12. Bölüm
Dolunay / AYNI GEZEGEN FARKLI DÜNYALAR / 12-'Saklama.'

12-"Saklama."

Dolunay
aykrateri

Yn:Bu bölümü yazarken yalnızca empati yeteneğimi kullandım,yani hiç görmediğim topraklar hakkında birşeyler yazmak zordu.

Bu yüzden "Orda şu yok! bu nasıl oldu? nasıl savaş?"vesaire olmasın diye söylüyorum,çok fazla hata olabilir bu konuda,yalnızca videolardan gördüğümüz, hissettiğimiz kadarıyla yazıyorum.

(Ve artık her bölümde karakterlerin yaşları meslekleri yazmayacak, unutan olursa ilk bölümlere bakabilir.)

Dualarınızda gazze de olsun..

...

Mona Kadan/Filistin-Rafah

1 Kasım 2023

"Mona,acilde bekle,tamam mı?Gelenlerle ilgilen,Ömer,Ömer'i yanından ayırma kızım." dedi annem endişeyle.

"Tamam anne.Sen merak etme." dedim yanımdaki Ömer'in elini tutarken.

Annem ameliyathaneye yönelince,arkamı dönüp acili kontrol ettim. Annem cerrahtı. Normal yaşantımızda da çok başarılı bir doktordu ve şimdi, hayat kurtarmak için burada olması gerekiyordu.Görevi çok daha önemliydi artık.

"Sedye,seyde getirin,yeni ambulans geldi!"

Hemşirelere yardım etmeye başladım. Burada artık sayıların,unvanların bir önemi yoktu.Yardım etsen yeterdi.

Okulumu bırakmıştım,burda kalıp anneme ve yaralı insanlara yardım etmek daha iyi hissettiriyordu.

Zaten ilk yardım eğitimi almıştım.

14 yaşıma bastığımda annem artık ilk yardım bilmem gerektiğini söylemişti. Yapmam gereken her şeyi biliyordum,18 yaşımı doldurduğumda da belge alacaktım.

Tabi,bu şartlar altında büyümek zorunda kalmasaydım.

"Mona!Yedek sedyeyi getir!" Sesiyle kendime geldim.

Burası annemin çalıştığı hastaneydi. Hemşire ve doktorların çoğu beni tanıyordu.Ben de hastanenin her yerini biliyordum.Annem sanki bunları önceden hissetmiş gibi,bana her şeyi öğretmişti.

"Ömer,burda bekle tamam mı ablacım?" dedim Ömer'in elini bırakıp.

Hızlıca yedek sedyeyelerin hepsini getirdiğimde, hemşireler ambulanstan gelen yaralıları taşımaya başladılar.

 

"Nabzı düşüyor, acil ameliyata alınması lazım!"

"Ameliyathane dolu!"

"Serum verin."

"Hastanın durumu stabil,kolu ampüte edilecek."

"Anestezist nerede?"

Hastane koridorları savaş alanına dönmüş gibiydi.

Gözümün önünden,kolu kopmuş insanlar, dağılmış kafatasları, parçalanmış yüzler geçiyordu.

Kabul ediyorum,soğukkanlı biriydim.

Fakat..

Bu görüntüler gündelik hayatımda gördüğümden çok daha fazlasıydı.

Hastaneye geldiğinizde görebileceğiniz, basit bir trafik kazası sonucu yerinden çıkan kol ya da bacak, karnı ağrıdığı için acile getirilen çocuklar,yüzünüzdeki bir yara...

Bu,o değildi.

Bu,savaşta üzerine bomba atılıp kafatası parçalanmış insanın,kafası koparılarak öldürülen bebeğin,vücudunda sadece sağlam kalan yeri bir bacağı olan bedenlerin,parçalanmaktan tanınmayan yüzlerin görüntüsüydü..

Bu kaldırabileceğimden çok daha fazlasıydı.

"Ömer,gel ablacım." dedim yutkunarak kardeşimin elini tutarken.

Daha fazla dayanamayarak gözlerini de elimle kapattım.Bu vahşeti görmesin istedim.

O daha çok küçüktü, çok masumdu.

Kendi gözlerimi de ayakkabılarının ucuna diktim.Gelip geçen sedyelerin arasında, kenarda,gözlerini kapattığım Ömer ile duruyordum.

"Saklama." Diye bir ses duydum.

"Ne?" deyip arkamı döndüğümde 45-50'li yaşlarda,belki de daha yaşlı bir teyzenin-teyze demem ne kadar doğru bilmiyorum-bana bakarak konuştuğunu gördüm.

"Bunu ondan saklama." Dedi başıyla Ömer'i işaret ederek.

"Anlayamadım."

"Kardeşinden bu görüntüleri ne kadar saklarsan sakla,bir gün bunları alışması gerekecek."

 

Yutkundum.

"Savaş ortamında doğdu,böyle bir ortamda büyüyecek,bırak görsün. Yakında saklama lüküsüne bile sahip olamayacağız."

Ömer'in gözlerini kapatan ellerim gevşemeye başladı.

"İyi bir abla olmak istiyorsan,annenin yokluğunda onu iyi yetiştir. Geleceğin Mücahidi onlar."

"Annem hayatta."

"Ama bir gün olmayabilir."

"..."

"Sen de, ben de ,kardeşin de,annende,hepimiz bir gün olmayacağız.Zamanını ancak Allah'ın bileceği bir ölüm gününe mahkumuz."

Ömer'in gözlerini kapatan ellerim artık iki yanıma düşmüştü.

"Onu alıştır.Onu şimdiden alıştır ki,artık bu onun normali olmak zorunda kaldığında zorlanmasın."

"Haklısınız." Diye bir fısıltı döküldü dudaklarımdan,sesim titremişti nedense.

"İlk kez evlerimiz bombalanmıyor, ilk kez hastanelerimiz bu kadar yoğun değil,bunu sen de biliyorsun.Geçmişten beri bu mücadeleyi veriyoruz.Kendi topraklarımızda yaşamak için, bağımsızlığımız için. Çok değil sadece yaşamak için... Ama asla pes etmeyeceğiz. Kutsal topraklarımızı terk etmeyeceğiz, bu mücadeleyi Allah için veriyoruz.Neden annen sana her şeyi öğretti sanıyorsun? Sen de kardeşine öğret.Neyin varsa anlat. Bu mücadeleye nesilden nesle devam edeceğiz. Kardeşin de gelecekte mücadele eden nesillerden olacak.Çünkü biz şehit olmak için doğduk."

Gözlerimi yerden çektiğimde teyze gitmişti.

Her şeyimi nereden biliyordu?

Bu kadar hızlı nereye gitmiş olabilirdi ki?

"Mona,acil ilk yardım gerek!"

Hemen bana seslenen hemşirelere döndüm.

Yardımım gerekiyordu.

Benim yardımım.

Galiba hemşire olma hayallerim gerçek oluyordu.

Oysa ben okulumu bitirip hemşire olmak istemiştim.

Ülkemde Savaş çıktığında değil..

...

 

 

Bölüm : 11.04.2025 00:47 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...