8. Bölüm
Dolunay / SON İKİ / 7-Kakaolu süt

7-Kakaolu süt

Dolunay
aykrateri

Bölüm 7: Kakaolu süt

"Kalkk kalkk pistt hadi ya Cerennn" sesiyle kafamı kaldırınca Melisin meraklı gözleriyle karşılaştım.

"Tövbestağfurullah kızım manyak mısın?"

"Ay ceren ne kadar süredir uyuyorsun farkında mısın?"

Kafamı sıradan kaldırıp gerinirken "Off heryerim uyuşmuş, sahi ya ne kadardır uyuyorum?" Dedim esnerken.

"Fizik dersinden beri."

"Ay abart."Deyip göz devirdim ama ses çıkmayınca Tuanaya baktım ve başını salladığını görünce "Ay yok artık ilk dersin başından beri dana gibi yatıyorum ben ve siz beni teneffüs olmuş hala uyandırmadınız?" diye sordum gözümü ovuştururken.

"Dana prensesim şuan uyumadığınıza göre ne yapmış sayılıyoruz?" dedi Melis kıpırdanarak,bir şey beklediğinden emindim.

PRENSES DANA KSJWKDJEKS sevdim bunu ya artık sana böyle mi desem ? (İç ses)

Aklından bile geçirme!

Bu bir soru değildi canım (iç ses)

Gebertirim.

"Ay doğru da Meliscim ayıp olmazsa sen hayrına kaldırmazsın beni bişey mi oldu?"

"Evet Cerenciğim maalesef ki hayrıma kaldırmadım sabahtan beri kalkmanı bekliyorum önemli bişey var."

"Heh söyle." Diyordum ki zil çaldı.

"Lan daha yeni uyandım noluyor ?"

"Off Ceren ya seni uyandırana kadar beş dakika geçti zaten.Soramadım yaa offf, neyse bi dahaki tenefüste o Aleyna cadısına göstereceğim gününü!"

"Onu bırak da ben yemek yiyyemedim yaa." Dedim üstümde uykunun verdiği mahmurlukla.

Olayların şokunu atlatamadan hoca geldiğinde "GÜNAYDINLAAARRR!" diye bir giriş yaptı.

"Gün daha aymadı hocam."

"Belli oluyor zaten Ceren bi ders boyunca uyudu." diyen Ayline şimdi ağzının payını vermek vardı da, acıktığım için "Gözünüze mi battık kusura bakma ya!" dedim sadece alayla.

"HİŞTT gençler benim dersim benim dersimdir diğer derste olanlar beni ilgilendirmiyor."

"Uff."

"Şimdi çeneler kapanıyor ve dersi dinliyoruz tamam mı?"

"Pekiii."

Kafamı sıraya yaslayamamanın acısını çekerken "Uff Tuana keşke bu derste uyyabilsem."

"O Fitnat hocanın dersine özel yalnız abisi."

"Yav baran atlama."

"Diyene bak!"

"Susun da dersi dinleyin hiç çekemem şuan sizin tartışmalarınızı."

"Ay aman Tuanacım rahatsız etmedik inşallah."

"Baran ya sus ya da gör gününü."

"Sen göstericeksen neden olmasın?"

"Baran az daha konuşursan ben çarpacam şimdi Osmanlı tokadını."

Baranın yan sıradan atladığı muhabbeti daha çok -uykumdan yeni kalktığım için- tartışmayla ben yürütüyordum,Tuana az sonra olacakları tahmin etmişti muhtemelen,bizimle konuşmayı bırakmıştı.

"BARAN?CEREN?" diyen hocanın sesiyle yerimden korkuyla doğruldum.

"Aha abisi gördün mü gene bize kaldı." dedi Baran yan sıradan kısık sesle.

"Senin yüzünden ya." dedim bende hemen,ben en son uyyordum ne ara buralara düşmüştüm?

"Kime diyorum?" diyen hocanın sesi bizi tekrar kendimize getirdi.

"Hocam dalmışız ya kusura bakmayın.." diye bir şeyler geveledim hızlıca.

İnandırıcılık (10/10)

"Nereye acaba?" diyen Aylin artık gerçekten canımı sıkmaya başlamıştı"Oy Aylin oy cidden sıktın artık." dedim bıkkınlıkla.

"Kime kullanıyorsun oyunu pıtırcık?" diyen Gökhanı duyan hoca sinirle"ÖHÖM ÖHÖM sohbet sardı galiba ha?" dedi gözümüzün içine bakarak.

"Hocam gerçekten çok özür dileriz kusura bakmayın." dedik Baranla,kurtulabileceğimizi düşünerek.

"Tahtaya gelin." diyen hocanın sesiyle yanıldığımızı anlayınca "Ya off yaa hepsi senin yüzünden Baran."dedim sıramdan kalkıp tahtaya giderken.

"Sen bağırdın abisi senin yüzünden."

"Senin."

"Hayır senin."

Tahtaya çıktığımızda "Buraya gelirken bile konuşuyorsunuz." diyen hocanın yüzüne bakmadan "Özür dileriz hocam." dedik mahcubiyetle.

Kollarımı bağlayıp yan gözle dik dik Barana bakmaya başladım, o da aynısını yaptı.

Tahtada olduğumuz için tüm sınıfın önündeydik ama çok da umrumda değildi.

Ne de olsa gerçek queenler böyledir 💅 (iç ses)

Ya da artık alıştığımız için olabilir mi iç ses?

Kadriye hoca "ŞİMDİİ ben size kaç kez demedim mi benim dersimde konuşmak yok diye?" deyince bakışlarımı yere çevirip fayanstaki çizgileri saymaya başladım,Baran da aynısını yaptı.

Azıcık özgünlük lütfen (iç ses)

"Şimdi anlatın bakalım?" sorusuna "Şeyy.." diye başlayan cümlemizi aynı anda tamamladık;

"Benim yüzümden hocam."

"Hayır ya benim yüzümden"

"Yok ilk ben başlattım."

Her zamanki gibi gelene kadar 'sen'diye kavga etsek de birbirmizi korumak için kendimizi ortaya atmıştık. Kesin gene birlikte çekeceğiz cezamızı.

"Hm?"Dedi hoca kafasını yana yatırıp sonra da "Son kez soruyorum-" diye devam ediyordu ki,"Ben hocam." Dedik gene aynı anda

"Yav benim diyorum."

"Hayır ya git benim işte suçlu."

-Anlaşıldı ikisiniz de ceza istiyorsunuz."

"Estağfurullah hocam."

"Neyse zaten yardımınız lazımdı.Şu koridorun sonundaki pano için ve muhtemelen sunum için bir kaç öğrenciye ihtiyacım vardı.Aferim aferim iyi oldu gönüllü oldunuz."Dediğinde yutkundum çünkü Kadriye hoca biraz garip biriydi,okuldaki panolardan sunumlardan düzenden çoğu şeyden sorumlu biriydi üstelik çoğu zaman cezalı öğrencilerin canını çıkarırdı.

Neyse ya el mahkum (iç ses)

Hayır abi bir günüm de olaysız geçsin.

Hocalar derste konuşmamıza çok kızmıyordu aslında ama Kadriye hoca zaten birini bulsam diye uğraştığı için..

"Pekala arkadaşlarınıza yardımcı olmak isteyen gönüllüler var mı?"

Hayır hayır...

Tuanaya bakıp kaşlarımı kaldırdım,eminim ki gelecekti ve birimiz çile çekse yeterdi.

Tabi ki her zamanki gibi Tuana beni dinlemedi ve el kaldırdı.

Ya kızım ama ya.

"Harikasın Tuana gel tahtaya sende.Evet başka?"

Herkesin gözleri pencere pervazlarında, yerdeki desenlerde ya da Emrenin geçen yıl tavana bıraktığı top izindeydi.

"Gönüllü olarak sadece bir kişi mi?Ah gençler ben 11/C'nin daha istekli olmasını beklerdim.."

Kimseden çıt çıkmayınca hoca devam etti.

"O zaman ben seçiyorum gönüllü biri."

"Ya ama hocam..."

"Bende gönüllüyüm hocam."Dedi Kuzey mecburi çünkü tüm sınıf bakışlarını onun üzerine sabitlemişti.

Baranın en yakın arkadaşı olduğu için ya o gönüllü olacak ve hoca tatmin olacaktı ya da hoca rastgele birini seçince tüm sınıf Kuzeye sövmemek için kendini zorlayacaktı.

Kurallar böyleydi kim tahtaya kalkarsa en yakın arkadaşı gönüllü oluyordu ki sınıfın kalanı boşuna yanmasın.

"Ah Erezcim harika Tuanayla tahtaya gelin, bende seni çağıracaktım zaten güzel bir takım çalışması olacak."

Yanıma doğru gelen Tuanayı hemen kenara çekip "Ya kızım manyak mısın gelme diye haraket yapıyorum sana burda ya." dedim kısık sesle.

"Olsun." dedi o da omuz silkerek.

"Gene benim yüzümden yaktın kendini."

"Bir şey olmaz."

Kadirye hoca gülümseyerek bize dönüp yahu şu ekibe bak be, mükemmel mükemmell,bilerek kursam bu kadar olurdu harikasınız bomba gibisiniz maşallah." dedi boş bir destekleme çabasıyla ama hocaya tam olarak böyle baktık 👁️👄👁️

Çünkü tahtada temsili olarak böyleydik resmen ;

Hatta iç sesim beynimin çıkartma paketlerinden bir kaçını açmıştı bile.

Şunlara bak tam siz bomba ekip (iç ses)

Durumu farkında olan sınıfta tuhaf tuhaf bakıyordu.

"Burdan bakınca pek bomba gibi durmuyorlar hocam ama?"

"Çok istiyorsan gel sende bombanın fitili ol Gökhancım patlarız güzelce."

"Kesin çocuklar neyse harika ekibim teneffüste herşeyi konuşacağız yanıma gelin tamam mı şimdii dersi kaynatmıyoruzz."

"Ya ama hocam teneffüste olmasa Cerenle acil bir işim vardı da." Dedi Melis çaresizce, artık her ne işi varsa önemli olmalıydı.

Lan ben yemek yiyecektim daha önemlisi!

"Niye meliscim benden daha acil mi şin?" diyen hocayı duyan Melis "Yok hocam.."diye yutkunarak oturudu.

Kadirye hoca sana mükemmelsin dese de sen onu bu ne biçim iş diye anılıyordun o kadar iğneleyici konuşuyordu.

Ne yapalım kader.

Sıramıza oflayarak geçtiğimizde dersimizi aldığımız için ders boyu hiç konuşmadık.

Heekes hocayı dinlediğimi sansa da ben evde üç paket noodle gömerken watpadden fırlamış hayatımın aşkını bulduğum günün ardından başlayan hayat hikayemin 3. Sezon ikinci bölümünü izliyordum.

...

Zorla dinlediğim ders sonunda bittiğinde uflayarak yerimden doğruldum.

Ama yemek yiyyemeyeceğiz.(İç ses)

Niye hatırlatıyorsun ya naciye !

Sanki keyfimden dedim açken iki kat daha sinirli oluyorsun gerçekten. (İç ses)

Doğru dedin aç kalmamam öğrencilerin akıl sağlığı için önemli.

Tövbe yarabbim ya (iç ses)

Baran yanında Kuzeyle sıramıza gelip 'Hadi gidelim." deyince kalkıp öğretmenler odasına doğru yürümeye başladık.

"Ya Baran ya niye ben diye atlıyorsun gerizekalı hoca zaten sunum için beni seçerdi!"

"Hayır yani ben başlatmışım abisi niye ortaya atlıyorsun kendini!"

Tuana ile Kuzey bizim yüzümüzden burada olmalarına rağmen bir şey demiyorlardı üstüne bizde kavga ediyorduk.

Nasıl bir yüzsüzlüktür bu (iç ses)

"Neyse Baran susalım bu iki suskunun yerine de konuştuk zaten."

"Doğru diyorsun abisi."

"Suskun değilim."

"Hmm.."

"Çok açıklayıcı oldu."

Bu sefer de Tuana Barana dönüp"Gerektiğinde konuşmayı tercih ediyorum,bu suskunluk değildir." dedir ciddiyetle.

"Hmm öyledir öyledir."

"İlla konuşmam mı gerekiyor?"

"Tamam canım bişey demedik Allah alla sen dediysen haklısındır tamam." dedi Baran başından savarcasına.

"Burdaki tek suskun sen değilsin Tuana."Dedim bende göz ucuyla kuzeye bakarak.

"Üstüme alınmam gerekiyor mu?"

"Bilmem gerekiyor mu?" dedim sinirle.

Ya burada kafası yerinde olan tek kişi bendim ya da gerçekten akıl sağlığını yitiren tek kişi bendim.

Bana ikincisi gibi geldi (iç ses)

"..."

"Uff tamam bakın zaten işimiz gücümüz yokmuş gibi başımıza yeterince iş aldık bide sizin tartışmalarınızı dinleyemeyiz şuan."

"Az önce aynı cümleyi bende sana kurmuştum Baran."

"Yoo aynı cümle değildi."

"%30 aynı kelime guruplarının birleşimi dört aynı kelime ,ifade edilmek istenen de aynı."

"Yuh ama Tuana ya."

"Neden sinirlendin?"

"Sinirlenmedim."

"Yuh"kelime anlamı olarak öfke ve hoşnutsuzluk bildirme şekli. Sinirlenildiğinde ya da şaşırıldığında istemsizce ağızdan çıkan bir ses nidası."

"Ay çüş ama."

"Bak işte "çüş " kelimesinin de iki anlamı var!birincisi yürüyen eşeği durdurmak için söylenen söz,ikinci olarak ise hakaret olarak çirkin kaba bir davranış karşısında söylenen söz. Bu durumda ben sana ne demiş oluyorum?"

"AY YOK KIZIM YOK bişey deme sen bana Allah aşkına git TDK falan ol harcanma burda."

"Ne alakası var Baran?"

"Nasıl ne alakası var resmen cümlelerimi analiz edip suyunu çıkardın."

"Ayıp oluyor ama suyunu çıkarmak ne demek?"

"Ay şimdi de onu açıklama ya hatta dur ben senin için şey yaparım ayıp olmak halk arasında nck nck nidaları ile tanımlanan utandırma eylemi."

"Olmadı 'Ayıp' töre kurallarına aykırı olan utanç verici durum ya da davranış. Bu durumda 'ayıp oldu' demek bu tanım ya da benzeri hal durum ve davranışlar demektir."

"Ben daha ağzımı açmaya korkuyorum şuan."

"Yalnız demiyim demiyim diyorum ama Kuzeyle bana diyorsunuz da siz kavga ediyorsunuz."

"Kavga değil bu abisi."

"Haklı bu arada." diyen Kuzeye daha bir sinir olmuştum,kim haklı Kuzey? Bu çocuk niye benim ismimi söylemekten kaçıyor ya?

"Eğer hoşuna gitmiyorsa önceden söyle ben bu şekilde konuşmaya çok alıştım." dedi Tuana bir anda ılımlı bir şekilde.

"Ay estağfurullah hayır ya zaten seni suskunsun diye konuşturan benim." dedi Baran mahcubiyetle.

"Başardın galiba."Diyen Tuana hafiften gülümsedi,Baran da tabi.

Ay ben şu dünya gözüyle bu ikisinin iki cihanda saadetini görmezsem gözüm açık gider bee.

Allah'tan düşünce okuma diye bir şey yok Ceren. (İç ses)

Haklısın iç ses yoksa Tuana beni önce tavana asar sonra üç parçaya ayırır üstüne de buldozerle geçerdi.

Yok bee kıyamazdı o sana.. (iç ses)

Yaa.. evett..

Ama gene de bunu duyarsa hayatım tehlikeye girebilir o yüzden aramızda kalsın iç ses.

Hay yok ben şimdi içinden fırladığım gibi herkese yayacam bu mükemmel fikri.(İç ses)

Göz devirdim.

"Geldik Ceren ama kime göz deviriyorsan artık abisi" diyen Baranın sesiyle kendime gelip "Ay pardon dalmışım." dedim.

Kapıyı çalıp içeri girdiğimizde "Oh ohhh benim canım bomba ekibim gelmişş!"Diyen Kadriye hoca gereksiz yere sesini yükseltip beste hocaya doğru baktı.

"Ya işte hocam sizin sınıfın maşallahı var hemencicik gönüllü oluyorlar." diye de devam etti nispet yapar gibi

Baran Beste hocaya dönüp "Hocam azıcık gevezelik yapmış olabiliriz." diye fısıldayınca Beste hoca gülümsedi.

Kadirye hoca biraz bozularak bize dönüp"Evet hoşgeldiniz gençler,şimdi yakın zamanda okulumuza tanıtım için gelecekler ve bunun hakkında sunum hazırlanılması,pano yapılması gerekiyor.Eğer beğenilirse bu sene yurt dışından gelecek olan öğrencilere bizim okulumuz ev sahipliği yapacak ki bu çok gurur verici bir şey." dedi hızlıca.

"Haklısınız hocam."

"Bu durumda ben hocalarınızla konuşacağım bugünkü derslere katılmayın ve sunum için hazırlık yapın bir de pano son derste bitmiş olsun."

"N-NE ?!"

"Derste konuşan ben değildim gençler bu da sizin cezanız olsun iki gün yerine bi gün verdim ayrıca pano hazırlamak kolay bir iş biliyorsunuz."

"Peki hocam flash bellek var mı ya da pano çıktıları için dosyada hazır mı herşey?" dedim heyecanla,neticede flash varsa işimiz daha kolaydı.

"Yoo"Dedi hoca sorduğum soruya gayet umursamaz Bir şekilde "Hepsini siz bulacaksınız." deyince susup kaldık.

Öylece iki büklüm gariban köpekler gibi durarken Tuana ile Kuzeyin içinden Baran ve bana sövdüğüne yemin edebilirim ama kanıtlayamam.

Valla bu halde kim olsa söverdi. (İç ses)

"Ha bu arada.." diyen hocaya umutla baktık ama "Size diğer şubelerden yardım çağırabilirim isterseniz, şimdiki dersimm hmm.. 11/E' den bi kaç kişi göndereyim isterseniz." dediğini duyunca aynı anda "Yok yok hocam hallederiz biz" dedik hemen ve Kadirye hocanın arkasında bizde öğretmenler odasından çıktık.

"Harika." dedi Baran bıkkınlıkla.

Koridora çıktığımızd "Ne yapacağız?" diye sordu Kuzey çözüm odaklı bir şekilde.

Aklım yemekte olduğudan "Önce bi karnımızı doyuralım sonrasına bakarız." diye cevapladım bende.

"Yemeği falan boşversene abisi hemen bitirelim şu işi." dedi Baran oldu bittiye getirmek istercesine.

"Hayır ya napayım midem boşken aklım çalışmıyor." diye savundum bende kendimi çaresizce.

"Sakin olun." diye araya giren Tuanaya "Bir fikrin mi var Tuana?" diye sordu Baran,sinirle mi merakla mı o kısmı tam çözemedim.

"Evet, bu tarz projelerde işe önce plan ve taslakla başlanır."

"Ee yani bizim o kadar zamanımız yok ki."

"Plan sadece konuşarak da yapılabilen bi şey Baran.Yeter ki birlikte haraket edip hızlı olalım."

"Tamam"

İlk olarak kafeteryaya inip birşeyler atıştırarak planı konuşacak sonra da hızlıca başlayacaktık.

"Böyle projelerde zaman çok önemli bi etken."

"Evet son derse kadar yetiştirmemiz lazım."

"Acaba 11/E yardım teklifini geri çevirmese miydik ?"

"Aman aman evlerden ırak, bana uzak"/ Rabbime yakın olsunlar onlara laf yetiştirmekten bir şey yapamazdık."

Kafeteryaya vardığımızda zil çaldı.Rastgele bir masaya geçtiğimizde üstümüzde görevli öğrenci rahatlığı vardı.

"Kahve alıyorum ben isteyen var mı?" diye ayaklanan Kuzeyle beraber kalkıp Ben de birşeyler alayım acıktım.İster misiniz siz de?" diyip Baran ve Tuanaya baktım.

"Sen birşeyler al kafana göre abisi,çok aç değiliz biz az bişey yeriz."

"Erez bana da bi kahve alır mısın?" diyen Tuanaya başını salladı Kuzey l.

"O zaman biz alıp gelelim hemen siz de planı konuşmaya başlayın." dediğimde tamam anlamında işaret yaptılar biz de kasaya doğru yürümeye başladık.

O içecek bölümüne yöneldi bende yiyecek bölümüne.Kendime bi tost Tuanaya kruvasan ve ortaya da biraz atıştırmalık kraker alırken Kuzey hızlıca yanıma geldi ve Tuananın kahvesini nasıl içtiğini sordu.Sade dedim,o hep sade içerdi. Hiç bir zaman anlayamamıştım o zift gibi şeyi nasıl içtiğini.

Kuzey kahveleri alıp yanıma geldi.Elinde üç karton kahve bardağı ve bir de kakolu süt vardı.

Bi saniye ya.

O da mı çok seviyor yoksa kakaolu sütü?

Ne alaka.

O zaman niye almış?

Kafamın içindeki sesleri susturup'Allah bilir Baran kızı nasıl bunaltmıştır şimdi' diye düşünerek Kuzeyle masaya yürümeye başladım hemen.

Kruvasanı Tuananaya verip krakerleri masanın ortasına koydum ve tostumu alıp sandalyeme geçtim.Kuzey de herkese kahvesini verirken makolu sütü önüme koydu.

Benim önüme.

Bi dakika ya.

Niye benim önüme koydu?

Ay yok artık.

ODUN OĞLU ODUN İNSAN Bİ BUYUR FALAN DER NCK NCK KALAS ADAM ÖYLECE ÖNÜNE Mİ KOYULUR KIZIN (iç ses)

Bi sakin ol da durumu anlayalım.

Kuzeye doğru anlamamışgibi baktım. Gözlerime baktığına emindim ama ben bakamıyordum.

"Sana aldım."Dedi kısa bir şekilde.

Sana aldım.

Bana mı aldın?

Sana almış işte çocuk

Ay nasıl ya.

Niye acaba?

Bi susun da anlayalım (iç ses)

Helal sana aslanım bi sustur şunları da halledeyim.

Onlar sussun çünkü ben konuşacağım ana iç ses benim bi kere, orjinalim ben, has iç sesim, doğal organik.(İç ses)

Konu dağılmadan hemen Kuzeye dönüp"Kakolu süt istediğimi nerden bildin?" diye sordum şaşırmış bir şekilde.

Ben ona söylememiştim ki.

Omuz silkti ve yerine otururken"Genelde kakaolu süt içiyorsun."Dedi monoton bir sesle.

Nerden biliyordu ki.

Gerizekalı aynı sınıftasınız ya.(İç ses)

Donup kaldığımı anlamış olacak ki elindeki kahve bardağıyla oyalanırken devam etti;

"Yani herkes kahve isterken bir şey demeyince kakolu süt istersin diye düşündüm."

Yaa.

"Ama eğer istemiyorsan kahve alıp geleyim sana da sormadım böyle şey oldu kusura bakma."

Al sana salak konuşmadın çocuk yanlış anladı (iç ses)

KONUŞ ÇABUK! (İç ses)

İç sesim zorbalayınca bi an konuşamadım ve ağzımdan "Şey.. yok yani şeyden..."gibi anlamsız şeyler çıktı.

Kuzey hemen ayağa kalkıp "Gerçekten kusura bakma sormadım sana da hemen kahve alıp geliyorum." dedi hızlıca

"HAYIR OTUR!"dedim bir anda telaşla.

"Yani şey otur lütfen, bende kakaolu süt alacaktım zaten, teşekkür ederim." diye devam ettim hemen durumu kurtarmak için.

Kuzey rahatlayarak yerine otururken Baran sırıtarak bize bakıyordu.

Tam ağzını açacakken ayağımla bacağına vurdum."Ashh napıyorsun kızım ya." diye fısıldayınca "kapa çeneni" diye fısıldadım gülümseyerek.

Hemen tostumdan bir ısırık aldım ve "Ee nerden başlıyoruz? " dedim.

Konuyu dağıtma çabaların şaka mı?(İç ses)

Konu zaten pano görevi iç ses.

"Öncelikle çıkaracağımız çıktıları ayarlamamız lazım." diye ciddi bir giriş yaptı Tuana.

"Ne çıkaracağız ki ?" dedi Baran elini saçına geçirirken,konudan oldukça bağımsız görünüyordu.

"Yani eğer okulla alakalı ise yaptığımız etkinlikle geziler turnavalar aldığımız ödüller falan dimi?" dedim bende hemen.

"Aynen öyle,hatta dergi gibi olsa iyi olur birisi yazı eklesin." dedi Tuana,kahvesi tamamen soğumaya yüz tutmuş gibiydi.

Okulumuzun dergisi ve dergi ekibi yoktu.Aslında bi ara vardı ama sonra iki şube arasındaki kavgada birinin kafası yarıldığı ve suç aleti olarak (şüpheli) kullanıldığı için müdürümüz de bunu dergi onurunu yıktığını söyleyip tribal enfeksyonal bir şekilde dergi kulübünü kapattı.

"Ceren yazıları sen eklersin." dedi Baran, herşeyi neden bize kitliyordu bu?

"Ne?Ben ne alaka ya gözünüzü seviyim." dedim hemen sitemle.

"Kitap yazmıyor muydun sen?"Diyen Kuzeye baktım, ne alaka abi şuan?

"Yazıyorum da ne alakası var?"

"Hepimiz senin yazım dilinin güzel olduğunu ve birçok hikaye yarışmasında ödül aldığını biliyoruz.Bunda bir şey yok zaten altı üstü okulumuz şunu yaptı bunu yaptı falan yazıcaksın." Dedi Kuzey ciddiyetle.

"Eyvallah da.."

"Ne abisi ne çocuk mis gibi dedi işte."

"Neyse tamam ya." dedim kafamı çevirerek,şimdi Tuananın fark etmeyeceğini bilsem hemen gözümü pörtlete pörtlete Barana bakardım.

Önüme döndüğümde boştaki sandalyeyi birinin çektiğini gördüm.

Gökhandı bu.

"Oo gençler hayırdır ödev ayağına kafeteryada keyif mi yapıyorsunuz?"

"Asıl sana hayırdır Gökhan?Ders saatine ne işin var burda?Yakalanırsan olay ben diyim." dedi Baran keyifle.

"Bir şey olmazz lavaboya geçerken uğradım işte gidicem şimdi."

"Sanki Bakkala ekmek almaya giderken uğruyor hey Allahım ya."

"Neyse neyse."

"Hadi git de dersini kaçırma."Dedi gülerek Baran.

"Ay yokk."Diyen Gökhan nispet yapar gibi devam etti,"Serkan hocamızın işi varmış da iki ders boşş sanırım bedene çıkacağız.."

Ofladığımızı gören Gökhan daha bir keyiflendi.

Hep biz yokken olur böyle şeyler ya!

"Neyse haklısınız kaçırmıyım şimdi boş dersi hadi Allah'a emanett!" diye kinayeli cümlesini bitirip gülerek masadan kalktı Gökhan.

"Defol Gökhan." diyip Gökhan gidince biz de ayaklandık.

"Zaten daha sunum da var."

"En azından o bugün değil."

"Onu da yarın konuşuruz ya da hafta sonu buluşuruz artık ne yapalım."

"Bi gün derste konuşmayın ya bi gün."

"Ya oğlum hocanın da görevli seçesi varmış biz napalım dimi abisi?"

"Harbi ya kadın zaten konuşalım diye bekliyormuş."

"Şimdi öğretmenler odasına gidiyoruz sonra oradaki fotoğraflar alıyoruz yazıları Ceren yazacak zaten eksik fotoğrafları öğrencilerden tamamlayalım."

"Tamam."

Böylece görev dağılımını yapıp öğretmenler odasına girince görevli olduğumuzu ne yapacağımızı falan açıkladık sonra da dördümüz oturuduk bilgisayarın başına okulun hesabını stalklamaya başladık.

Evet evet tam olarak bunu yaptık.

Bize verilen flash çok karışık olunca okulun hesabına inmeye karar verdik.

"Gel gel geçen seneye gel." dedim hemen elimle işaret ederek

Bilgisayarın başında Tuana vardı Baran da pek dışarıda sayılmazdı, Kuzeyle ben sağdan soldan ekranı görmeye çalışıyorduk.

Bizim dokuzuncu sınıf olduğumuz dönemden itibaren yapılan etkinlikleri koyacaktık ama bi anda dedikodu yapmayan başladık.

"Aaa bu şey değil mi ya biz dokuzuncu sınıftayken hoca taklidi yapan abi, inanmıştık birde."

"Gerçekten ya sonra okuldaki başka bi olaydan disiplinlik olmuştu ya."

"Sabrinin kafasına sıra fırlatmıştı diye hatırlıyorum ben."

"Vay bee zaman ne çabuk geçiyor."

Bence şunu alalım dedim elimle ekrandaki postlardan birini gösterek, iki yıl önce yapılmış bi kermes etkinliğiydi.

"Hemen alıyorum bunu,yandaki bilgisayardan yazısını yaz hemen abisi,bu arada siz niye ayaktasınız Kuzeyle? Sizde yazıları halledin, burdan buldukça yapalım."

Barana ters ters bakıp hemen yandaki bilgisayarın başına geçtim Kuzey de yanıma geldi.

"Ne yazıyım şimdi?"

"Ben ne bileyim kızım yazar olan sensin."

Yazar.

Gerçekten yazar olduğum günler gelir miydi bee..

"Tamam o zaman başlıyorum.Yukarıdaki resimde görmüş olduğunuz etkinlik... tarihinde okulumuzca düzenlenmiş olan.."

"Yok ya olmadı böyle, ilkokuldaki sosyal kitabı gibi oldu.Yukarıdaki falan demeyelim."

Haklı olduğu için karşı çıkamayıp,ikinci seçeneği denedim.

"Tamam o zaman deneme iki; Okulumuzun .... Tarihinde düzenlenen kermesi, öğrenciler tarafından desteklenerek velilerden büyük beğeni topladı.Kermes ücreti yakacak odunu bulunmayan evlere yardım olarak gönderildi "İyilik paylaştıkça çoğalır" Projesi kapsamında düzenlenen kermes,yıl boyunca düzenli olarak okulumuzun sosyal faaliyetler kulübünün yardımı ile devam etmekte."

"Oldu bu,mükemmel oldu hatta."

"Eyvallah, bu arada bu kermes bu sene olmadı sanırım.,

"Olucak abisi önümüzdeki haftalara ertelendi sadece hatta orası için de gönüllü aranıyor."Dedi baran yan masadan atlayıp böylece tekrar hep birlikte fotoğraf seçmeye başladık.

"Bu çocuk gittiğinde çok üzülmüştüm."Dedi Tuana geçen yılın mevzunlarından tam puan alan abiyi göstererek,Baran hemen "Niye üzüldün ki hem çocuk ne, abi de abi geçen yılın mevzunu onlar." karşı çıktı.

"Okuldaki zeki nadir insanlardan biriydi...Sende iki yaş büyüksün farkında mısın Baran? İstersen sana da abi diyebilirim."

"SAKIN!"

"Ne bağırıyorsun oğlum kulağımın dibinde?"Diyen Kuzey kesinlikle haklıydı.

"Yani şey,abi demene gerek yok zaten yani iki yılcık nedir ki dimi ya ne gerek var abi demene." dedi Baran çaresizce.

Yüzümdeki gülümsemeyi atamıyordum.

"Tamam Baran demem."

"Abisi ne sırıtıyorsun ya, hadi boş durma da şu senin aldığın il geneli ödülün yazısını yaz."

"Onu da mı koyacağız?"

"Evet bak bu resimleri koyalım diyorum."Dedi eliyle bilgisayardaki fotoğrafımı göstererek.

"Yok ya Baran bunu koyma."

"Niye güzel bu."

"Yok ya kesin Arzu hoca çekti bunu, ifşalamış kadın resmen beni başka yok mu kötü çıkmışım bunda"

"Gayet güzel bence."

"Tamam abisi bu daha iyi bunu koyyoruz tamam mı?"

"Peki."

"Bir dakika ya bu şimdi panoya mı asılacak?"

Yok tavana Kuzey mal mısın ? (İç ses)

Ağzını bozmamayı ne zaman öğreneceksin iç ses?

Diyene bak hele (iç ses)

Ben gayet ahlaklı biriyim yalnız naciyecim.

"Evet panoya asılacak." dedi Baran sakince

"Pardon Erez? İl genelinde ikinci olup ilçede iki kez birinci olan ve okuldaki daha bir çok hikaye ödülü alan Cerenin fotoğrafının asılması gayet normal. Senin zoruna mı gitti?" dedi Tuana sitemle.

Aslanım ya bu kız benim canım yaa.

"Sadece sordum yanlış anladını-"

"Tamam gençler bi sakin Allah alla ya.Koçum sanki ben çok mu isterim kardeşimin fotoğrafının okul panosuna asılmasını ? Ama abartma sen de." dedi Baran olayı toparlamak için.

Kardeşim mi ?

Yerim seni çocuk.

Abim be abimm.

Baran tek çocuktu ve kardeşi yoktu.

Benim de hiç abim yoktu.

O günden sonra o benim abim oldu ben onun kız kardeşi.

Zaten o gün bana abilikten fazlasını yapmıştı.

Beni o kurtarmıştı..

"Gel Kuzey." diyip o anki mutlulukla böyle laps diye Kuzeyi çağırdım.Allahtan bozuntuya vermedi de hemen yazıyı yazmaya geçtik.

"Yanlış anlamanı istemem şaşırdım sadece yoksa o panoya asılmak senin en doğal hakkın."

"Teşekkür ederim, merak etme ben takılmadım zaten."

"Teşekkür etme."

"He?"

"Yok bir şey."

"Şey bu benim ödül ya sen yazsan olur mu?"

Yoksa kendimi över gibi yazı yazmam gerekecekti.

"Emin misin ben pek anlamam böyle şeylerden."

"Olsun."

...

Bu şekilde yaklaşık bir saat boyunca okulumuzun katıldığı etkinlikler yarışmalar turnuvalar geziler ve alınan ödüllerle alakalı resimleri çıkartıp yazıları yazdık.

Ben ne anlarım diyen Kuzey bile döktürdü valla.

O kadar derine indik ki okulumuzu mükemmel tanıtacağımızdan eminim

Hatta bi ara biz bile bu okulda mı okuyoruz diye sorguladık o kadar.

Öğlen zilinin çaldığını duyunca son çıktıları da çıkartan Baran bize dönüp"Bu da tamamm, sonuncu çıktı da bitti.Gençler bir mola mı versek ? Bundan sonrası panoya eklemek zaten, öğleden sonra hallederiz." dedi kağıtları alırken.

"Vericez zaten.Vermeliyiz yani. Yemek herşeyden önce gelir." dedim açlıkla.

"Bende acıktım gidelim hadi."

Çıktıları ve panoyu ayarlayıp yemekhaneye geçtiğimizde hemen yemeklerimizi alıp masaya oturduk. Tuana ile ben yan yana oturduk Baran ve Kuzey de karşımıza geçti.

Elindeki ayranı sallayarak yerine oturan Baran "Çabuk yiyyin hadi, bi an önce bitirmek istiyorum şu işi,zaten daha sunum var off." dedi bıkkınlıkla.

"Ay Baran valla hiç senin için hızlı yiyyemem hem ne demiş Hayri 'Yemek yemek bir sanattır ve bu sanatı doğru icra etmek gerekir." dedim iştahla tabağıma bakaren.

Kafasını yemeğinden kaldıran Kuzey "Hayri kim?" deyince şaşırdım.

Bu çocuk hiç mi çizgi film izlemedi ?

Baran ona doğru gülerek fısıldadı;

"Rafadan tayfadaki gerizekalı."

"Haaa."

"İzledin mi?"

"Birkaç kez görmüştüm."

"Benim favori çizgi filmimdi."

Çok ilginç değil mi Ceren? Nasıl hiç izlememiş ki.(İç ses)

Sanırım bizden oldukça farklı bir yetiştirme tarzı var iç ses.

Mutlulukla yemeğimi yemeye devam ettim.Yemek yemek mükemmel bişey ya.

Tabağıma patateslerini koyan Tuana ağızındaki lokmayı yutarak sessizliği bozmak adına "Muhtemelen Kadriye hoca sunum için Ceren'i seçer." dedi ciddiyetle.

"Abi ben ne alaka gene yaa?" dedim kafamı tabağımdan kaldırıp.

"E abisi geçen sene Nil mevlidi nebevide hasta olduğu için gelmediğinde sen okumuştun ya şeyi, Kadriye hoca da çok beğenmişti diksiyonunu." Dedi Baran yemeğini kaşıklarken

"İyi de ben onu sırf mevlidi nebevî diye istemiştim ayrıca Peygamber efendimiz (s.a.v.) bahsediyor diye öyle duygulu okumuştum, yoksa diksyon falan benle alakası yok yani."

Yalan da değildi hani,o gün Kadriye hocanın zoruyla çıkmıştım zaten.

"O yüzden mi din hocası senin konuşmanı Amr bin As' a benzetiyordu Ceren?" diyen Tuanaya utanarak "Ya Tuana.." diyebildim.

Napayım abi beni yüzüme karşı övmeyin aşırı utanıyorum..

"Neyse zaten biz belirlemiyoruz bunu, artık Kadirye hanım ne isterse."

"Valla hanım manım deme çıkar şimdi he."

"Yediyseniz kalkalım mı?" diyen Kuzeyin sesiyle hepimiz ayaklandık ve tabaklarımızı bulaşıkhaneye bırakıp çıktık.

Kuzey ile baran önden gidiyorlardı, biz Tuana ile onların arkasından giderken"Melis sabah bir şey soracaktı, hayret hiç gelmedi." dedim Tuanaya.

"Sabahtan beri öğretmenler odasındayız muhtemelen o yüzden bayağı beklemiştir."

"Ne soracak bu arada?"

"Ya bunlar Aleyna ile iddiaya girmişler okulda anket yapıyorlar,ideal tipin hakkında, saçma sapan bir şey."

"O nasıl oluyor ya?"

"Ya Melis bir tanesi daha ağır basar demiş,Aleyna hayır benim dediğim daha ağır basar demiş, sonuç olarak sevdiğin biri olsa diye başlayan sorular soruyorlar.İşte ne yapsa mutlu olursun, kapına balonlarla gelse mi yoksa hediye alsa mı falan."

"Ay Allah aşkına ben gram ilgilenmiyorum ki böyle şeylerle, ayrıca niye kapıma balonlarla gelsin bi kuru dal parçası bile verse, seviyorsa ne önemi var."

"İşte, Melis bu bilirsin.Aleyna ile karşı karşıya gelince aklı gidiyor." dedi Tuana Baranlara yetişip panonun önüne geldiğimizde.

"Kızlar, pano için iğne yokmuş ben İlhami abiden alıp geliyorum, siz de çıktıları alıp panodaki eski kağıtları çıkarın." diyen Barana kafamızı sallayıp panodaki çölyak hastalığı ile ilgili olan resim ve yazıları sökmeye başladık.Baran da iğneler ile geldiğinde zil çalmıştı, herkes dersteydi.

"Tenffüs zili çalmadan bitirelim de bir sürü merakı göz görmeyelim lütfen,zaten en ücra panoyu seçtik."

"Teessüf ederim ama ya ücra değil en güzel panoyu seçtik."

"Siz 11/E 'den yardım gelmediğine şükredin."

"Harbi ya hoca yollamadı Allah'tan."

"Aman aman ağzınızı hayra açın ya."

Pano epey büyüktü bütün yazıları sökmemiz bile bayağı zaman almıştı.

Baran yanımıza gelip elimize bir sürü kağıt tutuşturup"Bakın şimdi sağ alta Cereni,geçen yılki geziyi ve Çağlarla Kenanın santraç maçını koyyoruz.Sol tarafa son hafta şenliği, Trabzon gezisi ve resim yarışmasını, şunları da en alta ekleriz." diye bize pano düzenini anlattı.

Baran her şeyi anlatıp bizi görevlendirdiğinde herkes sessizce işine döndü.

O değilde Baran lider gibi bir şey oldu he.(İç ses)

Şanslı köpek ya.

"İğne verir misin?"

Sağa dönünce bana iğne soran kuzeyi gördüm.

Abi biz ne ara aynı yere takmaya başladık diye düşünürken panonun diğer tarafında beraber üst yazıyı asmaya çalışan Baran ile Tuanayı gördüm.

Neyse çifte kumrularım benim sizin için değer be..

Yalnız gene kendi kendine gelin güvey oluyorsun (iç ses)

Kapat bence bu konuyu Tuana hiç hoşlanmayacak.(İç ses)

"Duyyor musun?"

"Ay Kuzey özür dilerim ya dalmışım."

"Özür dilemene gerek yok."

"Ne?"

"Yok bir şey,iğne verir misin?Arkandaki sandalyeden, bi tane yeter."

"Ha tabi hemen."

Of ama ya off.

Bu tarz şeyler vermekten nefret ediyorum çünkü bazen insanları ayı gibi davranıyorlar.

Mesela sen bardağın altını tutuyorsan o üstünden alsın.Sen üstünü tutuyorsan da o altından alsın.

Azıcık düşünceli olun be dağ ayıları.

Hele o üç harfli marketlerdeki abiler, utanmasa parayı avucuma sokacak.Hayır yani koy işte oraya ben oradan alırım, ne elime veriyosun.

Nck nck (iç ses)

Korkarak ve iğneyi en ucundan tutarak Kuzeye uzattığımda o kadar zarif ve dikkatlice aldı ki elimden iğneyi,hassasiyetime dikkat etmesi beni çok mutlu ederken zil çaldı.

"Ahan ya off.."

"Hemen karamsara bağlama Baran."

"Nasıl bağlamıyım Tuana gelecekler işte."

Bize doğru yürüyen Evreni gören Kuzey başlıyoruz diye mırıldandı.

Evren 👀

Ben bildim bileli Evreni hiç sevmezdi.

Ama niyekine (İç ses)

Sence nerden bilebilirim ?

Canım lafın gelişi sordum.(İç ses)

"Ooo gençler kolay gelsinn!"Dedi Evren içinde hafif kinaye sezdiğim ses tonuyla.

Sezgilerim güçlüdür.

Tabi.(İç ses)

"Kadriye hoca beni yardım için gönderdi." dediğinde kocaman bir sessizlik oldu.

"İyi gel şunu kenara as o zaman bizde biraz dinlenelim."Diyen Baran kenara çekildi ve "Ben kantine iniyorum bişey istiyor musunuz?"Diye sordu.

"Bana bir su alır mısın Baran?"

"Tamamdır Tuanaa."

"Baran bana da kakaolu süt alırsan sevinirim."dediğimde "Onu biliyoruz zaten abisii."Dedi gülerek.

Bilirdi.

Beni tanıyan herkes bilmezdi kakaolu süt sevdiğimi, hatta sorsanız annem bile bilmezdi.

Tuana ve Baran gibi beni yakından tanıyan insanlar bilirdi, Emre ile de çocuktan tanıştığımız için o zamandan kakaolu süt sevdamı biliyordu.Ama bunların dışında sık sık kakaolu süt içmem dışında kimse benim için önemini bilmezdi.

"Kakolu süt ne alaka?"diyen Evreni herkes duymamazlıktan geldi.

Aslında normalde sevmediğimiz biri değildi üstelik 11/B' dendi yani kavgalı falan da değildik.

Ama şuan çok gergindik ondan sanırım.

Sabahtan beri pano yapıyosunuz (iç ses)

Baran kantine gidince Tuana da lavaboya gittiğinde ben sağ kısma son dokunuşları yaparken Evren yanıma geldi ve elindeki kağıdı uzatıp "Bunu koymayı unutmuşsunuz." dedi.

"Aa sahiden, teşekkürler." deyip elindeki kağıdı aldım ve iğneledim.

"Bu arada nasılsın?"

"İyyim sen?"Dedim panodaki her yer sağlam mı diye kontrol ederken.

Kuzey de sol tarafa bakıyordu ama bizimle hiç konuşmuyordu.

"İyi bende.Diğer tarafta geçen yıl aldığın ödülün fotoğrafını gördüm.Helal olsun valla kız."

"Eyvallah.İğne kutusunu uzatır mısın?"

Kutudan aldığım bi kaç iğne ile kalkan yazıları sabitledim.

Off Tuana ya nerdesin? Kaldım burada birinin varlığı şüpheli iki erkekle diye düşünürken Melis imdadıma yetişti.

Nefes nefese yanımıza geldi ve uzatmadan "Valla Ceren, Aleyna bekliyor hemen gideceğim." diyip sorulara geçti.

"Tamam be kızım sor da rahatla artık."

"Şimdi gelecekteki sevgilin."

"Sevgili yapmayı düşünmüyorum."

"Tamam eşin."

"Evlenmeyi de düşünmüyorum."

"Yav Ceren uff tamam senin aşık olacağın -öyle biri var mı şüpheli - adam hakkında bi kaç sorum var."

"Ay tamam hadi sor zaten parmaklarım sızlıyor iğne batırmaktan."

"Kıyamam ya Ceren kuşuma.Neyse bak şimdi sence Big boy mu İstanbul beyefendisi mi yoksa Star boy mu ?"

"Ya Melis ne saçma ergence sorular bunlar?"

"Ama Ceren lütfen.. Benim için.."

"Uff tamam...Hmm eee şey bence Star boy, çünkü ikisinin de ortalaması gibi güçlü mütevazı ve nazik."

"Yaa Ceren ama ya!"

"Ne?"

"Big boy demen lazımdı yaa ben en çok onu dedim."

"Napayım Melis ya hem Big boylar çok gıcık oluyorlar kendini bişey sanan kasıntı havalı ergenler gibi azıcık mütevazılık ya lütfen."

"Ya off neyse tamam soruyorum bu son olsun bari, senin cevaplardan hayır gelmeyecek gibi."

"Ya meliss!"

"Tamam tamam.Gelecekteki seveceğin adam ne yapsa mutlu olursun ?"

"Nasıl yani?"

"Mesela kimisi ev alırsa dedi kimi bana konserde evlenme teklifi ederse falan dedi."

"Yuh ya.Kızım bunlar hep maddi.Eğer birini seviyorsan onun yaptığı herşeyden mutlu olursun, ne bileyim sporcuysa maçına çağırması, aşçıysa bi gün yemek yapması gibi.Hoşuma gideceğini bildiği küçük detayları hatırlaması,ıhlamur kaynatması ya da hastayken çorba yapması yeter."

"Ay yok artık ama Ceren, sende çok düşük düşünüyorsun ya."

"Niye ki Melis, birinin sana hastayken çorba yapması ne kadar önemli bişey biliyor musun?"

Melisin tam "Tamam da Ceren sana her hastayken çorba yapanla evlenecek misin?"Dediği anda Evren ile göz göze geldik.

Sanırım gastronomi okumayı düşünüyordu..

Ve aşçılığa ilgisi vardı...

Ben de gerizekalı gibi bunu söyledikten sonra onunla göz göze gelmiştim.

Hemen gözlerimi çekip Melise döndüm ve "Paşam benim cevap bu, ben küçük şeylerle mutlu olabilen bi insanım, eğer olurda bir gün birilerini sevebilirsem işte o zaman zaten sevdiğim adamın yaptığı herşey hoşuma gider anladın mı? Bakışı duruşu gülüşü bile..."

"Valla bilmesem aşıksın sanıcam hee, bende gelmişim ne diyorum ya yazar kıza."

"Yaa Meliss.." dedim sırıtarak, bugün ne çok yazar denmişti bana..

Sadece iki kez yalnız. (iç ses)

"Neyse ben gideyim zil çalar zaten teşekkür ederim Ceren kuşumm."

"Bişey değil Melismisimm."

Melis gittiğinde zil çaldı ve Baran elinde kakaolu süt yanında Tuana ile geldi.

"İkiniz de mi kantine gittiniz?"Diyen Kuzey, Evren geldiğinden beri ilk kez konuşmuştu,sadece sessizce panoyu yapmış,bize hiç bakmamıştı bile.

"Yok ya o lavabodan dönerken merdivende karşılaştık." dedi Tuana hemen.

"İyi, bizim işimiz de bitti zaten." Dedim bende gururla.

"Bakayım" diyen Baran beğenmiş olacak ki Kuzeyin sırtına vurdu."Eline sağlık aslanım mis gibi olmuş."Sonra Evrenle tokalaştı ve "Senden de Allah razı olsun Evren yardım ettin bize " dedi.

Panomuz gerçekten mükemmel olmuştu.

Baran hepimizi tebrik etti.

Aynı anda geri adımlar atarak panoya baktığımızda arkamdan gelen ses Evrene aitti;

"Gerçekten güzel olmuş dimi?"

Sızlayan parmaklarımın acısını umursamadan "Gerçekten de öyle..." dedim.

....

Selamün aleykümm <3

Yeni karakterimiz Evren hakkında ne düşünüyorsunuz?

Peki pano ekibi?

 

 

Bölüm : 08.01.2025 00:18 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...