
♠️Korku ile harmanlanmış aşk♠️♠️
Korku nedir? Sevdiğini kaybetme korkusu mu?
Hayır.
Korku; Kalbini ömrünü kaybetme korkusudur...
Kimisi Özdemir Asafın
' Bomboşmuydu bu şehir, sen gidince yalnız kaldım ' dizelerini bir kadın için, onun gözüne girmek için okuyor, yalnış yorumluyor.
Oysa ki bu şiirin açıklamaya bile gereği yok. Alparslana baksa yetiyor...
O, tam 8 gündür koma da ki sevdiği kadına camın ardından bakıyordu.
Yüzünde ki maskesi nedeniyle saçlarını veya yüzünü de göremiyordu ki...
Canı çıkıyordu camın ardında ama elinden hiçbirşey gelmiyordu.
Sevdiği kadın bile bile ölüme yürümüştü. Şehit olacağını varsaydığı için etmişti itirafını, ki o komadaydı...
Kimse anlamasın diye atlatamıyordu ki...
Ama ekip arkadaşları komutanları, kardeşleri için ağlıyordu...
Peki o ne için ağlayamıyordu.
" uyy " diyerek sızlanan Onura hir bakış attı.
O da geldiğinden beri ağlıyor, sonra uyy diyerek kafasını dizine gömüyordu.
Alparslan daha fazla dayanamadı bu görüntüye ve acilen orayı terk etti.
Lavoboya girdiğinde ise ellerini mermer taşına vurarak
" benim yüzümden " diye sayıklamaya başladı.
En sonunda ise aynaya geçirdi yumruğunu.
" Benim yüzümden!"
15 gün sonra
Aradan geçen 23 günün ardından Tomris hâlâ komadaydı. Doktor onun 1 ay içinde uyanmazsa muhtemelen bitkisel hayata girdiğinden bahsetmişti.
Alparslan ise düzenli olarak sakinleştirici aldığı için sürekli uyuyordu. Yani sevdiği kadının durumundan haberi yoktu.
Taa ki Batu ona en kötü şekilde açıklayana kadar.
" sanırım bitkisel hayata girdi..."
Diyerek en acımasız şekilde söylemişti.
Bu da yetmezmiş gibi karargâhta bir hain vardı ve Dilsizin kadın olduğunu, ardından da şehit olduğu haberini yaymıştı.
Karargahta durumlar karışıktı...
Albay hem haini bulmaya çalışıyor hemde hastane de yatan Büyük Komutanı korumaya çalışıyordu.
Ama aklında çok büyük bir plan vardı.
Alparslanın uyandığı saatlerden birisinde yoğun bakım koridorunda bir karmaşıklık olduğunu gördü. Oraya gittuklrinde ise Fısıltı Timi ortalarında bir doktor ile laf dalaşı yaptığını gördü.
" Fısıltı!" Diye bağırdı. Tüm sesler sustu. Tomrisin yokluğunda netice de komutan oydu...
" neler oluyor?" Diye sordu.
Onur hemen lafa atladı.
" komutanum bu dohtor sanduğumuz hain Dilsiz komutanu zehirlemeye çalıştı." Derken Onurun sinirden göğsü kabarıyor ve sık nefesler alıyordu.
Alparslan bıraktı komutanlığını o an.
Zaten yetmemişmiydi Tomrise yaptıkları eziyet?
Hızla doktorun yani hainin önüne geçti ve onu bir yumrukta yere serdi.
Alparslan dövüyor, Fısıltı ise adı gibi sessizlikle ama zevkle izliyorlardı.
Adam kanla içinde bayıldı.
" Yavuz git adam gibi bir doktor bul!" Dediğinde Yavuz hızla uzaklaştı ve geri döndüğümde yanında kadın bir doktor ile geldi. Bu kadın karargahın doktoruydu.
Az sonra Albay geldi.
" çocuklar toplanın." Dedi ve planını anlatmaya başladı.
5 gün sonra
Kadının hızla inip kalkan göğsüyle canını yakıyordu genç adamın. Neler oluyordu...
Tüm fısıltı timi ve Kamer ve Ayyıldız timi buradaydı. Ek olarak Albay ve General...
Doktorlar içeriye akın ederken hepsi merak ve korku ile toptandılar cama.
Doktor elinde bir alet ile Tomrisin göğsüne vuruyor ve genç kadının göğsü şaha kalkıyordu.
Bunu birkaç defa daha tekrarladı ama o makinde de gösterilen çizgi asla değişmedi.
Doktorun ağzından çıkan cümle herkesi mahvetti. " ölüm saati 08.15 "
"Hayır" diyerek yere yıkıldı fısıltı timi.
Ayyıldız ve Kamer timi de şaşkınlıkla bakıyordu. En çok da batu...
O kadına şehit demişti ve şimdi de o kadın şehit olmuştu. Ama niye şimdi yüreği acıyordu ki...
Kamer timi Fısıltı timinin yanına çöktü ve onun sırtına destek verdi.
3 Ay Sonra
" götürün şu hainleri!" Diyerek sinirden titreyen ellerini zor zapt etti Albay.
Ali ve başka bir timden Güney askeri adliyeye sevk edilirken Kamer ve Ayyıldız timi onlara ölümcül bakışlar atıyordu.
Bunca senedir hain aslında Ayyıldız timinden çıkmıştı.
Fısıltı Timi ise duygusuzluğunu koruyordu. Nasıl bu kadar duyusuz olunuyordu ki?
Bunlara hayret ediyordu tüm karargâh. Onlar en son o hastane koridorunda ağlamıştı. Cenaze töreninde bile tek damla göz yaşı dökmemişlerdi.
Tim odasına geri dönerken " çok özledim be çok " dedi Bulut.
" bizde kardeşim " dedi Yavuz.
Alparslan ise sessizliği tekrar korudu.
" yandırma meni..." diye mırıldanarak ranzasına oturdu.
" yarala meni..." diyerek şarkıyı mırıldandı.
Sevdiği kadın için azericeyi bile sökmüştü ama o yoktu şimdi.
Kendini, Alparslan için feda etmişti.
Onun için sakladığı şeyleri artık karargah da biliyordu...
Tüm time bir mesaj geldi.
Tim gördüğü mesaj ile hızla alt kata indi. Piste doğru giderken neredeyse tüm karargâh piste dolmuştu.
7 tane helikopter peş peşe piste indiler.
Önde ki Helikopterden İlyas general indi. Omun ardından da yüksek rütbeliler. Fısıltı timinin gözünden bir damla yaş düştü.
Özlemden, heyecandan...
Çünkü bir sonra ki Helikopterden inen kişi kesinlikle Tomris Türkmenov du..
Tim diğer rütbeliler takmadan Tomrisin önünde durdu.
"Kıdemli Üsteğmen Alparslan İlkay "
"Kıdemli Üsteğmen Onur Yıldırım "
"Üsteğmen Yavuz Bingöl "
"Teğmen Bulut Alaca"
" Rahat asker!" Dedi Tomris sesini gizlemeden. General Tomrise pistin ortasını işaret etti.
Tomris elleri arkasında bir şekilde tüm karargâha bakarak konuştu.
" Binbaşı Türkmenov! Arz ederim;
Yaptığımız 3 aylık bir görevden sonra içimizde ki hainleri ortaya çıkardık ve Tim olarak rütbelerimiz yükseldi.
Herkes benim bir kadın olduğumu biliyor ama neden saklama gereği duyduğumu bilmiyor. Gerek de yok!
Şu saatten sonra karşınızda size kadının gücünü göstermiş olan bir komutan bulunuyor!
Ben Binbaşı Tomris Türkemenov..." Dediğinde tüm karargâh ona hayranlıkla bakıyordu.
Tomrisin yüzünde halâ maskesi vardı ama göğüslerinden kadın olduğu anlaşılıyordu.
Tomris başında bordo beresi ile timinin yanına gitti ve General den aldığı yıldızları taktı tek tek.
Timinin başına geçti ve ileri doğru bakarak bir adım öne çıktı.
" Binbaşı Tomris Türkmenov..."
Derken sesi bile titremedi. Onların adını kimse bilmiyordu ama şimdi herkes bilecekti. Tabi sadece karargah içindekiler.
" Kıdemli Yüzbaşı Aplarslan İlkay..."
" Kıdemli Yüzbaşı Onur Yıldırım..."
" Yüzbaşı Yavuz Bingöl "
" Üsteğmen Bulut Alaca "
Onlar, bu oyuna dahil olup da içlerinde ki halini ortaya çıkarmıştı. Bu işin içinde özlem çekseler de vatan vatandı...
Albay, General ve diğer yüksek rütbeliler toplantı odasına çıkarken Tomris ve timi de onları takip etti.
Ayyıldız ve Kamer timlerinin yanından geçerken " Yarın sabah saat 5 de hazır olun... iyi bir antrenmanı hak ettiniz " dediğinde " Emredesiniz komutanım " dedi iki tim de.
Ama şunu çok iyi biliyorlardı ki Dilsiz Komutanın antrenmanına bir Gece Timi birde Fısıltı Timi dayanabilmişti...
*** BÖLÜM SONU ***
Hain Ali 😡😡
Doğruyu söyleyin bir an Batu hain çıktı sandınız di mi?
Sizce Batu mu Alparslan mı?
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 44.29k Okunma |
2.72k Oy |
0 Takip |
35 Bölümlü Kitap |