2. Bölüm

1.BÖLÜM EKİP

aybala günal
aybalagunal

Gözlerinden ateş fışkırıyordu Başkan’ın. Kızgındı her şeye, anlık siniriyle de eşyaların hepsini devirmişti az önce. Çaresizliği onu yakıp kavuruyordu.

Beyninde tek soru yankılanıyordu: Neden?Ülkesindeki insanlar ölüyordu. İntihar oranları kat kat artıyordu. Elindeki çay bardağını da gözü dönmüş halde fırlattı duvara. Tüm odayı birbirine katmıştı. Sadece birkaç dakikada dağılmıştı her yer. Az önce tertemiz olan odadaki eşyalar şimdi paramparçaydı. Ama Başkan’ın öfkesi geçmemişti.

Yapılan acil durum toplantılarından da sonuç çıkmamıştı.

Son üç ayda intihar oranları sürekli artıyordu. İnsanlar neye karşı gelmek istiyordu? Yolunda gitmeyen ne vardı ki?

Daha da kötüsü çıkmıştı son haftalarda. İntiharı acısız yolla yapacaklarını söyleyen dolandırıcılar, mafyalar türemişti. İşler sadece birkaç haftada karışmıştı.Bunu durdurmak istiyordu artık Başkan.

Ülkesinin geleceği olan hayatlar soluyordu. Gençler yok oluyordu. Onların ölümden korkmaları gerekirken intiharı o masum bedenlerine yakıştırıyorlardı.

Neyi yanlış yapmıştı Başkan? Bu durum nasıl engellenirdi?Meclis toplanmıştı ama karar alınamıyordu. Bu arada da yeni haberler gelmişti. Sabahtan beri sadece yaşadığı ilçede üç kişi intihar etmişti. Bu durumu engellemenin bir yolu yok muydu? Eğer bir yolu varsa neden bulamıyorlardı?

Birden çalan kapıyla irkildi. Kendisini toparladı ve kapıyı açtı. İçeri birisini almak istemiyordu. Bu yüzden kapıyı az açmıştı.

Gelen kişi milletvekillerinden biriydi.“Sayın Başkanım, toplantılar bitti ve bir öneri sunuldu. Eğer siz de onaylarsanız bir ekip kurulsun.” Dedi milletvekili.

 

Gözlerinde korku vardı çünkü Başkan hiç iyi gözükmüyordu.Gözleri bir yanardağ gibiydi, yüzü kıpkırmızıydı öfkeden. Gözlerinde şimşekler çakıyordu.

 

Başkan yüzündeki ifadenin aksine fırtına öncesi sakinliğinde “Ne ekibi bu?” dediğinde milletvekili biraz rahatlamıştı.“Şöyle ki Koruyucu Takım denilen bu ekipte ülkenin her yerinde olacak. Bu ekiptekiler Gizli Koruyucular olacak. Onlar intiharları engelleyecek.” Dedi Milletvekili.

Başkan’ın az önceki yüz ifadesinin yerini merak almıştı. Gözlerinden belliydi soracağı soru. “Haberdar derken? Nasıl haberdar olacaklar ki?” dediğinde milletvekili cesaretle “Bunun için sizinle görüşmek isteyen birisi var. Kendisi bir hacker.” Dedi.

Başkan sağ kaşını soran bir ifadeyle kaldırınca milletvekili hemen “Şey… Beyaz şapkalı hacker. Yani devlet için çalışıyor. İstihbaratın bir üyesi aynı zamanda.” Dediğinde Başkan’ın sert ifadesi tekrar yumuşamıştı.“Ne yapmak istiyor bilmiyorum ama gelsin yarın. Fikrine ihtiyacımız var.” Dedi Başkan.

 

Tam kapıyı kapatmak isterken milletvekili çekingen sesle “Ama kendisi zaten burada. Sizinle görüşmek istediği için geldi.” Dedi. Başkan kaşlarını çatarak ona baktı.Nasıl gelebilirdi?

 

Daha yarım saat önce toplantıdan çıkmış ve odasına gelmişti. Toplantıdaki yüzlerin hepsini tanıyordu Başkan. Nasıl fark etmemişti ki o kadını?

 

Karar Odası sadece milletvekillerinin girip kararlar alabildiği odaydı. Peki o hacker… Ne işi vardı orada? Kimden izin almıştı?

 

Bu soruların cevabını bulmak için milletvekili ile yürümeye başladılar.

Geniş koridorların duvarlarında tablolar olan binanın ilk katı kafe ve lokantaydı. İkinci katta milletvekilleri için odalar vardı. Bunun yanında iki yüz kişilik bir Karar Odası vardı. Burada toplantılar yapılır ve kararlar alınırdı. Üçüncü kat da aynıydı. Buradaki fark Başkan’ın odası vardı.

 

Başkan Karar Odası’na girdiğinde konuşan bir milletvekili alkışlar eşliğinde kürsüden ayrılmıştı. O sırada Başkan arkasından gelen topuklu ayakkabı sesiyle arkasına dönünce yeni simayı görmüştü.

 

Milletvekiline baktığında “İşte yanımızdan geçen kadın size anlattığım şahıs. Gerçek adı Aynur ama kendisini Umay kod adı ile tanıtıyor.” Dedi.

Başkan milletvekiline cevap vermeden kürsüye çıkan kadını incelemişti.Siyah bir deri ceket giyinmişti. Altında siyah bir badi vardı. Gözlerine pembe bir far sürmüştü. Biraz allık sürmüştü beyaz tenine. Hafif kemikli bir yüzü vardı. Ela badem gözlü ve ince dudakları vardı. Düzleştirdiği pembe saçları ona ayrı bir hava katıyordu. Topuklu süet çizmesinin içine deri pantolonu koymuştu.

Başkan merakla Umay’’ı incelerken Umay konuşmaya başladı.“Yaklaşık iki saattir burada toplanmışsınız ama yaptığınız şey birbirinizle birleşmek yerine daha çok ayrılmak oldu. Birbirinizle olan konuşmalarınızdan intihar vakalarının artmasını çok düşünmediğinizi anladım. Bununla da kalmadınız. İntihar eden kişiler hakkında bir bilginiz bile yok. Bunların yanında ben size öneriyle geldim.” Deyip tepki ölçmek sustu.

Milletvekilleri bu cesur kadına kızmışlardı. Salonda büyük bir uğultu olmuştu.Soğuk bakışlarıyla sözlerine devam etti Umay. “Önerim bu konuyla ilgilenen ek bir istihbarat ekibi kurulmasının yanında bir yapay zeka uygulaması yapılması.” Dedi kendinden emin sesle.

O daha cümlesini bitirir bitirmez bir milletvekili el kaldırmıştı.“Ne uygulaması, nasıl bir uygulama kuracağız? Halka tanıtımı nasıl yapacağız? İntihar etmek isteyenleri bir tane uygulamayla nasıl izleyeceğiz?” dediğinde Umay gülümsedi.

Bu sorulara hazırlıklıydı, uygulamayı kendisi tasarlamıştı. Bu yüzden uygulamayı biliyordu.Kafasını sağ tarafına çevirdiğinde Başkan’ı gördü ve hafifçe selamlaştılar. Yanında da en yakın arkadaşlarından biri vardı: Mert Çelik.

Konuşmaya devam etti.“Bir Koruyucu Takımı kurulabilir. Buna karşı değilim ama teknolojinin gücünden yararlanabilirsiniz. Ülkenin her yerindeki insanlarda telefonlar var. Gelen bir güncelleme ile otomatik olarak telefonlara yüklenebilir. Bu yüklenme ile birlikte her şey hazır olacak. Yapılan güncelleme uygulamayı da otomatik yükleyecek. Uygulama arka planda çalışacak. Tüm uygulamalara erişebilme özelliği sayesinde intihar edecek insanları hackerlarımıza yönlendirecek. Hackerlarımızın konumuna yakın kişilerden intihar etmek isteyenlerin adı soyadı ve konumu bildirim olarak gönderilecek. İntihar etme istekleri yüzdeler halinde gösterilecek. Bu da koruyucuların görevini yapmasını kolaylaştıracak.” Dediğinde bir kadın milletvekili elini kaldırdı.

Umay ona konuşması için izin vermişti. “Ama bu durum özel hayatın gizliliğine aykırı bir durum. Bu mahremiyet ihlali oluşturur.” Dediğinde Umay sinirlenmişti. Milletvekilleri kendi aralarında kadına hak veren bir şekilde fısıldaşmaya başladığında Umay sinirli bir şekilde “Bunu da düşündük ve yapay zekadan bu yüzden yardım almaya karar verdik. Yapay zekanın yorumlama özelliğini de bu uygulamaya kattık.” Dediğinde fısıldaşmalar kesilmişti.

Yine bir milletvekili söz istediğinde Umay göz devirmişti. “Yine de başka bir çözüm bulunamaz mı? Yapay zeka sonuçta bazı mesajları, görselleri doğru yorumlayamayabilir. İnsanların mahremiyetini neden önemseyen bir çözüm yolu bulmadınız?” diyen milletvekili Umay’ı daha da sinirlendirmişti.

“Sanırım sizler olayı anlamadınız! Burada konuşulan şey insanların hayatı! Mevzumuz insanların hayatını kurtarmak! Saçma sapan detaylara takılıyorsunuz. Burada üç saattir toplanmış bulunuyorsunuz ve yaptığınız şey birbirinizi yemek! İnsanlar ölüyor, bir şeyden rahatsızlar ve bu şey onları ölüme yaklaştırıyor! Sizse burada sadece özel hayata takmışsınız, birbirinize muhalefet olmaya çalışıyorsunuz o kadar! Yeter! Konuşma bitti!” diye bağırmıştı en sonunda Umay.Sesinde bariz bir öfke ve gizli bir özgüven vardı.

Salon bir anda sessizleşmişti. Kimseden çıt çıkmazken salonda yankılanan tek şey onun topuklularıydı. Salondan çıkmak için kapıya yöneldiğinde Başkan’ın önünde durdu ve net bir sesle “Görüşmeye uygunsanız odanıza çıkalım.” Dedi. Sesinde hala öfke vardı.Başkan onaylayan ifadeyle kapıyı açtı ve beraber yürümeye başladılar.

 

 

 

 

 

 

Her insanın bir hikayesi vardır. Bazıları iyidir ve neşe verir. Bazıları kötüdür ve hüzünlendirir. Bazılarıysa ölümün kendisidir. UMAY

Bölüm : 13.12.2024 23:09 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...