25. Bölüm

25. Bölüm

Gizliyazar_1907
ay.gece

♠️♠️PUSLU GECE

 

" helikopter bin!" Diyen Dilsizin bu emriyle seri hareketler ile kanısındayım 13 kişi helikopterde yerini almıştı.

 

" Görev belli yiğitlerim! İtler sınır köylere dadandı ve geri çekilmek de bilmiyorlar-ki bizde bunu beklemiyoruz. Biz dünden razıyız it paklamaya ama siviller var işin içinde.

Olaya yakın ekipler şu anda sıcak çatışma halinde, bizde de diğer timlerde olduğu gibi tek görev sivilleri korumak. " dediğinde tim

" Emredersiniz komutanım " dediler.

 

Vatan vakit, gün beklemiyordu.

Alparslan ve Tomrisi de en özel gecelerinde vurmuştu bu itler.

Ama bir kere bile ah, vah etmemiş direkt Kara ve Dilsiz olmuşlardı.

 

Helikopter köye 2 kilometre kala onları bıraktı ve yakın gir yere indi. Geride kalan yeri yürüyerek gideceklerdi.

Yürüyüş başladığında ikişerli olarak gidiyorlardı. Rütbe olarak en önde Tomris ve onun yanında da Kazım vardı.

Onların arkasında ikişerli olarak Alparslan ve Hamit, Onur ve Vedat, Olcay ve Burak, Yavuz ve Bulut en arkada da üçer kişi olarak Tahir, Güray ve Feyzullah vardı.

 

Gece o kadar karanlıktı ki ay bile küsmüştü o gece onlara...

 

Puslu havada göz gözü görmezken Tomris arkasını döndü ve Alparslan ile göz göze geldi. Birbirlerinin bakışı aydınlattı ortalığı.

 

" Komutanım kim arkadan kim önden giriyor " diyen Tahirin kurduğu cümle birkaç kişinin yanlış anlamasına neden oldu.

" ne diysun ula sen!?" Diyen Onur hem sinirlenmiş hemde şoka uğramıştı.

Konuşmanın aslını bilen Tomris, Kazım ve Alparslan ise gülmemek için kendini zor tutuyordu.

 

" ya öyle değil komutanım! Yanlış anladınız " dediğinde yüzünü ovmuştu.

" of ya " diyerek başka bir tarafa baktı.

Utanmıştı.

 

" tamam oğlum ben anladım " diyen Tomris ile derin bir nefes verdi.

Köyün giriş kısmına yaklaştıklarında bir kayanın dibinde durdular ve iyice sindiler.

" Olcay, Burak ve Yavuz nereye konuşlanacağınızı biliyorsunuz. Alparslan Tahir ve Hamit arka taraftan, Onur, Bulut ve Vedat Sağ taraftan, Feyzullah, Güray ve Alparslan Sol taraftan giriyorsunuz. Bizde Kazım komutanınız ile gidiyor ki itleri öldürerek gidiyoruz. Sessiz oluyorsunuz "

 

" aynen, bu itler kıl olursa sivillere zarar verebilir " diyen kazıma Alparslan göz devirdi. Sanki o söylemese bilmeyeceklerdi.

 

" o zaman komutanum başlayayum mi? " diye heyecanla atılan Onura bakıp güldüler. Bir kişi hariç.

 

Evet arkadaşlar Dilsiz Komutan sahalara dönmüştü.

 

" başlayın yiğitler, susturucu kullanın" dedi ve timi ile helalleşip görev yerlerine dağıldılar.

 

Girişe yaklaştıklarında bir gariplik vardı, girişte ki militanlar yoktu ve fazla sessizdi.

 

" komutanım bir terslik var!" Diyen Olcay ve Yavuz keskin nişancı olarak en iyi mesafeye sahipti.

" nedir durum?"

 

" ortada ev gibi bir yer var, içeriye sürekli militan girip çıkıyor ve sadece o bölge de militan var." Dediğinde Tomrisin aklına gelen şey ile hızla durdu ve Kazım'ı da durdurdu.

 

" plan iptal! Geri çekilin! Sessiz olun" dedi acele ile ama ses veren olmadı.

" geri çekiliyoruz! Pus-" demeye kalmadan büyük bir patlama oldu ve kan gövdeyi götürdü.

 

Uzağa sıçrayan Kazım baygın bir halde yatarken Tomris de aynı yerdeydi ama o baygın değildi. Kulakları çok fazla çınlıyordu ve elini kolunu nereye koyacağını şaşırmıştı.

Yanına düşen bir militan koluna baktı ve bir hii çekti.

 

O komutandı, ne olursa olsun dik durması gerekiyordu ama olmuyordu.

Gözlerinde gördüğü şey bir köyün alev alev yanması değildi,

Ölümdü...

 

Ölüm vardı artık orada, yakında külleri kalmayacaktı. Belki arkadaşları vardı orada, daha 4-5 saat önce zeybek oynayan arkadaşları vardı...

 

Gözlerinde ki yaşı sildi ve Kazımı bir kayanın ardına çekip bıraktı yürüdü , yangının ortasına yürüdü...

Onları bulabilmek için.

Ama yüreğine öyle bir ateş düşüren şey oldu ki elinin ayağının bağı çözüldü. Düştü olduğu yere, daha doğrusu çöktü.

Çünkü yerde gördüğü şey bir künyeydi.

Tomrisin künyesi...

 

" Tomris bu künyeyi bana verir misin ? " diye soran Alparslana ukalaca baktı Tomris ve " niye ki! Sanki senin yok "

 

" iyi işte da! Sende benimkini takarsın " dediğinde Tomris aslında bunun ne demek olduğunu iyi biliyordu. Bu bir nevi ' sen bana ben sana aidim' demekti. Tomris bilmezlikten geldi ama aslında çok istiyordu.

" off tamam al ya!" Deyip daha teğmen üniformasının içinden çıkardı künyeyi ve Alparslana verdi. Alparslan da künyeyi ona verirken Tomris kendinden hiç beklenmedik birşey yaptı.

" Alparslan bana bir söz ver!" Dedi ama sesi onu tanığından beri ilk defa böyle çıkıyordu.

" ne olduğunu bilmesem de sana gözüm kapalı güveniyorum o yüzden söz " dediğinde Tomris,Alparslanın ona bu denli güvenmesine şaşırdı ama bozuntuya vermedi.

 

" ne olursa olsun... ölene kadar, şehit olana kadar bu künyeler boyundan çıkmayacak " dediğinde Alparslana en içten gülümsemesi ile

" söz.."dedi

 

Tomris de aynı şekilde " söz..." dedi.

 

Ne çok sözler vermişti onlar birbirlerine, daha evde bekleyen bir bebekleri vardı onların.

 

Birbirlerinin kokusunu öyle doyasıya çekememişlerdi içlerine. Birlikte dizayn ettikleri evde bir gece kalamamış tartışarak aldıkları koltukta ağız tadıyla kavga edip uyumamışlardı...

 

Daha ne sözler vardı ama onlar 12 senedir birbirine geç kalmıştı...

 

" Alparslan..."

 

🔥🖤🔥🖤🔥

 

Karargâhta ki harekat merkezinde büyük bir koşuşturmaca vardı.

 

Fısıltı Timi ile bağlantı kopmuş ve bulunduklari bölge de büyük bir patlama olduğu söyleniyordu.

 

" nerede kaldı oğlum şu bağlantı!? Bulun askerlerimizi " diyen Albay adeta köpürmüş durumdaydı.

 

Içeriye giren General ve Zafer Timi üyeleriyle daha da bir gerildi ortam.

" hâlâ bir durum yok mu?" Diyen General de fazla gergindi ama pek belli etmiyordu.

 

" komutanım sinyal bulundu!" Diyen askerin Yanina gitti herkes.

 

" bağlanmak istiyor "

 

" bağla hemen "

 

İlk önce cızırtılı bir ses geldi sonra kesik kesik gelen ses,

" Komuta-nım! Görev baş-.. " anlaşılmayan sözcükler bir şunu seçebildi karargâh,

" 6 şehidimiz var, VATAN SAĞ OLSUN "

 

♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️

 

😭😭😭😭

 

Bölüm : 28.01.2025 12:11 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...