
♠️♠️♠️ ALLAH KATINDA
Tim şehit köylüleri toprağa gömdü ve leşleri bir kenera toplayıp yaktılar.
Tüm bu olanları masumca izleyen Timur bebek ise Tomrisin kucağından hiç inmedi. Tomris de onu hiç bırakmadı. Onlar bir kayanın üstünde otururken Alparslan onlara kaçamak bakışlar atıyor ve sırıtıyordu.
Ne de güzel yakışmıştı bebek ona...
Tim Tomrisin etrafına toplandı ve hazır ola geçti.
" rahat asker " dediğinde " Komutanım bebeği ne yapacağız, karargâha dönünce yetimhaneye verelim mi?" Diye soran Ferite ters bir bakış attı.
" bu çocuk benim! Evlat edineceğim onu " dediğinde Alparslan hariç hepsi dumura uğramıştı.
" ama komutanım bu bebek aç, bir süt anneye ihtiyacı var " diyen Damlalaya baktı Tomris.
" Yağmur... sen emzirsene " dedi Tomris.
Yağmurun 6 aylık bebeği vardı.
" tabi ki de " dediğinde Tomris erkekleri kovdu.
Yağmur bebeği emzirirken onlar da kenarda nöbet tutuyordu.
" al canım " dedi üzerini düzeltirken.
Tomris Timuru bir anne gibi sarıp sarmalarken Timurun gözleri kapanıyordu.
" ayy aşkımın uykusu geldi " dedi damla.
Daha demin leş yakan askerlerin şu halini kimse tahmin edemezdi.
" neyse hadi gidelim. Mihranı yakalamamız gerekiyor." Dedi tomris ve çantasını Timur ile birlikte kucaklayıp erkeklerin olduğu yere gittiler.
Yol boyunca bebeği taşımak için izin almak istediler ama Tomris onu vermedi.
Dağın olduğu bölüme geldiklerinde.
" Tomris bu bebekle çatışmaya giremezsin " dedi Yavuz.
" evet en iyisi biraz yağmura ver. Mihranı aldıktan sonra tekrar alırsın kucağına " dediğinde Tomris itiraz etmek istedi ama haklıydı.
" tamam, o zaman Yağmurun yanında Bulut kalsın " dediğinde Timuru anlından öptü ve ilerledi timiyle.
Bir kayanın dibine çöken Yağmur ve Bulut sessizce uyuyan bebeğe baktılar.
Tomris dağa çıktıklarında çökün işareti yaptı ve topladı Zaferi.
" keskinler iyi bir yere konuşlanın, diğerleri önden giriyoruz. Taktik yok...
Bam bam... sadece arkadan kaçma ihtimalini karşı Alparslan, Sude ve Atakan arka tarafa. Mustafa biz adamları gebertirken sen bombalarını mağaranın etrafına düz. Yasin kaç çakı aldın?"
" 38 komutanım " dediğinde gözler neredeyse yuvalarından fırladı.
" lan oğlum o kadar çakıyı nereye soktun?" Dedi atakan.
" orasını karıştırmayın komutanım " dedi ve başka tarafa doğru baktı.
Oha lan!
" çüşş oğlum! Tövbe tövbe " dedi ve önüne döndü yavuz.
" tamam kesin! Bakın acele etmemiz lazım. Bebek yeni doğdu ve fazla zamanımız yok! Bu dağda taşta enfeksiyon kapabilir " dediğinde Tim ciddi haline büründü " Emredersiniz komutanım " dediler.
Keskinler zaten çoktan konuşlanmıştı.
" av başlasın! Vurduğunuzu indirin!" Dedi ve ilk atışı keskin olan Buket yaptı.
Buketin atışı ile başlayan çatışma da Alparslanlar arka tarafa kıvradı, Mustafa bombaları düzdü. Derken bebek korkmasın diye kulaklarını kapayan Yağmur bebeğe sevgi ile bakıyordu.
" o**** çocukları " diyerek hem küfür ediyorlar hemde it indiriyorlardı.
Tüm bu olanları Yağmurlar da duyabiliyordu.
Mağaranın içine girdiklerinde tim dağıldı. O sırada mağara nın arkasından kaçmaya çalışan Mihran itini kıskıvrak yakaladılar.
Başarı ile sonuçlanmış operasyonda hepsi yağmurun yanına gitti ve Mustafa bombayı patlattı.
Dağdan çıkan dumanları gören tim keyifle karargâha haber geçti.
" Dilsizden Kobra 1e, operasyon tamam. Bir bebek ve Milhran ile dönüyoruz "
" Dilsiz aşağıda ki düzlükte helikopter bekliyor. Sağ salim gelin " dedi Albay ve bebek lafını duyunca hemen ambulansa haber verdi.
Tomris Timura kavuştuğunda sımsıkı sarıldı.
Yanında ki timi unuttu ve Alparslanın kolları arasına girdi Timur ile.
" ne güzel bir aile tablosu "
♠️♠️♠️
Karargâha inen helikopter ile bebek hızla Ambulansa alındı. Tomris de Alparslan ile arabaya binip giderken Tomris onu durdurdu.
" ilk önce eve geçelim. Sonra bebeğe birşeyler alıp gideriz " dediğinde Alparslan eve doğru sürdü ve hızla duş alıp üzerlerini değiştirdiler.
Hastaneye giderken yol üstünde gerekli ne varsa aldılar.
Hastaneye vardıklarında hemşireye sordular ve muayene edilen bebeğin yanına gittiler.
" hoş geldiniz, annesi ve babası sizmisiniz " dediğinde suç olduğu halde " evet " dediler.
" bebeğinizin durumu gayet iyi, kimlik işlemlerini başlatabilirsiniz " dediğinde Alparslan bebeğe kimlik çıkarmak için gitti.
Tomris aldiği kıyafetleri bebeğe giydirirken yaptığı suçu hafifletmek için Albayı aradı. Albay ilk başta Tomrisi haşlasa da sonradan en iyisinin bu olduğunu kabul etti.
Tomris gözleri dolu dolu ona melül melül bakan bebeğe sayısız öpücük kondurdu.
" annem " diye fısıldıyordu. " cennet kokulum " diye seviyordu onu.
Kendi annesinin sevgisini hatırlamıyordu ama ona o sevgiyi göstermek için elinden geleni yapıyordu.
Alparslan geldi ama çekingen bir şekilde.
" Tomris..."
" hmm "
" ben bebeğin soy adını İlkay yaptırdım. Bizim bebeğimiz gibi olsun istedim..." dedi terslenmekten korkarak.
" öyle olacak zaten Alp, Timurumuzun, oğlumuzun soy adı babasının soy adı olacak." Dediğinde Alparslan çok mutlu oldu.
" sen beni mutlu etmeye devam mı edeceksin güzel kadın " dediğinde öpücük kondurmak için yaklaşmıştı ama " evlenmeden olmaz " demesiyle geri çekildi.
" Tomris bak çok ciddiydim. Gel ilk önce dini nikâhı kıyalım, sonra da resmî nikah kıyarız."
" olmaz "
" ne yapacağız o zaman toprak gözlüm "
" gel iste beni!" Dedi ciddi ciddi.
" herşey usulüyle olsun "
" kimden?"
" kardeşim gibi gördüğüm timimden "
" peki güzelim, kiminle istiyim!? " diye sordu isyan edercesine.
" Albay ve eşine rica et, onlar istesin "
Dediğinde Alparslana bu fikir yattı.
" peki müstakbel nişanlım, ne zaman müsaitsiniz acaba? " dediğinde Tomris sıkıntılı bir iç çekti.
" 30 ağustostan sonra " dediğinde Alparslan ciddileşti " tamam o halde, şu itleri avlayalım! Sonra alacam seni!" Dediğinde Tomris Alparslanın ağzına vurdu.
" bebeğin yanında ne biçim konuşuyorsun bakalım sen!" Dedi sahte bir sinirle.
" tamam aşkım,o zaman bir kerecik ver çocuğumu da hasret gidereyim " dediğinde Tomris sırıtarak Timuru verdi.
Alparslan elinde ki kimliği Tomrise verdi ve birlikte hastaneden çıktılar.
Arabaya bindiklerinde Tomris arka koltukta gördüğü çocuk koltuğu ve puset ile şok oldu.
" Alparslan biz yanlış arabaya mı geldik?" Dedi şaşkınca.
" hayır hayatım, bunu Yavuz Amcası " diyerek çocuk koltuğunu gösterdi.
" bunu da Onur Dayısı aldı " Puseti göstererek dediğinde güldü ikisi de.
Tomris Timuru Alparslanın kucağından aldı. Alparslan sürücü koltuğuna geçerken Tomris yolcu koltuğuna oturdu ve Timur ile konuşmaya başladı.
Evet...
Timura savaş silahlarının çeşidini, türünü ve nerelerde kullanılacağını anlatıyordu.
Timur da garip sesler çıkarıyor ve gülüyordu.
Alparslan yol boyunca onları gülerek dinledi. Eve vardıklarında Zafer Timi tam kadro buradaydı.
" ooo millet toplanmışsınız " dedi Tomris yüzünde ki maskeyi çıkararak.
Timur hemen Tomrisin yüzüne tırnaklarını geçirdi.
" oğlum uslu dur " dedi.
Zafer Timi onun bu hâline gülerken
" sana bir sürprizimiz var " dediler hep bir ağızdan.
İkili anlamazca bakarken Zafer Timi açıldı.
Tomris gördükleri ile şok oldu.
Bir bebeğin neye ihtiyacı varsa hepsi vardı.
" Albay çocuğu sizin aldığınızı söylediler bizde yeğenimize aldık birşeyler." Dedi doğu.
" Ben Yemek masasını aldım " dedi Yağmur.
" Ben oyuncaklarını aldım " dedi Yasin.
Oyuncak dediği, oyuncak silah, bomba ve bıçaktı.
" Biz kıyafetlerini aldık " dedi Buket ve Damla. Aldiği zıbınların üstü de ise ' en çok teyzemi seviyorum ' yazıyordu.
" Biz yürütecini aldık " dedi Ferit,Yasin ve Polat.
" Biz beşiğini aldık " dedi Bulut, Güney ve Mustafa.
" Canım bende senin sütun olmuyor diye yeni doğmuş bebekler için olan 8 koli mama aldım. Ana sütü gibi..." diyen Sudeye bir öpücük attı Tomris.
" Bende yeğenime Biberon, kap kaçak ve akülü jep aldım." Diyen Atakana güldüler.
" lan oğlum bu daha bebek. Ne jepi " dedi Ferit.
" he ya, Yürüteç çok mantıklı." Dedi Atakan alayla.
" susun bir ya! Ben söylemedim!" Diyen Alparslana yam bir bakış atıp sustular.
Alparslan salakça sırıtarak Tomrisin önüne geçti.
" hayatım, çocuğumuza ve bize ev aldım " dediğinde herkes şok oldu.
O sırada kapıdan giren imam da cabası...
" hayatım gel imam nikahını kıyalım. Resmî nikâhı da 30 ağustostan sonra kıyarız." Dediğinde Tomris sırıttı.
" tamam lan gel kıyak!" Dediğinde onlara şaşkınca bakan time baktı.
Timuru Yağmurun kucağına verdi " Onur ve Sude şahidimiz siz olun " dediğinde Yavuz elinde türbanlar ile geldi ve kızlarım kafasına taktı.
Tomris türbanını düzelterek yere serilen mindere oturdu ve imamın okuduğu duayı dinledi.
Sonra imam
" gelin kızımıza mehir olarak ne verirsin " dediğinde
" aldığım evi, dolabında ki emanetleri ve İstanbulda ki arsanın yarısını veririm "
" sen Tomris Türkmenov, Allah katında Alparslan Ilkayı kocalığa kabul ettin mi?"
" ettim "
" ettin mi?"
" ettim "
"ettin mi?"
" ettim "
" sen Alparslan İlkay, Allah katında Tomris Türkmenovu zevceliğe kabul ettin mi?"
" ettim "
" ettin mi?"
" ettim"
" ettin mi?"
" ettim "
" Bende sizi Allah katında karı ve kocalığa kabul ediyorum. Gerisini Allah kabul etsin. Bir yastıkta kocayın "
Dedi imam ve gitti.
Arkasinda mutlu bir aile tablosu bırakarak...
***BÖLÜM SONU ***
Arkadaşlar dolabımda ki emanetler derken silahlarından,künyesinden ve üniformalarından bahsediyor.
Artık Alparslan ve Tomris çifti Allah katında evli.
Yani helaller...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 44.28k Okunma |
2.72k Oy |
0 Takip |
35 Bölümlü Kitap |