
♠️HUZURLU KOLLAR
Genç kadın omzunun acısı ile oda da kıvranırken Nazlı ise doktor olmasına rağmen hiçbir şey yapmıyordu.
Çünkü o, Nazlının düşüncesi ile sevdiği adamı elinden almıştı ama şu anda bu savunma bir askeri ölüme terk etmesini değiştirmiyordu.
Nazlıyı hızla kenara itti Hakan
" sen ne yaptığını sanıyorsun Nazlı! Müdehale etsene!" Dedi sinirle.
" Asla! Sevdiğim adamın sevdiğini asla tedavi etmem " dedi ve hızla çıktı.
Hakan en son yaraya tampon yaptı ve Sedef yardımı ile temizleyip kurşunu çıkardı.
Fısıltı Timi kapıda özlem ve endişe ile bekliyordu.
Tahir başka bir oda da Albay ile konuşuyordu. Fısıltı Timi ne konuştuğunu anlamasa da tüm karargâh biliyordu.
Tahir <<<
O kadının asker olduğunu hiç anlamamıştım. Taa ki helikopteri fark edene kadar.
Nasıl hiç fark ettirmemişti.
Aynı benim gibi.
" Tuğrul" dedi Albay.
" buyrun Albayım."
" o kadının yüzünü ne sen gördün, ne de ben söyledim anlaştık mı?" Dediğinde anlamazca kaşlarımı çattım.
" neden " dediğinde derin bir nefes aldı.
" o, yani Tomris bir Bordo Bereli ve o...Dilsiz " dediğinde şok olmuştum.
Bunca zamandır hayran olduğum erkek sandığım aslında kadın ve Bordo Berliymiş.
" ne !?" Diye bir şaşkınlık nidası döküldü ağzımdan.
" Binbaşı sus!" Dedi panikle.
Sonra yanıma bir kadın doktor girdi. Bu kadını tanıyorum. Sanırm adı Nazlıydı. Adı gibi...
Bana son kontrolleri yaptıktan sonra odama gönderdi.
Ilk önce güzel bir duş aldım ve odama geri girip 1 senedir hasret kaldığım üniformamı giydim.
Yıldızlarımı okşadıktan sonra timimin yanına gittim.
1 senedir dinelen ama bir ejder gibi olan timimin yanına.
Bekle Fısıltı, Ejder seni yakacak...
♠️♠️♠️
" daha iyi misiniz?" Diyen adama bir bakış attı ve " bana maskemi getir" dedi. Adam ona maskesini verdi.
Tomris hızla maskesini giyerken omzuna aldırmadan kapıdan çıktı ama çıktığı gibi hemen geri girdi.
" Bana.Lütfen. Karargahın. Yarısının. Buraya. Toplandığını. Söyleme Doktor!"
" peki... söylemem " dediğinde derin bir nefes aldı Tomris ve geri çıktı.
" geçmiş olsun " dileklerinin altında, aslında Tomrisi maskesiz bekleyen bir karargahın yarısı vardı.
Tomrisin gözü timini seçtiğinde
" ula benum uşakları çiğnedinuzmi?" Diyerek dalga geçti.
O gülmüyordu ama diğerleri kahkahalara boğulmuştu.
Çünkü Tomris Onura gönderme yapmıştı.
Tomrisin timi Tomrisin yanına geldiğinde herkes görüyor falan diye hiç kafasına takmadan kollarını açtı.
Fısıltı da bu boşluğu kendileri ile doldurdu.
" hadi bahçeye çıkalım. " diyen Yavuza
" siz çıkın benim albaya verceğim gerekli belgeler var" dedi ve onları yolladı.
Alparslana da göz kırpmayı ihmal etmedi.
Albayın odasının önüne gelince kapıyı çaldı ve " gel " komutu ile içeri girdi.
" Binbaşı Türkmenov/Bakü " diyerek as duruşa geçti.
" rahat Binbaşı otur."
Dediğinde saygıdan dolayı oturmadı.
" otur evladım bu bir emirdir " dediğinde oturdu.
" bir görevi daha başarı ile tamamladın Dilsiz " dedi.
" aferin " dediğinde Tomris bunu takmadan, buraya gelirken cebine sıkıştırdığı ve eline aldığı Flash belleği ve belgeleri Albaya verdi.
" komutanım Tahir?" Diye sordu.
" he o mu? Şeyy... o da bir asker. Binbaşı " dediğinde Tomris şok geçirdi.
" bana neden söylemediniz" dedi sinirle.
" sana söyleyemezdik çünkü gizli bir görev " dedi.
Tomris de fazla üstelemeyerek ve umursamayarak onayladı ve çıktı.
Bahçeye timinin yanına çıktı.
" Akif! Bize 5 çay getir " diyerek onların yanına oturdu.
" emredersiniz komutanım " dedi o sırada oradan geçen asker.
" eee naptınız bakalım benim yokluğumda " dedi.
" valla komutanım bir Alparslan komutandan birde Onur komutandan çektik ya" diyen Yavuz yüzünü buruşturdu.
" o kadar mı kötüydü lan "diye soran Alparslan sinirlenmişti.
" ııı yani komutanım..." diyerek lafı geveleyen Yavuzun kafasına Bulut bir tane vurdu.
" ula o değulde, ben sizi çok özledum komutanum. Bir sarilalummi?" Diyen Onura sırıttı Tomris.
" gelin lan sizi zaten çok özlemiştim." Diyen Tomrise tekrar sarıldılar.
♠️♠️♠️
Genç kadın arkadaşlarıyla hasret giderirken sevdiği adam ona sıkıca sarılıyordu.
O sırada yanlarına gelen tanıdık bir sima ile kaşlarını çattı Tomris.
Ve tabii timi.
" ooo sende mi buradaydım karıcım " dediğinde Tomris sıkıntı ile bir nefes verdi. Alparslan sinirle kaşlarını çattı.
Tomris cevap vermeyince elini uzattı.
" Merhaba, ben Binbaşı Tuğrul öztürk"
Dedi Tomrise uzatılan eli Alparslan tuttu.
" Merhaba bende Yüzbaşı Alparslan İlkay " dedi.
Tim bu gergin havayla birlikte adeta boğuluyordu
" ne zamandan beri bir asker üstlerine saygısızlık yapar oldu " dedi Tuğrul alayla.
" ne zamandan beri bir üst bere rengini unuttu. " dediğinde Tuğrulun yüzü düştü ama bozmadı.
Tuğrul ve timi Komando timi olduğu için Bordo rengi bereye, rütbesi her ne olursa olsun saygı duymak zorundaydı. Bunu Tuğrul da çok iyi biliyordu ama kendine yedirememişti.
Tomris Alparslan ile Tuğrulun ayrılan ellerine baktı ve bir ohh çekti.
Sonra Tuğrulun elini sıktı.
" Binbaşı Türkmenov " dedi yalnızca.
Alparslanın gerilen bedenini hissediyordu.
" yaa... gerçek adınızı söylemeyecekmisiniz ? " dedi merakla.
" Alparslan sadece bir istisnaydı. Bizim adımızı, yüzümüzü, üstlerimizden başka kimse bilemez. Tabii 8 ay önce adımızı açıklamıştık ama unutulduğundan eminim." Dedi tomris ellerini arkasına bağlayarak.
" iznininizle timin ile içtima yapmam gerek " dedi yanımdan geçerken. Ama arkasından duyudgu ses ile durdu.
" ahh Tomris, böyle değildin sen " dediğinde Alparslanın patlama noktası oldu.
Ama Tomris hemen Alparslanı tuttu ve cevabi yapıştırdı.
" ahh Tuğrul, sende böyle grizekalı değildin." Dedi ve timi ile oradan ayrıldı.
" komutanım biz demin sadece iki şey anladık " dedi Bulut ve Yavuz devam ettirdi.
" birincisi siz bu adamla tanışıyorsunuz..." Dediğinde Onur konuştu.
" ikincisi belki kızarsınız ama bir tahmin. Siz Alparslan ile sevgili misiniz " dediğinde Alparslan Tomrise sen bilirsin bakışı attı.
" evet... her ikisi de doğru " dedi Tomris ve Tuğrul ile nasıl tanıştıklarını anlatamaya başladı.
♠️♠️♠️
" bak sen şu adama yaa nasıl da oyun yapmış " dedi Yavuz.
" aynen " diyerek ona katıldı Bulut.
" şimdi sen o adamla aynı yatakta mı yattın yoksa ben mi yanlış anladım." Dedi Alparslan gözleri seğirirken.
" uyy buralar karişur ben kaçtum. " diyerek Onur oradan tüydü.
" Bulut? Sen bana birşeyler gösterecektin kardeşim " dedi Yavuz.
" ne la? " dedi Bulut gözlerini ikiliden ayırmadan.
Yavuz Bulutu dürttü ve kaşlarını kaldırdı ama tabi ki maskeden gözükmedi.
Bulut anladı." He ya gel lan gösteriyim." Dedi ve onlar da uzaklaştı.
Tomris ellerini birbirine bağladı ve gözlerini yere dikti.
" birşey sormuştum canım?" Dedi dişlerinin arasından.
" he o mu? Bak şimdi onunla yatmak zorundaydım. Onun terörist olduğunu sanıyordum. Bana inanması gerekiyordu ama inan bana aramızda hep bir yastık veya başka birşey oluyordu.
Sırtlarımız birbine dönüktü." Dedi hızlıca
Alparslana bu yetmemiş olacak ki elini yumruk yaptı ve derin bir enfes aldı.
" Alparslan inan ki seninle uyduğum gibi huzurlu değildi. Hem ben uyumuyordum ki! Sürekli uyanıyordum. Yani toplasan bir gece de en fazla 2 saat uyumuşumdur." Dediğinde Alparslan dayanamadı ve ona sımsıkı sarıldı.
Nasıl dayansın ki?
Sevdiği kadın gurbette uyuyamamış, sürekli diken üstünde olmuş, sürekli onu düşünmüş...
" seni seviyorum kahvelerinde hayat bulduğum..."
" seni seviyorum elâlarında huzur bulduğum..."
*** BÖLÜM SONU ***
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 44.28k Okunma |
2.72k Oy |
0 Takip |
35 Bölümlü Kitap |