdı.
♠️♠️♠️
Tomris duyduğu isim ile şok içinde Alparslan ile birbine baktılar.
Fazlaca sinirliydiler.
" b-bu nasıl olur?!" Dedi ve bir hışımda odadan çıktı ve onlara şaşkınca ve sulu gözler ile bakan Nazlıyı umursamadan merdivenlerden üst kata çıktı.
Önüne gelen askerler ast duruşa geçiyor ama onları da bir rüzgar gibi geçiyordu.
Tomrisin öfkesi, yaşadığı hayal kırıklığını öne geçiyordu.
Ayyıldız timinin dinlenme odasının önünde durdu ve derin bir nefes aldı ama o da yetmedi.
Içeriye kapıyı sertçe itip girdi.
Herkes şaşkınca ona bakarken kapı hızını alamayıp duvara sert bir şekilde çarptı.
" ÇIKIN DIŞARI!" Diye adeta kükredi.
Herkes dışarı çıkarken " yüzbaşı sen dur!" Dedi. Batu yutkunarak durduğunda Alparslan da sinirle odaya girdi ama Tomrisin bakışları eşliğinde geri çıktı.
Kapı kapandığında tomris azalmayan öfkesi ile
" sen kimsin?!" Dedi. Hayır aşağılamıyordu.
" nereden öğrendin?!" Dedi sinirle.
" seni bu alakadar etmez! Sadece sana kim olduğunu sordum."
" madem öğrenmişsin! Ne o? Ben kimseyi sevemezmiyim? " dedi başını dik tutarak.
Tomris sinirle baş parmağını kafasına vurdu.
" aptal!aptal! Herkes sevebilir. Yürek bu kimi seveceğini bilmiyor ama sorun bu değil. Sen hiçbir kadını bu şekilde aşağılayamazsın! O kadın seni bu şekilde severken sen onu bu şekilde hor göremezsin. " dedi Sinirle.
Batu ise boş boş bakıyordu.
" anlamazsın sen sevgiden. Aynaya bak! Bunu tipin olarak söylemiyorum.
Aynada, gözlerinin içine iyi bak! Gözlerinde sadece hırs var senin.
Sen aslında beni seviyorsun sanıyorsun ama hayır, bu sadece bir hayranlık." Dedi.
" nasıl bu kadar emin olabiliyorsun? Seviyorum işte Tomris, eğer sorun o adamsa ben hallederim. Gel, benimle ol!" Dediği de Tomrise kayışlar koptu.
" Benim peşimi bırak Yüzbaşı ve gözlerini dört aç! Birdaha etrafımda dolaştığını görmeyeceğim. Bu sana ilk ve son uyarım " deyip kapıyı sertçe kapattı.
Tüm bu olanları dinleyen Alparslan gururla sevgilisine bakıyordu.
Tomris, herkese karşı sert olan kadın, az önce ki sinirli haline nazaran onu gördüğünde pamuk gibi oldu.
" Alparslan... hadi gel eve gidelim " dedi küçük bir çocuk gibi.
Alparslan onun alnından öptü ve onayladı.
Birlikte arabaya bindiklerinde sessiz bir yolculuk geçirirler.
Eve girdiklerinde masa kurulmuştu.
İkisi de iyi bir numaracı olarak yüzlerine bir tebessüm eklediler ve kurulu olan masaya oturdular.
Şen şakrak olan bir yemeğin ardından kimisi çay içmek için bekledi kimisi de kendini huzurlu kollarda uykuya bıraktı.
Alparslan ve Tomris gibi...
♠️♠️♠️
Tomris, timine yaptığı eğitimden sonra, kendilerine ait olan özel odalarına çekilmişlerdi.
Ilk önce kendine dolaptan bir tişört ve siyah bir tayt çıkardı ve banyoya girdi.
Banyosunu yaptıktan sonra üzerini giydi ama herşeye rağmen değişmeyen huyu olan saçlarımı kurutmadan taradı ve ördü.
Dışarıya adımını attığında karşında bir er vardı. Ona doğru bir hamle yaptığında, Tomris onun bir hain olduğunu ve bu salaklığa kalkıştığını anladı.
" seni maskesiz de görmek varmış ha dilsiz?" Dedi adam.
Tomris ise sadistçe sırıttı.
" evet bence iyi bak çünkü bu göreceğin son yüz olacak." Dedi ve işaret ve orta parmağını adamın iki gözüne soktu.
" bu hayatta üç şeyden hoşlanmam " diyerek başladığı söze adamı patakliyarak devam etti.
" 1. Fenerin maçında, yenemezsiniz diye propaganda yapan insanlarsan!
2. Eve gittiğimde suların kesik olmasından!
3. Dağdan şehre inip bir bok yapacağını sanan it oğlu itlerden nefret ederim!" Dedi ve adamı biz paçavra gibi başından beri olayı izleyen timinin önüne attı.
Arkasında komandoları da görünce hızla maskesini aldı ve adımını dışarı attı.
Herkes ona hayranlık ile bakarken
" eğer aranızda böyleleri varsa bilelim dimi? Yoksa sonu nezarethane olacak yere mezar olur!" Dedi ve timine işaret etti.
Timi arkasında o önde giderken yolda gördüğü bir komando ere " benim kapının önünde ki leşi alsınlar ve karargahın arka da ki dağa bakan kısma assınlar, madem bu kadar dağları seviyor bizde dağa baktırırız " dediğinde tim de o da güldü.
Çardak da otururken bir er geldi ve ona bir zarf verip hızla oradan uzaklaştı.
Kimdi ki bu er tekmil vermemişti.
" bu ne ya?" Dedi ve timin meraklı ve keskin bakışları eşliğinde zarfı açtı.
Içinden bir flash bellek ve bir mektup cıktı.
" Bulut koş bilgisayarını getir " dediğinde bulut fırladı.
O sırada mektubu sesli bir şekilde okudu.
" Karargah da hain olduğunu anlamayacak kadar safsınız Fısıltı...
Ahh dilsiz, gözlerini oyduğun herif sadece bir kuklaydı.
Yılanın başını değil kuyruğunu ezdin.
B... "
Derken hızla ayağa fırladılar ama sakin olmak zorundaydılar.
Bulut bilgisayarı getirdiğinde Yavuz açtı ve Bulutun mektubu okumasına izin verdi.
Bulut mektubu okurken şoklar geçiriyordu.
Sonra flahbellegin içinde bir ses kaydı buldu.
" sessiz olun " dedi ve dinlemeye başladılar.
" alo..."
" nihayet arayabildin be!"
" ne istiyorsan yaparım ama lütfen kızıma birşey yapma!"
" merak etme dostum kızın gerçek babacığıyla tanıştı..."
" nasıl yaparsın bunu hani kızıma sahip çıkacaktın!"
" zaten ona sahip çıktım dostum. İnan bana çok iyiydi. Neyse eğer kızının ölmesini istemiyorsan Dilsizi atacağım konuma yönlendir "
Dedi cızırtılı bir ses ve ses kaydı kapandı.
Kim olduğunu anlayamamışlardı ama karargahta yüksek rütbeli bir asker olduğunu anlamışlardı.
Hatta tahminleri bile vardı...
***BÖLÜM SONU***
Sizce hain kim?
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 44.27k Okunma |
2.72k Oy |
0 Takip |
35 Bölümlü Kitap |