12. Bölüm

12. Bölüm

Gizliyazar_1907
ay.gece

♠️♠️♠️ HAİN

 

Adam koşarak çıktığı eve yürüyerek geri girmişti ama keşke girmeseydi.

Bilemezdi ki karısını kanlar içinde bir ceset olarak göreceğini.

Arkasından vurulan birşey ile bayıldığını hatırlıyordu.

 

Sonrasında ise bir mağara da açmıştı gözünü. Karşısında çırılçıplak bedeni ile kızı cansız bir şekilde yatıyordu.

Ondan tarafa bakmadan gözlerini kaçırdı ve hıçkıra hıçkıra aglamyaa başladı. Kadim dostu ona ihanet etmişti.

 

" hayır! Allah belanızı versin hayır !" Diyerek ağlıyordu.

Öbür odadan çıktı şerefsiz.

" dedik madem o bize Dilsizi getirmiyor, bizde Dilsizi, üstünü kaçırdım gel bul emri ile getiririz. Nasıl fikir ama " dedi pis kahkahası eşliğinde.

" sen nasıl bir pisliksin Allahın-" derken kafasına yediği kurşun ile oracıkta can verdi.

" kimse benim hüküm sürdüğüm yerde o şeyin adını anamaz!" Dedi ve geri giriş odaya.

Berzan iti Fısıltı timini şaşırtarak bir sürü mağara adresi verecek ve her mağarada bir şehit vererek Dilsizi ayaklarına tek başına getirtecekti.

 

Plânları buydu...

 

♠️♠️♠️

 

Tomris hızla harekat merkezinden çıktı ve helikoptere bindi.

Bu görevi tek başına üstlendiği çünkü Berzanın yaptığı planı çözmüştü.

 

Timinin haberi yoktu o yüzden bu işi hızlıca bitirip haini ve Berzanı almayı planlıyordu. Helikopter onu istenilen mesafenin 2 km gerisinde bıraktı ve karargâha geri döndü.

 

Tomris sessiz hir şekilde yürürken, aslında bu 8 ayda sessizliğe ve yalnızlığa alışmış olduğunu gördü ama sanki timi olsa daha iyi olurdu...

O da sıkıntıdan diline dolanan şarkıyı mırıldandı.

 

" Bilmem hangi rüzgar attı

Nerden esti tuttun,

Hangi dalga sayesinde kıyıma kadar vurdun

Dön nerden geldiysen eğer oraya.

Söyleyeceklerini suya yaz

Okunabilir ; ama bu çok zor bir ihtimal ,

dokunabilir; kağıt denizi gözler ıslatır,

Yenilebilir ama yutulabilir değil,

Dibinde yüzenin karışısında.

 

Bu nasıl bir sır,

Sahte parantezler açma sakın ( sakın)

Nokta kadar dürüst olamadın,

Ey anam ey yine beni kandırdın.

Nefesini tut, son sözlerini de yut

( yut lan yut)

Ölümün önüne yürek koyamadın,

Gel yine gel ben seni kandırmam.

 

Buradaysan hep kal benim ol

Bu evde hazır yerin var.

Korkarsan yine kal benim ol,

Ikimiz için yüreğim var.

Sanırım bu seni son defa görüşüm,

Ağustos sırılsıklam

Eylülü sen nerden bilesin... "

 

Döküldü dudaklarından eşsiz nameler.

Satırlar bir bir döküldü...

O geçmişine yandı sadece. Onu ailesinden koparan itlerin intikam ateşiyle yandı.

Sadece onunla yandı sanardı ama o aşk ateşiyle de yanmıştı.

 

Mağarayı göründüğünde bir yere konuşlandı. Mağaranın girişinde 3 it, yan taraflarında da 5er it vardı.

Hemen kafasında bir plan kurması gerekiyordu. 10 sn içinde kurdu.

 

Eğer arkadan dolanırsa kayalardan düşme riski vardı ve yolu uzatmış olurdu.

Ama o geç olsun güç olmasın diyerek uçurum riskini göze aldı ve arka tarafa kıvradı.

Tırmanırken altında ki kayalar parçalanıyor ve aşağıda ki bilmem kaç metrelik uçuruma yuvarlanıp tuzla buz oluyordu. Ama o bir Bordo Bereliydi. Düz duvara bile tırmanırdı.

Ve yaptı da. Arka tarafta gelen ayak seslerinde dolayı kendini yamaçtan aşağıya sarkıttı.

Nefesini tuttu...

 

Salındığı kaya çatır çatır etse de umursamadı ve olduğu kayanın üstüne gelen iti aşağıya çekip uçurumdan yuvarlanmasına izin verdi.

 

Kendini uçurumdan tekrar geri çekti ve ayaklarının üzerinde durabildi.

Sessiz bir gölge gibi, Fısıltı gibi, adı gibi içeriye sürüldü ve mağarayı içten feth etmeye başladı.

Ama gördüğü manzarayı elbette beklemiyordu. Hainin ölmesine üzülmemişti ama o gencecik kızın bu şekilde ölmesine içi razı gelmedi.

Üzerine ki montu çıkardı ve kızın çıplak bedenini, o itlerin daha fazlasını görmesine izin vermeyerek örttü.

 

Sonra önüne çıkan itleri bir bir geberterek Berzanı bayılttı. En az 5 saat uyanmazdı. Gönlü bu gencecik kızı burada bırakmaya razı gelmeyerek kızın cesedine kızın yerde olan kıyafetlerini giydirdi. Mağaraya düzeneği kurdu ve karargaha heber verdi.

Helikopter onu dağın aşağısında bekliyordu.

Kızı sırtına aldı ve Berzan itini de kolundan tutarak sürükledi.

Tüm bunlara rağmen nefes alışları ne düzensizleşti ne de yoruldu.

Helikoptere vardığında pilotun şaşkın bakışlarına maruz kaldı ama umursamadan tek hamlede Berzanı helikopterin içine attı.

Kızın cansız bedenini de helikopterde bir kısma sabitledikten sonra Berzanın helikopterde sürüklemesine izin verdi.

 

Kendisi de aynı kız gibi kemerini taktıktan sonra helikopter havalandı ve karargâha yol aldı.

 

Kızın sarı saçları yüzüne düşmüş, göz altları mor, yanakları içine göçmüş, dudağının kenarı patlak bir halde yatıyordu.

Sonra dağdan uzaklaştıklarında düzeneğin kumandasına bastı ve dağda ki mağara patladı.

O etki ile helikopter biraz sallandı ama çabuk toparlandı pilot.

 

Karargâha vardıklarında bir ambulans ve boğadan farksız timini gördü.

Helikopterden indikten sonra Albaya tekmil verdi.

" Binbaşı Türkmenov/ Bakü "

" rahat asker, durum bildir!"

" Hain öldü, kızı şehit oldu, Berzan, kız ile getirildi " diyerek tekmil verdi.

" tamam asker, toplantı odasına gel " dedi. Tomris timine bir baş selamı vererek Albayın arkasından toplantı odasına gitti.

 

Burada Albay, Yarbay ve birkaç tane daha üst rütbeli askerler vardı.

" oturun..." Dedi General.

Herkes oturdu ve General konuşmaya başladı.

" biliyorsunuz ki ben bugün bu karakola, hain İlyas Generalin yerine geldim. O yüzden söz hakkını üstünüz olarak ben devralıyorum." Dedi albaya karşı.

 

" Terör örgütü sınır köylere baskın yapmaya başladı. Bunu herzaman yapıyordu ama bu sefer savaş boyutunda. Suriye sınırında ki köylere yapılan baskın göçmenlerin Türkiye kapısına dayanmasını sağladı. Terör örgütü bunu fırsat bilerek sınırda ki 3 askerimizi şehit etti...

Bununla birlikte Hakkari ve Mardin sınır karakoluna baskın düzenlendi ve bir-çok şehidimiz var." Dediğinde Albay dahil herkes kaşlarını çattı.

" biz terör örgütünü değil, din düşmanlarının da bu propaganda ya dahil olacağını düşmüyoruz. " dediğinde Tomris görüşünü belli etti.

" Bu itler bizi şaşırtıyor olmasın? "

 

" nasıl?"

 

" mesela bizim sadece sınır karakolunu koruyacağımızı varsayıyorlar...

Ama bu işin ardında bir iş var " dedi ve elinde ki kalemi döndürmeye başladı.

 

" ne düşünüyorsun Binbaşı. "

 

Dediğinde Tomris gözlerini büyüttü ve sinirle kalemi ortadan ikiye kırdı.

" 30 ağustos..." Dediğinde yüksek rütbeliler de sinir ve şok ile gözlerini büyüttüler.

" 30 ağustos zafer bayramında 81 ilde yapılacak olan şenliklerle ilgili planları var!" Dedi sinirle.

 

" General ne yapacağız? " diye sordu diğer General.

 

" timleri birleştireceğiz..."

 

Dediğinde herkes dumura uğramıştı.

 

" bu savaş bitene kadar Şafak Timi, Gece Timi ve Fısıltı Timini birleştireceğiz..."

 

***BÖLÜM SONU***

 

Woavv! Üç deli kesinlikle bir araya gelmemeli...

Arkadaşlar sıkı tutunun, bu üçlü kesinlikle ortalığı birbirine katacak.

 

Ne dersiniz?

 

Hain General!

 

 

Bölüm : 28.01.2025 08:42 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...