Şahzaman'ın kızlarıyla birlikte sürgün edilmesinin ardından ilkin Mahpeyker akabinde de Fatma Ferahşad ile bizim Çerkes Haseki - Mahfiruz - birer şehzade dünyaya getirmişlerdi.
Oğulları Orhan ile Selim'in vefatıyla haseki sultanlık makamından yeniden hasekiliğe düşen Mahpeyker bir temmuz ayında doğurduğu şehzadesiyle nihayet muradına ermişti. Öyle ki sultan olan bu hatuna nice nimetlerin kapısı açılmış, büyük bir mevkiye erişmişti.
Fatma ise evlat acısıyla geçen senelerin ardından yeniden anne olmanın verdiği neşe içerisindeydi. Hünkarı tarafından Hasan ismi verilen oğluyla ve dahi incisi Gevherhan'ıyla günlerini geçiriyor böyle huzur buluyordu.
Mahfiruz da her iki rakibesi denli mutlu olup o da bir kez daha analık duygusunu tatmasıyla tatlı bir asudelikteydi. Henüz lohusaydı. Yirmi gün kadar evvel Bayezid'ını doğurmuş ve bu doğumla da kocası Sultan Ahmed tarafından türlü hediyelere boğulmuştu.
Evvela altın işlemeli kaftanlar, sağlam kunduralar, elmaslarla zümrütlerle işlenmiş hotozlar vermişti karısına hünkar. Bunun yanısıra Prens Alkas da kızı adına asil ırktan atlar, sandıklar dolusu armağanlar ve dahi Çerkes topraklarından kendi soyundan gelme insanlar göndermişti. Bunlar ise hep Sultan Ahmed'in müsaadesiyle olmuştu. Hep onun rızasıyla...
...
***
" Müsaade buyurun ablacığım, elinizi öpeyim. "
Allar içindeydi Şahincan. Öyle ki gelin oluyordu o. Ablası Mahfiruz'un doğum yapması münasebetiyle Çerkes diyarından ta saraya dek gelen akrabalarının da burada olmasıyla Abaza Mehmed Paşa ile evlilikleri vuku bulmuştu. İşte şimdi de şükranlarına sunmak için yatağında kurulmuş gülümseyerek ona bakmakta olan ablasının elini öpmek adına müsaade istemişti.
" Şahincan'ım... Çok güzel olmuşsun. Tıpkı periler misali... "
" Her şey sizin sayenizde sultan ablam. Siz bana bunca lütufta bulunmasaydınız hiç buralarda olabilir miydim ben ? "
Şendi Şahincan. Ablasının misk kokulu elini öpmüş ve saygı gereği karşısında eğilmişti.
" Sen benim canımsın, kardeşimsin. Senin saadetin benim saadetimdir. Gayrı seni hep böyle mesut görmek isterim Şahincan. "
O an yatağının ayakucunda ellerini karnı hizasında birleştirerek durmakta olan nedimesi Mürgüşah'a bir kaş göz işareti yapmıştı, Mahfiruz. Evvelden anlaştıkları belliydi ki, Mürgüşah başıyla sultanını onaylayıp az ötede bir küçük sandık içinde duran yakut kolye ile küpeleri getirmiş ve Şahincan Hatun'a saygıyla uzatmıştı.
" Sana düğün hediyemdir kardeşim. Dilerim hep iyi günlerde kullanmak nasip olur. "
Gidip bir kez daha ablasına sarılmıştı, Şahincan. Akabinde de odada bulunan yoldaşları Mürgüşah ve İnci Hatunlarla helalleşip taşlıktaki eğlenceye katılmak için aşağıya inmişti.
Doğrusu hüzünlenmişti Mahfiruz Haseki. Kardeşini böylesi uğurlamak, onun gelini oluşunu görmek bir abla hassasiyetiyle onu duygusal alemde farklı bir tesir altına almıştı.
Lakin sevinmeliydi. Neticede Şahincan evlenmiş olsa bile payitahttan uzak bir yere gitmeyecekti. Öyle ki zevcisi Mehmed Paşa, Kaptanı Derya Halil Paşa'nın emri altında bulunan derya beylerinden biriydi. Hal böyle iken Şahincan sıklıkla hareme gelebilir ve dahi nasıl ki Osman'a ve Hanzade'ye dayelik ettiyse pekala Bayezid'a da bakabilirdi.
" Rabbim sen kardeşimi hanesinde mesut, bahtiyar kıl. "
O an yanıbaşında duran beşikte uyumakta olan oğluna bakmıştı, Mahfiruz Haseki. Gülümsemişti. Onun da tıpkı Osman'ı denli pek akıllı ve pek de civanmert olacağına kalpten inanmış ve kendince gururlanmıştı.
...
***
" Şu sesler ne vakit susar acep ? Çerkes'in kuyrukluları yüzünden Murad'ım uyumaz oldu. "
Mahpeyker'di bu. Kucağında vel-i nimeti olan oğlu Murad ile dairesinde bir o yana bir bu yana dönüp duruyordu. Kızları Ayşe ve Fatma Sultanlar ise ocağın başında oturmuş validelerini seyrediyor, Gülhan Kalfa da o sırada kızların saçını örüyordu.
" Ee hünkarımızın buyruğu. Çerkes diyarından gelenler için şenlik hazırlanmasını emretmişler. Bu vesileyle de Şahincan da gelin oluyormuş. "
O ana kadar sessizce yerinde oturan Ayşe Sultan'ın gözleri parlamış ve çocuksu bir heyecanla oturduğu yerden hızla ayağa kalkmıştı.
" Ben de gelin oldum, öyle değil mi validem ? "
Güçlükle yutkunmuştu Mahpeyker. Gülhan Kalfa da küçük sultanın bu sözü üzerine afallamış ve elindeki şimşir tarağı yere düşürmüştü. Öyle ki bundan bir sene kadar evvel 40.000 altın mihri bedelle Nasuh Paşa ile izdivaç eylemiş, hatta Paşa'nın konağına dahi varmıştı. Tabi bu evlilik zifafsız gerçekleşmişti. Bu sebepten de Ayşe Sultan'ın yanına nice hizmetliler tayin edilmiş fakat gerek bu küçük sultanın anasız kalmak istemeyişi gerekse de Sultan Ahmed'in en başından beridir bu evliliğe sıcak bakmaması sebebiyle Ayşe Sultan bir müddetliğine de olsa saraya getirilmişti.
" Oldun ya kızım, oldun. Gülhan Kalfa... "
" Bak aklıma kim geldi ? Gevherhan... Hani Halime'nin kızı olan... Şu Kara Davud'un zevcesi... "
" Bildim Sultanım. Bildim de şimdi nereden aklınıza geldi ? "
" Mahfiruz'a öfkesi büyüktür bilirsin. Sağ olsun Safiye Sultan da bizim Çerkes'e karşı onları epeyce doldurmuştu. Demem o ki kini çoktur sultanın. Hal böyle iken Gevherhan'ı bir gün saraya mı davet etsek derim. Padişah zevcesi olarak kendilerini ağırlamak bilmem çıldırtmaz mı Mahfiruz'u ? Malum teyzesinin de kızı... "
Kurnazdı bu Rum Kızı. Kurnaz ve de sinsi... Kime nereden nasıl yanaşacağını biliyor ve dahi daha şimdiden oğlu Murad adına tahtın önünü açmaya çalışıyordu.
Emindi Mahpeyker. Bir sabah emrindeki ağalardan birini Gevherhan Sultan'ın yanına yollayacak ve onu akşamına saraya yemeğe davet edecekti. Bunu yapacaktı. Sırf rakibesi Mahfiruz'u öfkelendirme pahasına dahi olsa yapacak ve hem böylece de yerini belirleyecekti.
...
***
Şenlik devam etmekteydi. Çerkes halklarının insanları ve dahi başta da Şahincan Hatun'un eşliğinde eğlence devam edip gitmekteydi.
Cariyelerin raksı, ikram edilen emsali görülmemiş yiyecek ve içecekler, gümüş şamdanlarda yanan kandiller... Böylesi bir cümbüşe şüphesiz hayran kalmıştı herkes.
" Allah izdivacınızı mübarek eylesin Şahincan. Tebrik ederim. "
Cariyeler arasından çıkıp gelmişti Fatma Haseki. Az ileride oturmakta olan Şahincan'ı görmüş ve ona doğru ilerlemişti. Orada bulunanlar ise hepsi birden ayağa kalmış, Fatma'ya selam durmuştu.
" Allah razı olsun sultanım. Sağ olun. "
" Bu da benden sana küçük bir armağan olsun. "
" Aman Sultanım, zahmet ettiniz."
Ucu lal taşlı altın bir kolye takmıştı, Boşnak Sultan. Akabinde de hemen gelinin yanında bulunan minderlerden birine oturmuş ve eğlenceyi izlemeye koyulmuştu.
Hakikaten de altın gibi bir kalbe sahipti şu haseki kadın. Zaten bu sebepten olacaktır ki bir tek olsun onu sevmeyen çıkmazdı sarayda. Olsa olsa bir Mahpeyker sevmez, saymazdı. Lakin o da Allah için düşünse Fatma'ya karşı tek bir kötü kelam edemezdi ya.
...
Onlar eğlenceye daladursunlar Ahmed de has odasında karısı Mahfiruz'un erkek akrabalarını ağırlamaktaydı. Onlar için koca bir sofra hazırlatmış ve o da hiç adeti olmamasına rağmen onlarla bir oturmuştu.
" Şehzadelerinizle birlikte siz yüce hünkar çok yaşayın. "
Bu adam bir zamanlar adı Hansuret olan Mahfiruz'un abisi, Janhot Mirza'ydı. Gösterişli Çerkes kıyafetleri içerisinde kaslı kollarının heybeti hemen fark ediliyor ve ayağındaki çizmeler de parıl parıl parlıyordu.
" Amin. Soyumun bereketini evvela yüce Rabbime sonra da evladım Osman'a borçluyum. Osman ki hanedanıma neşe getirmiş, zürriyetimizi de emin kılmıştır. "
O an Janhot ve Ali Mirzalar - bu iki kardeş - dönüp birbirlerine bakmışlardı. Öyle ya buraya gelmelerine sebep kız kardeşlerinin dünyaya getirdiği Şehzade Bayezid'tı. Fakat sanki bunca tantana Osman için kurulmuşcasına bir hava esmişti etrafta. Gerçi onlar buna da sevinmişlerdi elbet. Neticede Osman da Bayezid da aynı anadan, onların öz kardeşlerinden doğmamış mıydı ?
...
Her şey bir yana hakikati anlamıştı bu iki Çerkes Prensi. Demek ki eniştelerinin veliahtı, tahtının emanetçisi ve dahi en kıymetlisi Osman'dan başkası değildi. Osman... Hanedanın umudu, devletin nuru, istikbalin efendisi, gönüller şenliği Osman...
Ah...
***
🌷 Bazı kaynaklara göre Şehzade Hasan 1612, 1614, 1615 senelerinde vefat etmiştir.
🌷 Şehzade Bayezid'ın ise 1613 yılında dünyaya geldiği de söyleniyor.
Fakat internette yer alan bilgiler doğrultusunda,
1612 Aralık yahut da 1613 Aralık olduğu geçiyor. Ben 1612 Aralık'ı doğumu olarak ele aldım.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
1.34k Okunma |
132 Oy |
0 Takip |
42 Bölümlü Kitap |