
♠️♠️ TAA UZAK YOLLARDAN...
Düğün salonuna geldiklerinde gelin ve damadın hazırlanmak için bulunan odaya girdiler.
İkisi de heyecandan ne yapacaklarını şaşırmıştı.
Onlar birbirlerinin ilk aşkı ve ilk sevgilisiydi.
" heyecandan ölürsem arkamdan ne dersin tomris?" Diye soran Alparslana döndü Tomris . Tam ağzını açacakken " ne diyecek, ' boku bokuna düğün günü gitti zavallı ' diyecek " diyen Tuğrula ölümcül bakışlar atan Alparslana gülmeden edemedi.
" ya siz ikiniz gerçekten şaka gibisiniz "dedi ve önüne döndü.
Kapı açıldığında içeri giren Sude ve Doğu " her şey hazır artık girebilirisniz " dediler.
Tomris Alparslanın koluna girerken adet gereği duvağı tekrar örttüler.
Birlikte dışarı çıktıklarında alkış sesleri ile birlikte seçtikleri şarkı eşliğinde dans etmeye başladılar.
Ama her an ölebilirlerdi...
" taa uzak yollardan
Koştum geldim senin kollarına
Içimde yanan hasretinle ben
Baktım durdum senin yollarına
Sensizlik bir ölüm sanki..."
Tomrisin hiç beklendiği bir anda sağ gözünden bir damla yaş düştü.
Bu öyle bir aşktı ki artık heyecandan göz yaşatmasını geç ağla.ya başlamıştı.
Bunu sadece Alparslan gördü.
Alparslan onun kulağına eğildi ve geriden dökülen nameleri de bir o tekrar etti.
" taa uzak yollardan,
Koştum geldim senin kollarına
İçimde yanan hasretinle ben
Baktım durdum senin yollarına
Sensizlik bir ölüm sanki..."
Dedi ve ekledi," ben senin için uzun yollar kat etmesem de, kalbin için çok uzun yollar kat ettim..."
" sen uğraşmış olabilirsin ama aslında uğraşmana hiç gerek yoktu.
Ben seni ilk gördüğüm anda sevdim zaten " dediğinde Alparslan onun yanağını ısırmak istedi ama insan içindelerdi.
" yaa öyle mi oysa ki beni ilk gördüğünde öldürecek sanmıştım senin beni."
Dediğinde Tomris kıkırdadı.
" o zaman ben haklıydım tabi ki de! Sen benim kalemimi almıştın ve geri vermiyordun "
" sende benim silgimi dişlemiştin acaba ondan almış olabilirmiyim?" Dediğinde Tomris kızardı.
" sus ve yok öyle birşey ya " diyerek konuyu kapatmaya başladı.
Müzik bittiğinde alkışlar eşliğinde yerlerine oturdular.
Çalan bir diğer dans müziği ile çiftler ayağa kalktı.
Tomris ise Nihal ile dans eden Timura gülümseyerek baktı.
Kendi evladı gibi seviyordu onu...
" hatırlıyor musun?" Diyerek söze başlayan Alparslanı dikkatle ve merakla dinlemeye başladı.
" seninle tanıştıktan 2 sene sonra yani çok iyi anlaşmaya başlamışken karşımıza bir bebek çıkmıştı." Dediğinde tomris bir düşündü ama sonra aklına geldiğinde gülümsedi.
" evet " dedi ve bakışlarını ellerine düşürdü.
" işte o bebeği gördüğüm ilk an seninle hayaller kurmaya başlamıştım..." dediğinde Tomris şaşırdı.
Onun da aklından geçer gibi olmuştu ama bunun ne hayalini kurmuş nede ihtimal vermişti.
Tomrisin aralanan dudağına kaydı gözü ve gülümsedi.
Tomrisin şaşırdığında belli ettiği nadir anlardandı.
" Tomris..." dedi ve derin bir iç çekti.
" Alparslan..." dedi Tomris ve sırıttı.
" yüzüme eğilmeyi bırak ve önüne dön! Lütfen " dedi.
Biraz da yüzü mü kızarmıştı onun?
Alparslan sessiz bir kahkaha atarak önüne döndü.
Herkes yerlerine oturup sade bir müzik çaldığında nikah memuru gelmişti.
Herkes yerlerine otururken nikah memuru masaya yerleşmiş ve prosedürleri göz atmaya başlamıştı.
" Alparslan İlkayın şahidi Bulut Boz'u masaya davet ediyoruz " dediğinde deminden beri gözleri birisinin ilk defa nikah şahidi olmasının mutluluğuyla parlıyordu.
Bulut masaya geçtiğinde Tomris Alparslanın elini sıkıca tuttu ve yüzüne baktı.
Onun, o kişiyi gördüğünde ne tepki vereceğini gerçekten çok merak ediyordu.
" Ve Tomris Türkmenovun şahidi Demir Ilkayı masaya davet ediyoruz " dediğinde Alparslanın eli dondu kaldı.
Bedeni de öyle.
Çünkü oma sadece adını duymak değil de yayını görmek bile yetmişti.
Çünkü karşıdan gelen kişi, onun abisi bildiği onu şehit sanıpta ta azerbaycablara götüren kişiydi.
Demirin onu gördüğünde gözleri doldu. Ona kaç defa kardeşim demişti.
Çıkan özel görev ile aylarca hatta yıllarca şehit sanılmıştı. Bu görev uğruna annesini hatta babasını kaybetmişti.
Ama yine de içinden ' keşke yapmasaydım ' demiyordu.
Iyi ki yapmıştı.
Ama hasrette ağır basıyordu be!
Demir masaya geldiğinde soğukluğunu korudu ve " merhaba " diyebildi.
Aynı soğuk karşılığı Alparslan da aldığında Tomris şaşırdı.
Olayı anlamayan memur
" Belediyemize başvuru yaptınız ve bizde... " diye başlayan nikah memuru diğer prosedürleri de söyledi.
" siz Tomris Türkmenov,hastalıkta ve sağlıkta iyi günde ve kötü günde
Alparslan İlkayın eşi olmayı kabul ediyormusunuz?" Dediğinde Tomris gozlerini yumdu.
Şu an herşeyi unutmuştu, o ve Alparslan...
O zaten onun hastalığında ve sağlığında yanındaydı. Alp vurulduğunda, güldüğünde,ağladığında her anında zaten onunlaydı.
Şimdi bu memur bi soruyu tekrar düşünmesi gerekmiyor muydu?
Tomrisin gözleri Alparslan ile buluştu.
Ikisinin de gözleri ışıl ışıl heyecandan ve mutluluktan parlıyordu.
Onun gözleri içine bakarak " EVET " dedi.
Alparslanın daha demin donuk bir şekilde duran eli elini sımsıkı bir kelepçe gibi sardı.
" Siz Alparslan İlkay, hastalıkta ve sağlıkta, iyi günde ve kötü günde Tomris Türkmenovu eşiniz olması için kabul ediyormusunuz?" Dediğinde Alparslan hiç düşünmeden " EVET " dedi.
Tuğrulun arka taraflarda kaynana gibi homurdanmasını sadece Nihal duyuyordu.
" sanki hayır deme şansı var. Küpek!
Vururum adamı ben "
Nikâh memuru şahitlere de sordu ve imzayı attılar.
Kırmızı evlilik cüzdanını Tomrise uzattığında Tomris şöyle bir baktı.
Yanında ki adam ve elinde tuttuğu şu evlilik cüzdanı artık onundu...
Kızların ayağına bas çağırısı ile istemeye istemeye bastı.
Etrafta alkış tufanı ve tebrikler havada uçuşurken oyun havaları başlamıştı.
İlk önce her düğünün geleneği olan erik dalı başladığında Tomris bilmese de onu da kaldırdılar. Ortalık coşarken sıra da ki şarkı şişelerdi.
Ortaya geçen Alp, Onur, Yavuz ve Bulut bir çember şeklinde nakarat geldiğinde ellerini havaya kaldırarak dönüyor sonra kollarını aynı ritimle oynatıyordu. Diğer tarafta yani kızların olduğu tarafta Tomrisi ortaya çekmiş olan kadınlar Tomrise gösteriyordu.
" Sude yapamıyorum ki ya! Baksana şu halime " diyen tomris gayette güzel oynuyordu ama o bilmiyordu.
" kız bu benden de iyi çıktı ya " diyen Nihal oynuyorum diye adeta kendini paraladı.
Tomris diğer oyun havalarına dayanamamış olacak ki oturdu. Şarkılar alıp giderken ortada bir zeybek havası durdu.
Herkes merak ile yerlerine otururken
En önde Alparslan olmak üzere Tuğrul dahil Zafer timi üyelerinin hepsi aynı hiza ve nizamda durmuş bir efe gibi bekliyordu.
Tomris anlamıştı, gözleri doldu hemen.
Onunda bu aralar çok fazla gözleri doluyordu canım, gözlerine zarardı.
Zeybek başladığında kollarını açtılar ve bir efe gibi göğüs kabartıp iki adım öne atıldılar.
Onların gösterisi devam ederken Demir kardeşini gururla izliyordu.
Efeler son noktayı koymak için yere diz çöküklerinde ve ellerini yere vurup sahte toz biriken ellerini Tomrise doğru üflediler. Alparslan öpücük atmayı ihmal etmedi tabi.
Takı töreni sırası geldiğinde hiç yapmak istemeseler de Albayın zoru ile yaptılar.
Yan yana gelen çifte kırmızı bir ip verdiler boyunlarından geçirmesi için.
Ilk önce Albay Tomrise 3 bilezik Alparslana 1 altın taktı eşiyle.
Zafer timinin üyelerinden her biri çeyrek veya altın takarken elinde kırmızı kuşağa bağlamış iki bomba ile Onur gözüktü. Herkes ağzı açık kalmışken ikili gülüyordu.
Onur birini Tomrise diğerini alpe taktı.
" kardeşum buni alın ve evinizin en nacizane yerune koyun. " dediğinde alpin kulağına eğildi ve bu sefer fısıldadı.
" yada itlerun götüne mi demeliydum? " deyip kıs kıs gülerek uzaklaştı.
Bu sefer gelen Bulut ise elinde ikişer. kasaturayı aynı Onur gibi ipe bağladı ve taktı.
" Bununla meyvenizi kesersiniz " dedi.
Onun ardından gelen Yavuz ise biricik roketatarı olan Nazmiyenin mermilerini ile tek tek dizmiş ikisine de takmıştı. Tomris ve Alparslan şaşkındı çünkü Yavuz asla kimseyle ne Nazmiyeyi ne de mermilerini paylaşırdı.
" ama sen-" diye başlanan söze ellerini havaya kaldırarak susturdu ve tam bir drama dizisi gibi yana dönerek konuştu.
Arada bir olmayan sümüğünü çekiyordu.
" evet... kimse ile paylaşamam ama sizinle paylaşabilirim " dedi ve gitti.
♠️♠️♠️
İki kardeş karşı karşıya gelmişti, sustular.
Birbirlerini gözlerimden anlamak istediler.
" abi " dedi küçük çocuk, Alp.
Abisinden yanıt gecikmedi," söyle abim?"
" eğer bir gün seninle küsersek, yani ben sana yalan söylersem ve konuşmazsam beni gözlerimden anlayabilirmisin? " dedi boncuk boncuk bakarken.
" anlarım tabi oğlum ben bir askerim!" Dedi ve yiğitlenerek ellerini göğsüne vurdu.
Küçük çocuk sevinmişti, bilmiyordu ki gözleriyle anlatacak olan kendisi değildi...
Demirin gözleri " affet beni, pişman değilim ama sen affet " diyordu.
Alparslan ise sessiz, ruhsuz.
" Affet beni Alparslan, Görevdi pişman değilim, asla. Bu vatana tek değil bin cab feda ama bende acı çektim, hasret çektim sen bari anla beni " dedi konuşarak.
Alparslan ise görev olduğunu zaten tahmin etmişti ama ne hissettiğini bilmiyordu.
" peki... seni affederim ama bana zaman ver, sende beni anla.
Seninle eskisi gibi sıkı fıkı olmamızı bekleme Demir Ilkay " dedi ve yukarıdan onları izleyen Tomrise bir bakış atarak evlerine girdi.
Demir ise böyle olacağını elbette biliyordu.
Alparslan dairelerinin kapısına geldiğinde Tomris omzunu kapıya yaslamış onu bekliyordu. Üzerinde ki beyaz gelinliği çıkarmamıştı.
" hadi odaya geç, abdestini al ve namazını kıl, ben kıldım seni beklerken " dedi Tomris kapıyı kapatırken.
Konuyu kapatması ve birşey sormaması Alpin dikkatini çekmişti.
Gülümsedi ve onu onaylayarak banyoya gitti.
Gömleğin kollarını sıvadı ve niyetini ederek abdestini aldı.
Üzerini düzeltip banyodan çıktığında seccadesi seriliydi ve Tomris yatağın üzerinde oturuyordu.
Alparslan seccadenin üzerine gelirken Tomrise gülümsedi ve niyetini alıp namazını kılmaya başladı.
Son oturuşta selamını verdi ve ellerini yukarı doğru açıp Allahına yalvardı.
Gözlerini Tomrise doğru çevirip etti duasını.
" rabb'im senin rızan ile doğduk, senin rızan ile de evlendik, senin rızan ile sevdalandık boynumuzu bükük kalbimizi buruk koma yarabbi. Evliliğimizi mutlu, huzurlu eyle, bizleri hep bir güldür, bir ağlat...
Hakikat o dur ki, sen sevenlerin yanındasındır "
Ayaklandı ve seccadesini katlayıp kenara koydu.
Komodinin üzerinden yüz görümlüğü için aldığı özel yapım kolyeyi Tomrise taktı.
Alnından öptü ve ayrıldı.
" Seni çok seviyorum Alparslan,
Seni çok seviyorum ela gözlüm "
" Seni çok seviyorum Tomris,
Seni çok seviyorum badem gözlüm"
***BÖLÜM SONU***
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 44.28k Okunma |
2.72k Oy |
0 Takip |
35 Bölümlü Kitap |