19. Bölüm

♠️♠️ ZAR ZOR...

Alparslan ve diğerleri hızla ayağa kalktığında sadece oturan Fısıltı timi üyeleri ve Tuğruldu.

" ne demek lan vermiyorum " diye sinirle kükredi.

" duydun kardeşum, bizdem kolay kolay kiz miz alamayacasunuz! " gülerek konuşan Onura ters bir bakış attı. Tomris ise onların ne yapmaya çalıştığını anladı ve oturdu.

" tamam..." dedi bezmişlikle.

" ne istiyorsunuz?" Dediğinde tim ve tuğrul sadistçe sırıttı.

♠️♠️♠️

Alparslanın bileği masaya değecek gibi oldu ama ani bir refleksle Yavuzun bileğini masaya çarptı.

Erkek tarafı " ooo " derken kız tarafı " cık cık cık " dedi.

" evet sıra da ki " diyerek etafina bakındı. Bulut, Onur ve Yavuzu yenmişti.

" bakalım beni yenebilecekmisin?" Diyen Tuğrul Alparslanın karşısına geçti ve dirseğini masaya dayadı.

Alparslan onu tınlamadan bileğini kavradı ve bilek güreşi başladı.

....

Aradan geçen 38 dakika gibi bir süre de Alparslan nihayet Tuğrulun bileğini masaya vurdu.

" ohhh " diyen erkek tarafıyken kız tarafı sesini çıkarmadı.

Tomris ise bu anları zevkle izliyordu.

Her anı kameraya alan Ferit ve Polat ise hem gülüyor hemde çekiyordu.

" sırada ki yarış!...

Güreş " diyen onura hepsi ters bur bakış attı ama hayır demedi.

" gel bakalım, kim gelecek karşımda " dediğinde yine ortaya Tuğrul geldi.

" geç bakalım kara civciv " dedi alayla.

Tim çoktan masayı kaldırmış alan yaratmıştı bile.

Alparslan takımının ceketini çıkardı ve Doğuya verdi. Kollarını sıvarken Albay ve eşi merakla ve heyacanla bekliyordu onları.

Ilk hamle Tugruldan geldi ve Alparslanın bacağına ve beline sarıldı.

Alparslan beklediği bu hamle ile sırıttı ve Tugrula bir celme takıp onu düşürdü.

Tuğrul doğrulmaya çalışırken Alparslan ona bonduruk attı ve tek hamle de yere serdi.

( Bonduruk: güreşte insanın arkasından, insanın kolunun altından giren üstün kolun aynı zamanda da dolanıp arka taraftan kolların birleşmesidir. Bu taktik üstün tarafın- bonduruk yapan- daha ilk hamle de kazanmasını sağlayabilir. )

Erkek tarafı sırıtırken kız tarafı da sinirle doluyordu. Alpaeslan ilk hamle de Tuğrulu pert etmişti.

" son yarış! " diyen onura yine aynı bakışlar atıldı ama ses çıkaran olmadı.

" bunu bahçede konuşalım kardeşim " dedi ve kız tarafı Tomris ile birlikte dışarı çıktı.

Alparslan ne yapacağını anlamıştı onların.

Flashback

Tim bahçede otururken Yüzbaşı Sinan geldi. Yani takıntılı sinan.

" bak Tomris ben ciddiyim. Lütfen bana bir şans ver. Benimle birlikte mutlu bir hayat yaşa " dediğinde tim sinirli de olsa sırıttı.

Çünkü çok iyi bir planları vardı...

" tamam Sinan, sana bir şans vereceğim ama bir şartım var. " dediğinde Sinan sevinçle gözlerini büyüttü ve onayladı.

" şu ağacı görüyormusun? " dediğinde bahçedeki çınar ağacını gösteriyordu.

" evet " dedi sinan kaşlarını çatarak.

" eğer bu ağacı kökünden tek bir hamle de sökersen seninle evlenirim " dediğinde Sinan yutkundu.

Nasıl olurdu ki?

" bunun için yalnızca 1 dakikan var Sinan, benim kız olduğumu bilen sayılı insanlardansın ve aynı zamanda da bordo bereli olduğumu. Malum çok yoğunuz " dedi ve bilenlere iyice yayıldı.

Onun solunda Alparslan sağında da Onur vardı.

Bir dakika çoktan dolmuştu.

" nı nı nım! Süre bitti Yüzbaşı, hayatımızdan siktirgit!" Dediğinde Sinan arkasına bile bakmadan tüydü.

" komutanum gerçekten biz boyle bir plan kurduk emme nasıl olacak o iş?" Diye merakla sordu tuğrul.

Tomris ise Alparslana yan bir gözle baktı.

" beni alacak adam,bu ağacı tek bir hamlede sökmeli "

Flashback son

Alparslan sırıtarak karşısında ki ağaca baktı.

" 1 dakikan var Yüzbaşı, malum biz bordo bereliyiz. Meşgul insanlarız " diyerek dalga geçti Bulut.

" o zaman sökelim bakalım şu ağacı " dedi ve hızla gürgen yaprağından bir tane kopardı.

Herkes dumura uğrarken bir-tek Tomris sırıtıyordu.

"Bir azeri atasözü der ki; Gürgenin kökleri yapraklarıdır, insan oğlunun kökleri de atalarıdır..." Dediğinde erkek tarafı sırıtırken kız tarafı da çatık kaslar ile onura bakıyordu.

" lan oğlum adam da Azeri! Yani hemen bilir ne sanıyordun " dedi Yavuz hiddetle.

" hoş benda bilmeyrim ki cevabunin ne olduğuni! Pardon Yavuz Bey ayirt edemedum! Ayırt edemedum!" Dedi ve kollarını birleştirdi.

" neyse kardeşim, bükemediğin bileği öpecekmişsin! Madem Alparslan bu kadar seviyor, Tomris de öyle bize de sevenleri mutlu etmek düşer." Dediğinde Alparslan hızla Tomrise sarıldı.

" lan nikhainiz yok ne sarsılıyorsun kıza?!" Dedi Albay.

" Hayır biz imam nikahını kıydık " dediğinde sadece elinde ki tepsiyle Nihal,Albay, İnci ve Tuğruldu.

" neyse bir an önce keselim şu sözü yoksa her an birisi olamaz diye çıkacak sanıyorum " dediğinde Damla, yan yana duran çiftin yanına gitti Nihal.

Albay kırmızı kurdaleli yüzükleri parmağına taktı.

" Ömrünüz uzun, birlikte olsun. Allah size sağlık sıhhat versin. Birbirinizi şu anki sevdiğinizden çok sevin...

Çünkü Allah sevenlerin yanındadır." Dedi ve söz duasını da okuduktan sonra ipleri kesti.

Genç kesimi ile sarılırken Albay ve eşinin elini öptüler.

Sonra da kızların çeşit çeşit yemekler ile donattığı masaya geçtiler.

Bol sohbetli, bol kahkahalı ve bol Timur sevmeli bir yemeğin ardından çaylar içildi ve herkes dağılırken Alparslan, Tomris ve Timur odasına geçtiler.

Timur çoktan Alparslanın göğsünde uykuya dalmışken Timuru yatağına yatırdı.

Tomris kıyafetlerini aldı ve banyoda giyinip geldi. O sıra da da Alparslan üstünü giyinmişti zaten.

Birlikte yatağa girdiler.

Her zamanki gibi Tomris yine sırtını Alparslana dayadı...

***BÖLÜM SONU ***